Bilen sever. -Leonardo da Vinci |
|
||||||||||
|
“Yeni” CHP’nin, bütün deðiþim söylemlerine raðmen eski, bildik, aþina politik tavýrlar sergilemekte olduðu milletvekili aday listesi açýklandýðýnda iyice anlaþýldý. Göreli olarak sola vurgu yapan popülist seçim beyannamesine raðmen, özellikle sað seçmen kitlesinden oy alabilmek amacýyla geçmiþleri itibariyle ayan beyan saðcý olan politik figürlerin aday gösterilmesi nasýl açýklanabilir. Sol cenahta olduðunu iddia eden bir siyasal parti saðcý adaylarla topluma daha doðrusu seçmene neyi ispatlamaya çalýþmaktadýr. Siyasi tercihini saðdan yana kullanan seçmen, “gerçek” sað partiler ortada dururken, kafa karýþýklýðýyla malul bir partiye neden meyletsin ki. Sol politik programý olduðu iddiasýný inandýrýcý kýlmak maksadýyla solcu adaylara yer vermek daha mantýklý deðil midir? Yoksa programýn sol içerik taþýmasý bahane, sað açýlým þahane midir? Bahsettiðimiz konular ve sorular mantýklý bir þekilde yanýtlanmaya muhtaçtýr. Zira “Yeni” Chp’nin aslýnda bildiðimiz Chp’nin bir tekrarý olduðu ve yeni vasfýnýn sadece söylem düzeyinde kaldýðýna iþaret etmektedir. Eski baþkan Deniz Baykal hizipçi, milliyetçi, devletçi, vesayetçi ve kendi iktidarýna(parti) düþkün siyasi kimliðiyle soldan oldukça uzakta duruyordu. Üstelik partinin sosyal-demokrat kimlikleriyle tanýnmýþ önemli figürlerini de tasfiye etmiþti. Parti o haliyle sola bir hayli uzakta ve hatta milliyetçi sað çizgiye oldukça yakýnda duruyordu. MHP ile CHP arasýndaki politik konumlanýþ hemen hemen aynýydý. Kemal Kýlýçdaroðlu böylesi bir atmosferde partinin genel baþkaný oldu. Hemen ertesinde ise Baykal’dan farklý bir siyaset izleyeceðinin ve tekrar sol kulvara geçeceðinin sinyallerini veriyordu. Küskün sosyal-demokratlarý partiye davet edeceðini ve halkçý bir programla ve yeni bir anlayýþla hareket edeceðini vaat ediyordu. Buna mukabil çok geçmeden görüldü ki,”Yeni” CHP, Baykal’ýn CHP’sinden çok da farklý deðil. Sol siyaset yaparak politik tabanýn geniþletilmesi yerine, sað adaylarla partiyi saða açma tipik bir Baykal politikasý. Bunun yanýnda Ergenekon davasýndan tutuklu sanýklarýn mebus adayý olarak gösterilmesi ve Ergenekon davasýnýn avukatlýðýna soyunulmasý da Baykal’dan miras kalan politik tavýrlardýr. Ergenekon davasý sulandýrýlarak muhalifleri susturma politikasýna dönüþtürülmüþtür. Bu ayrý bir konudur. Fakat memlekette baþka aday yokmuþ gibi özellikle Ergenekon’dan yargýlanan ya da tutuklananlarýn aday gösterilmesi çok da tutarlý bir siyaset biçimi deðildir. Yine partinin eski tüfeklerinin aday gösterilmeyerek dýþlanmasý da Baykalcý bir zihniyet biçimidir. Son tahlilde denilebilir ki, Baykal partinin genel baþkanlýðýný býrakmýþtýr fakat fikirleri ve siyaset anlayýþýyla hala CHP’nin iktidar koltuðunda oturmaktadýr. Kýlýçdaroðlu’nun CHP’si, 12 Haziran genel seçimlerine aile sigortasý, askerlik süresinin kýsaltýlmasý, anti-demokratik bazý kurumlarýn laðvedilmesi gibi afakî vaatlerle giriyor. Özellikle laiklik, demokratik hak ve özgürlükler konularýnda da somut bir þeyler ortaya koymadý. Azýnlýklar, Alevilik, Kürt sorunu gibi hassas konulara da mümkün mertebe deðinmemeyi yeðliyor. Zira bahsedilen konularda gerçekten demokratik bir program ortaya koyma gibi bir niyeti olmadýðý da anlaþýlýyor. Seçmen tabanýnýn büyük çoðunluðunu oluþturan “laikçi”,milliyetçi ve askeri vesayeti savunan kesimlerin oylarýný kaybetmemek için ülkenin en temel özgürlük ve eþitlik konularýný muðlâk açýklamalarla geçiþtirmeyi mecburiyet addediyor. Özellikle Alevi oylarýnýn çok büyük bir kýsmýný alacaðýný bildiði için, gerçek anlamda bu sorunla yüzleþmeyi ve çözüm yollarý üretmeyi adeta fuzuli görüyor. Son tahlilde Kýlýçdaroðlu’nun aile sigortasý ve askerlik süresinin kýsaltýlmasý dýþýnda somut bir seçim vaadi olmadýðý anlaþýlýyor. Yeni açýklanan iktisat politikasý detaylý bir program ortaya koyuyor gibi gözükmektedir. Fakat politik iktisatta ve sosyal demokrasinin iktisada bakýþýnda en temel unsurlardan biri bölüþüm iliþkileridir. Eþit bir bölüþüm gerçekleþmediði sürece ekonominin “týkýr týkýr” iþlemesi özellikle orta-alt gelir düzeyine sahip insanlar için hiçbir anlam ifade etmez. Sol bir partinin hitap edeceði, etmesi gerektiði toplum kesimleri de orta-alt gelir grubuna sahip insanlar olduðuna göre bölüþüm mekanizmasý etkin bir biçimde devreye sokulmazsa ekonominin iyi yolda olmasýnýn fazlaca bir anlamý yoktur. Aile sigortasý eþitlikçi bir toplum modelinin inþasý yolunda kuþkusuz önemli bir adýmdýr. Ancak sosyal devlet güçlendirilmeden, eðitim, saðlýk, istihdam gibi temel sorunlar çözülmeden yol alýnacaðýna inanmak safdillik olur. Bununla birlikte Marxist terminolojide kullanýlan, üstyapýnýn göreli özerkliði kavramýný burada vurgulamak gerekir. Toplumun bilinç düzeyi, hukuk, demokrasi gibi kavramlar ekonomik geliþmenin belirli bir aþamasýna tekabül eder. Üstyapýyý þekillendiren altyapýnýn yani ekonominin geliþmiþlik düzeyidir. Fakat üstyapý da göreli özerk yapýsýyla altyapýyý þekillendirir. Vurgulamak istenen, demokratik bir toplum yolunda atýlmasý gereken adýmlar sürekli ertelendiði sürece, salt ekonomik geliþmeyle toplum refahýnýn artacaðýna inanmak tipik bir sað zihniyettir. Kürt sorununu Güneydoðu sorunu olarak tanýmlayýp yatýrým yaparak bu sorunun aþýlacaðýna inanmak gibi. Ki Kýlýçdaroðlu’nun “Yeni” CHP’si, sadece ekonomik refah yoluyla toplumsal geliþmenin artacaðýna inanmýþ gözükmektedir. Son tahlilde evrensel sosyal demokrasinin deðerlerine þuradan buradan dokunarak ve özünde sað zihniyetin topluma bakýþýyla hareket ederek sol bir parti olunamaz. Kýlýçdaroðlu’nun “Yeni” CHP’si ve deðiþim anlayýþý, Sicilyalý Prens Lampedusa’nýn “hiçbir þeyi deðiþtirmemek için her þeyi deðiþtirmek gerekiyordu” sözünü hatýrlatmaktadýr. Baykal döneminde uygulanan politikalar, hususiyetle partinin saða açýlýmý, Cumhuriyet deðerleri konusundaki “hassasiyetler”, temel hak ve özgürlükler konusunda bireyi deðil devleti koruyan sistemin idamesini saðlama düþüncesi, vesayetçi sistemin devamý yolunda harcanan çabalar gibi birçok temel konuda hala hiçbir deðiþim emaresi görülmemektedir. Bütün bunlar göz önüne alýndýðýnda Lampedusa’nýn sözleri isabetli bir yorum olarak cuk oturmaktadýr. Partide birçok þey deðiþmiþ gibi görünmektedir. Fakat bu deðiþim aslýnda hiçbir þeyin deðiþmediðini anlamamýza engel olmamaktadýr. CHP, kentli orta sýnýfa hitap eden, sýnýfsal konumlarý itibariyle emekçi kesimleri kendine çekmeyi baþaramayan, gerçekten seküler düþünen deðil de görüntü olarak “laikçi” kesimin oy verdiði, devletçi, milliyetçi, vesayetçi bir parti olma vasfýný hala korumaya devam etmektedir. Ve yine belirtmek gerekir ki Baykal’ýn iktidarý devam etmektedir hala. Kýlýçdaroðlu’nun CHP’si, çok büyük bir sürpriz olmazsa 12 Haziran seçimlerinden yine ikinci parti olarak çýkacak ve aslýnda yine maðlup olacaktýr. Büyük bir ihtimalle bu maðlubiyetin sebepleri araþtýrýlmayacak ve hele de yüzde otuz ya da yakýn bir oy oranýna ulaþýlýrsa baþarý sayýlacaktýr. Ve hatta Baykal dönemi gibi küçük bir oy artýþý bile bir þekilde baþarý olarak deðerlendirilecektir. Asýl kaybeden ise aslýnda politik programý itibariyle sola deðil saða daha yakýn olan CHP’ye oy veren seçmen kitlesi olacaktýr. Türkiye toplumunun kaderi de muhafazakâr Ýslamcýlarýn insafýna kalacaktýr. 21 Nisan 2011
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Akakiy Akakiyeviç, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |