..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsan melek olsaydı dünya cennet olurdu. -Tevfik Fikret
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Ortamsal > Mudi Beya




18 Nisan 2010
Abdülrezzak Holding (Altıncı Bölüm )  
Mudi Beya
Abdülrezzak, içeri adımını attı ve hem oturma odası, hem salon hem de çocukların yatak odası olarak kullanılan odada volta atmaya başladı, ağır ağır!... Aniden durdu ve “ Hele bi’ gelin öğüme.” dedi. Ve sürdürdü konuşmasını: “ Yarından soğna Muhammet, Fatih ve Alpaslan da işe çıkacaklar, haberiğiz ola!... Duymadık!... Ağnamadık, unutduk demeyin!... Yeri gelince ışıklarda araba camı siliğiz, yeri gelince, ‘okula gidiiik kalem defter parası , diye galabalık köşe başlarına durun!...Yeri gelince de, Hacça’ yla İrem abağızın aldıkları sakız, yara bandı, kağat mendil gibi öteberi satacaksız!... Bundan soğna ben de siziyle bereberim; göreceksiğiz babağızı!...


:BAAF:

Adam, iki saate yakın yerinden doğrulamadı. Kalktığındaysa başına taş düşmüş gibi ağır ve yorgun hissediyordu kendisini… Dün buluşmanın gerçekleşmediği ikinci gün olması nedeniyle eve keman yayı gibi gergin dönmüştü,… Bu gün daha çok gergin ve deve tekmesi yemiş gibi dönecekti!... Ancak eve dönmeden önce, çarşıda karşılaştığı bir olaydan söz etmeden geçmeyelim. Abdülrezzak’ ın gözünü açan olay kısaca şu şekilde gelişti: Kentin en işlek caddelerinden birinde duvar dibinde boynu bükük iriyarı bir adama rastladı… Adam, ayakta duruyor, gelip geçen insanlar arasından gözüne kestirdiklerine bir şey diyecek olduğunu belli ederek yaklaşmaya çalışıyordu. Kırk - kırk beş yaşlarında, üstü başı kir içinde ve sakallıydı!... Adam, Abdülrezzak’ ı beş on metre ileriden görünce ilgilendi ve kollamaya başladı. Abdülrezzak, adamın tam önü sıra geçerken adamın kendisine doğru uzattığı kirli elinde kibrit kutusuna benzer minicik bir kitap gördü. Adam yalvaran bir ses tonuyla, “ İki evladını Allah bağışlasın beyim!... Allah rızası için, kendin ve çocuklarının hayırlı rızkları için al bunu üzerinde taşı!...” Abdülrezzak aniden duraksadı ve adama dönerek, “ Nasıl biliysen üç evladım odugunu? ” diye sordu. Adam, özgüven dolu bir tavırla, “ İtikadın olursa sen de bilirsin!.. Al bunu, üstünde taşı!... Gönlünden ne koparsa ver! Sevaptır ağam!...” dedi. Abdülrezzak, adama ters ters bakarken “ Has’tir ülen!...” dedi ve yoluna devam etti… Bir yandan yürürken, bir yandan da gün boyu adamın önünden gelip geçen kadınlı erkekli binlerce insandan en az yüzde yirmisinin iki çocuğu olabileceğini düşünüyor ve adamın kazancı hakkında fikir jimnastiği yapmaktan kendini alamıyordu!... Bu fikir jimnastiğini dinlenmek için oturduğu parkta da yoğun bir şekilde sürdürdü… Parkta oturduğu tahta oturakta uygulama aşamalarını da düşünerek, bankın üstünde hesap bile yaptı. Bu işe kendisini öyle kaptırdı ki, ne kadar yürüdüğünün ayırdında bile olmadı. Kafasına taktığı iş, bindiği araçta da devam ederek eve varıncaya dek basbayağı olgunlaşarak uygulanabilir bir projeye bile dönüştü. Bu düşünce yoğunluğu nedeniyle Ümmühan’ dan aldığı dersin etkisinden bile biraz olsun sıyrılmış oldu!...
Ev temizliğinden yeni dönmüş olan Hatçe ile İrem dizi izlerken anne Güldane uyukluyordu, Abdülrezzak’ ın geldiğinde… Samet ve Furkan da babalarından sonra girdiler kapıdan. Arkalarından Muhammed, Fatih ve Alpaslan ortaya çıktılar. İkizler; Yıldırım ile Recep zaten içerdeydiler. Ailenin bu denli kısa bir zamanda bir arada olması sıklıkla izlenen bir durum değildir genel olarak. Düzenli tencere kaynatılamadığı için her biri kafasına göre dağınık bir halde olurlar, her biri bulduğuyla yetinirdi.
Bu gün öyle olmadı!... Ümmühan, Abdülrezzak’ ın yanından ayrıldıktan sonra bir alışveriş merkezinde iki üç parça gıda paketi hazırlattı. İçinde sekiz on parça giysi olan bir de karton kutu… Ümmühan, Abdülrezzak eve gelmeden bir saat kadar önce bu paketleri bırakıp gitti… Ümmühan, Güldane’ ye bir de zarf verdi. Bu bilgi çocukların arasında bir anda yayılmıştı. Bu nedenle babaları eve geldiğinde her biri bir yerde değillerdi…
Ümmühan, İçinde para olan zarfı Güldane ’ ye verirken tokalaştı; bir kaç kelime ile hal hatır etti!... Kızların adlarını öğrendi. Demek sensin, diye Hatçe’ yle ilgilendi!... Çocukların adlarını sordu ama, kendisini gizliyor gibicesine anneyle iki kızı gördükten sonra evden ayrıldı…
Abdülrezzak, içeri adımını attı ve hem oturma odası, hem salon hem de çocukların yatak odası olarak kullanılan odada volta atmaya başladı, ağır ağır!... Aniden durdu ve “ Hele bi’ gelin öğüme.” dedi. Ve sürdürdü konuşmasını: “ Yarından soğna Muhammet, Fatih ve Alpaslan da işe çıkacaklar, haberiğiz ola!... Duymadık!... Ağnamadık, unutduk demeyin!... Yeri gelince ışıklarda araba camı siliğiz, yeri gelince, ‘okula gidiiik kalem defter parası , diye galabalık köşe başlarına durun!...Yeri gelince de, Hacça’ yla İrem abağızın aldıkları sakız, yara bandı, kağat mendil gibi öteberi satacaksız!... Bundan soğna ben de siziyle bereberim; göreceksiğiz babağızı!... Gerekirse, Samet ilen Furkan kapkaç, gasp gibi işleri de becermeli! Bakın ne diyem, ( Başını im ederek ) burayı işletirsek anamavradım ossun kine holding sahabı oluruk! Bunuyçin, bu evde sofraya oturup kaşık tutabilen hepiğiz para gazanacak, ağnaşıldı mı? Ben sizler için çabaliyem. Kendim için bir şey istiysem şerefsizim!... ” dedi.
……./…… Devam edecek



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın ortamsal kümesinde bulunan diğer yazıları...
Görme Engellinin Fendi Münasip Münasebattar' I Yendi
Görme Engellinin Fendi Münasip Münasebattar' I Yendi
Fanfinfon Çorbası
Abdülrezzak Holding 2
Abdülrezzak Holding
Abdülrezzak Holding
Abdülrezzak Holding 3
Ay Işığında Bir Temmuz Gecesi
Abdülrezzak Holding (4. Bölüm )
Abdülrezzak Holding (Yedinci Bölüm )

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Akşamdan Yazılan Mektup Sabahleyin Yazanı Tarafından Okunur Mu
İşte Geldi 8 Mart Bakın Neler Olacak
Ereğli Çamlıyayla 2015 Toroslar Geçişi
Öylesine Bir 8 Mart Yazısı
Kalleş Avrupalı!
Abdülrezzak Holding 1
Kriz Ortamında Ekonomik Garantili Konuk Ağırlama Önerileri
Genç Politikacı Adaylarına Öğütler!
Günlük: Kırkbirkere Maşşşahlah Tüüü! Tüüü! Tüüü!
Ona Öyle Demezler Peynir Ekmek Yemezler

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sıradışı Bir 8 Mart Kutlaması [Deneme]
Rabbiş Teyzemin Fanfinfon Macerası [Deneme]
Zevat Zerzevat Fiyat Vesaire… [Deneme]
Tezek İthalatı! [Deneme]
Muhteşem Bir Operasyon! [Deneme]
Günlük: [Deneme]
Milli Piyango Milyonerleri [Eleştiri]
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü [Eleştiri]
Gaz Bombası ve Basınçlı Su İle Saldırılması Olası Eylemlere Katılacak Olanların Dikkâtine! [Eleştiri]
Anlaşıldı Vehpi' Nin Kerrakesi veya Eşekten Düşen Karpuz [Eleştiri]


Mudi Beya kimdir?

Bilgisayar edinip İnternet ile yakından ilgilendiğim zamana kadar ülkemde okurdan çok yazarın varlığını düşünür ve bundan büyük kaygı duyardım. . . Uçsuz bucaksız olanakları bulunduğumuz odaya, ayağımıza getiren İnternetle tanııştıktan sonra, ülkemde okurdan çok yazarın olduğunu düşünmüyor, çok net biliyorum böyle olduğunu. Bunu bilmem, yukarıda sözünü ettiğim kaygılarımın katlanmasına neden oluyor. İçinde debelenmekte olduğumuz sorunların temelinde, okumayan bir toplum oluşumuzun katkısı sanıldığından daha daha çok diye düşünüyorum.

Etkilendiği Yazarlar:
Jack London, Ernest Hemingway, Gogol, Zola, Aziz Nesin, Nazım Hikmet ve daha başkaları...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mudi Beya, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.