..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Şahin bakışlı, ahu gözlü, şirin davranışlı ve tatlı sözlü idi. -Fuzuli, Leyla ve Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Sanat ve Sanatçılar > Seval Deniz Karahaliloğlu




30 Aralık 2011
Sophocles"in Arkeolojik Kazılardan Bulunan Satirik Draması : "İz Sürücüler"  
1907’de Bernard Pyle Grenfell ve Arthur Surridge Hunt, Sophocles’in “İz Sürücler”oyununun papirüslerini Oxyrhynchus kasabasının yıkıntıları arasında keşfediyorlar.

Seval Deniz Karahaliloğlu


Oyunun bulunma öyküsü, 20. yüzyıl baslarında, Oxford Univesitesinden antik çağ yazını ve papirüs uzmanı Bernard Pyle Grenfell ve Arthur Surridge Hunt’ın bugünkü modern Kahire’nin 100 mil güneyinde Oxyrhynchus kasabasının yıkıntıları ve çöp tepeleri arasında buldukları binlerce papirüsle başlıyor. 1898 ve 1922 yılları arasında yapmış oldukları araştırmalarda buldukları 1800 papirüsü “The Oxyrhynchus Papyri.” adıyla kitap olarak 21 cilt halinde Londra’da Egypt Exploration Fund yayın evinden çıkartıyorlar. 1898-1922 yılları arasında yayınlanan bu papirüslerde antik çağ yazınına dair çok önemli belgeler yer alıyor.


:BDFB:
Sophocles’in Arkeolojik Kazılardan Bulunan Satirik Draması : “İz Sürücüler”

Seval Deniz Karahaliloğlu

Geçen yılın tiyatro oyunlarına bakınca, beni en çok etkileyen hangi oyunlardı diye düşündüğümde, aklıma gelen ilk isim Sophocles’ in “İz Sürücüler” isimli oyunu oldu. Anagnosis Tiyatro Topluluğu’nun sahneye koyduğu eser, Atina dışında ilk defa Efes Odeon Antik Tiyatrosunda sahnelendi. Dimos Avdeliodis ‘in yönettiği ve koreografisini yaptığı “İz Sürücüler”, Satirik Dramanın en güzel örneklerinden biri olarak kabul ediliyor….

Kim,
Küstah, ölümlü
Malımı çaldıysa,
Yabancı ya akraba,
Tanrının hıncından kurtulamayacak,
İlahi göz bulacak,
Ortaya çıkaracak,

Tanrı Apollon öfkeli, çok öfkeli, çılgına dönmüş, yıldırımlar yağdırıyor sahneye. Her sözü bir kılıç darbesi, sesindeki kızgınlık binlerce topun aynı anda gürlemesi gibi patlıyor. Bir yandan da dövünüyor. Çok üzgün, çok kızgın. Hermes’in çaldığı danacıklarına yanıyor. Mal canın yongası ama bu Tanrı Apollon ne para gözmüş. Bir yandan da söylenir.

Ve danacıklarım,
Gittiler, hepsi kayboldu.
Ve boşuna izlerini arıyorum.

Hermes’i bulması için av köpeklerini, iz sürücüleri yani satirleri çağırır huzuruna. Hermes’i bulup getirme görevini verir onlara. Yarı insan, yarı hayvan. Evrimin her iki tarafından kıstırılmış, arada sıkışıp kalmış varlıklar. Satirler. Keçi ayakları, at kuyrukları ve yarı insan biçimleriyle garip yaratıklardır. Tekin değiller. Ama Tanrı Apollon’a itaat ederler. Hermes’in peşine düşerken aralarında homurdananlar olduğunda dile gelirler.

Yarım Koro:
Sus!
Tanrılardan biri,
İstediği yere koşturuyor bizi.

Satirler hem Tanrı Apollon’dan korkar hem de ondan medet umar

Baba! Baba! Baba!
Bizi delirten dehşeti dikkatle dinle.

Sahnede beyaz keten kostümler içinde, yüzlerinde maskları müziğin ritmine uyumlu dans eden, hoplayan, zıplayan, yerlerde sürünen, yuvarlanan, köpek gibi burunlarını yere sürterek iz süren satirler korosu var. Sophocles’in “İz Sürücüler” oyunu sahneleniyor. Arkeolojik kazı alanlarında bulunan eski papirüslerden, İzmir Efes Odeon Antik Tiyatrosuna uzanan maceralı bir yolculuk. Yolculuğun kahramanı bir tiyatro eseri. “İz Sürücüler” orijinal adıyla (The Trackers). Üstelik neredeyse, tarihe karışmış bir türde, “satirik drama” türünde kaleme alınmış bir oyun. Sophocles’in “İz Sürücüleri” ( The Trackers) binlerce yıl süren maceralı bir yol kat etti. Ve binlerce yıl sonra, eser yeniden tiyatro seyircisiyle buluştu.

Satirik drama, Aristotle’den öğrendiğimize göre, antik dönemde ilk defa Dionysus Şenliklerinde, Atina’nın yöneticisi Pisistratus’un düzenlediği trajedi yarışmalarında, trajedilerden sonra sergilenen daha kısa ve hafif oyunlar olarak karşımıza çıkıyor. Amaç trajedilerin seyircinin üzerinde bıraktığı ağır havayı dağıtmak. Satirik dramalar seyirciye “nefes aldırarak”, hayattan zevk alma duygunsunu yeniden hatırlatarak seyirciyi kendine getiriyor. O dönemde, çok sayıda satirik drama olduğu düşünülüyor. Üç büyük trajedi yazarının Sophocles, Aeschylus ve Euripides’in aynı zamanda satirik dramalar yazdıkları biliniyor. Aristophanes’den bu üç büyük yazarın toplam 60’dan fazla satirik drama kaleme aldığını öğreniyoruz. Bu eserlerin zaman içinde kaybolduğu ya da özellikle ortadan kaldırıldığı düşünülüyor. Eserler o dönemdeki sosyo-politik çekişmeler nedeniyle, eleştirdiği siyasal rakipleri tarafından yok edilmiş olabilir. Ayrıca yayılmacı erken Hıristiyan kültürün çok tanrılı dinlere ait eserleri ortadan kaldırma gayretine kurban gitmiş olabilirler. Her ne olursa olsun, sonuçta yazıldıktan iki bin yıl sonra, satirik dramalardan biri bu maceralı yolculuktan sağ salim kurtulup yeniden tiyatro seyircisi ile buluşuyor.

Aklımızdan bu düşünceler geçerken sahnedeki satirler korosu Tanrı Apollon’un verdiği görevden pek memnun değil. Aralarındaki haylazlar baş kaldırıp, işten kaytarmaya çalışıyorlar. Satirler korosunun başı otoritesini kullanıyor, dağılmaya başlayan grubu toparlayıp, azarı basıyor.

Gevşek, omurgasız hayvanlar
Hayırsız kopuklar, gevezeler
Aklınız yalnız zevklerinizde
Utanmıyor musunuz?
Düşünmüyor musunuz?
Hangi babanın oğullarısınız?

İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı (İKSEV)’in düzenlediği “Uluslar arası İzmir Festivali” kapsamında, İzmir Yunan Konsolosluğunun katkılarıyla, Yunanistan’ın genç tiyatro topluluklarından biri olan Anagnosis Tiyatro Topluluğu, Sophocles’in geçen yüzyılın başında, Mısır’da arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan satirik dramasını “İz Sürücüler” oyununu sergiliyor. Yunanlı yönetmen Dimos Avdeliodis’in, Efes Odeon Tiyatrosunda sahneye koyduğu ve koreografisini yaptığı “İz Sürücüler” (The Trackers) Yunanistan dışında ilk defa İzmir’de tiyatro seyircisiyle buluşuyor.

Sophocles’in “İz Sürücüleri”, “satirik drama” türünden günümüze kalan üç oyundan biri. Euripides’in “Cyclops” oyunu ile Aeschylus’a ait olan ve adı bilinmeyen yarım olarak ele geçirilen bir eseri de bulunuyor. Sofocles’in “İz Sürücüleri” 1907 yılında Mısır’da yapılan arkeolojik kazılarda ele geçen papirüslerden çağdaş Yunancaya çevrisiyle gün ışığına çıkıyor. Metnin sadece ilk bölümü, yani ilk 393 dizesi günümüze kadar ulaşabilmiş.

Oyunun bulunma öyküsü, 20. yüzyıl baslarında, Oxford Univesitesinden antik çağ yazını ve papirüs uzmanı Bernard Pyle Grenfell ve Arthur Surridge Hunt’ın bugünkü modern Kahire’nin 100 mil güneyinde Oxyrhynchus kasabasının yıkıntıları ve çöp tepeleri arasında buldukları binlerce papirüsle başlıyor. 1898 ve 1922 yılları arasında yapmış oldukları araştırmalarda buldukları 1800 papirüsü “The Oxyrhynchus Papyri.” adıyla kitap olarak 21 cilt halinde Londra’da Egypt Exploration Fund yayın evinden çıkartıyorlar. 1898-1922 yılları arasında yayınlanan bu papirüslerde antik çağ yazınına dair çok önemli belgeler yer alıyor. 1907’de Bernard Pyle Grenfell ve Arthur Surridge Hunt, Sophocles’in “İz Sürücler”oyununun papirüslerini Oxyrhynchus kasabasının yıkıntıları arasında keşfediyorlar.

Sophocles’in eseri, diğer başka oyunların yazılmasına da esin kaynağı oldu. Oyunun bulunduğu haberleri edebiyat dünyasındaki yazarları da harekete geçirdi. “A New Play Two Thousand Years Old : “The Trcakers” A Satyric Drama by Sophocles” başlıklı haber “The Lotus” Dergisinde yayınlandı..( Cilt:3, No:3, Aralık 1911 Tarihli Sayısı). Sophocles’in eserinden esinlenen Yazar Tony Harrison, eserin bulunuş öyküsünü Sophocles’in orijinal oyun metniyle karıştırarak “The Trackers of Oxyrhynchus” isimli yeni bir oyun yazdı. Harrison bütün oyunun dizelerini yeniden kaleme alarak, öyküyü kendine göre yorumladı. Oyun ilk önce 1987’de Delphi’de, daha sonra 1990’da National Theatre’da sahnelendi. Bu Sophocles’in orijinal eserinin yazın dünyasını nasıl etkilediğini görmek adına ilginç bir örnek.

Daha sonra, Sophocles’in orjinal metni Yangos Andreadis tarafından çağdaş Yunancaya çevrilerek ilk defa geçen yıl Atina’da bilim adamlarından ve tiyatro sanatçılarından oluşan seçkin bir topluluk önünde sahnelendi. Bu gosteri 2010 yılının Haziran ayında, Sorbon Universitesi, Londra Kraliyet Tiyatro Akademisi ve Milano Piccolo Tiyatrosunun katilimlariyla, Atina’da Panteion Universitesi tarafindan duzenlenen “Akdeniz Tiyatro Gelenekleri: Satirik Drama” konulu, uluslar arası konferansta gerçekleştiriliyor. Satirik drama henüz tam anlamıyla bilinmeyen bir tür. Yunanlı yönetmen Dimos Avdeliodis tarafindan tekrar oynanma teklifi buyuk ilgi gören eser, Antuan Vitez’in, Eli Lahud’la beraber metin uzerindeki son on yıllık çalışmalarının bir ürünü.

Oyun sahnelenirken, oyunun metnini barkovizyonda Türkçe olarak eş zamanlı gösterildi. Yunanca sahnelenen eserin Türkçeye çevirisini eş zamanlı olarak barkovizyonda izlemek eserin daha iyi anlaşılması bakımından önemliydi. Oyunu, “Doğu Dilleri ve Medeniyetleri Merkezinden” Themistoklis Panau Türkçeye kazandırmış. Oyun metni kısa bir süre önce kitap olarak Yunanistan’da basıldı ve oyunu sahneye koymak isteyen meraklıların beğenisine sunuldu.

Oyunun yönetmeni ve koreografı Dimos Avdeliodis ile “İz Sürücüler” oyununa dair konuştuk. Satirik drama türünden, oyunun maceralı bulunma hikayesine, eserin felsefesinden, çağlar öncesinden günümüze ulaşan mesajlarına kadar çok renkli sohbette, oyunun yazarı Sophocles’ten ve “İz Sürücülerden” bahsettik.

SDK – Bu eser nasıl ortaya çıkarıldı?
Dimos Avdeliodis - Bu oyun ilk defa 1907’de Mısır’da bulunan papirüslerden keşfedildi. Bulunan bölüm ilk 393 dizeden oluşuyor. Eşsiz bir eser. Genelde Sophocles’in komedilerini ve trajedilerini biliyoruz ama “İz Sürücüler” bulunana dek elimizde yazara ait hiç satirik drama örneği yoktu. Satirik drama ile komedi arasındaki farkı gözlemlemek için bu mükemmel bir eser. Satirik drama ne komedi, ne de trajedidir. Her ikisinin de mükemmel bir bileşimidir. İnsan hayatının temel unsurlarını oluşturan duyguları çok vurgulu bir dille yansıtması bakımından da çok önemli.

SDK - Biraz oyunun ana temasından bahsedebilir miyiz?
Dimos Avdeliodis - Oyunun başında, tepede duran Tanrı Apollon’u görürüz. Öküzlerini çalan Hermes’e çok kızgındır. Apollon, Hermes’i yakalamak ve cezalandırmak için “iz sürücüleri” yani satirleri Hermes’in peşine salar. İz sürücüler, Hermes’i bir av köpeği gibi kovalarlar ve uzun bir kovalamanın ardından yakalayıp Tanrı Apollon’a getirirler. Hermes, Apollon’dan af diler ve kendini bağışlaması için büyüleyici müziğini çalmaya başlar. Müziği duyan Apollon’un kızgınlığı geçer ve Hermes’i bağışlar. Apollon burada müzikten çok etkilenir, duygulanır, ruh alemine bir yolculuk yapar ve içindeki iyiliği ve bağışlayıcı yönü tekrar ortaya çıkar ve bunu sanatın kendisisi başarır.

SDK – Satirlerin Hermes’i kovalaması bir yana, gerçek manada esere neden “İz Sürücüler” adı verilmiş olabilir?
Dimos Avdeliodis - Sophocles bu eserde, insanın hayatın akışı sırasında duygusal yanlarının “izni sürmesini” anlatıyor. Basitçe insanın duygusal yanlarını “keşfetmesi”, duygusal yanlarının “farkına varmasını” konu eder. Bu bir çeşit “iz sürmedir”. Yani insan hayatı boyunca, çıktığı duygusal yolculuğu sırasında, “kendini tanıma adına” kendi iç dünyasının ve duygularının “izini sürer”.

SDK – Oyunun yapısına baktığımızda, klasik Yunan trajedilerinde yer alan müziğe nazaran bu eserde müziğin daha vurgulu kullanıldığını görüyoruz. Neden bu oyunda müzik bu kadar önemli?
Dimos Avdeliodis – Müzik, aslında bütün antik Yunan oyunlarında var. Sophocles burada özellikle müziğin önemini vurguluyor. Genelde oyuncuların sözleri müzikal bir biçimde söylenir. Bu eserde müzik çok önemli bir element olarak karşımıza çıkıyor. Burada yapmak istediğimiz şey, her söylenen kelimeye farklı bir ton katmak, farklı bir şekilde o sözü müzikal olarak ifade etmek. Müzik aracılığı ile duyguları daha güzel, daha güçlü yansıtabiliyoruz. Müzikten yola çıkarak, sanki müzikten çıkmış bir parça gibi oyunu yansıtmak istedik. Sanki oyunu bir müzikal gibi sahneye koyduk. Müzik insani duyguları yansıtması açısından baskın olarak kullanılmış. Her duyguda, “müzikal tonlama” değişiyor. Bu eserde, her neslin oluşturduğu bir müzik aleti var ve ilk defa insanların bu müzik aletlerini dinlemesinden bahsediliyor. Mesela Hermes bir kaplumbağa kabuğuna, çaldığı danalardan birinin bağırsağından kopardığı lifleri gererek ilk liri yapıyor ve satirler tarafından yakalandığında Apollon’u büyülemek için bu liri çalıyor. Lirden çıkan müzik, Apollon’a öfkesini unutturuyor. Bu eserde, müzik sadece akustik açıdan ele alınmıyor, aynı zamanda insan hayatında yansıttığı duygusal etki anlamında da ele alınıyor. Bu oyunu gerçekten anlayabilmek için oyunu seyretmek ve müziği dinlemek gerekiyor. Oyunu seyretmediğiniz takdirde, size müzik ve oyunun dramatik yapısı arasındaki ilişkiyi ne kadar anlatsam da bir faydası olmayacaktır.

SDK – İz sürücülerin ilk 393 dizesini bulunduğu söyleniyor. Elinizde çok az sayıda eser bulunduğu düşünülürse, bu satirik dramanın yapısını neye göre kurarak sahneye koydunuz?
Dimos Avdeliodis - Bu oyunun bütününden kaynaklanan bir durdum. Mesela mimaride ve heykel sanatına baktığınızda, eserin bir parçasını bile bulsanız elinizdeki parçaya bakarak eserin nasıl olduğunu anlayarak bir bütün yaratabiliyorsunuz. Biz bu oyundan bir dize bile bulsak, o dizeye bakarak oyunun bütününü bir şekilde tahmin ederek oyunu yeniden yaratabiliriz. Ama “İz Sürücüler” oyununu orijinal metnine sadık kalarak, Sophocles nasıl yazdıysa aynen öyle oynuyoruz.

SDK – Oyunun 1907 yılında, Mısır’da yapılan arkeolojik kazılar sırasında bulunduğunu biliyoruz. Oyun ancak aradan 100 yıldan fazla bir zaman geçtikten sonra sahnelenebiliyor. Neden “İz Sürücüler” sahnelenebilmek için yüz yıl beklemek zorunda kaldı? Daha önce sahnelenemez miydi?
Dimos Avdeliodis – Aslında bu eser, daha önce değişik şekillerde yorumlanarak bir kaç defa oynandı. Ama tekdüze bir tarzda sahnelendiği için hepsi bir şekilde konudan uzaklaştılar. Eser Yangos Andreadis tarafından çağdaş Yunancaya çevrildiğinden beri ilk defa sahneleniyor. Eser geçen yüzyılın başında çeşitli yönetmenler tarafından sırasıyla 1932, 1938 ve son olarak 1942’de sahnelendi. Satirik drama çok fazla tanınmadığı için oyun sahneye çok da güzel yansıtılamadı. Eser sadece trajedi ya da sadece komedi gibi algılanıyordu. Başarısız sahnelemeler nedeniyle, oyun yeterince ilgi görmedi. Bizim burada amacımız, oyunun özünü yani “satirik drama” türünü yansıtabilmektir. Eseri ilk başta nasıl bulduysak, o şekilde orijinal haliyle izleyicilere sunmaya çalışıyoruz. En son düzenleme, Yangos Andreadis’in düzenlemesi ve aslında Homeros’un eserinden alınmadır. Homeros’da “iz sürücülerin” adı geçer. Sofocles bu eseri yazarken Homeros’un eserinden ilham almış. Bu nedenle, şu anda oynadığımız eser gerçeğe en yakın düzenleme olmaktadır.

SDK – Neden sadece ilk 393 dize? Mısır’da yapılan kazılarda geri kalan papirüslere dair bir iz bulunabildi mi? Ve tahminen orijinal eserin tamamı kaç dizeden oluşuyor?
Dimos Avdeliodis – Bütün antik dramaların hepsinin kendine özgü bir formu var. Sadece yazar konuyu değiştirir ama form aynı kalır. Bu nedenle, oyunun aşağı yukarı kaç dize olduğunu tahmin edebiliyoruz. Elimizde eserin yaklaşık olarak yarısı bulunuyor. Satirik dramanın yapısına bakarak elimizdeki eserin orijinalinin 800 dize kadar olduğu tahmin ediliyor. Aristophanes’den öğrendiğimize göre, Sophocles, Euripides ve Aeschylus’un 150-160 kadar eser yazdığını bunların içinde 60 kadarının satirik drama olduğunu biliyoruz ama günümüze bunlardan sadece bir kaçı ulaşabilmiştir. Bu eserler tarih içinde savaş, yangın, deprem gibi felaketler sırasında kaybolmuş ya da tamamen yok olmuştur. Doğal afetler ve savaşlar dışında, haçlı seferleri sırasında haçlılar tarafından bulunan papirüsler ve antik kütüphaneler pagan inanışının sembolleri olarak kabul edilerek bilinçli olarak ortadan kaldırılmıştır. Bu nedenle, çok az sayıda eser elimize geçiyor. Oxford Üniversitesinden bilim adamları Grenfell ve Hunt oyunun papirüslerini buldular. Oyuna ait kayıp olan sözlerin üzerinde bulunduğu bazı papirüsler ıslanmış, üzerindeki yazılar silinmiş ve tamamen mahvolmuş olarak bulundu. Maalesef artık okunamayacak kadar tahrip olmuşlardı.

SDK – Satirik drama Yunan tiyatrosunu nasıl etkiler? Nasıl zenginleştirir?
Dimos Avdeliodis – Satirik drama hayata bütün yönleriyle bakıyor. İnsan hayatındaki tüm tecrübeleri yansıtıyor. İnsanın hayal gücünü arttırıyor. Hayatı sadece “mutlu” yönleri ya da sadece “acı” yönleriyle değil, ikisini birlikte hem mutlu hem de acı yanları ile ele alıyor. Hayatı iyi ve kötü yanlarıyla anlattığı mükemmel bir yapı oluşturuyor. Bu özelliği ile satirik dramanın Shakespeare gibi diğer yazarlara esin kaynağı olduğunu düşünüyorum

