..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Ýnsan gülümsemeyle gözyaþý arasýnda gidip gelen bir sarkaçtýr. -Byron
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Ýnceleme > Sanat ve Sanatçýlar > Seval Deniz Karahaliloðlu




21 Aralýk 2007
Özgür Kelebeðin Aydýnlýk Yüzlü "Can Çocuðu" : Hadi Çaman  
Kelebek Mevsiminde Sevmek...

Seval Deniz Karahaliloðlu


Usul usul bize namuslu, vicdanlý, ahlaklý olmayý küçük kelebek dokunuþlarý öðretti. Ýnsanlarý kýrmanýn, incitmenin neden kötü olduðunu, sahtekarlýk yapmamak gerektiðini, yüzünde maskeyle sýrýtýrken ýsýrmanýn kötü bir þey olduðunu biz hep kelebeklerin kanat çýrpýþlarýnda anladýk. Yüzümüze doðru huzurla esen o kelebek kanatlarýnýn rüzgarýnda “görünüþte o an yenilsen de, eðer tuttuðun yol doðruysa, vicdanen ve aklen haklýysan, uzun vadede sen kazanýrsýn” fikrini biz, her daim taze kalan o “kelebek mevsiminde” edindik.


:BIAE:
Özgür Kelebeðin Aydýnlýk Yüzlü “Can Çocuðu” : Hadi Çaman

Seval Deniz Karahaliloðlu

Jale – (sözünü sakýnmayan bir patavatsýzlýkla sorar) Homoseksüel misin?
Can – (gülerek bütün samimiyetiyle yanýtlar.) Hayýr, sadece körüm.

Ýþte bu kadarý yetti. Oyuna aþýk olmamýza ve ruhumuza sonsuza kadar kazýnmasý için bu kadar kýsa bir replik yetivermiþti.

Özgün metni “Butterflies are Free” (Kelebekler Özgürdür), bir avukatýn gerçek yaþam öyküsüne dayanan popüler bir sahne oyunu. Filme de çekilen eser, kör bir adamýn kendisi olmayý öðrenme sürecinde yaþadýklarýný anlatýr. Bu konuda en büyük yardýmý ise uçuk, kaçýk bir hippi kýzdan alýr. Öte yandan, kendisini ýsrarla “hayattan korumaya” çalýþan annesine karþý da bir mücadele vermek zorundadýr. Filmde, þirin, patavatsýz “çatlaðý” Goldie Hawn oynamýþtý.

Öyküsünü Leonard Gershe’nin kaleme aldýðý, 1969 yýlýnda Broadway’da müzikal olarak sahnelenen “Butterflies are Free” gördüðü büyük ilgi üzerine 1972 yýlýnda sinemaya aktarýldý. Baþrollerini Goldie Hawn ve Edward Albert’in paylaþtýðý filmde, doðuþtan kör olan Don’un rüþtünü yeni ispatlamýþ olan genç oyuncu hippi kýz Jill ile yeniden hayatý öðrenmesi, kendisi olmasý, kimliðini keþfetmesi anlatýlýyordu. Kapý komþusu Jill ile bir aþk yaþayan Don gerçek özgürlüðü kendisine kol kanat geren annesinden uzakta, San Fransisco’da izbe bir apartman dairesinde bulacaktýr. Anne Mrs. Baker rolünü oynayan oyuncu Eileen Heckart hem oyunda hem de filmde rol aldý. Anne rolü ile 1973’de “En Ýyi Yardýmcý Kadýn Oyuncu Oscar”’ýný kazandý. Müzikleri Bob Alcivar bestelediði oyunda, müziklerin sözlerine ise Randy Mc Neill imzasýný atmýþtý.

1980’lerin baþýnda, Hadi Çaman “7 Tepe Oyuncularý Tiyatrosu’nu” kurduðu dönemde, tiyatro topluluðu olarak sahneledikleri ilk eser “Kelebekler Özgürdür” olmuþtu. Don rolündeki Hadi Çaman’ý Can karakterinde, deli dolu, tatlý kaçýk oyuncu, hippi kýz Jill’i Jale olarak Füsun Önal’dan izlemiþtik..

Gelelim benim “kelebek çarpmasý” macerasýna ve ömür boyu sürecek etkilerine. Yýlýný tam olarak hatýrlayamasam da mevsimlerden kesinlikle “kelebek mevsimiydi”.

Ankara’da AST sahnesinde oyun arasýnda çalýnan müzik yüreðimize yerleþivermiþti. Öylesine doðal, öylesine sýcak ve samimi. Hiç yadýrgamadan “kelebek mevsimine” dahil oluverdik.

Oyundan çýktýktan sonra, berrak sesiyle can dostum Gülnur yol boyunca Çiðdem Talu’nun sözlerini yazdýðý, Bora Ayanoðlu’nun bestesi unutulmaz þarkýyý mýrýldanmýþtý. “Kelebekler Özgürüdür”. Dilimizde þarkýlar, yüreðimizde dualarla tiyatrodan kaldýðýmýz yurda kadar yürümüþtük. Þimdi bu satýrlarý yazarken bile müzik ve sözler hala aklýmda. Ýçimdeki ses yavaþ yavaþ þarkýyý mýrýldanýyor.

Ya mevsiminde bir çiçeðin, ya pembesinde,
Bazen de bir söðüt dalýnýn serin gölgesinde,
Yaþa dostum gönlünce, ömrünün keyfini sür,
Ýnsanlar deðilse de, kelebekler özgürdür.

Ya sabahýnda baharýn, ya gecesinde,
Bazen de bir çýð damlasýnýn, yalýn gerçeðinde,
Yaþa dostum dünyayý, ömrünün keyfini sür,
Ýnsanlar deðilse de, kelebekler özgürdür.

Ya düþlerinde bir çocuðun, ya sevgisinde,
Bazen de yaþlý bir ozanýn, iki dizesinde,
Ara dostum dünyayý, ömrünün keyfini sür,
Ýnsanlar deðilse de, kelebekler özgürdür.

Ara dostum dünyayý, ömrünün keyfini sür,
Ýnsanlar deðilse de, kelebekler özgürdür...

Hayat daha mý güzeldi? Ýyi insanlar henüz ölmemiþti.
Çiðdem Talu’nun kanser olduðunu biliyorduk ama kurtuluþ umudu, sözlerini yazdýðý kelebekler kadar tazeydi. Ýnanýyorduk Çiðdem Talu yaþayacaktý. Ýyileþecekti. O kadar içten dua etmiþtik ki. “Ne olursun Allah’ým, Çiðdem Talu ölmesin, hastalýðýný yensin”. “Ne olursun Allah’ým Çiðdem Talu yaþasýn”. Dilimizde Çiðdem Talu’nun sözleri, yüreðimizde meleklere gönderilen dualar, ruha kazýnan bir oyun. Yol boyunca durup durup “Oyun ne kadar güzeldi deðil mi?” demeler.

Ýyi de neden “güzel”? Cevap yok. Sadece “iþte, çok güzeldi”. Beþ harflik “güzel” kelimesine sýðýþtýrdýðýmýz, yüreðimizden sarkan binlerce anlam. Týkýþ týkýþ, irili ufaklý binlerce anlam. Þiþkin bohça gibi duran yüreklerden sarkýyor. Duygularýn sözcüklere tercümesi sýfýr. Ýyi de neden “güzel”? Devamlý papaðan gibi ayný tekrar.

Ne kadar “güzeldi”. Öyle deðil mi?

Hayata yeni göz açan acemi çaylaklar. Örselenmediðimizden, birileri bizi kýrýp dökmediðinden olsa gerek, “sorunsuz, aklý beþ karýþ havada, acemiler” olarak sözcüklerin gerçek anlamlarýný kavramaktan çok uzaktýk. Henüz hamdýk, piþmemiþtik. Elimizde, dizimizde, yüreðimizde yaralar yoktu. Ama biliyorduk. Duygusal aklýmýz o kadarýna izin veriyordu. Orada “farklý”, “sýra dýþý” bir þeyler olduðunu sezmiþtik. “Kendisi olma” haline bayýlmýþtýk. Basitçe, “kör bir adamýn hayat mücadelesi” kývamýnda bayat ve yüzeysel açýklamalarýn çok ötesine taþan bir þeyler olduðunu, ruhumuzla kavramasaydýk, bugün biz, biz olmazdýk!

Öyle ciddi “hýmlar eþliðinde, eciþ bücüþ parmaklarý gözümüze gözümüze sallayarak” bize bir þeyler öðrettiðini sanan yetkili ve etkililerin haricinde, ne öðrendikse biz bu küçük, tatlý, kaçamaklardan öðrendik. Hadi Çaman’ýn kimliðinde canlanan, temiz yüzlü Can’ýn pýrýl pýrýl gülüþünden öðrendik. Hangisi Can’mý, Hadi Çaman’mý? Ne fark eder?

Laf olsun diye o kadar “samimi”, o kadar “sahici” olunmaz ki.

Usul usul bize namuslu, vicdanlý, ahlaklý olmayý küçük kelebek dokunuþlarý öðretti. Ýnsanlarý kýrmanýn, incitmenin neden kötü olduðunu, sahtekarlýk yapmamak gerektiðini, yüzünde maskeyle sýrýtýrken ýsýrmanýn kötü bir þey olduðunu biz hep kelebeklerin kanat çýrpýþlarýnda anladýk. Yüzümüze doðru huzurla esen o kelebek kanatlarýnýn rüzgarýnda “görünüþte o an yenilsen de, eðer tuttuðun yol doðruysa, vicdanen ve aklen haklýysan, uzun vadede sen kazanýrsýn” fikrini biz, her daim taze kalan o “kelebek mevsiminde” edindik.

Mesela caným teyzem, “ne olursun Can’ý sevginle boðma, öldürme, sýkma. Býrak yaþasýn. Hayat o kadar kýsa ki. Hayatýn, sevginin, yaþanmýþlýðýn tekrarý yok. Ýzin ver kendi hatalarýný kendisi yapsýn. Hata yapmak bir özgürlüktür! Çünkü insanidir. Doðaldýr. Baþkasýnýn hatalarý üzerine kurulan ve tamamen mahvedilen hayatlarý yaþamaktansa, kendi hatalarýnda piþsin. Yaþasýn. Hiç olmazsa “senin yüzünden böyle oldu” piþmanlýðý ile geri kalan ömrünü heder etmesin.” demeyi biz “kelebek mevsiminde” öðrendik ama sözümüzü diyemedik! Çünkü hamdýk, henüz piþmemiþtik!

Hayat bizi kebap kývamýnda dövüp, henüz ehlileþtirmemiþti. Sevgilerin köle edici etkisini anlamaktan çok uzaktýk. O sahiplenici, mahveden, zaman zaman deli gibi boðulduðumuz anlarda, samimi olmayan ama “keþke ölse” dedirten etkiyi henüz yaþamamýþtýk!

Sevmek, özgür býrakmaktýr! Sahiplenmek deðil. Her þeyin mükemmel olmasýna gerek yok. Hayat zaten mükemmel deðil ki. Bu eþyanýn tabiatýna aykýrý.
Bir kelebeðin ömrü ne kadardýr?

Yapma teyzem, aydýnlýk gülüþü bu çocuða bunu yapma! Ah, caným teyzem, býrak Can yaþasýn. Kör olmasý, yeteneksiz bir ahmak olduðunu göstermez. Can zeki, duyarlý, akýllý, aklý baþýnda, doðruyu eðriyi ayýrt edebilen, cesur, genç bir adam. Sadece, hayat tecrübesi yok. En önemlisi, ne “istemediðini” biliyor. Yani, sýralamayý doðru yapýyor. Seninle birlikte yaþamak istemiyor! Ýkincisi ne “istediðini” biliyor. O, “özgür olmak” istiyor. Bunu seninle birlikte, senin o sýkýcý, disiplinli, insaný boðan kontrolünde yaþarken öðrenebilmesi mümkün deðil.

Problemi gözlerinde, Allah’a þükür aklýnda ve yüreðinde deðil. Esas diðer türlü olsaydý korkman gerekirdi.

Onu biraz rahat býrak. Bu izbe apartman dairesini seviyor. Her türlü izbeliðine ve hatta konforsuzluðuna aþýk. Çünkü bu daire “onun dairesi”. Onun krallýðý. Onun özgürlük alaný. Kendisi olmayý, insanlara güvenmeyi, hayal kýrýklýðýna uðramayý, aþýk olmayý, caný yandýðýnda baðýra baðýra aðlamayý hep burada, kendi krallýðýnda öðrenecek. Bunu ondan esirgeme.

Bunlarý ben hep “kelebekler özgürdür” oyunundan öðrendim ama Allah için sindirmem biraz zaman aldý. Çok leziz yemeklerin bile bir sindirilme süreleri vardýr. Öyle, deðil mi?

Can kimliðinde Hadi Çaman’ýn “hayata asýlýþýna, kendi hayatýna sahip çýkýþýna” aþýk olmuþtuk ama aþýk olduðumuz fikri, anlam itibariyle “içselleþtirmek” biraz zaman aldý.

Can’ýn annesine bunlarý hiçbirini söyleyemedim tabii. Bir de oyunun bazý sahnelerinde “Aman Can bak bir yerlere çarpacaksýn” deyip sahneye fýrlayýp Hadi Çaman’ý kolundan tutma isteðine karþý savaþmak zorunda kaldým. Öylesine gerçekti ki. Hakikaten kör müydü? Bir ara þüpheye bile düþtüm. Oyunun sonunda seyircileri selamlarken anladým kör filan deðildi. Sadece “gönül gözü kapalý, bazý bakan körlere bir þeyler anlatmaya çalýþýyordu”. O kadar!
Tanrým, Can ya da Hadi Çaman ne kadar tatlý gülüyordu. Gülmek kalbimize ve ruhumuza iyi gelir, yumuþatýr. O yüzden sahte, alaylý gülüþler en çok acýtanýdýr.

Sevgili Hadi Çaman, namý diðer sevgili “Can Çocuk”, senin hasta olduðuna nasýl inanýrým? O harika, aydýnlýk gülüþlü Can’ýn hayata küsmesi mümkün mü?
Senin de deðin gibi,
Üstelik “kelebekler bu kadar özgürken”.

“Kelebek mevsiminde” yine seni sahnede aydýnlýk gülüþün, yüreklere umut veren sýcaklýðýn ile görebilmek dileðiyle…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn sanat ve sanatçýlar kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
'Kafkas Tebeþir Dairesi'nin Sebeb-i Hikmeti... ''
Uluslarararasý Ýzmir Festivali 20. Yaþýný Kutluyor.
Anton Çehov'dan Arthur Miller'a, Modern Zamanlarda Düþlerin
Ahmet Adnan Saygun"un Mirasýný Taþýyan Onurlu Bir Sanatçý : Rengim Gökmen
Ýlhan Berk"in Þiirleri ve Sait Faik"in Öykülerini Gravürde Eriten Adam: Fatih Mika
Commedia Dell"arte Ýþliði : Michele Guaraldo, Simone Campa ve Korsanlar
Cemal Süreya"dan "Üstü Kalsýn" : Hakan Gerçek
Aðýr Abla Cecilia"nýn Müridinden Faydalý Hayat Dersleri : Ayhan Sicimoðlu
Romanya Ulusal Tiyatrosundan Bir Baþ Yapýt : Fýrtýna
Shakepeare"den Verdi"ye : Falstaff Operasý

Yazarýn Ýnceleme ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Bir Varmýþ Hiç Yokmuþ
"Beni Ben mi Delirttim?" : Ferhan Þensoy
Ermiþler Ya da Günahkarlar, Ýyilik Ya da Kötülüðün Dayanýlmaz Lezzeti…
Sineklidað"ýn Efsanesi : Keþanlý Ali"nin Ýbretlik Öyküsü
Sahibinden Az Kullanýlmýþ "Ýkinci El" Stratejiler
Tek Kiþilik Oyunlarýn Efsane Ýsmi : Müþfik Kenter
Yaðmur Yaðýyor, Seller Akýyor, Kral Übü Camdan Bakýyor
Efes'li Herostratus ve 'Hukukun Üstünlüðü Ýlkesi'
Tanrýlarýn Takýlarý
Ruhi Su"nun Ýzinde : Köy Enstitüleri

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ýbneler ve Çocuk Cesetleri [Þiir]
Komþu Çocuðu [Þiir]
Bir Bardak Soðuk Suyun Hatýrýna… [Þiir]
Ýhtiyaçtan [Þiir]
Deli mi Ne? [Þiir]
Sakýz Reçeli Seven Yare Mektuplar [Þiir]
Bir Nefes Alýp Verme Uzunluðunda… [Þiir]
Lord'umun Suskunluðunun Sebeb-i Hikmeti... [Þiir]
Pimpirikli Hanýmýn, Pimpiriklenmesinin Nedeni… [Þiir]
Yere Göðe Sýðamýyorum… [Þiir]


Seval Deniz Karahaliloðlu kimdir?

Bazý insanlar için yazmak, yemek yemek, su içmek kadar doðal bir ihtiyaçtýr. Yani benimki ihtiyaçtan. Bir vakit, hayatýmla, ne yapmak istiyorum diye sordum kendime? Cevap : Yazmak. Ýþte bu kadar basit.

Etkilendiði Yazarlar:
Etkilenmek ne derecede doðru bilemem ama beyinsel olarak beslendiðim isimler, Roland Barthes, Jorge Luis Borges, Braudel, Anais Nin, Oscar Wilde, Bernard Shaw, Umberto Eco, Atilla Ýlhan, Ýlber Ortaylý, Ünsal Oskay, Murathan Mungan,..


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Seval Deniz Karahaliloðlu, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.