..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
En güzel özgürlük düşü, hapishanede görülür. -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Söyleşi > Seval Deniz Karahaliloğlu




9 Şubat 2010
Geceler ve Gündüzler : Prof. Dr. Özdemir Nutku  
“Ben Bu Oyunla Öğrencilerimi Pazarladım”

Seval Deniz Karahaliloğlu


İyilik ve kötülük. Siyah ve beyaz. Olumlu ve olumsuz. Sevinç ve keder. Dünya bu zıt kavramlar arasında bir yerde duruyor. Tıpkı “Geceler ve Gündüzler” de olduğu gibi. Hayat, bu iki zıt uçlar arasındaki savrulmaların bileşkesi. Böyle olunca kıssadan hisse ortaya “Geceler ve Gündüzler” çıkıyor. Bir an mutluluk, sonrasında keskin bir acı. Tıpkı yaşamda olduğu gibi. Küçük öyküler bunlar. Büyük oyunlardan küçük tablolar. Oyunun yazarı William Shakespeare olunca, büyük ustanın eserlerini dilimize en iyi uyarlayan başka büyük bir usta geliyor akla. Hocaların hocası Prof. Dr. Özdemir Nutku.


:BHBD:
Geceler ve Gündüzler : Prof. Dr. Özdemir Nutku

“Ben Bu Oyunla Öğrencilerimi Pazarladım”

Seval Deniz Karahaliloğlu

İyilik ve kötülük. Siyah ve beyaz. Olumlu ve olumsuz. Sevinç ve keder. Dünya bu zıt kavramlar arasında bir yerde duruyor. Tıpkı “Geceler ve Gündüzler” de olduğu gibi. Hayat, bu iki zıt uçlar arasındaki savrulmaların bileşkesi. Böyle olunca kıssadan hisse ortaya “Geceler ve Gündüzler” çıkıyor.

Bir an mutluluk, sonrasında keskin bir acı. Tıpkı yaşamda olduğu gibi. Küçük öyküler bunlar. Büyük oyunlardan küçük tablolar. Oyunun yazarı William Shakespeare olunca, büyük ustanın eserlerini dilimize en iyi uyarlayan başka büyük bir usta geliyor akla. Hocaların hocası Prof. Dr. Özdemir Nutku.

Sahneye koyduğu her oyunla, her geçen gün daha çok gençleşen hoca “Geceler ve Gündüzler” oyunuyla inanılmaz bir keyif sunuyor izleyenlere. Yer İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Özdemir Nutku Sahnesi. Sahne Sanatları Deneme Topluluğu oyuncuları William Shakespeare’in eserlerinden oluşan bir kolajla İzmir seyircisinin karşısına çıkıyor. “ III. Richard”, “Beğendiğiniz Gibi”, “Romeo ve Juliet”, “12. Gece”, “Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası”, “Macbeth”, “Hırçın Kız”, “Hamlet”, “İki Soylu Akraba” ve “Venedik Taciri”’nden alınmış tablolar izliyoruz art arda.

Hocanın dediği gibi bu oyunda “herkes başrolde”. Geleceğin yıldızları parlıyor sahnede. Çok bilinen ve defalarca sahnelenmiş olan eserleri tekrar sahneye koymak risklidir. Bilinene yenilik getirmek neredeyse imkansız. İşte bu noktada, yönetmenin dehası ve ustalığı devreye girer. Yaratıcılık, sahnelemedeki ince ayar, kendi oyunculuk dilini geliştirmek, sanki ilk defa izleniyormuşçasına damaklarda tat bırakabilme ustalığı ve bütün bunları yaparken eserin özünü de kaçırmamak. Sırat köprüsünde dans etmek gibi bir şey. Sahne Sanatları Deneme Topluluğu oyuncuları sahnede sırat köprüsünden geçiyorlar. Hem en iyisini yapma çabası hem de gelecek vaat eden oyunculukla sokağa çıkma fırsatını yakalamaya çalışıyorlar. Genel olarak bütün oyuncular iyi. Bazı isimleriyse gelecekte daha sık duyacağız.
     
Özdemir Hoca neden böyle bir oyun sahneleme gereği duymuş diye düşünmekten kendimi alamadım. Sorduğumda, gülerek “Ben bu oyunla öğrencilerimi pazarladım” deyince tatlı bir sohbetin de kapısı açılmış oldu.

SDK – Neden özellikle “Geceler ve Gündüzler” oyunu ?
Özdemir Nutku – Diğer oyunlarda rol dağılımında bazı oyuncular daha önemli bazıları daha az önemli roller üstlenir. Bu oyunda, herkes aynı derecede önemli roller üstleniyor. Egomu arkaya atarak öğrencilerimi ön plana çektim. Burada amaç, yönetmenin değil oyuncuların kendini göstermesi. Öğrencilerin bir Shakespeare oyununun nasıl sahnelendiğini görmesini istedim. Kolaj yaparken herkes önemli roller oynuyor. Rol dağılımı eşit ağırlıkta oldu.

SDK – Shakespeare’in çok bilinen oyunlarını tekrar sahnelemek riskli, değil mi? Oyunu sahneye koyarken nasıl bir yol izlediniz?
Özdemir Nutku- Normal, doğal bir mizansen yaptım. Oyunda mümkün olduğu kadar orijinal atmosferi vermeye çalıştık. Daha çok kodlara önem verdik. Bütün oyunlarda oyuncuların yoruma göre değişen kodları vardır. Seyirciyle iletişimi sağlayan sahne diline önem verdik. Shakespeare “yüceltilmiş dil” dediğimiz şiirsel bir dil, kafiyeli bir dil kullanır. Onu konuşma diline çevirdik. Mesela “Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası”nda esnaf oyunu çıkartırken sokağın doğal dilini kullanır. Dediğim gibi doğallığa önem verdik. Çok abartılı bir makyaj anlayışı izlemedik. Dekor, kostüm ve aksesuarları öğrenciler kendileri yaptılar ve oyunu çok ucuza mal ettik. Bu oyun, sahne uygulama dersinin de bir sonucu olarak ortaya çıktı. Oyuncular, dramaturglar, tasarımcılar birlikte kolektif çalışmayı öğreniyorlar. Sorumluluk alarak, hep birlikte ortaya güzel bir eser çıkarmanın tadına vardılar.

SDK – Farklılığı nasıl yakaladınız?
Özdemir Nutku - Küçük ayrıntılar çok önemli. “Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası”nda Aslanın kükremesinden sonra seyircilere dönerek selam verip sahneyi terk etmesi. “12. Gecede” Şövalye Andrew’un durdurulamayan kahkahası. Oyuncakların tepesine bastığınızda duyabileceğiniz bir gülüş. Mekanik, aptal bir gülüş. Kendine getirebilmek için tokatlamak gerekiyor. Yine “Bir Yaz Gecesi Rüyasında” Piremus’un selam verip ölmesi. Tizbe, Piremus’un cesedi üzerinde sözde dövünürken sahte göğsünün patlamasıyla böğürmeye başlaması. İki sahne arasında, orman cini Peck ışığı bir oyun kişisi gibi kullanarak dans eder, sahneye parende atarak girer ve parende atarak çıkar.

SDK – Burada oyunlardaki karakterler duruşlarıyla, bazen makyajları ya da küçük jestleriyle ön plana çıkıyor. Mesela ilk akla gelenler hangileri olabilir?
Özdemir Nutku – İlk akla gelenlerden biri Tizbe. Grotesk bir figür. Saçı sakalı çok belirgin olmasına karşın sarışın lüle lüle saçlarla ortaya çıkar. Abartılı balon göğüsleri dövünürken patlar. Dövünüp ağlarken göğsü patladığında böğürmeye başlar. Ayrıca oyunun akışı içinde iki sahne arasındaki bağlantılara da önem verdik. Sahne bağlantılarından biri de “Beğendiğiniz Gibi” den Jacques’ın Tiradı oldu. İnsan hayatından yedi perdeyi anlatır. “Venedik Taciri”’nde Lancelot Gobo’nun efendisinde kaçmaya çalıştığı sahnede, yukarıdan sahneye bir çarşaf sarkıtması ve çarşafa tutunarak inmesi. Vicdan ile şeytanın çatışmasını, vücut dilini ustalıkla kullanarak vermesi. “12. Gece”’de soytarı Feste’nin sürekli olarak sarımsak yemesi. “Nefesi biberli kokardı” repliğine gönderme olarak soytarı Feste hoşuna gitmeyen bir mesele karşısında önce sarımsak yer ve nefesini hohlayarak Sır Andrew ve Sır Toby’nin suratına doğru üfler. Tabi bu durumda Sır Andrew ve Sır Toby perişan olurlar. Burada Sır Andrew tam bir “aptal şövalyesi” Batıda ona “halı şövalyesi” de denir. Hayatında hiç savaşa gitmemiş. Hiç kılıç çekmemiş. Kılıcını çekmeye çalıştığında kılıç bir türlü kınından çıkmaz. Çünkü kılıcını hiç kullanmamıştır. “Bir Yaz Gecesi Rüyası”nda Aslan karakteri kendisinden korkar. III.Richard’ın küstah tavrı. Lady Ann’i baştan çıkarma sahnesinde sergilediği baskın tavır. Zeki, çok zeki, ağzı çok iyi laf yapan karanlık bir tip olarak karşımıza çıkıyor. Şeytani bir çekiciliği var. Nerdeyse karizmatik. “Köpekler bile beni görse kokudan havlardı” diyen bir adam. Kocasının cesedi henüz soğumamış olan Lady Ann’i baştan çıkarmayı başarıyor.Üstelik babasını da öldürmüş.

SDK – “Geceler ve Gündüzler” zengin bir oyun. Sadece Shakespeare’in oyunlarından seçilmiş tabloları değil aynı zamanda dansları ve müziğiyle de ön plana çıkıyor öyle değil mi?
Özdemir Nutku – “İki Soylu Akraba”’da Tarantella’yı izleyebilirsiniz. Köylülerin Mayıs eğlenceleri için yaptıkları dansı anlatır. Macbeth’de üç cadının sahnesi. O sahnede cadılar dans eder. Sibel Erdenk Hoca bunu çok güzel uyarlayarak bu sahneyi dans diline çevirdi. Dediğim gibi sahneler arasındaki bağlantıları da gözettik. İki sahne arasında, orman cini Peck’ın dansını koyduk. Sahneye giriş çıkışlarını parende atmasının yanı sıra şıpakat atarak bacaklarını iki yana açarak oturması oyunu zenginleştiren öğeler. Oyunun akışı içinde, Onur Şirin’in bestelediği “Frengili Kazlar”’ı Ceyhun Tutal, “Nereye Gidersiniz Böyle” isimli parçayı Aslı Menaz ve Memetcan Diper de “Ey Sevgilim” isimli şarkıları seslendiriyorlar.

SDK – Bu oyun için bulduğunuz özel hareketler oldu mu?
Özdemir Nutku – “12. Gece” bölümünde sahneyi terk etmeden hemen önce, Sır Andrew, Sır Toby’nin sırtına atlar. Sır Andrew’un ayaklarına da soytarı Feste oturur. Ve sahnede böyle üçlü olarak yürürler ve dönerler. Bu çocukların bulduğu ve oyuna koyduğumuz bir hareketti. Büyük alkış alan bu üçlü hareketi yapabilmek için oyuncular çok uzun süre çalıştılar.

SDK – Sahne seçimlerini hangi düşünceden yola çıkarak gerçekleştirdiniz?
Özdemir Nutku – Sahnede oyuncuların çizdiği kompozisyonların niteliği, can verdikleri karakterlerin başarısı sahne seçimlerimde birinci derecede rol oynadı. Öğrencilerin sahne üzerinde güzel bir şekilde getirdikleri bölümleri oyunun içine katarken devamlılıktan ziyade ortaya çıkan estetik haz ve tiyatro tadı önemsendi.

SDK – Oyuncuların sahne üzerindeki çalışmasını değerlendirebilir misiniz?
Özdemir Nutku – İçlerinde gayet güzel yorum yapanlar ve işini çok ciddiye alanlar var ve bunlar çoğunlukta.

Hocanın “Geceler ve Gündüzler” oyunun kitapçığında yazdığı gibi “Yaşamı ve insan ilişkilerini olağanüstü bir duyarlıkla verebilen bir deha olan Shakespeare’in komedyalarından tragedyalarına ve tarihsel oyunlarına kadar bütün oyunları, oyunculuk açısından üstün bir çaba, yetenek ve teknik gerektirir. Bu açıdan, her oyuncu adayının, sonra da her oyuncunun kendi ustalığını denemesi için Shakespeare oynamasında büyük yarar vardır

Oyunda ışık yerinde kullanılarak, oyuna derinlik ve zenginlik katmış. Abdullah Uyan’ın ışığı kullanımdaki ustalığı göz ardı edilemez. Oyuncular, halı şövalyesi Sır Andrew’da Tevfik Şahin, III.Richard’da İbrahim Güngör, soytarı Feste, Piremus ve Lancelot Gobo’da Memetcan Diper, Sır Toby’de Osman Murat Erten, Tizbe’de Onur Şirin, Aslan ve kahya Malvolio’da Elvan Demirez, orman cini Peck’de Sevi Yılmaz, Macbeth’in üç cadısı Burcu Olgun Altay, Ceren Bekdemir ve Işıl Keskin dikkat çeken isimler olarak akılda kalıyor.

Dekoru, kostümü, aksesuarları, makyajı, dansları, müziği, afiş tasarımı, oyun kitapçığı, oyunculuğu ve mükemmel ışık kullanımıyla “Geceler ve Gündüzler” görülmesi gereken bir görsel şölene dönüşüyor.

Son söz büyük usta William Shakespeare’in. “Yeter ki Sonu İyi Bitsin”’de dediği gibi,

“Alkışlarınız, aranıza alıp seyirci yapacak bizleri
Alkışladığınız için, bize katılıp oyuncu yapacak sizleri;
O güzel elleriniz bizim olsun, alın yüreklerimizi.”












Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın söyleşi kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Varmış Hiç Yokmuş
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Şensoy
Sineklidağ"ın Efsanesi : Keşanlı Ali"nin İbretlik Öyküsü
Tek Kişilik Oyunların Efsane İsmi : Müşfik Kenter
Yağmur Yağıyor, Seller Akıyor, Kral Übü Camdan Bakıyor
Rüzgara Bırakılan Şiirler: "İpek Yarası" ve Ahmet Günbaş
Yazıyla, Resimle ve Fotoğrafla Geçen 60 Yıl: Fikret Otyam
Caz Fotoğraflarına Aşık Bir Usta : Aykut Uslutekin
Mustafa Kemal'in Latif'i
Ruhi Su İle Birlikte 40 Yıl : Sıdıka Su

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
'Kafkas Tebeşir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Ermişler Ya da Günahkarlar, İyilik Ya da Kötülüğün Dayanılmaz Lezzeti…
Uluslarararası İzmir Festivali 20. Yaşını Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düşlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasını Taşıyan Onurlu Bir Sanatçı : Rengim Gökmen
Sahibinden Az Kullanılmış "İkinci El" Stratejiler
İlhan Berk"in Şiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüğü İlkesi'
Tanrıların Takıları
Ruhi Su"nun İzinde : Köy Enstitüleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İbneler ve Çocuk Cesetleri [Şiir]
Komşu Çocuğu [Şiir]
Bir Bardak Soğuk Suyun Hatırına… [Şiir]
İhtiyaçtan [Şiir]
Deli mi Ne? [Şiir]
Sakız Reçeli Seven Yare Mektuplar [Şiir]
Bir Nefes Alıp Verme Uzunluğunda… [Şiir]
Lord'umun Suskunluğunun Sebeb-i Hikmeti... [Şiir]
Pimpirikli Hanımın, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Şiir]
Yere Göğe Sığamıyorum… [Şiir]


Seval Deniz Karahaliloğlu kimdir?

Bazı insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doğal bir ihtiyaçtır. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatımla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. İşte bu kadar basit.

Etkilendiği Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doğru bilemem ama beyinsel olarak beslendiğim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla İlhan, İlber Ortaylı, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.