..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Kurguyla gerçek arasındaki ayrım, kurgunun mantıklı olmak zorunda olması. -Tom Clancy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Sanat > Oğuz Düzgün




1 Nisan 2009
Anadolu Hiphop'u Kolbastı  
Oğuz Düzgün
Günümüzde bilhassa gençlerimiz arasında oldukça yaygın bir milli dansımızdır Hoptek. Bu dansın bir diğer adı da Kolbastı’dır ki, zaten bu hareketli dans daha bu isimle meşhur olmuştur.


:CFDD:
Günümüzde bilhassa gençlerimiz arasında oldukça yaygın bir milli dansımızdır Hoptek. Bu dansın bir diğer adı da Kolbastı’dır ki, zaten bu hareketli dans daha bu isimle meşhur olmuştur. Sinan Yılmaz’ın bu milli oyunumuzun tanıtımındaki gayretini de göz ardı etmemek gerekiyor. Televizyonda, Avrupa’da verdiği konserler, Anadolu’nun bağrında oluşan bu dans türünün bilhassa Avrupa’daki gençler arasında yaygınlaşmasına sebep oldu. Almanya’daki öğrencilerim arasında Kolbastı’nın cazibesine kapılmayan genç yok gibi. Hatta dünya çapında popüler olan Hiphop, Rap ve Break Dans gibi dans çeşitlerinden daha fazla tutuluyor bu milli dans gençlerimiz arasında.

Kolbastı ya da Hoptek sayesinde gençlerimiz, bilhassa Avrupa’da milli benliklerini de korumuş oluyorlar aslında. Yani bu oyunun oynandığı ritim ve şarkı sözleri Türkçe’nin, Türk kültürünün izlerini taşıyor. Bu eğlenceli oyun sayesinde gençlerimiz Türkülerimizle, milli kimliğimizi oluşturan pek çok değerimizle de tanışıyorlar. Türkiye’deki bütün dans çeşitlerinden örnekler taşıyan Kolbastı oyununda, sadece Trabzon’un ya da Karadeniz’in değil bütün Türkiye’nin, Balkanların hatta Kafkasların ve Orta Doğunun renklerini yakalamak mümkün. Bu yönüyle Kolbastı, diğer Müslüman milletlerin de eğlencelerinden izler taşıyor. Bu yönüyle diğer Müslümanlar arasında da yaygınlaşabileceği izlenimi uyandırıyor. Bütün bu renkliliğiyle Hoptek bir Hip Hop, ya da Break dans gibi evrenselleşebileceğinin sinyallerini veriyor. Eğer böyle bir olay yaşanırsa bütün bir Türk milleti olarak bundan gurur duyarız elbette.

Bu dansın içinde hangi yerel oyunlarımız resm-i geçit yapmıyor ki? Kafkas dansları, Horon, Hora, Bar, Halay, Çiftetelli, Roman Havaları, Köçek gibi oyunlarımızdan pek çok izler taşıyor Hoptek. Bu dans çeşidinin birden bire 1930’larda askerlerin baskınları sonucunda oluşuverdiğini savunmak gerçekleri yansıtmıyor. Zira Hip Hop, Rap gibi evrenselleşmiş dansların bile binlerce yıllık kökenleri vardır. Zira kökü olmayan bir ağacın yeşermesi, meyve vermesi mümkün değildir. Temelde Afrika ve Ortadoğu haklarının danslarına dayanan Hip Hop, tekamül eden bu Afro-Amerikan geleneğin popülerleşmiş bir meyvesi görünümündedir. İşte Kolbastı da Anadolu’da yaşayan binlerce yıllık kökenlere sahip mahalli dansların tekamül etmiş olgun bir meyvesidir. Bir şahsın, şehrin ya da grubun malı değil, bütün Türk milletinin ortak değeridir.

Bu dans çeşidinin neden daha yaygın olarak Karadeniz’de oynandığı sorusunun cevabı da açıktır. Kafkas dansları, Horon gibi hareketli oyunların oynandığı bir bölgede örneğin Zeybek gibi ağır bir dans çeşidinin yaşaması, gelişmesi mümkün olamazdı. Anadolu’nun Kuzeyinde Kafkaslardan Rumeli’ye kadar oynanan dans çeşitleri genellikle hareketlidir. Bu nedenle Kolbastı’nın tam da bu bölgede şekillenmesi tesadüfi değildir. Daha çok ayak hareketlerine dayanıyormuş gibi görünen Kolbastı, Roman havalarında olduğu gibi tiyatral gösterilerle de renklendirilir. Balık tutma, ekin ekme, ayakkabı boyama, vurma, düşme, kalp masajı yapma gibi gündelik yaşamın acı-tatlı olayları da dramatize edilir bu oyunda.

Ayrıca Kolbastı’da Mevlevilerin ve Alevilerin Semah gösterilerini andıran hareketler de mevcuttur ki, bu durum ilgili oyunun mistik boyutunu ortaya koyar. Bilindiği üzere bütün danslar geçmişte yapılmış dini törenlere dayanırlar. Hem yeryüzünde insanın olduğu her yerde dans da vardır. Bu dansların birbirinden çok farklı özellikleri olabileceği gibi çok benzer yönleri de vardır ki, bu durum insanlardaki ortak fıtri özelliklere dikkat çeker. Dönme, el kaldırma, bacak ve ayak hareketleri pek çok dansın ortak özelliğidir. Bu durum da insan fıtratının bu hareketlere yaratılıştan meyilli olduğunu açıkça ispat eder. Elleri havayı kaldırma, pek çok kültürde Allah’la kurulan diyalogu temsil eder. Kendi ekseni ve diğer oyuncuların etrafındaki dönüş de, tasavvufi bakış açısıyla bakıldığında genelde bütün kainatın hakikat-ı Muhammediye etrafında dönüşünü, daha özelde ise atomların, gezegenlerin, galaksilerin dönüşlerini temsil eder. Hacıların Kabe’de, Mevlevilerin Dergah’ta, Alevilerin Cemevinde, mutasavvıfların zikir esnasında Tekkelerinde, bazı sahabelerin cezbe anındaki dönüşleri zamandan mekandan münezzeh Sonsuz Varlığın etrafında gerçekleştirilen sembolik bir tavafı ifade eder. Muhtemelen Karadeniz’de yaşayan ve bir kısmı Alevi olan Çepni Türkler’inin semahlarından belki de Mevlevilerin dönüşlerinden Kolbastı’ya miras kalan bazı dönüş hareketleri, bu oyunun mistik yönünü de ortaya koyar.

Kolbastı’nın bilhassa Avrupa’daki diskoteklerde popüler olduğu da bilinen bir gerçektir. Bizce bu dans, gençlerimizi her türlü kötü alışkanlıkla buluşturan disko kültüründen kurtarılmalıdır. Bu dans sadece diskolarda oynanan bir oyun olmaktan çıkarılıp Kafkas oyunları gibi Türk kültürünün bir ürünü olarak Kültür Merkezlerinde de oynanmalıdır. Bu dansın eksik olan ama Türk milletinin kalbinde yaşamaya devam eden bir değere ihtiyacı vardır. Her dans yaşadığı toplumun yaşam felsefesinden de derin izler taşır. Hatta her dans çeşidinin alt yapısında insanlara ulaştırılacak bir felsefi mesaj mevcuttur. Bizce Anadolu’dan beslenen bu dans, gençlerimize Anadolu’nun değerlerini de ulaştırmalıdır. Böylelikle gençlerimiz eğlenirken aynı zamanda ruhsal bir doygunluğa ulaşabilirler. Bu da onları içkiden, uyuşturucudan ve şiddetten uzak tutabilir.

Kolbastı’yı ya da Hoptek’i disko kültüründen kurtarmak için yapılabilecek işler çoktur. Öncelikle bu dans için yazılacak şarkıların sözleri gençlerimize kültürümüzü, geleneklerimizi ulaştırmayı da amaçlamalıdır. Bilhassa Avrupa’daki gençlerimiz için bu zorunludur. Bu şarkı içinde olumlu bir şekilde geçecek “dua” sözcüğü bile gençlerimizin ruh dünyasında pek çok güzellikleri yeşertebilir. Ya da alkolün, sigaranın ve bohemi tarzdaki gayr-i ahlaki yaşantıların yanlışlıkları bu şarkı sözleriyle gençlerimizin şuur altına kazınabilir. Yine bu dansı gerçekleştirenlerin kıyafetleri geleneklerimizden, kültürümüzde izler taşımalıdır. Hoptek vasıtasıyla uygun mekan ve zeminlerde gençlerimize Mevlanalarımız, Yunuslarımız ve Anadolu’nun diğer manevi değerleri de tanıtılmalıdır. Bu sayede bilhassa Avrupa’daki gençlerimizin geleceklerinin Müslüman ve Türk kimliğiyle şekillenmeleri sağlanabilir.

