• ÝzEdebiyat > Eleþtiri > Güven ve Güvensizlik |
1
|
|
|
|
Bir arkadaþým yaklaþýk dört ay önce; “kadýn – erkek” iliþkileri üzerine bir grupta tartýþtýklarý tüm yazýþmalarý bana gönderip fikirlerimi merak ettiðini ve konu hakkýnda ne düþündüðümü sormuþtu.
|
|
2
|
|
|
|
Samimiyet istiyor insan dili süslü, yüzü sahte gülüþlü, beyni çýkar sürüþlü insanlar görmek istemiyor. Madalyonun diðer tarafýndan bakacak olursak konuya bu insanlar bize ne olmamýz deðil ne olmamamýz gerektiðini öðretiyor aslýnda ama yine de ders almýyor, hatalarýmýzýn farkýna dahi varamýyoruz.
Bitmiyor ki hiç insanýn kendisiyle kavgasý bu aslýnda tümüyle benlik davasý.
Ey insan uslan, yeter kendinle kavgan. |
|
3
|
|
|
|
Sokrates’in hayat hikâyesi de ilginç geldi bana...
Ýlginç olan þey; neden Hz. Ýbrahim’i anlamazlar?
Neden Sokrates’i anlamazlar?
Ve neden -ben bile anlaþýlmýyorum- anlaþýlmýyoruz... |
|
4
|
|
|
|
Bu ateþ, ateþle karþýlýk verildiðinde sönecektir. |
|
5
|
|
|
|
Facede tavla oynuyorsanýz gözü açýklara dikkat etmek zorundasýnýz. Siz masumane bir þekilde hoþça vakit geçirmek için oynuyorsunuz. Ama onlar sizin bu masumiyetinizden faydalanýp haksýz kazanç elde ediyorlar. Ve kýsa bir süre sonra ciddi bir gelir elde ediyorlar. |
|
6
|
|
|
|
Çocuklar içimizde yýprana renkli balonlar. Onlar vicdaný infaz edenlerin saðýrlýklarýna aldýrmadan çýðlýk atmaktalar. Çýðlýklarýný kendileri ve birkaç insandan baþka duyan yaratýk olmasa da. |
|
7
|
|
|
|
Bu da nereden çýktý abi? Diye soranlarý anlýyorum. Ancak okulda çoðumuz “yükselme ve gerileme” dönemlerini filan duymuþuzdur da bu o “geçiþ dönemi”ne benzer bir konudur desem baþlýk için kafi olur herhalde…
|
|
8
|
|
|
|
Osmanlý her yerde Arap dil ve din kültürünü yayarak yaþamaya çalýþýrken, Cumhuriyet bunun yerine Türk Dilini resmileþtirmesine raðmen, Arapça kelime istilasýndan Türkçeyi kurtarmamýþtýr. |
|
9
|
|
|
|
Kiþi, okuyabiliyorsa, okur; yazabiliyorsa, yazar; ikisini gerçekleþtirebilene de, okur-yazar, diyoruz. Yazarlýk ise, ayrý bir þey, kavramlaþmýþ bir sýfat olmuþtur. Her yazabilene “yazar” diyemeyiz. Yazarlýk, yazma iþlemiyle baþlasa da sadece onunla sýnýrlý deðildir; neyi yazmak, niçin yazmak, nasýl yazmak ve kimler için yazmak da çok önemlidir. |
|
10
|
|
|
|
"Bir varmýþ bir yokmuþ. Memleketin birinde çok zengin olduðu kadar da cimri bir karý koca varmýþ. Saray kadar geniþ bir evde, kendileri gibi cimri bir uþaklarýndan baþka kimseleri yokmuþ." |
|
11
|
|
|
|
Kendilerine, fikir ve ilkelerine güveni olmayanlar, tahammülsüz olurlar; çünkü gelecek kaygý ve endiþesi içine düþmekteler. Çünkü ilkelerinin, yalanlar üzerinde; fikirlerinin de çürük temellere dayalý olduðuna, dolayýsýyla gerçeklere tahammül gösterirse, her þeyin olacaðýna varacaðýna ve bunun da kendi kariyerlerinin sonunu getireceðine inanýyorlar. |
|
12
|
|
|
|
Siz, siz olun þu bitkisel ilaç satan þarlatanlara inanmayýnýz.
Ýster doktor, ister satýcý kisveli olsun…
Her ne sýfatla olursa; bitkisel ilaç tavsiye eden ve satanlarýn ekseriyeti saðlýðýmýzý istismar edendir, þarlatanlardýr…
Bitki ilaçlarý üzerinden, insanlarýn saðlýðýný istismar ederek rant devþiren bu þarlatanlar var bu þarlatanlar…
Ýsmi, ister “canan”, ister “maranki”, ister bilmem ne bela olsun; al birini vur ötekine…
Bunlar; halka verir talkýný kendi yutar salkýmý… |
|
13
|
|
|
|
Burada sevgi hususundaki aptallýðýmý anlatmaya ve sevgininde aslýnda insaný körelten bir duygudan baþka biþey olmadýðýna iliþkin ........ |
|
14
|
|
|
|
..... oturduðumuz evlerimize bir çivi dahi çakamýyoruz çünkü plastik duvarlarýmýz, sonrasýnda o evdeki ruhlarýmýzý alýp sadece çýkýp gidiyoruz baþka bir mekana, ruh gibi yaþamadan, çivi çakmadan bir duvara.. |
|
15
|
|
|
|
...Bu yazý hiçbir edebi kaygý duymadan, yalnýzca yaþadýðým bir olayý paylaþmak, sinirlerimi biraz olsun yatýþtýrmak maksadýyla kaleme alýnmýþtýr... |
|
16
|
|
|
|
Yalanýn bu denli rahat söylenebilmesinin nedeni, Allah’ýn her þeyi bilen, gören ve iþiten olduðu gerçeðinin unutulmasýdýr. Oysa Yüce Allah, her an her þeye þahittir. |
|
17
|
|
|
|
Ok bir kez çýktý yaydan, geçtik düðünden toydan,Þimdi hep meydan meydan,söylenecek söz menem…Öz menem, öz menem onlar kabuk öz menem…..)
Sözüm meclisten içeri üzerine alýnmasý gerekenler bana sormadan alýnabilirler diyerek baþlamak istedim yazýma. Son zamanlarda tüyü bitmemiþ yetimin hakkýný yiyen Abdurrahman Çelebiler ( koyunun olmadýðý yerde keçiye abdurrahman çelebi derler ) kendilerini bir fasulyeden sayar oldular.Kasým kasým kasýlýyorlar.Kendilerine sorsan en delikanlý bunlar, hade be ordan ne delikanlýsý,olsanýz olsanýz kývýrcýk marul olursunuz.Hiçmi delikanlý görmedik hayatýmýzda.
|
|
18
|
|
|
|
Hatayý kabul etmenin toplum üzerindeki etkisi olumludur. Toplum bunu bir erdem sayar. Peki bu hatanýn sonucunda yüzlerce insanýn yaþamý yok olmuþsa…
|
|
19
|
|
|
|
Söylenecek söz yok. Her þey meydanda... |
|
20
|
|
|
|
Çok kötü bir durumdur, kadýn içinde erkek içinde boynuzlanmak. Sizden baþka, dýþarýdan bakan herkes görür o boynuzlarý, siz de bilirsiniz de, kimselere çaktýrmamak derdine düþersiniz. Oysa ki gerçekten birbirini seven insanlar, ne birbirlerine boynuz takmaya meyleder, ne de sevgilerini az bir deðere baþkalarý ile deðiþ tokuþ etmeye kalkarlar. |
|