..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Zaman dostluğu güçlendirir, aşkı zayıflatır. -La Bruyere
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > İlişkiler > Aysel AKSÜMER




9 Haziran 2011
Sözcüklerin Sihirli Gücü  
Aysel AKSÜMER
Dudakların gerisindeki saklı kent gibidir sözcükler. Tek heceden tutun çok heceye kadar ne çok anlam yükler yapısına. Her biri dilde veya kâğıtta can bulmadıkça ölü gibidir. Yaşatmak, insanoğlunun dilinde veya kalem tutan elindedir.


:AFFD:
Dudakların gerisindeki saklı kent gibidir sözcükler. Tek heceden tutun çok heceye kadar ne çok anlam yükler yapısına. Her biri dilde veya kâğıtta can bulmadıkça ölü gibidir. Yaşatmak, insanoğlunun dilinde veya kalem tutan elindedir.

Düşüncelerin kapısının nereden açılacağını herkes çok iyi bilir ama bazen bir harf boşluğu kadar bile kıpırdamaz dudaklar. O zaman, çaresizce gözlerden medet umarsınız. Yalvarırsınız kirpiklere “ne olur perdelerini örtme” diye. Çünkü; bilirsiniz ki “sözsüzlük en derin sessizliği doğurur”.

Sözcükleri kendi aralarında sınıflandıran dil bilginleri, sosyal statülerine göre de bir ayrım yapmışlar mıdır sizce? Mesela antisosyal sözcükler, dışa kapalı ama içe her yönden dönük olanlar ya da zengin veya fukara sözcükler gibi.

Kimi sözcüklerini dağıtmada bonkör değildir. Sürekli bir temkinlilik halindedir. Kimi de sözcük fabrikatörü gibidir. Doğru, yanlış çocukluğundan itibaren kazandığı her sözcüğü har vurup harman savurur.

Bazı sözcükler; yalnızlığı seçer. Sahne önünden ziyade sahne arkasında olmayı tercih eder. Dökülüp saçılmayı istemez. Kırılmaktan korkar, anlaşılamamaktan çekinir. Serseri kurşunlar gibi hedefi olmadan sağa sola saplanmak istemezler. Rüzgârın estiği yönde uçuşan polenler gibi değil de mevsimi ve zamanı gelmeden asla yapraklarını açmayan ve o mis gibi kokusu vermeyen gül ağacı gibi olmaktır arzusu. Yerinde, zamanında ve değecek sözcükler için hamlesi yapacaktır.

Şifalı bitkiler kitaplarının sayfalarından derdine çare arayanlar gibi sözcüklerden de yardım umarız. Öyle sözcükler vardır ki yarayı kökten temizler, şifa dağıtırlar. Sanki sihirlidirler. Bir bakarsınız düşenin elinden tutar kaldırır, bir bakarsınız tökezletir düşürür.

Kimi zaman da; çocukken saklanılan bir dolap, sığınılan bir koltuk arkası, ya da kalın kabuklarının içine saklanan ceviz gibidir sözcüklerimiz. Kimse ulaşamasın, yerinde öylece kalsın, kulaktan kulağa yol alırken özü asla değişmesin, kimsecikler farklı anlamlar yüklemesin isteriz.

Sözcük avcısı insanlar vardır bir de. Daha ağızdan çıkan kelimelerin cümleye dönüşmesine fırsat vermeden nişan alırlar. Vurulur kelimeleriniz. Avcı, bir kişiyi daha susturmanın verdiği mutluluk içerisindedir.

Çamura bulanmış, yalan yanlışlarla beslenmiş, harf sayısı çok ama içi bomboş sözcükler yerine kanası suyu içilen pınarlar gibi olmalı sözcükler. Ruhu temizlemeli, gururu okşamalı, güç vermeli, sevgi, saygı ve şefkat göstermeli.
Sözcükleri giydiren ya da soyan yine sahipleridir. İnsanlar kelimeleriyle büyür, yine onlarla da küçülürler. Sözcükler, karanlığı aydınlatmalı, yüreği ferahlatmalı, ruhu güneş gibi ısıtıp, güzellikler sunmalı.

Fletcher Knebel “Kelimeler, fikirleri asmaya yarayan çengellerdir” diyerek öyle güzel anlatmış ki ben de son söz olarak diyorum ki ne mutlu düşünebilene, ne mutlu fikirlerini beyan edebilene, kelimeleriniz güzelliklere ve mutluluklara kucak açsın.

Sevgilerimle.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Teşekkürler Mehmet Ali Bey
Gönderen: Aysel AKSÜMER / , Türkiye
10 Haziran 2011
"Söz ola kestire başı, Söz ola kestire savaşı,Söz ola ağulu aşı, Bal ile yağ eder bir söz" demiş Yunus Emre. Çok güzel ve anlamlıydı yorumunuz. Teşekkür ederim. Saygılarımla.

:: Hitap edildiği yön önemli
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
10 Haziran 2011
hep tatlı ve süslü edebiyat yerine şeytani sözcükler vardır birde. İnsanı vuran, öldüren, toplumları yok eden. Buna ister ırk deyin, ister bomba deyin, ister idam deyin. Aynı sözcüklerin kimler tarafından ve kimlere hitaben söylendiği önemlidir. Sözler bir ay gibi gecesine göre şekil değiştirir. Tutarsızdır her biri ve bu yönünü hiç sevmem. Saygılar.

:: Teşekkürler
Gönderen: Aysel AKSÜMER / , Türkiye
9 Haziran 2011
Sevgili Vildan Hanım, övgü dolu sözleriniz için çok teşekkür ederim. Beğenmişseniz ne mutlu bana. Sevgilerimi sunuyorum.

:: :)
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
9 Haziran 2011
Türkçe ders kitaplarına girecek bir yazı. Kutlarım. Sevgiler...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın İlişkiler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Dünya İyilik Günü
Buyur Buradan Yaz
Öteleme
İçimizdeki Yangın Merdiveni
Zaman Tüneli
Gözyaşlarım Nerede?
Gönül Kapısı
Duygusal Zeka
Yine Ne Oldu?
Merhaba - Elveda

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ferdi Tayfur'a Veda
Dokunmak Dokunuyor
Bir Daha ki Sefere
Keşke
Ajda Pekkan
Taksiler Kan Kırmızısı
İnsan Profili
Yaralı Ben Ama Kan Yok
Fırça Günlüğüm
Nereden Başlasam?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hayat Bu Ölüm Bu [Şiir]
Global Yalnızlık [Şiir]
Deliksiz Suskunluk [Şiir]
Gelişi Güzel [Şiir]
Kırık Bir Aşk [Şiir]
Yürekten Dökülen Dostluk Tanesi [Şiir]
Doğaya Karışmak İstiyorum [Şiir]
İstanbul Düşü [Şiir]
Bohçadaki Sözler [Şiir]
Erik Ağaçları [Şiir]


Aysel AKSÜMER kimdir?

Halkla İlişkiler mezunuyum. Devlet memuru emeklisiyim. 2 evlat sahibiyim. Ankara'da yasiyorum. Bir Oyku Kadar Kisa Bir Roman Kadar Derin Hayatlar isimli oyku kitabinin yazariyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Orhan Veli KANIK, Reşat Nuri GÜLTEKİN, Anton Çehov


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Aysel AKSÜMER , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.