Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes |
|
||||||||||
|
Mizahsız hayat boş, çekilmez. Gülmeden yaşayan insan ölüden beter insandır. Yaşamak o kadar berbat bir şey ki insan kendi kendine konuşup gülecek şeyler fark etmesi gerek. Her romanımda bir ölçüde mizah vardır. Gecenin bir yarısı…günlerdir kafam dağınık, çöplük gibi, odaklanamadım, aniden romanın eski bölümlerini açayım dedim, hatırlamak için, uçmuş beynim, ne yazdım haberim yok, cümleleri okuyup yazım yanlışlarını yok ederken, bayağı iyi olmuş diyorum, gülüyorum, çünkü orada bir mizah yapmışım, aradan aylar geçmiş, asırlar sanki, açıp baktım, içime sindi, ha, bu olmuş demek ki. Bunu nasıl yazmışım, sanki onu başka biri yazdı. Cümleler şöyle: Ayla, ikinci gözlemeyi yiyordu. Nur dedi ki: “Hepsini bitiriyorsun. Bana kalmayacak!” “Endişe etme. Yeter ikimize.” “Elinin lezzeti var bu kızın, annemin böyle bir deyimi vardır.” Güldü. “Yemek pişirmesini ondan öğrensek iyi olur. Bir gün lazım olacak, evlenirsek özellikle.” “Yapsın kendi, hizmetçisi miyim eşeğin. Bana tatlı yap, patates kızart, çok açım, bir çay yap, bir bardak su ver diyorlar ya filmlerde, gerçek hayatta, o an cinlerim tepeme geliyor, kendin yap hıyar, al, topal değilsin, sakat değilsin, iyi demedim mi?” “Çok hırçınsın. Baltasın canım. Odunsun odun. Zamanla yontarlar seni.” Güldü: “Olabilir, beni alan böyle alacak yavrum.” derken onun yanağından makas aldı. “Üniversite okurken evde yemek yapman gerekebilir.” “Onu o zaman düşünürüm. Ben evlenirsem hiç yemek yapmam.” “Kim yapar, ölmüş deden mi?” Güldü yine: “O eşek yapsın.” Ayla, ona garip garip baktı: “Seni penceren dışarı atardım kocan olsam. Ben eve aç geleceğim, akşama kadar dağdaki sağlık ocağının Allah’ın unuttuğu köyünde bitli ve gübre kokulu hastaları muayene edeceğim, eve gelip bir de yemek mi pişireceğim?” “Hım, demek bir doktorla evlendiğimi hayal ettin, hım, kulağıma hoş geldi. Eee başka… anlat anlat?” “Seni odunla bir güzel döverdim.” Nur, güldü. Sincap gibi kikirdeyip duruyordu. Çok hoşuna gitmişti Ayla’nın imgelemindeki hayatı. “Tavuklarımız da olacak mı kocamın iyileştirdiği hasta çocuklardan hediye gelen?” “Tabi.”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © İsa Kantarcı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |