..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Kâmuran Esen




4 Ocak 2013
Kül Çöreğinin Yolculuğu  
Kâmuran Esen
Mudurnu Kül Çöreğinin Gerçek Öyküsüdür bu.


:AJFB:
Küçük bir köyde, o zamanın koşullarına göre vasatın altında sayılabilecek evde, çocuk gülüşmeleri duyuluyordu. Anne, hamur teknesinin başında hamur yoğuruyor; üç çocuk, kendi aralarında oyun oynuyorlardı. Ocakta yanan odunlar çıtırdıyor, evin duvarında gölgeler oynaşıyordu. Anne, süt ve su ile yoğurmakta olduğu sert hamurla âdeta cebelleşiyordu. Biliyordu ki, hamur ne kadar katı olursa, çörek o kadar güzel olur. Gaz lâmbasının yarı aydınlattığı odaya; çörek otu ve çiğ hamurun kokusu yayılıyordu.

En küçük kardeş, söğüt dalından yapılmış düdüğü öttürüyor, düdükten çıkan ambulans sireni gibi ses, evdekilerin kulaklarını tırmalıyordu. El becerileri oldukça gelişmiş olan büyük abla; dokuma peşkirin(havlu) kenarlarına, dekoratif düğümler atarak saçak yapıyordu. Anne, hamur teknesinden başını kaldırarak, “Kızım, aman dikkat et, sakın ola ki yanlış düğüm atma, sonra çözemeyiz.” diye kızını uyardı.

Ortanca kız kardeş ise, bir kenarda sessizce oturmuş, annesinin hamur yoğuruşunu izliyordu. “Anne! Çok acıktım. Ne zaman pişer çörek?” diye sordu. Anne gülümseyerek yanıtladı: Bir saatte pişer ama bir yarım saat de yolculuğu sürer.” dedi. Bu cümleye, çocukların üçü birden isyan etti: ” Yine mi? Bu sefer gitmese olmaz mı? Çok acıktık. Gideceği tarla çok mu uzak?” gibi çıkışlarda bulundular. Anne, duymazdan geldi çocukların telâşlı cümlelerini.

Küçük hamur teknesinde hamuru iyice özleştiren anne, hamuru hamur tahtasına aldı. Oklavayla açtı, sonra hamuru büyük kareler şeklinde kesti. Hamur parçalarını üst üste koydu, sonra bunları en büyük hamur parçasının içine aldı. Büyük parça hamuru bohça gibi kullanarak, diğer parçaları bir güzel bohçaladı. Eliyle bastıra bastıra yuvarlak bir şekil verdi. Üzerine susam ve çörek otu serpiştirdi.

Ocak başına geçen anne, ocaktaki korları bir kenara aldı. Her zaman kullandığı hindi kanadıyla ocağın taşını kor ve külden temizledi. Hazırladığı hamuru, ocak taşının üzerine koydu. Hamur küllenmesin diye, hamurun üstünü lâhana yapraklarıyla örttü. Küllü ve kızgın kömürle, hamurun üstünü tamamen kapattı.

Çöreğin pişmesini beklemeye sabırları olmayan çocuklarını oyalamak için, “Hadi bakalım okuyun şiirinizi, bakalım ezberlemiş misiniz.” dedi. Sıra ile üç kardeşin sesleri odayı doldurdu:

“Kat sürünü önüne
Dolaş dağ, dere çoban
Eriştin mutlu güne
Diz çök bir yere çoban.”

Derken çörek pişti. Anne, çöreğin üstünü örten kömürleri sıyırdı. Lâhana yapraklarını alınca, altından üstü nar gibi kızarmış sütlü çörek göründü. Çöreği ocaktan aldı, sofra bezinin üstüne koydu. Kalın bir örtüyle, çöreği sarmaladı, uykuya yatırdı. Odaya, mis gibi çörek kokusu yayıldı.

Sıra çöreğin yolculuğuna gelmişti. Çocuklar bunu bildikleri için, anneye âdeta yalvardılar: “Anne! N’olur çabuk gitsin, gelsin.Çok acıktık.” Anne, beklenen yolculuğu hatırlattı: “Çocuklar, biliyorsunuz; bu çöreğin unu hangi tarlanın buğdayındansa, çörek o tarlayı ziyaret edip gelecek. Bu akşamki çöreğin buğdayı, Tilki Deresi’nden. Onun için çörek, Tilki Deresi’ne gidip gelecek. Sonra da çöreği yiyeceğiz.

Anne başladı, çöreğin yolculuğu hakkında çocukları bilgilendirmeye: ” Az önce evden çıkmıştı, şimdi Aşağı Pınar’a vardı. Oradan su içeçek....Harman Kaşı’ndan Pazar Kaşı’na gidiyor şimdi....Karaköy Dibi’ne vardı. Burada birazcık dinlenecek....Beyçayırı’na geldi şimdi, bizim tarlanın yolunu tuttu...............Tarlaya geldi ve tarlanın sınırındaki alıç ağacının dibine oturdu.”

En küçük kardeşin “Dinlenmiştir, hadi dönsün artık, çok acıktım.” homurdanmasını duymazdan geldi anne. Çünkü çörek, yenecek kadar soğumamıştı. Devam etti: ” Dönüş yolu, kısa sürecek. Başka bir yerde dinlenme de yok. Üstelik, yolu iniş aşağı.....Kalktı geliyor. Aaaa! Koşuyor bir de......Yolu yarıladı bile..Köye yaklaştı.” Bunları anlatırken, bir yandan da sofrayı hazırlıyordu anne. Çöreğin yanına pestil ezdi, küçük bakır taslara doldurdu.....”Evet, geldi çörek.” dedi sonunda.

Böylece, sıcak çörek soğumuş, yenecek kıvama gelmişti. Çöreğin bohçası açıldı.” Kesersek hamur olur, yine elimle böleceğim.” dedi anne. Böldüğü çöreği çocuklara paylaştırdı. Radyoda çalınan türkünün, ocaktan çıkan çıtırtıların eşliğinde güzel bir akşam yemeği yediler.






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın anı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sen Bir Garip Çingenesin / Nene Gerek Gümüş Zurna !
Çocukluğumdaki Çerçiciler Ve Düğünler
Yağmur , Güneş , Rüzgâr ve Babam
Eşeği Düğüne Çağırmışlar
Biz Üç Kardeş
İpotek
Hafızam Beni Nasıl Yanılttı
İspiyoncu Kuşlar
Yaramaz İsmail Abi
Kesim Motoru / Anı

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Farzederek Yaşayamazsın
Kiralık Evin Şartları...........
Yanmayan Bir Ampulden Nasıl Mutlu Olunur
Bir Doğum Günü Öyküsü
Bir Boyama Kursu Öyküsü
Ağır Misafir
Kadın Hastalığı
Keltepe'nin Öyküsü
Bir Memleketin Dönüşüm Hikâyesi
Kiracının Kapısını Her Gece Ecinniler mi Çalıyor!

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dönüşü Olmayan Gidiş [Şiir]
Seni Özlemenin Kitabını Yazabilirim [Şiir]
Bensiz Yaşamaya Alışacaksın [Şiir]
İşte Gidiyorsun [Şiir]
Gelseydin Eğer [Şiir]
Ne Zaman Seni Düşünsem [Şiir]
O Beklenen Hiç Gelmeyecek [Şiir]
Çek Beni İçine Bir Nefeste [Şiir]
Sığınacağım Başka Yürek Yok [Şiir]
Uykularında Sev Beni [Şiir]


Kâmuran Esen kimdir?

Okumak ve yazmak bir tutkudur benim için. Yazdıklarımı okuyucularla paylaşmak amacıyla buraya gönderiyorum. Yıllardır, yerel bir gazeteye haftalık köşe yazıyorum. Mudurnu Belediyesinde gönüllü kültür müdürü olarak çalışıyorum. Yayımlanmış Kitaplarım: -Şiirlerle Öyküler - şiir / Milli Eğitim Bakanlığı Öğretmen Yazarlar Dizisi ( 1988). . . . . . . . -Sevgi Yumağı - şiir ( 1997 ). . . . . . . . . -K. Esen'in Kaleminden Mudurnu - derleme / Mudurnu Kaymakamlığı Kültür Hizmetleri Dizisi ( 2002 ). . . . . . . . . . . -Oynatmayalım Uğurcuğum- deneme , anı / --Senfoni Yayınları ( Haziran / 2004 ) -Mudurnulu Fatma Nine'nin Günlüğü - Baskıya hazırlanıyor

Etkilendiği Yazarlar:
Okuduğum her yazardan veya yazıdan etkilenirim. Bende bir etki bırakmayacak, herhangi bir şey öğretmeyecek bir yazı düşünemiyorum.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.