..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Geçmiþ ölmedi. Henüz geçmedi bile. -William Faulkner
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Seval Deniz Karahaliloðlu




21 Nisan 2006
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''  
Brecht burada, 'çocuk onu doðuranýn mý, yoksa bakýp büyütenin mi?' sorusunu, bir emek ve mülkiyet çerçevesinde iþliyor.

Seval Deniz Karahaliloðlu


'Ay bu fakirler çok aç, çoook yazýk.' Sesine acýma duygusunu adeta 'acýsso' tadýnda yükleyen 'beyaz leydi' bir yandan salýncakta sallanýrken bir yandan da tavuklarýný, yani fakirleri besliyor. 'Gel bili bili, gel bili bili, gel bili bili…(Sonra kadýnýn çýngýraklý þuh kahkahasý duyuluyor, týpký aptal liseli kýzlar gibi sürekli gülüyor...) 'Ayyyyyy, burasý çok eðlenceli canýýýýýým'. Çekirdekleri kapmak için eðilip koþuþturan, eþelenen, birbirleriyle itiþen insanlara bakarak, yüzünde belirgin bir tiksinti duygusuyla, sanki biraz önce tavuklarýný besleyen o deðilmiþ gibi, yanýndaki adamlara dönerek emir vermekten de geri kalmýyor.'Ah, bu arada, þehrin kenarlarýndaki sefil barakalar yýkýlacak ona göre'. Sanki hiçbir þey olmamýþ gibi ýlgýn ýlgýn salýncakta sallanmaya devam eden Natella Abaþvili hazretleri. Yani, saygýdeðer valimizin kýymetli eþleri.


:IJHG:
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti ...'

Kendisini salýncaðýn ahengine kaptýrmýþ genç bir kadýn. Tüylü maskesi ve kadife pelerini ile sýradan biri olmadýðý kesin. Þuh kahkahalar atarken, elindeki çekirdekleri tiz bir sesle baðýrarak etrafýndaki insanlara saçýyor. 'Ay bu fakirler çok aç, çoook yazýk.' Sesine acýma duygusunu adeta 'acýsso' tadýnda yükleyen 'beyaz leydi' bir yandan salýncakta sallanýrken bir yandan da tavuklarýný, yani fakirleri besliyor. 'Gel bili bili, gel bili bili, gel bili bili…(Sonra kadýnýn çýngýraklý þuh kahkahasý duyuluyor, týpký aptal liseli kýzlar gibi sürekli gülüyor...) 'Ayyyyyy, burasý çok eðlenceli canýýýýýým'. Çekirdekleri kapmak için eðilip koþuþturan, eþelenen, birbirleriyle itiþen insanlara bakarak, yüzünde belirgin bir tiksinti duygusuyla, sanki biraz önce tavuklarýný besleyen o deðilmiþ gibi, yanýndaki adamlara dönerek emir vermekten de geri kalmýyor.'Ah, bu arada, þehrin kenarlarýndaki sefil barakalar yýkýlacak ona göre'. Sanki hiçbir þey olmamýþ gibi ýlgýn ýlgýn salýncakta sallanmaya devam eden Natella Abaþvili hazretleri. Yani, saygýdeðer valimizin kýymetli eþleri.

Hah tamam iþte, baþtan aþaðý Berltolt Brecht. Zaten daha baþka türlüsü de olamazdý. Tiyatro dilini, bir kýlýç kadar keskin ve bir ipek yumuþaklýðýyla, bu kadar incelikli ve derinlikli baþka kim kullanabilir ki? Oyun, týpký Rus Matruþka Bebekleri gibi. Açtýkça, oyunun içinden baþka oyunlar çýkýyor. Böylesine zor, býçak üstü bir oyunun altýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne Sanatlarý Bölümü, 'Deneme Topluluðu' oyuncularý, ayný zamanda öðrencileri, yüzlerinin akýyla kalkmýþlar. Acaba onlara öðrenci demek ne kadar doðru? Çünkü, baþarýlý oyunculuklarýna baktýðýmýzda ve bazý profesyonel topluluklarý göz önüne aldýðýmýzda, insana 'amatörler dýþarýda, profesyoneller içeride oynuyor' dedirtiyorlar. Barýþ Erdenk'in sahneye koyduðu, dramaturgisini Uður Akýncýnýn yaptýðý 'Kafkas Tebeþir Dairesi' müzikal olarak sahneleniyor. Danslarý, müzikleri, dekoru ve kostümüyle dört dörtlük bir müzikal var karþýmýzda. Canlý bir orkestra eþliðinde sunulan müzikler Engin Bayrak'a ve danslarýn koreografisi ise Sibel Sönmez'e ait. Tabii baþrollerini, Þirin Kýlavuz, Serhat Teoman, Eser Karabil, Osman Akça, Emre Erkan, Mert Öner, Ezgi Bakýþkan, Ayten Ayrancý, Ýlknur Güneþ, Yeliz Erülgen ve Iþýn Karaca'nýn paylaþtýðý pýrýl pýrýl genç oyunculardan oluþan kadroyu da unutmamak gerekiyor. Oyun sonrasýnda, oyunun yönetmeni Barýþ Erdenk, dramaturgu Uður Akýncý ve müziklerini besteleyen Engin Bayrak'la müzikalin sahneye konma sürecini konuþtuk.

SDK - Ben oyuna 'Anlatýcý' karakteri ile girmek istiyorum. Anlatýcý, oyuna inanýlmaz bir tat katýyor sanki çok eski hikayelerde olduðu gibi…

Barýþ Erdenek - Anlatýcý, bizim bulduðumuz bir þey deðil. Bu, Brecht'in kendi yazdýðý metinde var olan bir karakter. Birbirine rakip iki köyün, bir arazi yüzünden anlaþmazlýðý vardýr. Dýþarýdan Arkadi Çedre adýnda bir ozan gelir. Oraya gelen devlet görevlilerinin yardýmýyla anlaþmazlýk çözülür. Gece bir eðlence düzenlenir ve köylüler de bu eski masalý oynarlar. Bizim anlatýcý da ozan aslýnda. Ozan da müzisyenleriyle birlikte, Çin'den gelen bu eski hikayeyi Gürcistan'a uyarlar.

SDK - Oyun sanki Rus Matruþka Bebekleri gibi. Oyunun içini açýnca, içinden baþka bir oyun çýkýyor.

Barýþ Erdenk - Baþlangýçta oyuncular, köylüleri oynamaya baþlar. Sonra, köylüler de oyun içindeki rolleri oynamaya baþlarlar. Aslýnda, ikili olan oyun içersindeki oyun durumu, bizde üçlü oldu. Önce seyirci oyuncuyla karþýlaþtý, sonra köylüleri oynayan oyuncularla, en sonunda, o köylüler de Çin öyküsündeki rolleri oynamaya baþladýlar. Aslýnda ikili olan oyun içinde oyun durumu, böylelikle bizde üçe çýktý.

SDK - 'Kafkas Tebeþir Dairesi' çok katmanlý, zengin alt okumalarý olan bir oyun. Bu oyuna yaklaþýmýnýz nasýl oldu?

Uður Akýncý - Ön oyunda, anlatýcýnýn da anlattýðý gibi olay, Nazileri ilk kez püskürtmenin sevinciyle kutlama yapan bir Kafkas köyünde geçer. Ýki köyün köylüleri bir araya gelirler ve bir Çin masalýný oynamaya karar verirler. Brecht burada, 'çocuk onu doðuranýn mý, yoksa bakýp büyütenin mi?' sorusunu, bir emek, mülkiyet çerçevesinde iþliyor ve bunu aþk hikayesinin çevresinde kurguluyor. Dramatik öyküyü, epik tiyatroyu bir anlatým aracý olarak ve kullanarak iþliyor. Burada, ilginç özellik, Brecht'in bir Çin masalýna yönelirken, 1940, 50 ve hatta 60'lý yýllarda, batý tiyatrosunun doðu tiyatrosuna yöneldiði döneme rastlamasý. Belki içerik ya da salt öykü anlamýnda deðil ama yeni bir tiyatro dili yaratma anlamýnda önemli. Oyunda, daha önce Alman Tiyatrosu ve uzak doðu tiyatrosunda izlerine ve örneklerine rastlanan 'yabancýlaþtýrma efektinin' Brecht tarafýndan altý çizilerek kullanýlmasý var. Brecht burada, olduðu gibi aktarma yoluna gitmek yerine epik, diyalektik tiyatro dili kullanýyor. Doðu tiyatrosunun yabancýlaþtýrma etmenlerinden yararlanýrken ayný zamanda ön oyunda vurgulanan 'emek mülkiyet iliþkisinden' de yararlanýyor. Bir dönem Türkiye'de çok konuþulan, 'toprak iþleyenin mi, yoksa sahibinin mi?' sorusuna da biraz farklý yaklaþýyor. Oyunda dramatik yapýyý aþk hikayesinin çevresinde kurguluyor.

SDK - Gelelim þu muhteþem salýncak sahnesine. Özellikle, kadýnýn halka 'gel bili bili' diyerek çekirdek atmasý inanýlmaz. Hem neden çekirdek? Biraz da o sahne üzeride konuþalým istiyorum

Barýþ Erdenk - Orada aslýnda bir sürü karþýtlýk kurmaya çalýþtýk. Soylular elbette çocuklar gibi salýncaða binmiyordu ama bizim salýncakla kast ettiðimiz þey, aþaðýda insanlar savaþlarda ölürken yukarda soylularýn kapalý bahçelerin içersinde, tamamen kendilerine has ve tamamen halktan kopuk bir dünyada yaþamalarý. Biz bunu, sahnede salýncakla sallanarak simgesel olarak anlatmaya çalýþtýk. Ve tam o noktada, halký tavuklar gibi 'gel bili bili, gel bili bili' diye çaðýrmalarý da bu karþýtlýðýn sonucuydu. Halk o kadar açtý ki. Günümüzde de biz bunu televizyonlarda, haberlerde görüyoruz. Bayramlardan önce, varoþlarda erzak daðýtýyorlar. Ýnsanlar bu erzaklarý almak için birbirlerini eziyorlar, anneler çocuklarýný kaybediyorlar, kavgalar çýkýyor. Bu olayýn parodisini yapmýþ olduk. Orada yaþanan olay, bizde 'gel bili bili, biliyle' ortaya çýktý. Seyirci o sahnede etkileniyor. Çünkü farkýnda olmadan bu karþýlaþtýrmayý yapýyor. Bu gün gazeteyi okuduðumda 2.5 milyon iþsiz var. Bu insanlara ne oldu? diye soruyorum. Olanlar aslýnda çok açýk. Artýk sokaklarda dolaþamýyoruz. Soyuluyoruz. Her eve birkaç kere hýrsýz giriyor. Çok ciddi bir toplumsal kabarma var. Bu kabarma, Gürcistan'da olduðu gibi, çok çeþitli zamanlarda, çeþitli ülkelerde, çeþitli coðrafyalarda gerçekleþiyor. Bu toplumsal kabarma, bir an geliyor ve patlýyor. Oradan bir cerahat akýtýlýyor. Yara yeniden kapatýlýyor, yeniden bir yerden cerahat oluþmaya baþlýyor. Yönetmen olarak bu oyunu çalýþmaya baþladýðýmda, oyunun gerçekten çok derinlikli olduðu fark ettim. Çok evrensel bir oyun. Her yerde ve her çaðda oynanabilecek bir oyun. Çünkü hiçbir zaman için önemini yitirmeyecek olan þeylerden bahsediyor.

SDK - Bir de düðün sahnesinde, sürekli 'çekirdek çitleyen' ya da yiyen komþu kadýnlar var. Oyun sýrasýnda, çýtýr çýtýr çekirdek yiyerek ortadaki masanýn üzerinde çekirdek kabuklarýndan küçük bir dað oluþmasýný neden olan bu kadýnlarla da biraz ilgilenmemiz gerekir diye düþünüyorum.

Barýþ Erdenk - Brecht'in düðün sahnesine baktýðýnýzda, oradaki komþu kadýnlar aslýnda bize uzak olan kadýnlar deðil. Komþu kadýnlar gelirler, iþte ev sahibinin yüzüne gülerler. Sonra ev sahibi hazýrlýk yapmak için dýþarýya çýktýðý anda hemen arkasýndan dedikoduya baþlarlar. Sonra, havadan sudan konuþurlar. Aslýnda çevrelerinde çok ciddi bir savaþ devam etmektedir. Kendi kocalarýný, oðullarýný, akrabalarýný o savaþa göndermiþlerdir. O savaþta, kendi insanlarý, halk ölür ama bunlarýn derdi buna karþý çýkmak deðildir. 'Her þey de bizim baþýmýza geliyor. Her neyse boþ ver. Acaba bu baharda kirazlar iyi olacak mý? Havalar iyi gitse bari' gibi havadan sudan þeylerden konuþurlar. Aslýnda bu bizim televizyonlarda, saçma sapan sabah programlarýna katýlan kadýnlarýmýzdan hiç farklý deðil. Brecht, Almanya'dan yola çýkarak, Gürcistan'daki bir kadýný anlatýyor ama bizdeki kadýnlar da ayný. Dolayýsýyla, oradaki çekirdekler bir gösterge olarak kullanýlýyor. Hiçbir iþe yaramayan, düþünmeyen, fikirlerini beyan etmeyen, zorlamayan halkýn bir kýsmý için bizim kadýnlarýmýz için yapýlan bir eleþtiri. Oyundaki o kadýnlar ile bizin kadýnlarýmýz çok özdeþ. Nasýl olabilir diye düþündüm? Esas metinde, çörek filan yiyorlar ama biz bu 'kaygýsýz tutumu' vurgulamak için özellikle çekirdeði seçtik.

Uður Akýncý - Barýþ'ýn çekirdek yiyen kadýnlarý, 'o kaygýsýz tutumu' çok güzel ifade ediyor. Orada savaþlarda, çevrelerindeki yakýnlarý ölürken, bir tane daha çörek yemek, durum üzerine dedikodu yapmak, kadýnlarýn 'kaygýsýz tutumlarýný' vurgulamak açýsýndan çok belirleyici. Bu kaygýsýz, umursamaz tutum Brecht'in diðer oyunlarýnda da görülür. Belki de en meþhur örnek, Brecht'in 'Cesaret Ana' oyunudur. Oyununun sonunda, Cesaret Ana çocuklarýný yitirdikten sonra bile cephe cephe dolaþarak bir þeyler satmaya devam eder. Keskin eleþtirmenler, Brecht'e, neden Cesaret Ana'nýn evlatlarýný kaybetmesine raðmen savaþ karþýsýnda bilinçlenmediðini sorarlar. Brecht'de eleþtirmenlere cevap olarak, 'kobay olarak kullanýlan deney fareleri, deneylerden ne kadar bilim öðrenirse, kitleler de felaketlerden o kadar ders çýkarýr' der. O halk sahneleri, bir parça Brecht'in bu sözüne gönderme yapýyor. Büyük kavgalarýn yanýnda, kendi gündelik hesaplarýný, planlarýný ve dedikodularýný yapan insaný ele alýr. Bu aslýnda, Alman toplumuna yapýlan göndermedir, ayný zamanda Gürcistan toplumuna yapýlan göndermedir. Biz de kendi toplumumuza yönelik bu göndermeden yararlanmaya çalýþtýk.

SDK - Verdiði mesajlarý düþününce, Kafkas Tebeþir Dairesi aslýnda çok aðýr bir oyun. Ayný zamanda, oyunda çok güzel danslar ve müzik de var. Oradaki danslarýn bu oyunun aðýr ve ciddi 'gerçeklik duygusunu' kýrabileceði düþüncesi sizi bir an için bile olsa endiþelendirmedi mi?

Uður Akýncý - Aslýnda, bu danslar ve müzikler tam da bu 'gerçeklik duygusunun kýrýlmasý' için özellikle konuyor. Bu doðrudan Bertolt Brecht'in yapmak istediði tiyatro anlayýþýyla ilgili bir durum. Aslýnda Brecht, diyalektik tiyatro demesine karþýn eðlenceyi tiyatronun ana kaynaðý yapmak istediðini söyler. Ýnsanlarý yalnýzca öðretici söylevlerle karþýlamak deðil, sahnede olup biten (ya da oyunda olup biten) iliþkileri görmek açýsýndan çok önemli. Brecht, burada günümüzün iliþkilerinin gelip geçici olabileceðini bilen bir öðretici. Sadece öðretmek deðil, o öðretmenin hazzýna vararak eðlendirmek istiyor. Ama bunu yaparken özellikle günümüzün eðlence anlayýþýndan ayýrt etmek gerekiyor.

SDK - Oyuncularýn taktýðý ve Commedia dell' Arte maskelerini anýmsatan tüylü ve taþlarla bezeli maskeler ve kadife pelerinler inanýlmaz hoþ duruyordu.

Barýþ Erdenk - 11 kiþiyle oyunu çýkarttýðýmýz için oyuncularýn oynadýðý roller de sürekli olarak deðiþiyor. Oyunun ritminin yüksek oluþunun bir nedeni de bu. Bu nedenle, çok çabuk kostüm ve aksesuar deðiþikliklerine ihtiyaç vardý. Oyun içersinde var olan rol kiþilerinin bir kýsmý avukatlar, doktorlar, bir kýsmý da soylulardý. Bu noktada, soylularýn giyecekleri kostümleri düþündüðümüzde, kýyafetlerin ancak bir bölümünü kullanma yoluna gittik. Mesela, elbiselerin sadece kollarý giyildi. Dirseklere kadar lastikli bölümler kullanýldý. Oyunda bunlar hemen takýldý ve hemen çýkartýlabildi. Maskeler, Commedia dell' Arte maskeleri olsun diye yola çýkmadýk. Pek çok maske çizildi. Bunlarýn içinden grup olarak, oyuna ve kafamýzdaki maskelere uygun olanlarýný seçtik. Oyunda sadece soylular maske takýyorlardý. Uzaktan deðerli taþlar gibi görünecek taþlarla, boncuklarla ve tüylerle maskeleri abartýlý hale getirdik. Oyunculuk anlamýnda, sadece soylularda kullanýlmak üzere bedene yüklenen baþka bir dil ortaya çýkardýk. Halk normal oynuyordu. Soylularda ise maskeler, yarý kostümler, kadife pelerinler kullanýldý. Askerlerde, palaska, miðfer ve bir silah yeterli oldu. Onun dýþýnda oyuncularýn kendileri olarak, seyirciyi karþýladýklarý normal kýyafetleri hep üzerlerinde kaldý.

SDK - Biraz da dekorlardan bahsedelim. Sahnenin ortasýnda bir makaraya baðlý olan salýncak hýzla haça dönüþüyor. Sonra, sahnenin içinde dönen bir platform var. Dekor, inanýlmaz pratik ve çok akýllýca tasarlanmýþ diye düþünüyorum.

Uður Akýncý - Metni irdelemeye baþladýkça þöyle bir sorun çýktý ortaya. Çok hýzlý deðiþen sahneler, ardý ardýna deðiþen mekanlar. Bu hýzlý deðiþim içersinde, her mekan yeni durumlara ve yeni iliþkilere gebe. Bu durumda olay, sadece mekaný çözümlemek deðil, o mekandaki iliþkileri gölgelemeyecek çözümler üretmek. Bir anlamda çok da dramatik bir durum yaratmak istemedik. Yönetmenimiz Barýþ Erdenk'in ve diðer çalýþma arkadaþlarýmýzýn önerileriyle, bu hýzlý deðiþimi hem sahne gerçeðine hem de epik tiyatro gerçeðine uygun olarak makara sistemiyle ve dönen platformla çözdük.

SDK - Bu oyuncular yani öðrenciler için de büyük bir deneyim öyle deðil mi?

Uður Akýncý - Kafkas Tebeþir Dairesi, 40- 50 kiþiyle oynanmasý gereken bir oyun. Fakat biz bu oyunda, her oyuncunun birkaç deðiþik rolü oynamasýyla 11-12 kiþiyle oyunu sahneye koyduk. Açýk tiyatro biçimine uygun olarak yapýyý bozmayacak þekilde, oyun içinde oyun çýkarma tekniðini kullandýk. Bu oyunun, oyuncu arkadaþlarýmýz için çok büyük bir deneyim olduðunu düþünüyorum. Burada Bertolt Brecht'e de teþekkür etmek lazým. Tiyatroya yeni anlatým olanaklarýný denemek anlamýnda ve oyuncuya sunduðu olanaklar açýsýndan zengin bir deneyim oldu. Bu hem bir ürün ortaya çýkarma hem de öðrenme süreciydi.

SDK - Oyunun müzikleri çok özel deðil mi?

Engin Bayrak - Bertolt Brecht'in dediði gibi oyundaki müzik, oyunun bir kiþisi haline gelmeliydi. Yani, sahnede bir oyuncu gibi kimi zaman kendi derdini anlatmalýydý. Ben bu hale getirebildiðimizi düþünüyorum. Kýsmen dramatik, kýsman epik bir iþ yaptýk. Yönetmenimiz Barýþ Erdenk de böyle uygun gördü. Müzikler, 12 ayrý þarkýdan oluþuyor. Bir çok enstrümantal bölüm var ve oyunun hemen hemen üçte biri müzik. Bu oyunun müziklerini yapmak benim için çok önemliydi çünkü bu çalýþma benim ilk profesyonel çalýþmam. Daha önce, bir çok amatör tiyatroda oyunlar içinde müzikler yapmýþtým ama 'Kafkas Tebeþir Dairesi' benim için bir tür açýlýþ oldu.

SDK - Oyunun müziklerini bestelerken hiç Gürcistan halk ezgilerinden esinlendiniz mi?

Engin Bayrak - Evet, Gürcistan halk ezgilerinden kýsmen esinlenmem oldu ama tamamýyla müziklerin içine dalmadým. Bu oyun, daha önce 'Berlin Tebeþir Dairesi' olarak sahnelenmiþti. Biz, þu anda 'Kafkas Tebeþir Dairesi' olarak oynuyoruz. Oyunun müzikleri tamamýyla Gürcistan müzikleri olamazdý. Gürcistan müziði makamsaldýr, bize yakýndýr ama tamamýyla bizim müziðimiz gibi deðildir. Onlar, Avrupa'da kullanýlan tam perdelik makamda müzik yapýyorlar. Bizim müziðimiz onlara göre daha makamsaldýr. Çalgýlar nedeniyle, çaðdaþ Türk müziðini daha çok batýya yaklaþtýrarak yorumladým. Belki, Brecht'in isteyeceði tarz buydu. Ben Brecht'in müziklerini de dinledim ve kendi kafamda eleþtirdim ama öyle bir müzik yapmayý uygun görmedim. Bence, müzikler halka daha yakýn olmalýydý. Halk ezgilerinden yararlandýk. Hatta oyunun bir noktasýnda Kafkas oyunu var. Orada bire bir aldýðýmýz bölümler oldu. Ritim kompozisyonunda biraz deðiþiklikler yaptýk ama diðer müzikleri oturup yazdým.

SDK - Oyunda kaç tane sözlü müzik var?

Engin Bayrak- Oyunda 12 þarký ve enstrümantal müzik var. Hepsi o sahneler için özel olarak bire bir bestelendi. Bertolt Brecht'in sözlerini hiç deðiþtirmeden üzerlerine müzik yazdým. Orayý özellikle vurgulamak istiyorum. Brecht'in kendi yazdýðý sözleri hiç deðiþtirmeden üzerine beste yaptýk. Hatta orijinal metinde Brecht, 'burada türkü girer' diye yazmýþ. Özellikle 'türkü' girer diyor. Oldukça zor oldu benim için. Sözlere dokunmak istemiyorsunuz çünkü tek baþýna çok güçlüler. Ýyi söze, müzik gerekmez derler ama etkiyi güçlendirmemiz gerekiyordu. Bu durumda, müziði oyun kiþisi haline getirmemiz çok zor oldu. Þarký söylenmesi zor, sololar var, koral bölümler var, çift sesli erkekler ve çift sesin söylediði bayanlar bölümleri var. Kimi zaman üç sesli bölümler içeriyor, yani hem bayanlar, hem erkekler birlikte söylüyorlar. Bunun yaný sýra, orkestranýn tek baþýna çaldýðý bölümler oldu. Yani, orada hakikaten halkýn müziði var. Türk müziðine çok yakýn makamsal bir müzik oldu. Bizi Gürcistan'a yaklaþtýrýyor ve içinde buram buram bizim müziðimiz, bizim yorumumuz var. Oyundaki danslar ve müzikler çok beðenildi. Özellikle, Kafkas danslarý çok güzel oldu. 6/8'lik ölçü, Kafkas müziðidir. Genel olarak, aksak ritim olan 7/8'lik ölçüyü bol bol kullandým. Sonra, ¾'lük ölçü onun bir türevidir, yavaþ müziklerde ve aðýtýmsý olan bölümlerde bunlarý kullanmaya çalýþtým.

SDK - Müzikler, oyun sahnelenirken sahnenin önünde yer alan canlý bir orkestra tarafýndan seslendiriliyor. Öyle deðil mi?

Engin Bayrak - Evet, müzikleri oyun sahnelenirken canlý olarak seslendiren bir orkestramýz var. Orkestrada, soprano saksofonda Murat Direk, kemanda Seda Türkmen, akordeonda Kadri Bahar, piyanoda Uður Saatçi, darbukada Ýbrahim Þimþek ve davulda Yiðit Çakýr olmak üzere canlý orkestramýz müzikleri baþarýyla seslendiriyor ve oyun sonunda seyirciden büyük bir alkýþ alýyorlar. Bestelenen bütün müzik parçalarý, orkestrada yer alan müzik aletleri için tek tek ayrý partiler halinde yazýldý. Buna, sahnedeki iki sesli koroyu da ekleyin ve sesin ne kadar güçlü olduðunu düþünün. Yazýlan müzikler hiçbir zaman için iki ya da üç kiþinin altýna düþmedi. Bu nedenle, tiyatroda müziðin doðru ve yerinde kullanmanýn öneminin büyük olduðuna inanýyorum. Tiyatroda müziðin önemi maalesef daima göz ardý ediliyor ama ben müziðin tiyatroda etkisinin büyük olduðuna inanýyorum.

SDK - Bu kadar renkli ve zengin bir müzikale seyircinin ilgisi nasýl?

Barýþ Erdenk - Seyirci açýsýndan ve oyunun gördüðü ilgi açýsýndan çok keyifli bir sezon geçirdik. Kafkas Tebeþir Dairesi, Narlýdere'de, Dokuz Eylül Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Özdemir Nutku sahnesinde sergileniyor. Son iki yýldýr, oyunlarýmýzý Özdemir Nutku sahnesinde oynuyoruz. Þehir merkezine biraz uzak olmasýna ve oyunun hiç reklamýný yapmamamýza raðmen seyirci bizi hiç yalnýz býrakmadý. Biz, akþamlarý oyun öncesinde seyircinin salonu doldurduðunu gördüðümüz zaman, gerçekten þaþýrarak bir birimize soruyoruz bu nasýl oluyor diye. Fýsýltý gazetesi her halde böyle bir þey. Çok güçlü. Nereden haberleri oluyor insanlarýn bilmiyoruz ama çevre illerden bir sürü toplu baðlantýlar oluyor. Hafta içinde arýyor ve oyun için toplu yer ayýrtýyorlar. Oyunun gördüðü bu ilgiden dolayý çok mutluyuz. Þu anda Ankara ve Ýstanbul turneleri için görüþülüyor. Büyük ihtimalle, Ýstanbul ve Ankara turnelerini gerçekleþtireceðiz.

Kaçýrýlmamasý gereken bir oyun 'Kafkas Tebeþir Dairesi'. Bu ülkede, iyi þeyler yapýlýyor demek adýna, yeni yetiþen nesillerin yaptýðý güzel iþleri gördüðümüzde, geleceðe 'umutla bakmak' adýna görülmesi gereken bir oyun. Kendinize bir hediye verin, o harika danslarý görmek ve muhteþem müzikleri dinlemek adýna bu oyuna gidin. Bizden söylemesi.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Ýlhan Berk"in Þiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte Ýþliði : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsýn" : Hakan Gerçek
Aðýr Abla Cecilia"nýn Müridinden Faydalý Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoðlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baþ Yapýt : Fýrtýna
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operasý
Tiyatro Soluyanlardan "Koca Bir Aþk Çýðlýðý"

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter
Yaðmur Yaðýyor, Seller Akýyor, Kral Übü Camdan Bakýyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'
Tanrýlarýn Takýlarý
Ruhi Su"nun Ýzinde : Köy Enstitüleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

bu yazýnýn yer aldýðý
kütüphaneler


 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.