SDK – Tiyatrodan söz açmışken, oyunu sahneleyen Anagnosis Tiyatro Topluluğu hakkında neler söyleyebilirsiniz? Dimos Avdeliodis – Anagnosis Topluluğu benim ve bayan Bouboulina Nikaki’nin birlikte kurduğumuz özel bir kuruluş. Sophocles’in “İz Sürücüleri” bizim ikinci oyunumuz. Bayan Bouboulina Nikaki topluluğun sanat yönetmeni. Şimdi yeni bir oyun üzerinde daha çalışıyoruz. 5 Eylül’de sahnelenmek üzere Euripides’in bir oyununu hazırlıyoruz. Anagnosis topluluğu, 16 oyuncu ve 5 müzisyenden oluşuyor ama bu oyunda iki müzisyen yer alıyor. Oyunda baş rolleri, Apollo’yu Andreas Karakotas, Silinos’u Vassilis Spyropoulos, Kyllini’yi Aggeliki Seidou, Hermes’i Artemis Matafia ve Chronos’u Yannis Avdeliodis paylaşıyorlar. Oyuna adını veren “iz sürücüler”, yani “satirler korosu” ise Yannis Venizelos, Maria Vlahou, Sofia Delaporta, Athina Zotou, Yorgos Kapetanakos, Hryssa Klouva, Yorgos Nikopoulos, Danae Roussou ve Xenophon Symvoulidis’den oluşuyor. Oyunda canlı orkestra kullanıyoruz. Fakat Efes Odeon Tiyatrosu’nda sadece iki müzisyen metallophon’da Yannis Avdeliodis ve piyanoda Alexandros Avdeliodis yer alıyor. Topluluğumuzun müzisyenler ise obua ve flütte Xenophon Symvoulidis, fülütte Yannis Venizelos, perküsyon ve metallophon’da Yannis Avdeliodis, piyanoda Alexandros Avdeliodis ve yine fülütte Yorgos Kapetanakos’dan oluşuyor. Ayrıca Anagnosis topluluğunun özel kostüm ve dekor tasarım bölümleri de bulunuyor. Oyunun müzikleri Vaggelis Yannakis’e ve kostüm tasarımı ise Maria Passalis’e ait. Toplulukda müzik öğretmenimiz Xenophon Symvoulidis müzisyenleri çalıştırıyor. Oyunun korografi asistanlığını ise Marimilli Asimakopoulou yapıyor. Bu oyunda çok geniş bir ekiple çalışıyoruz. Oyunun başarıyla sahnelenmesinde bütün bu sanatçıların büyük katkısı var.

SDK – Elinizde bilinen kaç tane satirik drama var? Dimos Avdeliodis – Euripides’in “Cyclops” isimli eseri var. Bu tam bir eserdir. Bir de Aeschylus’un adı bilinmeyen yarım bir eseri var. Sophocles’in “İz Sürücüleri” ile birlikte elimizde satirik drama türünde üç eser bulunuyor.

SDK – Ne yazık ki, savaş, terör ve şiddet çağında yaşıyoruz. Sophocles “İz Sürücüler” oyunuyla, çağlar öncesinden günümüz şiddet toplumlarına bir mesaj veriyor diyebilir miyiz?
Dimos Avdeliodis - “İz Sürücüler” oyunu, bir Tanrının kızgınlığı ile başlıyor. Öfke, kızgınlık, ölüm, cezalandırma duyguları Tanrı Apollon’a hakim olmuş durumda. Tanrı Apollon Hermes’i yakalaması için satirleri peşine takıyor. “İz sürücüler”, av köpekleri gibi büyük bir öfke ve hırsla parçalamak için avlarının peşinden koşarlar. Ama sonra bütün bu şiddete dayalı “kötücül” duygular müzikle birlikte “yumuşuyor” ve hoşgörüye, merhamete, affediciliğe dönüşüyor. Yüreği yumuşayan Tanrı Apollon kendine farklı bir açıdan bakmaya başlıyor. Ben bunu biraz da insanın yaratılışına benzetiyorum. İlk insanın öyküsü saldırıya açık bir şekilde başlıyor. Daha sonra kültürleri, dilleri ve birbirini anlama devreye girince her şey değişiyor.

SDK – Satirik drama sizce neden bu kadar önemli?
Dimos Avdeliodis – Satirik drama bilinen antik drama türünden daha farklı bir tür. Satirik drama aslında bize duygusallığı , hayatta edindiğimiz tecrübelere farklı biçimde bakmayı öğretiyor. Çünkü insan hem davranışlarını, hem de duygusal yanını sergiler. Duygularımızla davranışlarımızı uyum içinde bir araya getirmeyi öğretmesi bakımından önemli. Satirik dramada insan kendini, “özünü” buluyor. İnsanın kendinden parçalar bulduğu, keşfettiği bir tür. Antik dramalarda ve Shakespeare oyunlarında da bu türün günümüz yansımalarını görüyoruz. Bunlar ulusal oyunlar değil, bütün dünyayı ilgilendiren evrensel oyunlar. Çünkü insanı temel alan, insani duygular hep aynı, değişmiyor. Sizin de dediğiniz gibi, bu oyun günümüze çok uyuyor. İnsan oyunda kendini görmüş, tanımış oluyor.

SDK – 2010 yılında, Atina’da Panteion Universitesi tarafindan duzenlenen “Akdeniz Tiyatro Gelenekleri: Satirik Drama” konulu, uluslararasi konferansta, satirik drama türünün, konservatuarlarda özel bir bölüm olarak açılması teklif edilmişti, bu teklif kabul edildi mi? Ve bu türün uluslar arası düzeyde yaygınlaştırılması için herhangi bir çalışmanız var mı?
Dimos Avdeliodis – Atina’da tiyatro okullarında satirik drama için ayrı bölümler kuruldu. Farklı bir tiyatro türü olduğu için Yunanistan’da son zamanlarda satirik dramaya ilgi çok arttı ama bildiğimiz kadarıyla bu konuda yurt dışında henüz bir çalışma yok. Daha önce de söylediğim gibi maalesef satirik drama konusunda elimizde çok az eser var. Bunun en önemli nedeni haçlı seferleri ve Hıristiyanlığın yayılması sırasında bu yazılı metinlerin çok tanrılı kültürün bir parçası olarak kabul edilmesiyle yok edilmesidir.

SDK – Oyunda kostüm tasarımı hem sade hem de çok renkli. Mesela oyuncuların bel bölgesinde çok renkli parçalar sanki kıyafetin üzerine çocuk bezi gibi giydirilmiş.
Dimos Avdeliodis - Oyundaki kostümler hafif keten bezinden yapılmıştır. Oyuncuların hareket etmesini kolaylaştırması bakımından hafif oluşu önemliydi. Ayrıca kostüm tasarımının çok sade bir çizgisi olması gerekiyordu. Çünkü seyircinin dikkatini oyundan uzaklaştırmak istemedik. Bu sade ve hafif kostümler hayvanlar ve insanlar arasındaki o ince çizgiyi tanımlıyor. Hayvanlarla insanlar arasında çok hızlı bir geçiş var. İnsanın hep bir yarısında var olan ve halen koruduğumuz hayvani duygular, dürtüler var. Kostümlerde çok basit, sade bir dil kullandık. Öncelikle hayvanlar, yani iz sürücülerin cinsel bölgeleri renkli örtülerle kapalı. Bu kapalılık “uygarlığı” temsil ediyor. Hayvanların evrim geçirerek insana dönüşmesi simgesel olarak anlatılıyor. Bu arada oyuncuların arkalarında kuyrukları var çünkü onlar oyunda hala bir anlamda “hayvan” olarak yer alıyorlar.

SDK – Oyunda, baskın olarak kullanılan ve oyuncuların yüzlerinde sürekli olarak taktıkları “masklar” neyi ifade ediyor?
Dimos Avdeliodis – Kişileri birey olarak tanıdığımızda, oyunu o bireyler üzerinden ele alırız. Oyuncular maske taktıklarında ve oyuncuları birey olarak tanımadığımız zaman ise kendimizi karaktere odaklarız. Masklar oyunda kişilikleri silmek ve karaktere odaklanmak için kullanılıyor. Göğüsteki masklar fallusu, üremeyi ve bereketi simgeliyor. Burada hayatın devamlılığı ilkesi vurgulanıyor. Sanatçıların göğsünde taşıdıkları fallusları, özellikle tepki çekmemek için estetik bir biçimde tasarladık. Burada üreme organı, doğum ve ölüm arasındaki döngüde hayatın devamlılığını anlatıyor. Ne olursa olsun, hayat devam etmeli, insanlar üreyerek, insan neslini sürdürmelidir.

SDK – “İz Sürücüler” şu ana kadar sadece Atina’da ve kapalı mekanlarda sahnelendi. Şimdi Efes Antik Odeon Tiyatrosunda sahneleniyor. Prova çalışmaları istediğiniz gibi gitti mi?
Dimos Avdeliodis – İzmir’de bulunmaktan ve eseri antik bir tiyatroda sahnelemekten dolayı çok mutluyum ve heyecanlıyım. Oyunun sahneye konma sürecinde, İzmirli dostlarım bana çok yardımcı oldular. İnanıyorum ki bu süreç ilişkilerimizi daha da güçlendirecek. Sanatın, tiyatronun birleştirici gücü bizi daha çok yakınlaştıracak.

SDK – Efes Antik Şehrinde Odeon Tiyatrosunda oyunu sahnelemek nasıl bir duygu?
Dimos Avdeliodis - Sophocles’in “İz Sürücüler” oyununu Yunanistan dışında, yabancı bir ülkede ilk defa Türkiye’de İzmir’de sahneliyoruz. Eseri Türkiye’den başlayarak diğer ülkelerde de sahneleyeceğimiz bir tura çıkıyoruz. Yurt dışı turunu İzmir’den başlatmaktan dolayı özellikle mutluluk duyuyoruz. Ve bu arada oyun ilk defa açık havada sahneliyor. Daha önce hep kapalı mekanlarda sahnelenmişti. Özellikle, Efes Odeon Antik Tiyatrosunda oyunu sahneye koymak benim için büyük bir zevk. Şu an çok mutluyum. Oyundan sonra gelen tepkilerden herkesin oyunu çok beğendiğini anlıyoruz. Bu da bizim mutluluğumuzu arttırıyor.

SDK – Bu oyunun Türkiye’de bir tiyatro topluluğu tarafından sahnelenmesini ister miydiniz?
Dimos Avdeliodis – “İz Sürücülerin” Türk tiyatro topluluklarından biri tarafından Türkçe olarak sahnelenmesini çok isterim. Eminim çok ilginç olur.

Oyunun sonunda Tanrı Apollon nefretten ve cezalandırma isteğinden arınır. Satirlerden “özgürlüğe” giden yolu bulur. Müzik yoluyla içindeki insanlığa, iyiliğe ulaşır. Duygularını diğer insanlarla paylaşırken bir yandan da insanlığa şöyle seslenir. “Satirler, iz sürücüler beni başka yoldan “özgürlüğe” ulaştırdı” der.

Şiddet, terör ve savaş çağında sıkışıp kalmış günümüz insanına geçmiş yüzyıllardan gelen bir ışık bu. Savaş Tanrıları, Terör Lordları ve Zalim Tiranların hüküm sürdüğü bu dünyaya kalpleri yumuşatmak için Hermes’in müziğinden çok daha fazlası gerekiyor. “Değişim” yaratabilmek için belki daha güçlü bir müzik. Gündemden hiç düşmeyen öfke, nefret, şiddet ve ölüm temalarını mucizevi biçimde değiştirecek, dört bir yana kalpleri yumuşatacak, merhamet ve hoşgörü tozu serpecek ve insanlığı gerçekten “özgürleştirecek” sihirli melodilere acilen ihtiyaç var. Belki Tanrı Apollon, Hermes ve Sophocles şu anda masmavi gökyüzündeki beyaz pamukların üzerine uzanmış, karıncalar misali aşağıda koşuşturup duran bizlere gülerek bakıyorlardır. Kim bilir?

Kaynakça :

“A New Play Two Thousand Years Old:”The Trcakers” a Satyric Drama by Sophocles”. The Lotus Magazine, 3.Cilt, No:3, Aralık 1911 Tarihli Sayısı “The Oxyrhynchus Papyri.” 21 cilt Yayın Evi : Egypt Exploration Fund - London Satire – “A Dictionary of Literary Terms and Literary Theory” Sayfa 784-785 Yazarlar John Anthony Cuddon, Claire Preston Theatre Culteres - Sophocles “The Trackers” by Dimos Avdeliodis – iletişim anagnosis.culture@gmail.com
“Ancient Greek Theatre” Yazar Ruben Fonseca - Hazırlayan Martha Eickmann ve Renee Brenner
“The Making of Theatre History” Paul Kuritz Sayfa 19,20, 21 Yayın Evi : Paul Kuritz 1988
“Festivals and Celebrations of the Grek Gods” – Yazarlar M. Lastarria ve F. Weaaely






















Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sanat ve sanatçılar kümesinde bulunan diğer yazıları...
'Kafkas Tebeşir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Uluslarararası İzmir Festivali 20. Yaşını Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düşlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasını Taşıyan Onurlu Bir Sanatçı : Rengim Gökmen
İlhan Berk"in Şiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte İşliği : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsın" : Hakan Gerçek
Ağır Abla Cecilia"nın Müridinden Faydalı Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoğlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baş Yapıt : Fırtına
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operası

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Varmış Hiç Yokmuş
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Şensoy
Ermişler Ya da Günahkarlar, İyilik Ya da Kötülüğün Dayanılmaz Lezzeti…
Sineklidağ"ın Efsanesi : Keşanlı Ali"nin İbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanılmış "İkinci El" Stratejiler
Tek Kişilik Oyunların Efsane İsmi : Müşfik Kenter
Yağmur Yağıyor, Seller Akıyor, Kral Übü Camdan Bakıyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüğü İlkesi'
Tanrıların Takıları
Ruhi Su"nun İzinde : Köy Enstitüleri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
İbneler ve Çocuk Cesetleri [Şiir]
Komşu Çocuğu [Şiir]
Bir Bardak Soğuk Suyun Hatırına… [Şiir]
İhtiyaçtan [Şiir]
Deli mi Ne? [Şiir]
Sakız Reçeli Seven Yare Mektuplar [Şiir]
Bir Nefes Alıp Verme Uzunluğunda… [Şiir]
Lord'umun Suskunluğunun Sebeb-i Hikmeti... [Şiir]
Pimpirikli Hanımın, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Şiir]
Yere Göğe Sığamıyorum… [Şiir]


Seval Deniz Karahaliloğlu kimdir?

Bazı insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doğal bir ihtiyaçtır. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatımla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. İşte bu kadar basit.

Etkilendiği Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doğru bilemem ama beyinsel olarak beslendiğim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla İlhan, İlber Ortaylı, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloğlu, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.