..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Dinler, İnançlar ve Ateizm > Hulki Can Duru




25 Mayıs 2011
Dinin Ahlaksızlığı, Yahut, Ahlaksızlığın Dini  
Hulki Can Duru
Papalık kurumundaki süre gelen seks skandalları, Avrupa'da eşcinsel evliliklerin yasallık kazanması, İslam ülkelerinde artmakta olan dinsel içerikli pedofili, tecavüz, saldırganlık, çokeşliliğin yasal olmasının talep edilmesi ve harem (kişiye özgü genelev) hayatına duyulan özlem konuyu irdelemeyi gerekli kılmaktadır.


:CFDJ:
Russell, Kierkegaard, Tolstoy gibi düşünürler, dinsizlikten ziyade, dinin neden olduğu ahlaksızlık (çok eşlilik, riya, ikiyüzlülük, dövme, sövme, cihat, kölecilik, savaş ganimetlerini paylaşma, savaşta kaybeden tarafın karılarına ve kızlarını her türlü cinsel fantazilerinin gerçekleştirebilecekleri cariye ve köleler haile getirmek... vs) olgusuna ısrarla dikkat çekerek, çok önemli dinsel bir ahlaksızlığı açığa çıkarırlar.

O halde, eğer "dinin ahlaksızlığı" söz konusu ise, dinin, aslında "ahlaksızlığın dini" konumuna düşmesi de kaçınılmaz olabilir.

Papalık kurumundaki süre gelen seks skandalları, Avrupa'da eşcinsel evliliklerin yasallık kazanması, İslam ülkelerinde artmakta olan dinsel içerikli pedofili, tecavüz, saldırganlık, çokeşliliğin yasal olmasının talep edilmesi ve harem (kişiye özgü genelev) hayatına duyulan özlem konuyu irdelemeyi gerekli kılmaktadır. Bu tür eylemlerdeki artışın yetkililerce ve belli etkin çevrelerce hoş görülmesi veya görmezden gelinmesi neticesinde, dinsel kılıflı ahlaksızlığın her geçen gün daha da arttığı görülmektedir. Bu bağlamda ülkemizde bir "patlama" yaşandığını söylemek herhalde abartılı olmayacaktır.

Psikiyatrik tetkiklerde, gündelik dilde “şeriatçı, dinci, gerici, tutucu, mutaassıp, mürteci, yobaz, bağnaz, mukaddesatçı, aşırı dindar” diye nitelendirdiğimiz tipleme türleri çok belirgin ortak psikopatik eğilimler taşırlar. Aslında "dindar" ile "koyu dindar"ı da çok ince bir çizgi ayırır.

Günde en az beş kere ve ortalama 45 dakikadan toplam 4 saate yakın süren gündelik dinsel seanslarla belirli hareket, pozisyon ve belli duaların anlamı bilinmeden yinelenmesine yönelik böylesine hipnotik ve bağlayıcı bir tapınmanın sağlıklı, dengeli, erdemli ve uygar bireyler oluşturmaya katkıda bulunması çok düşük bir olasılıktır.

İşte bıkıp usanmadan günde beş kez tapınarak dinsel görevlerini yerine getirdiklerine ve cenneti garantilediklerine inanan kişilerin, salt kendilerince kutsal gördükleri, nesnelere, taşa, toprağa, yapılara, eşyalara, ölülere tapan nevroz ve psikoz hastaları olma olasılığı bu nedenle çok yüksektir. Bunlar İslamiyet’in yetiştirdiği değerleri , filozofları, bilim adamlarını küçümseme, hatta ret noktasına kadar gidebilir. Çünkü onlar için akıl, bilim, bilgi ve mantık, birer puttur.

Bu bağlamda, sözde ahlakçı, kuralcı, dindar görünmelerine karşın, özde fevkalade ahlaksız, şehvet düşkünü, çıkarcı, antisosyal, toplumsal sorumluluk duygusundan uzak, yurttaşlık ve ulus bilincinden yoksundurlar. Salt anlık ruhsal ve fiziksel doyum yollarını tercih ettiklerinden toplumsal ve etik kuralları dikkate almazlar. Hatta toplumun ahlak kurallarına düşman kesilirler. İşte onun için çok eş yasal olsun diye tepişiyorlar. Böylece çok eşliliğin yasa dışı olduğunu kendi ağızlarıyla da itiraf ediyorlar.

Sado-mazo bir öte dünyanın hayalleriyle dolu, kanlı, irinli, kaynar suların içileceği, zebanilerin bulunduğu ürkünç bir cehennem sanrısı ile, erotik-pornografik hezeyanların şehveti ile dolu bir cennette kara gözlü huriler ve gılmanlarla sevişeceğine dair bir inancın insanı sürükleyeceği son nokta budur. Ahlaksızlığa yasal kılıf. Çünkü, bu asla sonu gelmeyecek işkence ve seks cümbüşünün hezeyanlı sayıklamalarında beyinler öte dünya hayalleriyle korku ve zevk gel-gitinde uyuşmuş gibidir. Gerçeği göremezler ve insan olmayı öğrenemezler. Kesin çözüm Mevlana’nın bir rubaisinde belirtiği gibi tüm bunları ortadan kaldırmaktır:

Ta medrese vü minare viran neşeved
Ahvali kalenderi be saman meşeved
Ta iman küfrü küfr iman neşeved
Yek bendei Hak behak Müslüman meşeved

Medreseler, minareler yıkılıp skolastik öğretiler, dogmatik inançlar ortadan kalkmadıkça, düşüncelerdeki baskı, vicdanlardaki acı da ortadan kalkmayacaktır. Küfrün de bir çeşit iman, imanın da bir çeşit küfür olduğu anlaşılıp, inançlar ve görüşlerde karşılıklı hoşgörü sağlanmadıkça Tanrıyı ve gerçeği arayanlar¬dan hiç biri ülküsüne ulaşamayacaktır.


.Eleştiriler & Yorumlar

:: Öneri...
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
26 Mayıs 2011
H.C.D'nin anlattığı ikiyüzlülüğün, kandırmacanın yaşamın pratiğine nasıl yansıdığını anlamak için, bu yazının ardından mutlaka, büyük kent dehlizlerinin gözlemcisi, tanığı Şenol Durmuş'un "Gel Abi" başlıklı öyküsünün okunmasını öneriyorum. Bu iki yazı teoriyle pratiğin kesiştiği yeri imliyor. Saygılar...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın dinler, İnançlar ve ateizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Paganlıktan Gelme Bir Tapınma Şekli: Namaz (2)
Mevlana ve İslam
Paganlıktan Gelme Bir Tapınma Şekli: Namaz
Sevgililer Günü ve Dinlerin Sevgi Algılayışı
Din ve Metafizik Üzerine Çeşitlemeler (1ci Bölüm)
İsa ve Pavlus'un Şeriata Bakışı
Din ve Metafizik Üzerine Çeşitlemeler (2ci Bölüm)
Dünya Yaşamı Bir Oyun, Bir Eğlence Midir?
Kader ve Elindelik

Yazarın eleştiri ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Mevlana'nın Kimyası
Cinsel Saldırı Suçu ile Tecavüzden Yargılananların Hadım Edilmesi Yasa Tasarısı
Köpekliğin Aşkı ve Varoş Kültürü
Çağdaş Gericilik: Postmodernizm
Ka, Kar ve Kars
Haksızlığa Kesinlikle Karşıyım
Tevfik Fikret'ten Teröre Övgü
Yeni Hayat (2ci Bölüm)
Özel Mezarlıklar: Kârlı Bir Yatırım Kapısı!
Yaşam, Aşk ve Rastlantı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.