Hoptek’in birleştirici bir özelliğinden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Bu dansın büyüleyiciliği Avrupa’da bölünmüş, parçalanmış bütün Anadolu insanlarını kendine cezp etmektedir. Kürtler, Aleviler ve Anadolu’dan Avrupa’ya göç etmiş olan bütün yurttaşlarımız, Kolbastı oyununun etrafında birleşmiş görünmektedirler. Youtube video paylaşım sitesinde yapılacak kısa bir gezinti, bu gerçeği ortaya koymaya yeter. Bu dans, ortak bir Anadolu ruhunun eseridir ve aslında birbirimizden pek de farkımız olmadığını açıkça ortaya koyar. Kolbastı oyununun şen şakrak ritimleri, Anadolu insanının neşeli yönünü ortaya koyar. Bu da kavgayı değil dostluğu hatırlatır ki birlik ve beraberliğimizi pekiştirmek için gerektiği zamanda, uygun mekanda bu gibi değerleri de kullanabiliriz.

Kolbastı’yı ülkemizde, Avrupa’da ve tüm dünyada yaygınlaştırma çabasında olan sanatçılarımız, bu milli dansı gece âlemlerinden kurtarıp gençlerimizi kendi öz kültürleriyle buluşturacak bir hüviyete dönüştürme konusunda sorumludurlar. Zira herhangi bir alanda açılan bir çığırın doğuracağı olumlu ya da olumsuz sonuçlar o çığırı açanın hanesine yazılırlar. Kolbastı’yı gençlerimizin öz kültürüyle buluşması için eğlenceli bir araç haline getirdiğinizde, onları diskolardan, alkolden ve uyuşturucudan kurtardığınızda ailelerden alacağınız hayır dualar, iki dünyada da yüzünüzü güldürmeye yeter. Bir de bu dansın Hiphop dansı gibi, Hoptek ya da Kolbastı adıyla evrenselleştirilmesi, bütün uluslara yayılması, meselenin ayrı bir yönüdür. Bu iş için bilhassa musiki alanında profesyonelleşmiş akademik çevrelerin ve diğer sanatçıların da yardımının gerekeceği unutulmamalıdır



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sanat kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kâfiyelerin Birliği
Kemençe Kimin?
Şiir Düşünceleri
Medeniyet Bestemizin Notaları
Yeni Bir Roman Türü
Göbeğini Kaşıyan Adamın Piyanisti
Türkçe'den Sonsuzluğa

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Fâtih İstanbul'u Kaç Yaşında Fethetti?
Mevlid Kardeşliği
Baklava'nın Kökeni
Kurân'ın Kökeni Sümerde mi?
Amerika Osmanlı Tarafından Keşfedilseydi?
Evliya Menkıbelerinden Türk Fantastik Edebiyatına
Omoto Dini ve İslamiyet
İnsanı Gelecek Zamanda Çekimlemek
Hz. Muhammed'in Fotoğrafı
Noel Baba Türk Mü?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sen Var Ya Sen! [Şiir]
Çakkıdı Çakkıdı [Şiir]
Bâlibilen Dilinde Şiir [Şiir]
Üç Boyutlu Şiir [Şiir]
Miraciye [Şiir]
Sağanak Sen Yağıyor [Şiir]
Bülbüller Şehri İstanbul [Şiir]
Türkçe Hamile Beyanlara [Şiir]
Burası Sessiz Biraz [Şiir]
New Orleans'lı Siyahi Kirpiklerin [Şiir]


Oğuz Düzgün kimdir?

Yazar edebiyatın her alanında çalışmalar yapıyor.

Etkilendiği Yazarlar:
Bütün yazarlardan az çok etkilendi. Zaten insanoğlunun özelliği değil midir iletişimde bulunduğu varlıklardan etkilenmek?


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Oğuz Düzgün, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.