• İzEdebiyat > Öykü > Deneysel |
201
|
|
|
|
"diyalektik bir umut ağlıyor oturduğu yerde." |
|
202
|
|
|
|
Sandıkların içine sandıklarını koymuş bir adam sıkıca kilitlemiş her bir sandığı. Kimse açmasın kimse görmesin kimse bilmesin diye. Sandıklar gün geçtikçe ağırlaşmış, ağırlaşmış ve bir gün başedemez olmuş bunlarla adam.
|
|
203
|
|
|
|
Süha Özmen
1969 yılında Ankara'da doğdu.Ortaöğrenimimi babasının asker olması nedeniyle Anadolu ve Trakya'da çeşitli okullarda tamamladı.
1988 yılında bir daha taşınmamak üzere İstanbul'a yerleşti .İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunu.
Özel Şirketlerde orta düzey yöneticilik görevlerinde bulundu.Edebiyat ve Tarih, özellikle de ekonomi ve siyaset konularına ilgisi yüksek düzeyde.
|
|
204
|
|
205
|
|
|
|
Bir insanın ölmeden hemen önce hissedebileceklerine dair erçekten hoş bir öykü.bi okuyun derim ben... |
|
206
|
|
|
|
Bir kabus gördüm. Bazen böyle gerçekmiş gibi rüyalar görürüm ve beni çok etkiler. Aslında onlar günlük yaşantımdan çıkan sembollere dönüşmüş şeylerdir. |
|
207
|
|
|
|
Hayatımın değiştiği gün, beş veya altı yaşıma denk gelir. Ben ve en yakın arkadaşım Himes, diğer çocuklarla beraber parkta oynuyorduk. Biz ikimiz diğerlerinin oynadığı bir çok oyunu saçma bulur, kendi kafamızdan bulduğumuz oyunları oynamayı tercih ede |
|
208
|
|
|
|
yaşamak seni sevmekse ben hiç ölmedim ölmeyeceğim.....
ölmek seni sevmekse eğer ben hiç ölmedim ölmeyeceğim.... |
|
209
|
|
|
|
Kuşkuyu nasıl taşır bir insan? Taşımalı mı ayrıca? Kuşkunun boyutları, sıcaklığı nedir? Kuşku duyuyorum kendimden taşımalımıydım acaba koltukaltıma sıkıştırıp ama taşınmıyor ki bütün bir insanlığın utancı koltukaltında.. |
|
210
|
|
|
|
Bazı yerlerde aralarda kalmış bir renkler alemi olmalı mı? |
|
211
|
|
|
|
- Anne bu amca ne yapıyor?
- Boş ver kızım, diyor annesi. Boş ver sen hadi yürü, çabuk.
Küçük kıza adamın ne yaptığını nasıl anlatacağını bilemiyor. Kolayına kaçıyor,
- Boş ver kızım o adamı, diyor yeniden. Teyzen bizi bekliyor. Hadi yürü biraz, çabuk
ama… |
|
212
|
|
|
|
Maalesef. Açtı ağzını, yumdu gözünü. Ne magandalığım kaldı, ne adiliğim kaldı, ne de serseriliğim… Bu hakaretlere rağmen O’na karşı kaba davranmaktan kaçındım. Ama “Senin gibi cinsel yönden yetersiz birisiyle benim işim olmaz. Ben erkek istiyorum, erkek gibi erkek!” deyince bir anlık öfke ile, büktüğüm bileğini biraz ileriye doğru iteledim. Bu itelememin sonucunda elindeki bıçak boğazına saplanmış olmalı ki boş bir çuval gibi yere yere düştü. Ne bir çığlık attı, ne de debelendi. Yığılıp öylece kaldı. Önce numara yapıyor sandım, eğilip baktım. Hareketsizdi ve yerler kan içindeydi. Nabzını kontrol ettim. Ölmüştü. |
|
213
|
|
|
|
biraz önce ve biraz sonrasının keskin ayrılığı... |
|
214
|
|
|
|
"yollar tuzak,bulutlar önemsiz,gitarlar fırtına" |
|
215
|
|
216
|
|
|
|
..Sabahları sokakta koşturup terleriz ve öğleden sonra müzik dinleriz.
|
|
217
|
|
|
|
Tanrı uykuya dalmış..masalda o zaman başlamış.. |
|
218
|
|
|
|
Olmak ya da olmamak... İşte bütün mesele bu! |
|
219
|
|
|
|
Öyküyü aramaya çıkacaksan, ay ışığında yol alacaksın. Ay ışığını arkana alıp yanında beliren dört gölge arkadaşınla izini süreceksin… Ve öykünün yerini onlar gösterecek sana. Öyküyü bulduktan sonra Nuh tufanını gönderip insanlığın üzerine; her şeyi boğup her şeyi tekrar yaratacaksın… |
|
220
|
|
|
|
Bir gün oğlum sormuştu "anne baba ne demek?" diye. |
|