Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
O halde, eğer "dinin ahlaksızlığı" söz konusu ise, dinin, aslında "ahlaksızlığın dini" konumuna düşmesi de kaçınılmaz olabilir. Papalık kurumundaki süre gelen seks skandalları, Avrupa'da eşcinsel evliliklerin yasallık kazanması, İslam ülkelerinde artmakta olan dinsel içerikli pedofili, tecavüz, saldırganlık, çokeşliliğin yasal olmasının talep edilmesi ve harem (kişiye özgü genelev) hayatına duyulan özlem konuyu irdelemeyi gerekli kılmaktadır. Bu tür eylemlerdeki artışın yetkililerce ve belli etkin çevrelerce hoş görülmesi veya görmezden gelinmesi neticesinde, dinsel kılıflı ahlaksızlığın her geçen gün daha da arttığı görülmektedir. Bu bağlamda ülkemizde bir "patlama" yaşandığını söylemek herhalde abartılı olmayacaktır. Psikiyatrik tetkiklerde, gündelik dilde “şeriatçı, dinci, gerici, tutucu, mutaassıp, mürteci, yobaz, bağnaz, mukaddesatçı, aşırı dindar” diye nitelendirdiğimiz tipleme türleri çok belirgin ortak psikopatik eğilimler taşırlar. Aslında "dindar" ile "koyu dindar"ı da çok ince bir çizgi ayırır. Günde en az beş kere ve ortalama 45 dakikadan toplam 4 saate yakın süren gündelik dinsel seanslarla belirli hareket, pozisyon ve belli duaların anlamı bilinmeden yinelenmesine yönelik böylesine hipnotik ve bağlayıcı bir tapınmanın sağlıklı, dengeli, erdemli ve uygar bireyler oluşturmaya katkıda bulunması çok düşük bir olasılıktır. İşte bıkıp usanmadan günde beş kez tapınarak dinsel görevlerini yerine getirdiklerine ve cenneti garantilediklerine inanan kişilerin, salt kendilerince kutsal gördükleri, nesnelere, taşa, toprağa, yapılara, eşyalara, ölülere tapan nevroz ve psikoz hastaları olma olasılığı bu nedenle çok yüksektir. Bunlar İslamiyet’in yetiştirdiği değerleri , filozofları, bilim adamlarını küçümseme, hatta ret noktasına kadar gidebilir. Çünkü onlar için akıl, bilim, bilgi ve mantık, birer puttur. Bu bağlamda, sözde ahlakçı, kuralcı, dindar görünmelerine karşın, özde fevkalade ahlaksız, şehvet düşkünü, çıkarcı, antisosyal, toplumsal sorumluluk duygusundan uzak, yurttaşlık ve ulus bilincinden yoksundurlar. Salt anlık ruhsal ve fiziksel doyum yollarını tercih ettiklerinden toplumsal ve etik kuralları dikkate almazlar. Hatta toplumun ahlak kurallarına düşman kesilirler. İşte onun için çok eş yasal olsun diye tepişiyorlar. Böylece çok eşliliğin yasa dışı olduğunu kendi ağızlarıyla da itiraf ediyorlar. Sado-mazo bir öte dünyanın hayalleriyle dolu, kanlı, irinli, kaynar suların içileceği, zebanilerin bulunduğu ürkünç bir cehennem sanrısı ile, erotik-pornografik hezeyanların şehveti ile dolu bir cennette kara gözlü huriler ve gılmanlarla sevişeceğine dair bir inancın insanı sürükleyeceği son nokta budur. Ahlaksızlığa yasal kılıf. Çünkü, bu asla sonu gelmeyecek işkence ve seks cümbüşünün hezeyanlı sayıklamalarında beyinler öte dünya hayalleriyle korku ve zevk gel-gitinde uyuşmuş gibidir. Gerçeği göremezler ve insan olmayı öğrenemezler. Kesin çözüm Mevlana’nın bir rubaisinde belirtiği gibi tüm bunları ortadan kaldırmaktır: Ta medrese vü minare viran neşeved Ahvali kalenderi be saman meşeved Ta iman küfrü küfr iman neşeved Yek bendei Hak behak Müslüman meşeved Medreseler, minareler yıkılıp skolastik öğretiler, dogmatik inançlar ortadan kalkmadıkça, düşüncelerdeki baskı, vicdanlardaki acı da ortadan kalkmayacaktır. Küfrün de bir çeşit iman, imanın da bir çeşit küfür olduğu anlaşılıp, inançlar ve görüşlerde karşılıklı hoşgörü sağlanmadıkça Tanrıyı ve gerçeği arayanlar¬dan hiç biri ülküsüne ulaşamayacaktır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |