Hiçbir şey yaşam kadar tatlı değildir. -Euripides |
|
||||||||||
|
En küçük kardeş, söğüt dalından yapılmış düdüğü öttürüyor, düdükten çıkan ambulans sireni gibi ses, evdekilerin kulaklarını tırmalıyordu. El becerileri oldukça gelişmiş olan büyük abla; dokuma peşkirin(havlu) kenarlarına, dekoratif düğümler atarak saçak yapıyordu. Anne, hamur teknesinden başını kaldırarak, “Kızım, aman dikkat et, sakın ola ki yanlış düğüm atma, sonra çözemeyiz.” diye kızını uyardı. Ortanca kız kardeş ise, bir kenarda sessizce oturmuş, annesinin hamur yoğuruşunu izliyordu. “Anne! Çok acıktım. Ne zaman pişer çörek?” diye sordu. Anne gülümseyerek yanıtladı: Bir saatte pişer ama bir yarım saat de yolculuğu sürer.” dedi. Bu cümleye, çocukların üçü birden isyan etti: ” Yine mi? Bu sefer gitmese olmaz mı? Çok acıktık. Gideceği tarla çok mu uzak?” gibi çıkışlarda bulundular. Anne, duymazdan geldi çocukların telâşlı cümlelerini. Küçük hamur teknesinde hamuru iyice özleştiren anne, hamuru hamur tahtasına aldı. Oklavayla açtı, sonra hamuru büyük kareler şeklinde kesti. Hamur parçalarını üst üste koydu, sonra bunları en büyük hamur parçasının içine aldı. Büyük parça hamuru bohça gibi kullanarak, diğer parçaları bir güzel bohçaladı. Eliyle bastıra bastıra yuvarlak bir şekil verdi. Üzerine susam ve çörek otu serpiştirdi. Ocak başına geçen anne, ocaktaki korları bir kenara aldı. Her zaman kullandığı hindi kanadıyla ocağın taşını kor ve külden temizledi. Hazırladığı hamuru, ocak taşının üzerine koydu. Hamur küllenmesin diye, hamurun üstünü lâhana yapraklarıyla örttü. Küllü ve kızgın kömürle, hamurun üstünü tamamen kapattı. Çöreğin pişmesini beklemeye sabırları olmayan çocuklarını oyalamak için, “Hadi bakalım okuyun şiirinizi, bakalım ezberlemiş misiniz.” dedi. Sıra ile üç kardeşin sesleri odayı doldurdu: “Kat sürünü önüne Dolaş dağ, dere çoban Eriştin mutlu güne Diz çök bir yere çoban.” Derken çörek pişti. Anne, çöreğin üstünü örten kömürleri sıyırdı. Lâhana yapraklarını alınca, altından üstü nar gibi kızarmış sütlü çörek göründü. Çöreği ocaktan aldı, sofra bezinin üstüne koydu. Kalın bir örtüyle, çöreği sarmaladı, uykuya yatırdı. Odaya, mis gibi çörek kokusu yayıldı. Sıra çöreğin yolculuğuna gelmişti. Çocuklar bunu bildikleri için, anneye âdeta yalvardılar: “Anne! N’olur çabuk gitsin, gelsin.Çok acıktık.” Anne, beklenen yolculuğu hatırlattı: “Çocuklar, biliyorsunuz; bu çöreğin unu hangi tarlanın buğdayındansa, çörek o tarlayı ziyaret edip gelecek. Bu akşamki çöreğin buğdayı, Tilki Deresi’nden. Onun için çörek, Tilki Deresi’ne gidip gelecek. Sonra da çöreği yiyeceğiz. Anne başladı, çöreğin yolculuğu hakkında çocukları bilgilendirmeye: ” Az önce evden çıkmıştı, şimdi Aşağı Pınar’a vardı. Oradan su içeçek....Harman Kaşı’ndan Pazar Kaşı’na gidiyor şimdi....Karaköy Dibi’ne vardı. Burada birazcık dinlenecek....Beyçayırı’na geldi şimdi, bizim tarlanın yolunu tuttu...............Tarlaya geldi ve tarlanın sınırındaki alıç ağacının dibine oturdu.” En küçük kardeşin “Dinlenmiştir, hadi dönsün artık, çok acıktım.” homurdanmasını duymazdan geldi anne. Çünkü çörek, yenecek kadar soğumamıştı. Devam etti: ” Dönüş yolu, kısa sürecek. Başka bir yerde dinlenme de yok. Üstelik, yolu iniş aşağı.....Kalktı geliyor. Aaaa! Koşuyor bir de......Yolu yarıladı bile..Köye yaklaştı.” Bunları anlatırken, bir yandan da sofrayı hazırlıyordu anne. Çöreğin yanına pestil ezdi, küçük bakır taslara doldurdu.....”Evet, geldi çörek.” dedi sonunda. Böylece, sıcak çörek soğumuş, yenecek kıvama gelmişti. Çöreğin bohçası açıldı.” Kesersek hamur olur, yine elimle böleceğim.” dedi anne. Böldüğü çöreği çocuklara paylaştırdı. Radyoda çalınan türkünün, ocaktan çıkan çıtırtıların eşliğinde güzel bir akşam yemeği yediler.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kâmuran Esen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |