..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bu hafifçe kenara itilecek bir roman değil. Daha büyük bir şiddetle uzağa fırlatılmalıdır. -Dorothy Parker
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Güven ve Güvensizlik > Şebnem Pişkin




26 Ekim 2009
İsyan!  
Şebnem Pişkin
...Bu yazı hiçbir edebi kaygı duymadan, yalnızca yaşadığım bir olayı paylaşmak, sinirlerimi biraz olsun yatıştırmak maksadıyla kaleme alınmıştır...


:CJCC:
Önceki gün saat 18:00 sıralarında cep telefonum çaldı. 532’li bir numaraydı arayan. Cevap verdim. Karşıdaki ses “Şebnem hanımla mı görüşüyorum?” diye sorunca “buyurun, benim” dedim. Telefondaki bayan bana kitaplarımı ve internetteki yazılarımı okuduğunu, yeni yazarları çok sıkı takip etmediğini, çünkü kendisinden daha iyi yazabilecek birinin çıkması kaygısını taşıdığını söyleyince “Siz de mi yazarsınız?” diye sordum.

Cevabı bir hayli şaşırtıcı, ama hiç de yabancısı olmadığım türdendi: “Öyle sayılabilirim, ben geçmiş yaşantımda Namık Kemal’dim”dedi. Tepki vermedim, yalnızca gülümsedim. Konunun nereye varacağını merak ediyordum.

Telefondaki bayan konuşmayı sürdürdü: “Sizinle çok önemli bir bilgiyi paylaşmam gerekiyor. Siz bir yazarsınız ve bu bilgi sizin tarafınızdan mutlaka bilinmeli. Yarın uygun bir yerde buluşalım, size Bilgi Kitabından bahsedeceğim. Bilgi Kitabını hiç duydunuz mu?”

Bilgi Kitabı kavramı bana çok da yabancı gelmiyordu. Nitekim Türkiye’deki ruhsal araştırmaların öncüsü kabul edilen Bedri Ruhselman’ın dünya ötesi varlıklarla temas kurduğu celselerde aldığı bilgilerin Ergün Arıkdal tarafından “Bilgi Kitabı” adı altında derlendiğini biliyordum. Telefondaki ses: Hayır dedi, bu bilgi kitabı, o bilgi kitabı değil. Bu kitap uzaylılar tarafından yazılmıştır. Telefonda anlatmam mümkün değil, yarın buluşalım”. Kendisini daha sonra arayacağımı söyleyerek telefonu kapattım.

Hemen internetin başına oturdum. Telefondaki kadının benimle mutlaka paylaşmak istediği Bilgi Kitabını araştırdım. Bulduklarım şöyleydi:


• “DÜNYA KARDEŞLİK BİRLİĞİ MEVLANA YÜCE VAKFI” OLARAK BİLİNEN MEVLANA TARİKATI ÇIKARMIŞ OLDUKLARI BİLGİ KİTABININ KUTSAL KİTAPLARIN YERİNE GELDİĞİNİ VE KUR’AN-I KERİM DAHİL olmak üzere DİĞER KİTAPLARIN HİÇBİR HÜKMÜNÜN KALMADIĞINI, BİLGİ KİTABININ DİREKT ALLAH’IN KİTABI OLDUĞUNU, KİTAPLARININ UZAYDAN İNDİRİLDİĞİNİ, FAKAT UZAYDAKİ İRTİBATLARININ BUGÜNKÜ ORTAMDA KONUŞULMASININ BİRÇOK SAKINCASI OLDUĞUNU VE KUR’AN-I KERİM’İN HÜKMÜNÜN 2000 YILINDA SONA ERDİĞİNİ İDDİA EDİYOR. KIBLE’NİN MEKKE DEĞİL LİDERLERİ OLAN BÜLENT ÇORAK’IN EVİNİN BULUNDUĞU BÖLGE OLDUĞUNU İLERİ SÜREN KURULUŞ, “ATATÜRKÇÜ” OLDUKLARINI İLERİ SÜREREK TARAFTAR TOPLUYOR AMA BİLGİ KİTABINDA VE FASİKÜLLERİNDE ATATÜRK’ÜN UZAYLI OLDUĞUNU YAZARAK, ULU ÖNDERİN MANEVİ KİŞİLİĞİNE VE ESERLERİNE HAKARET EDİYOR.”

“Mevlana Dünya Kardeşlik Birliği” adındaki grubun kullandıkları sembol de tüm masonik amblem ve logolarda olduğu gibi bir üçgen ve içinde bir daireden oluşuyor. İnternete koydukları 3 cilt ve 55 fasikülde neler yazdığını uzun uzun anlatmayacağım. İlk fasiküldeki okuduğum ilk cümle konuyu anlamanıza yetecektir. Şöyle yazıyor:

“Bu Kitabin Metni tüm Kutsal Kitaplari içermektedir. Bu Kutsal Kitaplar incil, Tevrat, Zebur, Uzak Şark Dinleri ve Kuran`dir. Bu Kutsal Kitaplarin esas Gayeleri Insan Kardeslerimize Ilmin isiginda bir Mesaj vermektir. Halbuki o Kutsal Kitaplar sonradan Esas Gayelerinden saptirilarak Dejenere edilmislerdir. Simdi (ILK KITAP ILE SON KITAP ARASINDAKi TÜM KITAPLAR BU KITAPTA) Birlestirilmistir. Ve Evrene Tek Kutsal Kitap olarak hediye edilmistir.


Görülen o ki bu insanlar Kuran’ın ve İslam’ın hükmünün bittiğine kanaat getirmişler ve uzaylı kardeşleri tarafından yazdırılan bu kutsal ! Kitabı insanlığa, hatta insanlığa bile değil özellikle Türk insanına yaymaya çalışıyorlar.

Bayanın telefonuna bu sabah bir mesaj gönderdim:

“İlginiz için teşekkür ederim. Bilgi kitabını araştırdım ve Mevlana Dünya Kardeşliği adındaki bu derneğin verdiği bilgiyi Hakikatten uzak buldum. Benim yolum kıyamete kadar hükmünü ve geçerliliğini yitirmeyecek olan tek din İslam ve tek kitap Kuran’dır. Bunun dışında yeni yazılmış bir kitabı ve anlayışı reddederim. İyi niyetinizden şüphem yok ancak bunlara ayıracak vaktim de yok. Saygılarımla…”

Bir saat sonra telefonum çaldı. Mesajımı alan bayan arıyordu. Kavga etmeye hiç alışık olmayan ben, bu bayanla telefonda uzun bir süre boyunca kavga ettim.

Kıyamete yakın zamanda sahte peygamberlerin, sahte dinlerin ve sahte kitapların ortaya çıkacağı yeni bir bilgi değil elbette… Ama insanların bunu yaparken kurdukları tuzaklara “Mevlana Celaleddin Rumi” gibi yüce zatların isimlerini vermeleri kabul edilebilir bir şey değil. Tıpkı kanser yapan zararlı yiyeceklerin janjanlı paketlerde sunulması gibi “ruhsal arayış” içinde olan onlarca insanı tuzaklarına düşürmek için bu yüce kişilerin isimlerini kullanıyorlar. Mevlana sadece “kardeşlik, hoşgörü ve sevgi” diyen sıradan bir insan değildir. Mevlana, İslam, Kuran ve sünnet çerçevesi içinde yaşamış, hakikat ilmine sahip olan, bu ilimi insanlar anlayabilsinler gayesiyle sonsuz bir tatlılıkta insanlığa sunmuş tasavvuf ehlinden bir kişidir.

Öyle hissediyorum ki artık Mevlana mübarek zat’ı ruhaniyetini çoktan bu ülke toprakları üzerinden alıp götürmüş olmalı. Konya’daki türbesi bile para karşılığı insanların ziyaretine açılıyor. Herkes onun ismini kendi menfaati için, çıkarı için, maddi hırsları için kullanıyor. Onu sadece “kardeşlik ve hoşgörü” diyen sıradan bir insan seviyesine indirip, “gel gel, sen de gel” diyen bir şair yerine koyuyorlar.

Ben artık “Mevlana” nın kıymetli ismini boş yere telaffuz etmeyeceğim. Ona duyduğum muhabbet sadece gönlümde kalacak, ama dudaklarım mühürlenecek. Kalemimden onun sözleri ve deyişleri damlasa da ancak bilenler O’nu yazdığımı anlayacak. Mevlana, Mevlana diyerek gezen insanlar olmak yerine Mevlana gibi yaşayan, onun gibi düşünen, onun gibi söyleyen insanlar olmaya çalışmalıyız.

Sinirliydim, yazmalıydım, paylaşmalıydım. Şimdi biraz sinirlerim yatıştı. Paylaşmak istedim, hatamız olduysa affola…

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ..
Gönderen: Attila Ünsal / , Türkiye
27 Mart 2010
Bundan uzun yıllar önce bahsedilen derneğin Ankara' daki bir kaç toplantısına katıldım. Yaşım daha 18 di; ancak her toplantının benzer cümleler etrafında döndüğünü, derneğin ismiyle cisminin bağdaşmadığını, elli çeşit insanın elli çeşit amaçla orada bulunduğunu daha o yaşımda bile idrak edebilmiştim. Bu ve benzeri derneklerin hala varlıklarını sürdürebiliyor olmaları ise üzücü. Daha üzücü olan ise giderek cahilleşen insan sayısının artması ve bu tür dolambaçlı yollara nazaran rahat sapar hale gelmesi.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bugün [Şiir]
Sözün Yoksa Sus,söyleme! [Şiir]
Galaktik Irk [Öykü]
"Bir"in Hikayesi [Öykü]
Kalem [Öykü]
Mevlana'ya Mektup 1 [Öykü]
Başlıksız [Öykü]
Amma Hikaye! [Öykü]
Mevlana'ya Mektup 2 [Öykü]
Sohbet [Öykü]


Şebnem Pişkin kimdir?

Damarlarım attıkça, canım bedenimde oldukça kaçmadayım. İnsanın kendinden kaçıp kurtulması kolay olur mu? Başkasından kaçan, ondan uzaklaşınca ondan kurtulunca kaçmayı bırakır, olduğu yerde durur. Ben ise hem kendimin düşmanıyım, hem de kendimden kaçıp kurtulmak istiyorum. Kaçarken kendimi de beraber götürdüğüm için kendimden kurtulmama imkan yok. Bu yüzdendir ki benim işim kıyamete kadar kaçmaktır, kaçmaktır, kaçmaktır. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Mevlana,Nietzsche,Kryon,Halil Cibran,Hayyam,Drunvalo Melchizedek


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şebnem Pişkin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.