..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dünyaya geldiðinden, dünyada bulunduðundan, dünyadan gideceðinden hoþnut olan bir kimse görmedim. -Namýk Kemal
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Aþk ve Romantizm > Ýsa Kantarcý




5 Temmuz 2024
Yýldýz Adam Hatýrasý  
Ýsa Kantarcý
“Aðaçta oturan kuþ, dalýn kýrýlmasýndan asla korkmaz; çünkü güvendiði aðaç deðil, kendi kanatlarýnadýr, her durumda, zor durumda, çýkmaza düþtüðünde bunu hatýrla ve hayat akar durur, ve sürekli yeni þeyler olur, þaþýrtýr, kýzdýrýr, bozar; ama yeni duruma ayak uydurursan sorun olmaz, yani ak, su gibi ol. Ve kuþu hatýrla. O zaman içinde olman gereken en doðru noktada olursun, daðýlmazsýn, yolundan sapmazsýn, kafaný çabuk toparlasýn. Yýlmaz, pes etmezsin. ve seni kimse bozamaz, raydan çýkaramaz. Merak ettiðim þu: “Sen bu kýza aþýk deðil miydin?” “Ne aþký abi, açým, kýz beni sevse param olur, hayatým kurtulur. Adi biri olduðumu düþüneceksin; ama deðilim, kýz bana diyor ki babam sýra dýþý biridir, dese ki katil ruhlu bir babam var, hemen kaç, kaçardým. Annem de bu sabah bozuk buzdolabýný tamir etmeye çalýþýyordu, ona üzüldüm çok, tamirci çaðýr dedim, çok para alýr dedi, sen de malýn tekisin, nice çocuklar var senin yaþýnda cin gibi, tamir bilirler, küfür etti bana, elince tornavida vardý, güya açacak makineyi, hiç anlamaz ki, gülesim geldi, ve aðlayasým, malýn tekiyim, annem haklý. Sonra komþulardan birinin oðlunun bu iþlerden anladýðý aklýma geldi, evine gittim, iþteymiþ, iþten sonra müsait olursa gelirmiþ ve gelmedi, parkta dostlarýyla içerken gördüm onu. Sonra eve geldim, buzdolabý yapýlmýþ. çok basit bir sorun varmýþ, biri bir þey takmýþ,


:AIF:
Karlý bir gündü, þehir görülmemiþ biçimde karlýydý. Cezaevinin kapýsýndan çýktý. Hakký, on yýl hapis yatmýþtý, zehir gibi acý günler, hazmedilmesi zor simsiyah günler devirmiþti. Dostunun evinin ön bahçesindeydi, içiyorlardý, bahçeye söylenerek bir adam geldi, Kadir’den alacaðý vardý, Kadir, “borcumu ödeyeceðim” deyip durdu her zamanki gibi, adam bundan býkmýþtý, yeni evlenmiþti ve para acil lazýmdý, bu kez parayý alacaktý, Kadir adama diktir çekip küfür edince tartýþma kavgaya döndü, Kadir masadaki býçaðý almak isterken adam atik davrandý ve býçaðý kaptý, Kadir, sandalyeyle savunma yaptý ve adam yere düþtü,
Kadir adamýn üstüne çýktý ve onu hurda haþat ediyordu, býçak yere düþmüþtü, Hakký Kadir’i adamýn üstünden almaya çalýþýyordu. Onu güçlükle geri çekti, ona sarýldý, Hakký, baþýný geri çevirince adamýn yerden býçaðý almýþ koþarak üstüne geldiðini fark etti, son anda fark etmiþti onu, býçaðý almaya çalýþtý, bir süre savaþtýlar bu konuda, Hakký, adamýn elini ýsýrdý, býçaðý kaptý ama düþürdü, almak için elini uzattý, adam da çabalýyordu, boðuþma esnasýnda
adam Hakký’nýn üstüne hücum etmiþti, aðýr ve geniþ adam býçaklandýðýný anlayamadý kalbinden, bir süre yumruk salladý, Hakký da onu býçakladýðýný fark etmemiþti, yere düþtü, þok içinde çevresine bakýndý, nefes almakta zorlanýyordu, ceketinin cebinde bir þey arýyordu, bulamýyordu, sigara iþareti yaptý bir eliyle Hakký’ya, Hakký anladý, kendi cebinden bir sigara yakýp verdi ona, adam birkaç nefes çekti, “yeni evlenmiþtim” dedi, Hakký’nýn gözlerine bakarak, gözlerinde yaþlar belirdi ve aniden öldü. Hakký, derin bir üzüntüyle alnýný karýþladý. Aðlamaya baþladý.
Hakký, geçmek bilmeyen on sene geçirmiþti hapiste ve içmemeye tövbe etmiþti, o kurtardýðý Kadir ise bir kere bile ziyaretine gelmemiþ, arayýp sormamýþtý, sonra onun yüksek doz eroinden öldüðünü iþitti, “iyi oldu” diyeceðine, üzüldü, aðladý. Çünkü Kadir çocukluk arkadaþýydý. Þehirde çalmadýk kapý býrakmamýþtý iþ bulmak için, sonunda barýn birinde iþ bulmuþtu; güvenlik görevlisi olarak, iþi kapýda beklemek, içerde sorun çýkaranlarý güzellikle dýþarý atmaktý; ama burasý tekin bir yer deðildi, silahlý gelenler oluyordu, sorun çýkarýyorlardý. Eþsiz (damsýz) girilmeyen bara günün birinde esrarkeþ olduðundan þüphe etmediði bir sürü sabýkasý olan arýza bir tip geldi ve içeri girmek için çabaladý, en son geldiðinde sorun çýkarmýþtý. Hakký, bir bahaneyle uydurdu ve onu alamayacaðýný söyledi kibarca, keþ kafa tuttu, yanýndaki kavgacý, mini etekli kýz da ona destek oluyordu, ertesi gece pompalý tüfekle geldi ve Hakký’yý vurmak için arýyordu, “Hakký nerde, lan buraya gel, seni ödlek!” diye baðýrýyordu genç adam, hap içmiþti, kafasý güzeldi, yere çöküp oturdu, tüfeði yere koydu, sigara yakmýþtý, az dinlenip tüfeði eline alýp doðrulacaktý, arkadan sessizce yanaþan iki adam bunu etkisiz hale getirip güzelce patakladý ve elini kolunu baðlayýp polis çaðýrdý. Gencin akrabalarý bar önüne gelip barý taþlamaya, genci polis gelmeden almaya kalkýþtý, bar sahibi, Hakký’ya,” sen gözden kaybolsan iyi olur” dedi ve Hakký, o gece iþi býraktý. Onu seven baþka bir bar sahibi vardý, ortalýk sakinleþince ona baþvurdu, bu adamýn cezaevi geçmiþi vardý ve Hakký’nýn talihsiz durumunu iyi biliyordu, Hakký, mafya baðlantýlarý olan bu adamýn barýnda iþe girdi, güvenlik þefi olarak. Birkaç gündür yeni çalýþýyor, iþler yolunda gidiyordu. Hapisten çýktýðý karlý günü hatýrlayýp; “bir daha hapse girmeyeceðim” diye düþünüyor, “olmadý bu iþi býrakýp baþka iþ yaparým.” Bu iþlerde belanýn nasýl ve nerden geleceði belli olmazdý, tedirgindi, günler geçti, olay olmadý, bir ay sonraydý, gencin birini barýn karþý caddedeki kaldýrýmýnda yaramaz tiplerle muhabbet ettiðini görürdü, gidecek yeri olmayýp buraya vakit geçirmek için gelmiþ gibiydi, belli ki dostu yoktu, çekirdek yerdi, bira içerdi, bara girip çýkanlarý seyrederdi, sinema filmine dalmýþ gibi, belki de o zengin züppelerden birinin yerine koyardý kendini, bazýlarýna laf atardý, “güzel ceket, kýzdan daha güzel, ya da “parayý nasýl buldun, oh!” ya da “fazla içme soyarlar” ya da “saçlarýn güzelmiþ!” O zengin çocuklar bunun deli ya da yarým akýllý olduðunu düþünürdü, ses etmezdi, bazýsý para vermek isterdi, çocuk parayý almazdý, böylece onlarýn bazýsýyla ahbaplýk kurmuþtu, bu çok hoþuna gidiyordu, iyi giyimlilerden söz almak bambaþka bir hazdý onun için, bazýsý ise genç adamý hep aþaðýlar, küfür ederdi, kovmaya çalýþýrdý, genç adam istifini bozmaz, onlara boþ gözlerle bakardý, arkalarýndan dil çýkarýrdý, eliyle bir küfür hareketi yapardý; ama onlar arkalarýný dönüp gittiklerinde. Barýn güvenlik görevlileri ya da çöp atmaya çýkan garson o genci burada istemezdi, onu kovarlardý, el iþareti yaparak, takýlýrlardý da ona, genç adam zararsýzdý ve karþý caddede olduðu için gence bir þey yapmazlardý; hatta genci biri pataklamak istese onu kurtarýrlardý, çaktýrmadan severlerdi bu deli çocuðu.
“Git lan buradan çapulcu! Býktýk senden, evin barkýn yok mu, bir gün yakalayýp fena tokatlayacaðým seni.”

Þakadan koþar; ama yetiþemez, çocuk lazer gibi koþardý, bazen; “bu kez yakalayacaðým” umuduyla koþar, kesilir ve býrakýr, bazen koþar gibi yapar, durur, genç adam tazý gibi hýzlý koþardý. Diðer güvenlik görevlisi þiþmandý, “elleme çocuða, zararsýz.” Baðýrýr: Ufaklýk git evine sütünü iç, buralar sana göre deðil.” Yanýna gider, ona birkaç laf edip yerine gelirdi.
Uzun olan hiç dostça bir tavýr göstermezdi, hep küfür ederdi: “Piç kurusu! Ya da yine mi buradasýn. Git yemek ye, sýçan surat!”
Ýki güvenlik görevlisi de iþi býrakmýþ, ikisi de dün manyaðýn birinden fena dayak yemiþti, mafya liderinin oðlundan, ses de çýkaramýyorlardý ve evlerinde yatýyorlardý aðrý sýzýyla. Geçici olarak iki garson koyulmuþtu hemen yerlerine, Hakký da oradaydý, ve yeni elemanlar güvenlik iþinden hiç anlamýyordu.
Bara girmek için aracýný valeye veren bir zengin müþteri o pinekleyen gence tekme yumruk giriþmiþ, Hakký koþup kurtarmýþtý çocuðu, adamýn yanýndaki kýz bir þey demiþ, adam da çocuðu pataklamýþtý, “abla saçýn çok güzel!” demiþti, kötü bir þey dememiþti, “çocuk bana sulanýyor, þu pislik piçe bir þey desene!” demiþti sevgilisine. Çocuðun aðzý burnu kan içindeydi, Hakký, adamý nerdeyse pataklayacaktý, “býrak lan çocuðu! Vicdansýz!” demiþti, çocuk aðlýyordu kaçarken.
Ýyi giyimli adam bunun hesabýný sana sorarým deyip içeri giriyordu, Hakký dayanamadý, küfrü bastý, adam parmak salladý; “sen öldün,” içerden birileri geliyor, “abi garson lazým, elamanlarý sal,” Hakký iki salak elemana; “gidin siz, ben baþa çýkarým” dedi, az sonra barýn müdürü geldi, sigara yakarken belindeki tabanca görüntü, Hakký’yý delice bir korku sardý, bar sahibi dedi ki: “Benim eski iþ ortaðýmýn oðluna aðýr küfürler etmiþsin? O bilmem ne çocuðunu dövseydin elini öperdim aslaným. Gelip gidiyor gelme de diyemiyorum, bebekliðini bilirim, babasýyla kardeþ gibiydik zamanýnda, sonra kazýk attý bana; aramýz bozuldu. Çok geçmedi vurdular bunu; öldü, kardeþim ölmüþ gibi üzüldüm ama. Bu çocuk da yanlýþ iþler peþinde, geberip gidecek, insan istemez tabi, kucaðýmdaydý bir zamanlar, þeker bir bebekti, keþke doðru yolu az da olsa bulabilse.”
“Ya kusura bakma abi. Özür dilerim.”
“Devam et aslaným; ama terslik yaparsa küfür etme, abilik yap, öðüt ver.” dedi, Hakký’nýn sýrtýný sývazladý, yaþýný baþýný almýþ adam, içeri geçti,
Kendini, yüreðini birine kaptýrýnca iþte böyle oluyordu, nerdeyse hayatý mahvoluyordu, þu karþýdaki çocuk yüzünden.
“Kaybol lan!” oradan diye iþaret yaptý, çocuk oradan uzaklaþtý.
Ertesi, gün alelacele iþe alýnan güvenlik görevlilerine bam güm giriþildi ve hastanelik oldu, müþteri içkilidir, gergindir, çok yumuþak olacaksýn derdi Hakký, boyu kýsa adam küfür edince karþýlýk vermiþler, on dakika sonra boyu kýsa adamýn telefonuyla, on kiþiyle gelmiþ, kapýdaki görevliler kaçmaya fýrsat bulamadan dayak yemiþlerdi, ancak Hakký içerde gelince durdular, onu bilirlerdi, adam öldürdüðünü, cesur olduðunu, sayý ve korku karýþýk bir his beslerlerdi ona, Hakký onlarý tanýyordu, ses etmeyecekti, “abi hastane masraflarýný karþýlarýz, þikayetçi olmasýnlar. Biz öðrenciyiz.”
Üste para vereceklerdi, güzelce dövdükleri için. Hakký, onlarla anlaþtý.
Artýk Hakký duruyordu barýn giriþinde, yanýnda bir gençle. Kibarca söylüyor, “…varsa verin lütfen…” Silah, býçak sokmak yasak, varsa alýyor emaneti koyuyor içerde masa gözüne.
Hakký, kapýdan uzaklaþmýþtý, sigara yaktý, çocuk ona el iþareti yaptý karþý caddeden, Hakký da ona iþaret çaktý, iþaretlerle her þeyi anlatabilirsiniz, çocuk biri þeyler anlattý, Hakký gülümseyerek seyretti, sonraki günlerde çocuk Hakký’ya olan ilgisini arttýrdý, onunla dostluk kurmaya çalýþýyordu, bir el hareketi, nasýlsýn, sonra kendisini anlatýyor, “ben iyiyim, iyi hissediyorum,” baþ parmak hareketiyle. Sonraki gün barýn bulunduðu caddeden geçiyormuþ gibi yaptý, (her an kaçmaya hazýrdý) “Hakký abi nasýlsýn?” diye sordu, havadan sudan konuþuyordu, Hakký; “iþim var, senle ilgilenemem, uzaklaþ lütfen” dedi, çocuk güldü, zaten arkadaþlar beni bekliyor dedi, gitti, yalan attý, onun arkadaþý yoktu. Hakký düþündü, “adýmý nerden öðrenmiþ? Seni sersem.” Ýyi hissetti ama. Ona acýrdý, bu çocuðun kimi kimsesi yok muydu? Takýlacak baþka yeri yok muydu? Bu pislik yerde harcanýp gidecekti günün birinde, kesin keþ olacaktý, kesin bunu biri döverek öldürürdü; çünkü insanlara laf atardý. Hakký ona daha yumuþak ve dostça davrandýkça çocuk sevinip bir þeyler geveliyordu, insanlarla ilgili yorum yapýyordu, Hakký onu gitmesi için kibarca uyarýrdý, çocuk dinlemiyordu, Hakký’yý sevdiði için oradan uzaklaþamýyordu.
“Þamarý yersin; git.”
“At da görelim. On beþ yirmi adamla gelirim sonra!”
“Gel ebenin þeyini görürsün!”
Çocuk güldü. Þakalar yapýp durdu, gideceðimi dedi, bir þeyler anlattý, saçma sapan þeyler. Hakký bu çocuðun aklýnýn yarým olduðunu ya da zeka geriliði vardý herhalde; ama ara ara çok yüksek zekaya sahipmiþ gibi þeyler anlatýyordu, çok zayýftý, çok kýsaydý, 17 yaþýndaydý; ama 12 yaþýnda gösteriyordu. Çirkin bir yüzü vardý.
Geceler þehvetli biçimde akýp geçerken oralarda bir kýz türedi, bara girip çýkardý, uyuþturucu hap satan
bu kýz önce birkaç kez bedava hap verdi Þerif’e, “al iyi gelir, dene, para istemem.”
Güzeldi ve Þerif’le uzun uzun sohbet edip bara geçerdi. Sonra kýz sordu, “hap ister misin?” Þerif eliyle kýþ kýþ yaptý: “Uzak dur dedi Þerif, güzelsin diye senle muhabbet ettim, diktir ol git þimdi.” Kýz þaþkýndý, “bu çocuk haplara nasýl olur da alýþmaz.” Sonra güldü; “þaka yaptým, ver bir tane.” Kýz dedi ki: “Parasýný verirsen olur.” Þerif ona el hareketiyle küfür etti, kýz güldü, “bana müþteri bulursan sana hap veririm.”
“Anlaþtýk” dedi, Þerif uzaklaþtý ve kýsa bir süre sonra iki gençle geldi, satýcý kýz araçtan uyuþturucuyu almýþ geliyordu, bu esnada çevrede evsiz gibi dolanan iki sivil polis fýrladý, kýzý tutukladýlar, Þerif en baþýndan beri aldýðý haplarý içmeyip saklýyor, olup biteni Hakký’ya anlatýyordu, ve iþin içine polisleri soktular, Hakký Þerif’in çok akýllý bir çocuk olduðuna karar verdi, o haplarý saklamayýp içebilirdi! Ýçmedi, tuzaða düþmedi. Bu yüzden onu çok sevdi ve tuttu. O gün muhabbetleri derinleþti.
“O kopuk tiplere selam bile verme.”
“Boyum kýsa diye zayýfým diye herkes dalga geçiyor benimle. Param olunca boy uzatma ameliyatý olacaðým.”


“Önemli olan kiþiliktir, yürektir, kafadýr, boþ ver bunlarý sen. Ne iþ yaparsýn?”
“Lise terk. Sanayide çalýþayým dedim, ustam dövünce iþi býraktým. Ara ara inþaatlarda amelelik yaparým. Mesela adam evinde tadilat yapýyor, molozlar çuvallarla aþaðý indirilecek filan, ben bu iþ yaparým.”
“Çok zayýfsýn, zor olmuyor mu?”
“Zor ama ne yapayým.”
“Kuaförlük kursuna git, berber ol, garson ol, böyle iþler senin için iyidir. Takýlma buralarda. Baþýn belaya girecek.”
“Nereye gideyim, arkadaþým yok ki, burada bir sürü manzara var, vakit geçiriyorum.”
Þerif, barýn oraya gelmeye devam ediyordu, karþý caddeden bakýnmýyordu artýk, Hakký ona müsaade ediyordu, ufak tefek iþler yaptýrýyordu, bana sigara alýp gel diyordu mesela, müþteriye, Hakký ona yiyecek içecek veriyordu, bazen onu oradan kovuyordu, kalabalýk ve iþ yükü yüzünden. Derken Hakký genç adamýn dertli ve düzelmez görünen ve yerinde sayan hayatýna kayýtsýz kalamamýþ, onun için bir þeyler yapmasý gerektiðini hissetmiþti, Þerif’i bara bulaþýkçý olarak aldýrdý, sonra Þerif temizlikçi oldu, sonra komi, kendini sevdirmiþ, çalýþkanlýðý sayesinde terfi etmiþti. Bar sahildeydi, soðuk bir kýþ gecesi kýzýn biri intihar etmek için elbiseleriyle denize açýldý ve derinlere gidiyordu, kimse kýzý kurtarmak için
bir þey yapmýyordu, herkes iþin matraðýndaydý, ileri geri konuþuyorlardý densizce.
Þöyle: “Geri döner.”
Diðeri: “Mecbur yoksa geberir.”
Diðeri: “Mecbur deðil zaten gebermek niyetinde.”
Bir diðeri: Yok ya, kafasý güzel, farkýnda deðil, biri onu kurtarsa iyi olacak. Kurtarasý varsa tabi.”
bazýlarý, çekirdek yiyor, sigara içiyordu, biri cips, biri çikolata yiyordu, biri tespih sallýyordu. Küçük bir kalabalýktý ve her saniye büyüyordu, kýz siyah giysiliydi, ve sonra karanlýkta görünmez olmuþtu, Hakký olayý öðrendi ve fýrladý, derin sularda su yutan kýzý kurtarýp kýyýya getirdi, üniversite okuyan kýz aile sorunlarý yaþýyordu, ailesiyle arasý çok bozuktu, sonra… sevgisiz ve yalnýzdý, bir kýz arkadaþýyla yaþýyordu, garsonluk yapýyordu, üniversiteyi ilk yýldan terk etmiþti.
Kurtarýcýsýna meyletti, niþan, derken kimsenin yüzüne bakmadýðý, gerçekten deðer vermediði Hakký evleniverdi nikah dairesinde. Ev kira, eþyalar ikinci el ya da daha eskiydi. Parasý yoktu, bar sahibi pusuya düþürüp öldürülmüþtü, bar da kapatýlmýþtý. Hakký kimi iþlere girip çýkmýþtý, borçla idare ediyordu, iþ arayýp duruyordu, bütün kapýlar yüzüne kapanýyordu, “hurda, para eder atýk toplayayým” diye düþündü, toplayýcýlarý görmüþtü, dört tekerli bir eskici arabasý satýn
aldý, ikinci el, bununla gece gündüz sokaklarý turluyordu; ama soðukta, yaðmurda yapýlacak iþ deðildi bu lanet olasýca iþ ve sonunda hastalanmýþ, yaða düþmüþ, boðazý þiþmiþti. Toparlandýðý, kendine geldiði, güçlü hissettiði günlerin biriydi. Karýsý aþerdiði için ara ara kýyma alýp köfte piþirirdi. “Her yerim büyüdü, bu kilolarý veremezsem mahvoldum” dedi karýsý, “tiksindirici bir þiþko oldum,” sonra ciddileþerek; “çok iyi köfte yapýyorsun, annem bile bu kadar güzel yapamaz, bence sen köfte yapýp satmalýsýn hayatým.” Dalga mý geçiyordu, mora mi veriyordu, sonra düþündü taþýndý, onun yaptýðý yiyecekleri (makarna, pilav, hamsi ýzgara, kuru fasulye) eve gelen misafirler, arkadaþlarý da oldukça lezzetli bulurdu, “senin elinde lezzet var” derlerdi, “bizde aynýsýný yapýyoruz ama böyle güzel olmuyor. Ve Hakký cesaretlendi, hurda toplamak için kullandýðý eskici arabasýný, bir köfteci dükkanýna çevirmeye baþladý, ona dam da yaptý, böylece yaðmurda karda ýslanmayacaktý, ocaðý, tüpü, tencereleri, ýzgarasý, býçaklarý, tabaklarý her þeyi vardý, köfte arabasýnýn yanýnda birkaç tabure… Akþam ve gece vakti sahilde belli noktalarda duruyordu, köftenin tadýný alan müþteriler sýk sýk köfte yemeye geliyor ve
yanlarýna baþkalarýný getiriyorlardý, türlü baharatlarda piþirdiði köfteler baþkalarýnýn yaptýðý gibi deðildi. Ýþe elinin lezzeti de geçiyordu, bir sihir gibi bir þeydi köfte. Yiyen doyuyor, mutlu oluyordu, gözleri mutlulukla parlayýp minnettarlýkla oradan ayrýlýyorlardý. Ýþi temiz ve titizlenerek yapýyordu, para kazanma derdinde deðildi, utanacaðý bir durum aman çýkmasýndý, müþteri memnun olsun yeter ki diyordu, iþi çevireyim yeter. Soðaný keserken güzel düþüncelerle kesiyordu, çocukluðunu hatýrlýyordu mesela, köfteleri maþayla tek tek ekmeðin içine dizerken güzel hislerle yapýyordu bunu, ailesini, birlikte yemek yedikleri güzel günleri hatýrlýyordu, o manzara gözünün önüne geliyordu ve iþ sýrasýnda kan ter içinde kalýyordu; ama vakit geçince önlüðündeki kaðýt ve bozuk paralar akýl almaz hýzla birikiyor, buna þaþýyordu, müþteriden yanlýþlýkla fazla para mý aldým deyip korkuyor, aman iþe namussuzluk bulaþmasýn diye düþünüyordu,
köfte bitiyor ve üzülerek yeni gelenlere; “maalesef kalmadý, domates biber soðanla yapayým mý?” derdi, kimseyi boþ çevirmek istemezdi, sandviç, onu da çok güzel yapardý, halis zeytinyaðý koyardý çünkü. Sýk sýk da Þerif ona yardým etmeye gelirdi, hiçbir iþte dikiþ tutturamýyordu Þerif.
“Bak aslaným dedi Hakký: “Sana da alalým bir dört tekerli eskici arabasý, haþlanmýþ yumurta, mýsýr, ne bileyim baþka þeyler satarsýn. Sandviç. Merak etme ben dizayn eder senden para almam.”
“Beceremem ki…”
Hakký, ne dese boþtu, Þerif, tek baþýna bir þey yapmak istemiyordu, ya da cesareti yoktu ya da Hakký’ dan ayrýlmak istemiyordu, belki de sorumluluk almak istemiyordu. Çocukça kafasýna göre takýlmak istiyordu, evet, tam tamýma buydu. Çalýþtýðý mobilyacý yanýndan ayrýlmýþtý. Asalak gibi, her þeye pasif yaþamak istiyordu sanki, çalýþmak istemiyordu, çalýþarak çok ezilmiþ, Hakký yenmiþ filan. Aslýnda psikolojisi bozuktu, altý kýz kardeþi o cehennem evden evlenerek kurtarabilmiþti kendini, iþ güç sahibi olmuþlardý, hurda toplayýp evi geçindirmiþti baba; ama artýk eskisi gibi güçlü çalýþamýyordu, hastalýklarý vardý, evin ev büyüðü yýllar önce evlenmiþ, belediyede temizlik iþçisi olarak iþe girmiþti, baþta çok iyiydi, baba evine çok sýk gelir, arardý sorardý, çok ilgiliydi, eli yiyecek dolu poþetlerle gelirdi; ama bir çocuðu olduktan sonra aramaz ve uðramaz oldu, benden para, bir þeyler isterler diye, karýsý böyle istiyordu çünkü. “Herkes baþýnýn çaresine baksýn artýk, çocuðumun lokmasýný baþkalarýna yediremem” diye söylerdi ona, bahaneler uydururdu.
Çirkef, pislik, kötü kalpli bir gelindi.
Oturduklarý eski küçük evi de gelinin babasý hediye ettiði için kadýnýn boyunduruðuna ses etmezdi adam. (Genelde böyle olur) Sadece kurban bayramýnda uðradý baba evine.

Þerif, bir gün annesinden para istemiþ, kadýn vermemiþ, Þerif de evdeki birkaç tencereyi satmýþ. Mahalledeki parkta bira içiyormuþ, babasý gelip bunu bir güzel pataklamýþ, birileri yetiþmese ölüyormuþ.
Hakký’nýn yanýna gelmiþti bir gece: “Neyin var Þerif? Gözüne ne oldu? Biri mi dövdü?”
“Hiç” dedi; ama aðlamaya baþladý, sahilde kimse kalmamýþtý.
“Karnýn açtýr al þu çayý, son köfteyi de ikimiz için yapayým. Neyin var senin, anlat? Anlatmazsan öteki gözünü de ben morartýrým.”
Þerif, güldü ve olayý anlattý.
Yarým ekmek köfteleri yiyorlardý, ayran içerek.
Þerif dedi ki: “Dün bana de demiþtin?”
“Ne, hatýrlamadýn.”
“Hani o güzel kýz vardý ya? Sahilde kýz arkadaþlarýyla eðleniyordu, onu takip edip evini öðrendim.”
“Ha, tamam, hatýrladým, senin yüzüne bakmaz; ama þansýný dene demiþtim, kabul ederse getir buraya köfteler bedava size demiþtim, eeee…” Güldü, “Korkuyorum demiþtin, boyum kýsa asla kabul etmez arkadaþlýk teklifimi. Çünkü çok çirkinim. Korkma demiþtim. Kendine güven, senin muazzam bir çirkin karizman var.”
“Bir de þunu demiþtin” dedi Þerif: “Aðaçta oturan kuþ, dalýn kýrýlmasýndan asla korkmaz, çünkü güvendiði aðaç deðil, kendi kanatlarýnadýr. O kýzýl derili sözü çok hoþuma gitti ve beni çok etkiledi, derinlemesine düþündüm, sonra kýzýn evinin önüne gittim, villanýn bahçesindeydi, havuzdan çýktý.”
Hakký; “eyvah!” diye düþünüp yüzünü sývazladý. “Ya ben sana böyle mi anlattým?!”
“Dinle abi, kýz içmeye baþladý þezlongda, cep telefonu vardý elinde, duvardan atlayýp girdim bahçeye, korktu, ses çýkaramadý, korkma dedim, onu sevdiðimi anlattým, korkusu gitti, cüzdanýndan para çýkardý verdi, al þu parayý, git kendine yemek al dedi, çok zoruma gitti. Ben dilenci deðilim ki dedim.
Özür dilerim dedi, içimden geldi, kendine güzel kýyafet alýrsýn. Tanýþsak dedim.
Gözüne ne oldu dedi. Orasý babamýn attýðý yumrukla morarmýþtý; çalýþmýyorum diye. Ne diyeceðimi bilemedim, nasýl bir yalan atmalýydým, göðe baktým, bir yýldýz hatýrasý dedim, attým kafadan. Þaþarak duraladý, o put, kibirli hali, vicdansýz ve vurdumduymaz hali birden yýkýldý, içten bakýyordu, ruhu güvercin gibi süzüldü bana doðru. Baþýmý sallayarak, evet, gözümdeki bir yýldýz hatýrasý, evet, bir yýldýz hatýrasý, bir yýldýz…” Tatlý tatlý gülümsedi, mavi gözleri sýmsýcaktý, akýyordu bana, sarýlýyordu bana, ben de ona. Bana þöyle dedi: Çok ilginç geldi bana bu, yýldýz hatýrasý demek, sanki yýldýzlar arasý yolculuk etmiþ gibi, o yýldýzlardan hatýralar… anýlar, güzel bir þeyler toplayýp gelmiþ gibi çiçek toplamak gibi… þairane sözdü.. Yýldýz hatýrasý da nedir dedi, bana izah eder misin? Seni saatlerce dinlemek isterim bayým. Korktum, sýçýp batýrmaktan aramýzdaki güzel enerjiyi.
Nasýl bir hikaye uyduracaðým düþünüyordum.
Zaman kazanmak için tanýþsak, adýný söylesen dedim. Kýz alçak sesle þöyle dedi: “Olur ama babam sýra dýþý birisidir, güldü, seni görürse…
“Lan ucube çocuðu benim biricik kýzýmý nasýl rahatsýz edersin!? Gavator!” diye baðýrdý biri, fýrladým, pompalý tüfekle ateþ etti iri yarý bir adam. Kýz çýðlýk attý, duvardan nasýl sýçrayýp atladým o korkuyla bilemedim, 2 metreye takýndý yükseklik, uçtum maymun gibi demek ki. Yerden taþ alýp fýrlattým, adamýn evinin camýna doðru, taþ bir yere çarpýp sekti, adamýn acýyla baðýrdýðýný duydum, duvara týrmanýp baktým, adam yüzünü tutmuþtu,
kýz aðlýyordu, o taþý atmamalýydým. Sakýn buraya bir daha gelme yýldýz adam!” diye baðýrdý kýz, iþ berbat oldu. Üzüldüm, ne hoþtu, kýzdýðýnda bile güzel þey demiþti, yýldýz adam, kýzdýðýnda bile iltifat eden bir kýz, tertemiz, ince kalpli. Üzüntüden kafayý yedim, aðladým, çýldýrdým. Kaçtý ilk aþk, trilyonlar…geleceðim…kýzla evlenirdim, trilyonlarým olurdu… çok zenginmiþ adam… Dengem gitti. Saatlerce kendi kendime þöyle dedim: Yýldýz adam, yýldýz adam, hayatýmdaki en güzel sözleri bu kýz demiþti bana. Ertesi gün iþe gittim, zor uyandým, annem eðer kalkmazsan baban aðzýna þey yapacak dedi mecbur kalktým, bir de babamla ters düþmek istemedim gözümün acýsý, yani önceki dayaðýn acýsý geçmemiþti. Ýþ yapmak içimden gelmiyordu, sigara yaktým, ustam kýzdý, söndür þunu eþek sýpasý dedi, iþ sýrasýnda içemezsin, ayrýca 12 yaþýndaki çocuklar sigara içemez. Salak biliyor 17 yaþýnda olduðumu. Söndürdüm sigarayý, çekici ver dedi, çekici düþürdüm, sýcaktan bunalmýþ, ayaðýndaki çorabý çýkarmýþ, kaþýyordu kirli parmaklarýný, çekiç ayaðýna düþtü, anama sövdü. Yerdeki tahtayý kafasýna indirecektim, acýyla aðzýndan kaçtý, ses etme dedim kendime; ama yine küfür etti, çok acýdý, senin ananý Türkiye’nin en iyi penisli adamlarý… Çok zoruma gitti. Abi sen bana sövdün dedim özür dilemelisin.
Güldü: Git bana su getir dedi, arkasýný döndü.
Tahtayý indirdim kafasýna, aðlar gibi acý sesle bir þeyler dedi, beni ustamýn bir dikmediði kaldý, ne dayaklarýný yedim, çok ayýp ettin çocuk diye söylendi, beni iþten kovdu.
Hemen sonra gitme gel dedi, yalvarmaya baþladý, istifa ediyorum dedim, güldü, istifa dilekçesini imzala dedi, al kalemi, aletinin olduðu yeri iþaret etti. Küfür ettim, güldü, gitme diye yalvardý, akþama kadar kalýrsam iki günlük ücret vereceðini söyledi, bir günlük hakkým vardý, kaldým, gitmedim. Akþam beþ kuruþ vermedi. Baþýma indirdiðin tahtanýn acýsý geçmedi dedi.”
“Ustan ilginç adammýþ.”
“Ondan önceki ustam da ilginçti. Sýva için iskele kuruyorduk binaya, ona harç yapan, her istediðine koþan elemandým, adi herif. Hep laf sokar, küfür ederdi sefil herif, arkamdan keser fýrlattý, keseri düþtüðü yerden aldým, ona fýrlattým, keser
sahibi öper dedim, argo ama, keser adamýn nerdeyse baþýna geliyordu. Delirdin mi oðlum gel gitme diye yalvardý, beni yalnýz býrakma.
Hep küfür ederdi, ses etmezdim, sonra ben de karþýlýk vermeye baþladým, ilk küfür ettiðimde çok þaþýrdý, bozuldu, keserim seni dedi ama bir þey yapmadý, o küfür ettikçe ben de, ama ne yazýk ki o en aðýr küfürleri etmekte ustaydý, onunla böyle çok iyi anlaþýyorduk, küfürleþme bir tür þakalaþmaya dönmüþtü, bir seferinde yine beni ezip geçti küfürleriyle, hazmedemedim, anlýk sinirle küreði indirdim kafasýna, baþý yarýldý. Çok korktum ölecek diye. Bayýldý çünkü… Her neyse, þu kýz meselesi yüzünden içim yandý, sence beni baðýþlar mý çiçek filan alsam?”
“Aðaçta oturan kuþ, dalýn kýrýlmasýndan asla korkmaz; çünkü güvendiði aðaç deðil, kendi kanatlarýnadýr, her durumda, zor durumda, çýkmaza düþtüðünde bunu hatýrla ve hayat akar durur, ve sürekli yeni þeyler olur, þaþýrtýr, kýzdýrýr, bozar; ama yeni duruma ayak uydurursan sorun olmaz, yani ak, su gibi ol. Ve kuþu hatýrla. O zaman içinde olman gereken en doðru noktada olursun, daðýlmazsýn, yolundan sapmazsýn, kafaný çabuk toparlasýn. Yýlmaz, pes etmezsin. ve seni kimse bozamaz, raydan çýkaramaz. Merak ettiðim þu: “Sen bu kýza aþýk deðil miydin?”
“Ne aþký abi, açým, kýz beni sevse param olur, hayatým kurtulur. Adi biri olduðumu düþüneceksin; ama deðilim, kýz bana diyor ki babam sýra dýþý biridir, dese ki katil ruhlu bir babam var, hemen kaç, kaçardým. Annem de bu sabah bozuk buzdolabýný tamir etmeye çalýþýyordu, ona üzüldüm çok, tamirci çaðýr dedim, çok para alýr dedi, sen de malýn tekisin, nice çocuklar var senin yaþýnda cin gibi, tamir bilirler, küfür etti bana, elince tornavida vardý, güya açacak makineyi, hiç anlamaz ki, gülesim geldi, ve aðlayasým, malýn tekiyim, annem haklý. Sonra komþulardan birinin oðlunun bu iþlerden anladýðý aklýma geldi, evine gittim, iþteymiþ, iþten sonra müsait olursa gelirmiþ ve gelmedi, parkta dostlarýyla içerken gördüm onu. Sonra eve geldim, buzdolabý yapýlmýþ.
çok basit bir sorun varmýþ, biri bir þey takmýþ,
buzdolabý çalýþmaya baþlamýþ, ben gerekeni yaptým, mal gelmedi, ama biri gelmiþ, sorunu ben çözmüþ gibi hissettim annemi görünce.
Annem içini bir þey yapabilmek kendimi iyi hissettirir. Çok acý çekmiþ biri. Bak abi, benim param olursa anneme neler neler alýrým, oturduðumuz ev berbat, derdim bu.
“Bak aslaným; diþine göre bir kýz sevsen, annen bahçede ya da evde bir þey onarmaya çalýþýrken ya da salça kaynatýrken ya da turþu kurarken ya da reçel yaparken onunla yoldaþ olabilecek bir kýz lazým sana, o beðendiðin zengin kýz anneni hor görür, anlayamaz, hor görmese bile katlanamaz, kavrayamaz o yaþantýyý, hayatta kalmanýn ilginç delirmelerini. Annen kaç bin kez delirir; ama devam eder, senin kýz duvara toslar hemen, kaldýramaz.”
“E abi kýzý alýp o kötü eve gelin getirmeyeceðim ki!”
“Kýz derse ki babam istemiyor seni, kaçalým, o zaman annenin evine sýðýnacaksýn.”
“Haklýsýn.”
“Buzdolabýný arkadaþým yaptý. Sana bir bakayým dedim, annen içerde aðlýyordu, yiyecekler bozulacak ne yapacaðým diyordu, para da yokmuþ tamirciye götürmek için.
Annen kahve verdi, sohbet ettik filan. Evden çýktým eski dostumu aradým, birini yolladý, adrese.”
“Abi iyi ki varsýn! Senle ölüme giderim, bir þey soracaðým; kýza çamaþýr makinemiz eski, yenisi lazým desem alýr mý sence?”
“Beni seviyorsun sanmýþtým, aç köpek, param peþindesin, git kokuþmuþ kýçýný diktir derse sana kýz?”
“Dayaðýmý yer.”
“Evlat, ilginç þeyler diyorsun.”
“Ya arkadaþ, garip anacýðýma bir çamaþýr makinesini çok görüp almýyorsa sýçarým aðzýna. Kýz çok zengin. Almasý lazým abi, normali bu.”
Hakký, gülümsedi ona acýyarak.
“Þaka yapmýþtým… Sence onu nasýl kazanýrým? Babasý olacak kalasý, görgüsüzü yere serdim ya? Bahçedeki çocuða pompalý tüfekle ateþ etmek ne ya, delinin teki demek? Üstelik 12 yaþýnda çocuk.” Güldü, “kýzý nasýl kazanýrým, mutlu ederim?”
“Ona sadece hayal gücünü ver, ruhunu, kýzlar bunu çok sever ve ondan hiçbir þey isteme.”
“Galiba seni anladým Hakký abi, evet, yýldýz adam, yýldýz adam hatýrasý!”


Hakký güldü: “Demek yýldýz adam, yýldýz adam hatýrasý?”
Þerif dedi ki: “E herhalde yýldýz adam babam! Gözümde onun hatýrasý, kaç kýz evlendirdi, yýllardýr çabalýyor, halen çalýþýyor, pes etmez yenilmez, bu çilekeþ adam yýldýz adam deðil de nedir? Sen ne anlamýþtýn o sözlerden, kafadan attýðýmý sandýn deðil mi? Düþünürüm abi, düþünürüm, en zor zamanlarda, en iyisini.”
“Evet, böyle hiç düþünmemiþtim. O sözlerin bu açýlýmý olduðunu.”
“Ben babam gibi olamam o ayrý konu.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn aþk ve romantizm kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Þeftali Bahçesinde
Teneke Surat
Ýlk Aþk
Üç Kýzýn Yalnýzlýðý Yaz Gecesinde
Ýyi Kýzlar Severken
Parti
Yaþlý Moruðun Kýz Kaçýrma Giriþimi
Yýl 3050 Türkiye
Kimseyle Vuruþmayýn
Küçük Þeyler

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Atlar ve Ýnsanlar (Aþýklar Ýçin)
Dað Köyünde Kýz Kardeþler (Burma Kadayýf)
Genç Kýzlarýn Ýç Dünyasý ve Dýþardakiler
Ýstanbul Sözleþmesi
Zor Durumlarda Karakterini Koru
Saplantýlý Aþk ve Yapayalnýz Günler
Daðýýn Atmosferine Kapýlan Kýzlar
Tramvay Eleþtirisi: En Azýndan Bir Sýðýr Bilinci
Kara Þimsek ve Kardeþleri
Bir Kýzla Bir Erkeðin Dostluðu

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Göðsümde Ateþ Böceði Gibi Parlayacak [Þiir]
Kapý Açan, Cebrail [Þiir]
En Güçlü Yerin [Þiir]
Hayraný Olduðum Tek Þey [Þiir]
Rüya Tarlasýnda Bitmiþ Bir Kýz Gördüm [Þiir]
Þimdi Yak Bir Sigara [Þiir]
Bir Kedi Bir Fikir Meme [Þiir]
Sahil Olduklarýný Hatýrla [Þiir]
Remzi [Þiir]
Seni Mutlu Edeceðim [Þiir]


Ýsa Kantarcý kimdir?

yazar

Etkilendiði Yazarlar:
jack london


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Ýsa Kantarcý, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.