..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Özgür insan, denizi daima seveceksin. -Baudelaire
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Ömür İsfendiyaroğlu




24 Mayıs 2002
Thenedos'un Şarkısı II  
Ömür İsfendiyaroğlu
Peki sizin hiç alıp başınızı gitmek tüm sorumluluklarınızı ardınızda bırakmak, istediğiniz olmadı mı?Can Yücel'in bir şiirini okudum bugün. Benim gibi başka insanların da olduğunu düşünmek bir rahatlık hissettirdi bana.Malum bahar kapıda geleyim g


:BFCH:
Şimdilerde gün batımı içime batar oldu.
Batan güneş için, doğan güneş için, senin için; yazamaz oldum bu sıralar…
Eskilerden bir mırıltı bir haykırıştı sesin, yazısızlık ise geceme gündüzüme ve üzerime çökmüş bir karabasan, kalemimde isyanlar…

Rüzgar bekleyen bir yelkenli gibi bende bekledim her sabah seni, gri bulutlara uyanan hayal kırıklığımla… ve yine bekliyorum.
- Geç kaldı. Diyorum
- Ya da ben ona geç kaldım, gelmeyen baharı beklerken.
- Bugün onu görmeye gitsem mi acaba? Hafızamın ve kalbimin bir köşesinde sürekli taşıdığım anılarımı da götürsem ona.
Her zamankinden biraz daha özenli giyinsem, yüzüme savaş boyaları niyetine, biraz renk katıversem. Benim yerime başka biri dolaşıyormudur kollarında? Unutmuş mudur beni aradan geçen şu kısa ama bir o kadar uzun zamanda?

Kafamdaki onca sorunun arasından; Mayıs sonlarına doğru bir güne uyanıyorum sonra; yastığımdaki özlem, yüzümde derin izler yaratmış. Anlayacağınız yastık izleri ve özlem birbirine karışmış.
Şöyle bir gerinip, yataktan çıkıyorum, pencereye koşuyorum…Mevsimin bahar olduğunu söylüyorlar ama değil,üstelik kış giysilerimden de ruhumdan da henüz kurtulmuş değilim.
Bakıyorum, yeniden bu kez biraz daha dikkatlice; bahar yok yaz ise çoktan yanaşmış pencereme. Bir ses geliyor kulağıma; hem yakın, hem uzaklardan. Yüzüme vuran güneş eşliğinde seni düşlüyorum yeniden!





Şimdi oralara bahar gelmiştir, yavaş yavaş canlanmıştır taş sokaklar, Nazire teyze sıcak ekmek almak için fırına gidiyordur belki de, üzümler bağlara bahçelere çıkmış, sararmaya başlamıştır, bazıları da çoktan şarap olmuş doyumsuz bir tad bırakıyordur kimilerinin damağında… Thenes’in karşısına görücüye çıkmıştır çoktan, Potenti burnundaki kızlar. Aynı masada oturup şarap içen rumları gören, karasakız ve çavuş aynı salkımda yetişmişler onu da duydum.
Heredot’un dediğine göre de "Tanrı, insanları uzun ömürlü olsunlar diye Thenedos'u yaratmış..
Bende belki ,ömrüme ömür katmak için bekliyorum, birilerinin çağrısını ve her geçen gün biraz daha yakından duyuyorum, Thenedos’un şarkısını…
     
Ömür İsfendiyaroğlu
20 Mayıs 2002 Pazartesi




Peki sizin hiç alıp başınızı gitmek tüm sorumluluklarınızı ardınızda bırakmak, istediğiniz olmadı mı?

Can Yücel'in bir şiirini okudum bugün. Benim gibi başka insanların da olduğunu düşünmek bir rahatlık hissettirdi bana.

Malum bahar kapıda geleyim gelmeyeyim diye nazlanırken neşeli kıpırdanmalar, nedensiz mutluluklar, nedensiz hüzünler gelip gidiyor belki sizinde yüreğinizde. Belki sizde kalk gidelimle otur... diyen yanınız arasında kalan bir ruh hali içindesiniz…işte böyle düşünerek duygularımı ve Can Yücel’in “Gitmek” şiirini paylaşmak istedim.
En azından bu haftasonu kalk gidelim diyen yanınıza engel olmayın. Gidin bir yere, neresi olursa gönlünüz nereye isterse oraya… gidemiyorsanız bile, en azından gitmeyi isteyin…


GİTMEK

Bugünlerde herkes gitmek istiyor.
Küçük bir sahil kasabasına, bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara...
Hayatından memnun olan yok. Kiminle konuşsam aynı şey...
Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.
Öyle "yanına almak istediği üç şey" falan yok.
Bir kendisi.
Bu yeter zaten.
Herşeyi, herkesi götürdün demektir.
Keşke kendini bırakıp gidebilse insan.
Ama olmuyor...
Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor.
Yani herşeyi yüzüstü bırakmak göze alınamıyor...
Böyle gidiyor işte.
Bir yanımız "kalk gidelim", öbür yanımız "otur" diyor.
"Otur" diyen kazanıyor.
O yan kalabalık zira.
İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu...
En kötüsü alışkanlık.
Alışkanlığın verdiği rahatlık, monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor.
Kalıyoruz.
Kuş olup uçmak isterken ağaç olup kök salıyoruz.
Evlenmeler...
Bir çocuk daha doğurmalar...
Borçlara girmeler...
İşi büyütmeler...
Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor.
Misal ben. Kapıdaki Rex' i bırakıp gidemiyorum.
Değil bu şehirden gitmek, iki sokak öteye taşınamıyorum.
Alıp götürsem gelmez ki...Bütün sokağın köpeği olduğunun farkında. Herkes
onu, o herkesi seviyor. Hangi birimizle gitsin?
"Sırtında yumurta küfesi olmak" diye bir deyim vardır; evet, sırtımızda
yumurta küfesi var hepimizin. Kendi imalatımız küfeler.
Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada.
Ölüm var zira.
Ölüme inat tutunmak lazım. İnadına kök salmak lazım.
Bari ufak kaçışlar yapabilsek.
Var tabii yapanlar. Ama az...
Sadece kaymak tabakası.
Hepimiz kaçabilsek...
Bütçe, zaman, keyif denk olsa...
Gün içinde mesela.
Küçücük gitmeler yapabilsek. Ne mümkün...
Sabah 9:00, akşam 18:00.
Sonra başka mecburiyetler.
Sıkışıp kaldık.
Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli bu kadar ağır olmamalı.
Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz.
Bir ömür karşılığı bir ömür yani.
Ne saçma.
Bahar mıdır bizi bu hale getiren?
Galiba...
Ben her bahar aşık olmam ama her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç.
Ama olsun... İstemek de güzel.

CAN YÜCEL








.Eleştiriler & Yorumlar

:: gitmeleri ırladım gidemedim...
Gönderen: Süleyman Güner (Prens Tenes) / İstanbul
29 Ocak 2003
gidememek... otuzbeşime geldim baktım ki 17 yaşımdayken düşündüklerimin tam tersini düşünüyorum. Ne ölümü düşlüyorum ne geleceği...Tenedos bandıralı düş kayıklarıma binip Anadolu\'ya vardığımda, kayıklarımı yakarken ilk pişmanlıklarımı yaşamaya başladım. Çünkü ben O\'nu yedi kocalı Kız Kulesi\'yle aldattım. Şimdi iki ters bir kent kelimelerimi harf harf söküp, gitmeleri örüyorum. Arasına ada, deniz kızı ve martılar koyuyorum. Can Baba\'yla her gece bi tek efkar şiiri yuvarlıyorum. O şımarık rüzgarlı kıza aşığım. İtiraf ediyorum!Sen de aşık olmuşsun gözlerinden seziyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Nilüfer'e, Nilüferime...
Yaşam Mucizedir
Yıldızlar
Geç Kalmış Bahar
Abasıyanık, Adasıyanık, Yüreği Yanık Biri …

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hayatımda İlk Kez Bir Kadın İçin Heyecanlanıyorum
Hayata Dokunmak
İstanbul Calling, İstanbul Embracing
Nişa Oyunu
Meleklerin Gözyaşı
Bir Rüya
Şimdi
Düşümün Öte Yanı
Mentollü Umutlar
Tak Oğlu Tak, Bir Tek "Aşk"ı mı Buldun Takacak!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bulmaca [Öykü]
Pulkanatlı Öykü [Öykü]
İçinden bir isim tut [Öykü]
O Pity Pity Karamela Sepeti [Öykü]
Servi [Öykü]
Buluşma [Öykü]
Seni Seviyorum... [Öykü]
Maskeli [Öykü]
Sinek [Öykü]
Düşmek [Öykü]


Ömür İsfendiyaroğlu kimdir?

Kişiliğimin tam anlamıyla gitmek istediği yoldan gitmek ve bunu yaparken de başkalarının bam tellerine dokunabilme isteği çoğu zaman hissettiğim. Yaşamımın hiçbir evresinde yazı olmadan yaşayabileceğimi düşünmüyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her kitaptan, her satırdan, her cümleden kısacası; yaşamın sözcüklerinden etkilenirim


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömür İsfendiyaroğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.