Güzellik her yerde karşılaşılan bir konuktur. -Goethe |
|
||||||||||
|
Sokrat: Merhaba Meraklı Eşek Arısı! Bugün farklı bir konu üzerinde durmamızı sana teklif ediyorum. Meraklı Eşek Arısı: Merhaba Sokrat! Farklıdan kastın nedir? Sokrat: Bu çalışmanın sonunda hem beyin jimnastiği yapmış olacağız, hem bir şeyler öğreneceğiz, hem de yeni yeni düşünceler üreteceğiz. Meraklı Eşek Arısı: Merak ettiğimi itiraf ediyorum. Biraz daha açar mısın? Sokrat: Konumuzun başlığı: Eleştiriden eleştiriye. Çeşitli alıntı sözleri eleştiren karşıtı sözlerden oluşuyor. Tabii söyleyenler bu amaçla söylememiş olabilirler, hatta bu sözlerden haberdar bile olmayabilirler. Böylece yapılan bir eleştiriye de eleştiri yöneltebileceğimizi görebileceğiz. Çünkü aynı yere baktığımız halde gördüklerimiz birbirinden farklı olabilir. Meraklı Eşek Arısı: Sözler kimin, senin mi? Sokrat: Bana ait olanlar da vardır, olmayanlar da. Hem bunun ne önemi var? Diyelim ki, canlı bir balığı denize attın. O kocaman denizde bu balık kimin, senin mi, benim mi yoksa bir başkasının mı? Düşünce denizindekiler için de bu geçerlidir. Meraklı Eşek Arısı: Anladım. Başlayalım öyleyse! Sokrat: Ben düşünceleri söyleyeceğim. Bu konuda benden yorum bekleme. Senden ricam söylenenle ilgili çıkardığın bir sonuç varsa açıklamandır. Meraklı Eşek Arısı: Tamam. Sokrat: “-Bu sözlerinle büyük adam mı olmak istiyorsun?-Ben zaten büyük adamım. -Öyleyse daha da büyük adam olmak istiyorsun!-Büyük adamlar daha büyümezler; eğer büyüyorlarsa demek ki büyük adam değillermiş…” Meraklı Eşek Arısı: Büyüğün daha da büyümeye ihtiyacı yoktur. Sokrat: “-Sen benden çaldın!-Hayır, senden çalmadım; senin atalarımdan çaldıklarını geri aldım.” Meraklı Eşek Arısı: Bugün senin olan belki de dün benimdi. Sokrat: “-Ne kadar da güzel!-Ne kadar da çirkin!-Demek ki geldi ve geçti…” Meraklı Eşek Arısı: Güzel de çirkin de, iyi de kötü de kısacası her şey gelip geçicidir. Sokrat: “-Haksız yere suçlanmam sağlığımı da olumsuz yönde etkiledi, bir türlü iyileşememeyi buna bağlıyorum.-Haklısın. İftira, kılıçtan daha zalim bir silahtır, çünkü iftiranın açtığı yaralar hiçbir zaman kapanmaz.” Meraklı Eşek Arısı: Seninle ilgili bir hikâyecik geldi aklıma: “Sokrates ölüme götürülürken karısı yanı başında ağlıyormuş. Sokrates , ’Niye ağlıyorsun ?’ diye sormuş. Kadın ’Haksız yere ölüme gidişine ’ demiş. Cevabı tam kendince vermiş Sokrates: ’Haklı yere götürseler daha mı iyi olurdu ?’ Sokrat: “-O, öldü ve kurtuldu: bense hâlâ acı çekiyorum.-Cesaretli olmalısın. Çünkü acı çekmek, ölmekten daha çok cesaret ister.” Meraklı Eşek Arısı: Ölümün dindiremeyeceği acı yoktur. Sokrat: “-Bu nasıl adalet? Olmaz olsun böylesi!-Adalet dünyadan kalkarsa, insan hayatına değer verecek bir şey kalmaz.” Meraklı Eşek Arısı: “Adalet toplumun koruyucu kalkanıdır. Delinirse vay ki o toplumun haline vay…” Sokrat: “-Çaldığı nedir ki, ama hakim hiç acımadan verdi cezayı.– Adalet nerede hesap sorarsa, merhamet orada haklarını kaybeder.” Meraklı Eşek Arısı: Adalet her suç için bir ceza belirlemiştir. İşlenen hiçbir suç cezasız kalmaz. Sokrat: “-Birisi adamlar gördüğünü ama içinde giysi olmadığını, giysiler gördüğünü ama içinde adam olmadığın söylüyor. Ben şimdi şu pahalı elbisenin içinde var mıyım, yok muyum? -Adam adamdır olmasa da pulu, eşek yine eşektir atlastan da olsa çulu.” Meraklı Eşek Arısı: Pahalı giysi giymek, mal-mülk sahibi olmak adam olmak için yeterli değildir. Sokrat: “-Onu seviyorum, ama o bana işkence etmekten adeta zevk alıyor. -Ağzında bal olan arının, kuyruğunda iğnesi olur.” Meraklı Eşek Arısı: Gülü seven dikenine katlanır. Sokrat: “-Kendisine büyük bir miras kaldı, ama o sonunda hapishaneye düştü ve yaşamını intiharla noktaladı. Para ona uğursuzluk getirdi. -Akılsızlara, zenginliğin iyiliği yerine kötülüğü dokunur. “ Meraklı Eşek Arısı: Yerinde kullanılamayan para kişiye fayda değil zarar getirir. Sokrat: “-Bu dünyadan nefret ediyorum, onu yaşamaya değer bulmuyorum. - Ara sıra isyana yönelecek olursan: Hatırla ki, kâinatı yargılamak imkansızdır. Onun için, kaygılarını sürdürürken bile kendi kendinle barış içinde ol. Görmeye çalış ki, bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya güzeldir...” Meraklı Eşek Arısı: Dünyayı cennet ya da cehennem kılmak kişinin kendi elindedir. Sokrat: “-O kadar çok istediğim şey var ki… Bunları gerçekleştirememekten ve fakirlik içinde ölmekten korkuyorum. -Arzularını ve korkularını ortadan kaldır; artık senin için hiçbir zalim kalmaz.” Meraklı Eşek Arısı: Arzularımızın esiri olmamalıyız. Sokrat: “-Kendime çok güveniyordum, ama kendi hatam yüzünden her şeyimi kaybettim. - Üzülme, atın da dört ayağı vardır ama gene de tökezler. “ Meraklı Eşek Arısı: Hatasız kul olmaz. Sokrat: “-İnsanlardan öğreneceğimiz çok şey var. -Söylediğin belki bazıları için doğru, ama terbiyesizlerden ne öğrenebiliriz ki? Ben terbiyesiz insanlara çok kızıyorum. -Hayır, onlara kızma! Çünkü ben terbiyeyi, terbiyesizlerden öğrendim. “ Meraklı Eşek Arısı: Görmesini bilene her olaydan alınabilecek bir ders vardır. Sokrat: “-O toplantı beni pek sarmadı. Hep bir an önce bitmesini istedim. -Bir resim sergisi, bir köre göre, can sıkıcı bir yerdir. “ Meraklı Eşek Arısı: Hakkında bilgi sahibi olmadığımız konular bize sıkıcı gelebilir. Sokrat: “-Büyük adamlar, büyük anıt mı dikerler? - Büyük anıtları diken her zaman boş böbürlenme duygusu olmuştur. İnsanlar, o güzelim Bâbil Kulesi’ni de böbürlenmek için yapmışlar.” Meraklı Eşek Arısı: Diktikleri piramitler firavunları büyük adam yapmaya yetmemiştir. Sokrat: “-Kendi şiirlerim bence en güzeli. -Peki, ötekileri gördün mü? -Hayır. Buna neden gerek duyayım ki? - Bir ressam varmış, kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkâna hiç canlı horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş.” Meraklı Eşek Arısı: Bir insanın kendini kandırması, başkalarını kandırmaktan daha kolaydır. Sokrat: “-Bilge olmanın koşullarından birini söyle bana! -Söyleyeyim: Bilge, kendini istek ve duygulardan uzak tutmalı, ihtiyaçlarını en aza indirmelidir. -İhtiyaçlar azaltılamaz, duygulardan da uzak kalınamaz. Bunu başarabilmek için yaşamı hiçe saymak gerekir. -O zaman bilge olmak için uğraşma, git de o doymak bilmeyen mideni tıka basa doldur.” Meraklı Eşek Arısı: Bilgeyim demekle bilge olunmaz. Bilge olabilmek için önce kendinden fedakârlık etmelisin. Sokrat: “-Kendisine arkadaş olarak çalışkan bir çocuğu seçti ve bir müddet sonra o da çalışkan oldu. -Çünkü, erdem saridir.” Meraklı Eşek Arısı: Doğru model seçen öğrenmede başarılı olur. Sokrat: “-İyi zannettiklerimin “iyi” olmadığını anladım. - En üstün iyi, erdemdir, fazilettir. Bilim, şan, şeref, servet hor görülmesi gereken uydurma iyilerdir.” Meraklı Eşek Arısı: İyinin ne olduğunu bilmeden erdemli bir insan olunamaz. Sokrat: -Bir toplumdaki felaketlerde az çok herkesin bir kusuru olabilir, ama herkes suçu bir başkasının üzerine atmaya çalışır: Evlat babaya, iktidar muhalefete, fakir zengine, öğretmen öğrenciye…- Düşen bir çığda hiçbir kar tanesi kendisini olup bitenden sorumlu tutmaz. Meraklı Eşek Arısı: Suç, altın bilezik bile olsa kimse koluna takmaz. Sokrat: “-Bir arkadaşım, benim yanımda aldığı borcunu sonradan inkâr etti. Ben de sesimi çıkarmadım. -Neden bildiğin halde doğruyu söylemedin? -Çünkü ikisi de arkadaşımdı, birisinin tarafını tutmak istemedim. - Bir haksızlık karşısında tarafsızım diyen biri, artık bir taraf olmuştur. “ Meraklı Eşek Arısı: Şartlar ne olursa olsun kişi, sadece ve sadece doğrunun yanında olmalı, doğrunun tarafını tutmalıdır. Sokrat: “-Eserleri şahane, ama gece gündüz çalışıyor. İnsan içine çıkmayı bile unuttu. - Devler gibi eserler bırakmak için, karıncalar gibi çalışmak lazım. “ Meraklı Eşek Arısı: Alın teri dökmeden eser sahibi olunamaz. Sokrat: “- Zorda kalan ülkeler hep kendilerini kurtaracak bir kahraman beklerler. Bu bazen gerçekleşir, ancak bazen de bekleyiş sürer gider asırlarca. -Bu nedenle tarihten silinen toplumlar, bir kahramana bel bağlamak yerine herkes kendisinin bir kahraman olabileceğini bilseydi bu acı sonla karşılaşmazlardı. -İşte o yüzden yazık kahramanlara gerek duyan ülkeye.” Meraklı Eşek Arısı: Toplum içerisindeki her birey, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmelidir. Sokrat: Meraklı Eşek Arısı, bugün hiç yakınmadın. Hayret! Meraklı Eşek Arısı: Memnunum da ondan… Hem vaktin nasıl geçtiğini anlamadım hem de birçok şey öğrendim. Sokrat: Tespitlerin yerinde ve güzeldi. Akıl yürütmeni beğendim. Meraklı Eşek Arısı: Benimle alay etmiyorsun değil mi? Yoksa beni pohpohlamak için mi böyle diyorsun? Bu konuda bir daha ne zaman konuşacağız? Sokrat: İleride bir gün tekrar eleştiriden eleştiriye çalışması yaparız. Seninle alay ettiğim filan yok. Beğenmediğim bir taraf olsaydı yüzüne söylemekten çekinmezdim. Ama bu endişen nedeniyle sana hak da vermiyorum değilim. Malûm ben bir at sineğiyim ya! Ben kaçıyorum Meraklı Eşek Arısı. Meraklı Eşek Arısı: Güle güle Sokrat. ● ● ●
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |