***

Yaklaþýk üç saat sonra...
Cadý'nýn güvertesindeki geçitten Derindere önündeki kavgaya ulaþtýklarýndan bu yana durmadan vuruþmuþtular. Althar'ýn Akýncýlarýndan yirmi dördü savaþ alanýna kafadan daldýðýnda savaþýn karmaþasý ilk anlarda daha da karýþýk bir hal almýþtý.
Althar çýlgýn bir cüce olarak haklý bir üne sahipti. Savaþ taktikleri çoðu zaman son derece doðrudan ve dolanbaçsýz olmasý ile bilinirdi. Yine de bu taktikler de çoðu zaman salt kafadan dalma hücumlarýndan ziyade, gereklilikten doðan stratejik kararlar olurdu. Çünkü Althar gençliðinde epey aptal ve düþüncesiz, açgözlü bir cüceydi ve zor yoldan öðrenmiþti, kendi hatalarýnýn bedellerini dostlarýnýn hayatlarýyla ödediklerini. Bu bir lanetti. Althar haykýrdýðý her hücum emrinde geçmiþi tekrar yaþýyor ve en tezcanlý emrini bile kýlý kýrk yararak tarttýktan sonra haykýrýyordu.

Kavganýn göbeðinde, korven saflarýný ikiye bölen ve gitgide ilerleyen kamanýn sivri ucunda dövüþüyordu Althar. Çevresi bir kýyamet gibiydi. Havada ateþtoplarý, ayazmýzraklarý, gölge mýzraklarý uçuþuyordu. Zehir ýþýmalarý, ateþ çemberleri, ayaz patlamalarý, girdap bulutlarý savaþ alanýný kasýp kavuruyordu. Koruma ve þifa büyülerinin ezgileri alçalýp yükselen bir ritimle susmadan þakýyordu. Havadaki kan ve büyü kokusu çok yoðundu. Savaþ çýðlýklarý acýlý can verme tonundan kana susamýþ neþe çýðlýklarýna kadar her tondaydý.
Cüce paladin kalkanýyla önündekilere bir disk vuruþu yaptý. Paladinin büyülü saldýrýsý yanyana duran dört fareadam piyadesini yere serdi ve üç tanesi kalkamadý. Dördüncü doðrulmaya çalýþtý ve kafasýna cücenin zýrhlý tekmesini yedi. O da bir daha yüzünü yerden kaldýramadý.
"Son durum nedir?" diyerek yanýbaþýnda duran kardeþine sordu komutan.
Althar'ýn küçük kardeþi ayný zamanda bir Akýncý olan Hunthar idi. Hunthar da savaþ alanlarýnda dehþetli bir üne sahipti. Kolcu ve silahþör olarak hatýrý sayýlýr bir üne sahip cengaver savaþ alanlarýný çok iyi okuyup kritik müdahalelerde bulunmasý ile tanýnýrdý.
"Ölüolmayanlarý(yazar notu: iskeletler ve zombiler-undead; "namevt" diyebilir miyim) s...tir et," diye Althar'ýn duyabileceði bir sesle mýrýldandý Hunthar. "Anlýk karar almamýz gerekiyor Althar. Bu haliyle iyi gitmiyor kardeþim. Bir deðiþiklik yapmamýz gerek. Ne olursa olsun her karar þu anki gidiþten daha iyi olacak," diye kararlý bir sesle konuþuyordu silahþör cüce. Ýþaret etti. "Þuna bak Althar, üzerimize nasýl da kapandý namevtler. Korvenler geri çekiliyor, yeni birliklerle takviye almýyor ve yerlerini ölüolmayanlara býrakýyorlar."

Althar tam gaz üstüne gelen önündeki etdevine bir kutsal ateþtopu gönderdi. Beyaz ve altýn alevli ateþtopu bir vuruþta devin koþusunu durdurdu ve onu iki adým geri fýrlatýp dengesini bozdu. Etdevi sarsýldý. Ama yine koþmaya baþladý. Althar bir ýþýk tebliði emretti ve patlayan bir ýþýk tam devin kafasýna vurdu. Dev acýyla inleyip sarsýldý koþarken ama hala geliyordu ve gelmiþti bile.
Althar devin kokusunu alýyordu. Evet büyülü yapýnýn üzerinde iðrenç et kokusu ve ölüm kokusu vardý ama asýl büyü kokuyordu. Güçlü büyülere sahip bir etdevi idi bu.
Kutsal toprak büyüsüyle çevresinde bulunan bütün düþmanlara bir süre boyunca yakýnlýklarý ölçüsünde hasar verecek olan alan ýþýmasýný oluþturdu Althar. Cüce merkezli ve cüce ile hareket eden yakýcý çember çevredeki daha zayýf ölüleri ve fareadamlarý çoktan yere düþürmeye baþlamýþtý. Dev üzerine kapandý yine de.
Sýký bir vuruþ indi Althar'ýn üzerine. Kalkaný ile durdurdu cüce. Kolu vuruþun gücünü hissetti ama Althar sarsýlmadý. Aynen bir vuruþla kalkanýný devin bel kemiðine yandan geçirdi ve süratle yanýndan dönüp geçerken bir de elindeki silahýný diz kapaðýna vurdu. Berelenen bel kemiði ve parçalanan dizi yüzünden etdevinin dengesi bozuldu, sendeledi. Güçlükle ayakta kaldý. Cüce bir vuruþ ile belkemiðini yine yokladý ve yine süratle yer deðiþtirip saðlam dizin üzerine kapandý. Bir ýþýk tebliði çaktý. Bir kutsal ateþ topu daha gönderdi. Devin özü inledi. Dev hala dövüþme çabasýndaydý. Sakatlanmýþtý ama hala özünde güç vardý. Dayanýklýlýk týlsýmýyla iþlenmiþ devlerden biriydi bu. Savaþ alanýnda çok hasar alarak diðer birliklerin önünde kalkan olmasý için tasarlanmýþ "etkalkaný" yem askerlerdendi bu.
Althar elinde tuttuðu Akyumruk silahýnýn büyüsünü güçlendiren kutsal efsunlarý mýrýldandý. Kýsa bir an içinde, silahýn çevresinde dönmeye baþlamýþ kutsal ýþýk rünleri hemen bir iki hýzlý turun ardýndan silahýn üzerine yapýþýp, onun kutlu bir ezgiyle ýþýl ýþýl þakýmasýný saðlýyordu. Cücenin elinde tuttuðu kudretli ýþýk silahý þimdi bir süre için çok daha kudretli bir ýþýk silahýna dönüþmüþtü. Paladinin çevresindeki kudret halesi daha bir parlamýþ ve çevresine verdiði hasar katlanmýþtý.
Akyumruk devin debelenmelerine ve sakatça savrulan silahlý yumruklarýna aldýrmadan indi. Bir daha indi ve sonra bir daha indi. Dev iþte þimdi tamamen bitmiþti ve içindeki büyü süratle sönüp içe çökerek yok oluyordu.
Althar kardeþine döndü ve baþýný salladý. Bu haliyle iyi gitmiyordu, doðruydu.
Bir süre düþündü paladin. Ne yapýlabilirdi? Þu an için aklýnda sadece biraz zaman kazanmak vardý. Bazen en iyi çözüm biraz daha zamandý. Sadece biraz daha zaman. Kaderin gelgitleri bazen hareketten ziyade sadece biraz zamana ihtiyaç duyardý, meyvelerini olgunlaþtýrmak için biraz zamana. Hepsi o...
Paladin hemen üzerindeki iletiþim taþýnýn etkinleþme sözcüðünü zihninde mýrýldandý. Yakýn mesafelerde, birbirini tanýyan zihinleri, karþýlýklý onaylar çerçevesinde birbirine baðlayan bir büyülü ilim cihazýydý bu oval minik kaya.
"Neekor. Zamana ihtiyacýmýz var. Biraz zaman kazanmalýyýz. Bu dalgayý daðýtacak bir þey lazým. Nefes aldýrmalýyýz Derindere'ye."
"Anlýyorum, Althar," diyerek düþünceli ve onaylar bir ses tonuyla konuþtu morlu büyücü. Keçi sakalýný sývazladý. Bir iki adýmla yürüdü. Gerekirse diye hazýrlanmýþ bazý savunma tedbirlerini aklýnda tartýyordu. Sonunda çok uzatmadan karar verdi. Daha önce bir iki kez kullanýlmýþ savunma önlemlerini aklýnda eledi ve uzun zamandýr kullanýlmamýþ ve korvenin nesillerdir görmediði bir önlemde karar kýldý.
"Althar, selyollarýný kullanacaðýz. Gördüðüm kadarýyla sen ve diðer savunucular zaten arazideki yüksek noktalarda tutunuyorsunuz. Büyü ile sizin gözlerinize görünecek þekilde iþaretleyeceðim yerlere çekilin iþaretimle. Siz çekildiðinizde üzerinize kapanacaklar. Sizi koruyacaðýz ve diðerlerini suya boðacaðýz. Bu bize biraz zaman kazandýracaktýr," diye konuþtu Neekor.
Cüce baþýný onayla salladý ve onaylayan bir nida ile konuþtu. "Anlaþýldý Neekor. Ýþaretini bekleyeceðiz. Diðer savaþ þefleriyle koþup bildireceðim."

Selyollarý güçlü bir savunma tedbiriydi. Bazý cüce þehirlerinin uygun noktalarda beceriyle uyguladýðý bu yöntem Derindere'de de yine bir cücenin önerisi ile yerini bulmuþ bir silah idi. Ýlk zamanlarda, Derindere suyu yaðýþlý mevsimlerde çok gürleyip þehrin içini tarumar ederek þehrin limanýna bakan þelaleden aþaðýya bir çýð gibi çaðlardý. Sonra ilk cüce mühendislerin þehre davet edilmesiyle birlikte tahliye kanallarý ve rezervuarlar yapýlmaya baþlandý. Derindere koridorundaki uygun bir noktaya inþa edilen gölet ve tahliye kanallarý sayesinde Derindere þehri yaðýþlý mevsimlerin yarattýðý sorunlardan tamamen kurtuldu. Cüceler bu kadar suyu ve sürekli bölgeyi yoklayan orklar ile korvenleri hesaba katarak bir þey daha yapmýþlardý. Selyollarý. Bu bir silahtý. Savunma amaçlý bir silah. Bir göl dolusu suyu büyük tahliye kapaklarý ve iyi hazýrlanýp gizlenmiþ yýkýcý bir rota ile düþmanýn üzerine boca etmek savunan için çok güçlü bir müttefik idi.

Nitekim bu güçlü müttefik þimdi savaþ alanýnda kendini gösteriyordu. Ýþaretler verilmiþti ve Althar'ýn Akýncýlarý ile þehir savunucularý beraberce korunaklý yüksek noktalara çekiþmiþti. Büyücülerin korumalarýyla selin küçük taþmalarýndan bile tamamen korunan bu birlikler sel yanlarýndan akýp giderken süpürülen düþman güçlerini hem neþe hem de dehþetle izlediler. Bir çoðu için bu denli bir sel ilk kez gördükleri bir þeydi ve suyun gücü karþýsýnda hepsi huþu içindeydi.

Koca tahliye kapaklarý bir anda açýlmýþtý ve sular koca rezervuar kanallarýndan kulaklarý saðýr eden bir uðultuyu takiben, bir yanardað patlamasý gibi gürleyerek fýþkýrmýþtý. Ýlk dalgalar ile birlikte ön saflar daðýlmýþ ve orta saflar panikle donmuþ ya da kaçýþmaya baþlamýþtý. Arka saflarýn daha çok zamaný vardý ve onlar manzaranýn ciddiyetini gördüklerinde doðru tepkiyi düþünme lüksüne nisbeten sahipti. Kararlarý arkalarýna bakmadan kaçmak idi. Yani daha doðrusu kaçmaya çalýþmak.

Ölüler için sel bir þey ifade etmiyordu. Onlarýn boðulmasý söz konusu deðildi fakat savaþ alanýndan sürülmeleri ve sürüklenirken aldýklarý darbelerden dolayý yaralanýp tükenmeleri çok mümkündü. Nitekim durum da buydu. Korven saflarý, kumlara yazýlan bir yazýnýn vuran bir dalgayla silinmesi gibi, Derindere önlerinden iz býrakmadan silinip atýlmýþtý.
Bu þiddetli darbenin ölülere etkisi sadece savaþ alanýna geri yürünecek uzun bir yol ve liçler onlarý tekrar guruplayana kadar geçecek süre idi. Ama korven saflarý çökmüþtü. Böyle bir darbe korven morali üzerinde çok yýkýcý olmuþtu. Ne kadar kontrol altýnda tutmaya çalýþsa da hiçbir korven general böyle bir orduyu ve böyle bir haberi kontrol altýnda tutamazdý.
Bir saate varmadan haberin vurduðu diðer cephelerde de korven saflarý sarsýlmýþ ve daðýlma noktasýna gelmiþti. Topyekün bir geri çekilme emri verilmiþ ve bütün ordular, gemiler yeniden guruplanma için belirlenmiþ toplanma noktalarýna akmaya baþlamýþtý. Korven generalleri son derece öfkeli ve ayný derecede çaresizdi.

Beþler konseyi yanlarýnda general ve amiralleri ile Kabukada'da toplanmýþtý. Bu defa yanlarýnda Althar ve savaþ þefleri de vardý. Althar'ýn þefleri ýþýltýlý ve sakýnýlasý bir gurup resmi çiziyordu ve çizdikleri görkemli resim, gerçekte olduklarýnýn yanýnda çok sönük kalýrdý. Paladin Bulutz, ründemircisi Brom, savaþ rahibi Berd Sarhoþsakal, silahþör Hunthar Buzsakal, ölümbüyücüsü olan vampir Arina Haným, Kaptan Jonin, Ýkinci kaptan Firavel, savaþ rahibi Theoros, bir mavi rell olan paladin Bluti Haným. Hepsi adlarýný akýnlarda haklarýyla kazanmýþ þöhretli ve yürekli cengaverler, gerçek dostlardý.

Konuþmalar sürerken pek çok defa Arina telepatik telkinlerle Althar'ý sakinleþtirmek ve sýký iplerle kontrol altýnda tutmak zorunda kalmýþtý. Cüce çok sinirli ve tezcanlý olsa da Arina Haným'a büyük saygý ve sevgi beslemesi nedeniyle en çok onu dinlerdi bu durumlarda. Arina onu sözcüklerle en iyi kontrol edebilen kiþiydi.
"Sakin ol Althar. Busenger doðru olduðuna inandýðý þeyleri savunuyor," diyerek yumuþatmaya ve o aný kurtarmaya çalýþýyordu Arina. Ýkisi de bunun doðru olmadýðýný biliyordu ama ikisi de yine biliyordu ki þu anda patlayýp ortalýðý karýþtýrmanýn sýrasý deðildi.
Sessizlik ile Busenger'in bütün politik manevralarý bir noktaya kadar görmezden gerilip sineye çekilirken Busenger gizlice gülümsüyordu. Sözcülerin ona karþý çýkacak cesareti olmadýðýný düþünüyor ve kartlarýný doðru oynadýðýný düþünüyordu. Bu oyundan sonunda çok güçlenerek çýkacaktý.
Kötü insanlarýn çok güçlü olduðuna dair bir ilüzyon vardýr. Bu ilüzyon doðal olarak her kötünün olduðu ortamda var olur. Bu engellenemez. Bu ilüzyonun nedeni kötülerin diðerlerinin yapmayacaðý, yapamaya cüret etmeyeceði, yapmamayý seçeceði kötü ve yasak þeyleri yapmasýndan doðar. Bu onlarý güçlü ve sakýnýlasý gösterse de aslýnda bu onlarýn bataklýðýdýr. Pisliðe, kire, lanete bulanmýþlýktýr bu.
Þu aþamada Beþ Þehir Sözcüleri bu pisliðe ellerini sürmek istemiyordu çünkü elleri zaten korven ve namevt belalarý ile týka basa doluydu. Ama Althar'ýn bakýþlarý Korsan Tutez'in bakýþlarý ile çakýþtýðýnda ikisi de geleni görebiliyordu. Althar biraz daha sakinleþti. Sadece kendisi deðil, Tutez de bu durumdan öldüresiye rahatsýzdý.
Tutez anlayýþla baþýný salladý ve dudaklarý sessizce, sadece Althar'ýn görebileceði biçimde kýmýldadý, "Bu iþ bittiðinde..."
Althar da sadece Tutez'in görebileceði ince bir gülümsemeyle hafifçe baþýný salladý.

Konuþmalar sonucu Busenger büyük lütuf sunar gibi destek güçlerini aðýrlýklý olarak Derindere çevresine olmak üzere saldýrýya uðrayan diðer yerleþimlere göndereceðini ilan etmiþti. Tabii bu daha ziyade uzaktan vuran gemilerini gönderip risk almadan çarpýþacaðý ve birliklerini sadece yedekler olarak çok gerektiðinde savaþ alanýna süreceði anlamýna geliyordu. Busenger aslýnda savaþmayacaktý. Bununla beraber sadece on gökkalyonu bile korvenlerin Derindere önünde kurmaya çalýþacaðý hava kuþatmasýna karþý büyük bir engel olacaktý. Diðer þehirlerin üzerine düþen saldýrýlar sadece onlarý Derindere'ye yardým etmekten alýkoyacak güçte kuþatmalardý ve gerçek birer saldýrý olarak görülmüyorlardý. Üç þehir olabildiðince kuvvet ayýrýp en seçkin adamlarýný büyülü veya sinsi yollarla Derindere'ye gönderiyordu. Bu savaþýn yani Beþ Þehir'in kaderinin Derindere önünde karara baðlanacaðýný düþünüyordu hepsi. Hepsi yanlýþ düþünüyordu. Bu savaþýn sonucu Altýngöl'den baþka bir yerde belirlenecekti.

*******

Sonunda korven saflarý bir gün sonra savaþ alanýna geri gelmiþti ve onlardan da önce gelmiþ olan namevt ordunun iki kanadýnda mesafeli yerlerini almýþtý. Ölüolmayanlar'ýn ordusu sakince ve sessizce, ürkütücü bir vakarla duruyordu. Koca bir soðuk meltem ve uðursuz fýsýltýlar bu ordunun çevresinde esip duruyordu. Savaþ alanýnda soðuk ve kötü kokular vardý. Savaþ alanýnda ölüm havada asýlý sallanýp duruyordu.

Kemm iskeletleri ordunun çavuþlarýydý ve seçkin bölükleriydi. Bunlardan bazýlarý iskelet haldeki kertenkele bineklere biniyordu, bazýlarý ellerinde devasa yaylar ve asalar taþýyordu. Korven iskeletleri ordunun en kalabalýk kýsmýný oluþturuyordu ve yer gök fareadam iskeleti olmuþtu sanki. Kýlýçlýlar, asalýlar, iskelet sürü çobanlarý, iskelet devler vardý. Zombiler ayaklanmýþ ve saflarýn en önünde yerlerini almýþtý. Ýskelet ejdersiler ve iskelet yarasa binekler üzerlerinde büyü kullanýcýsý süvari iskeletler ile orada burada tünemiþti ya da ordunun üzerinde alçaktan uçup saflarýnýn üzerine koruma, güçlendirme efsunlarý üflüyordu. Savaþ geliyordu.

****

Savaþ ateþli, kanlý, büyülü ve ölümlüydü. Ýlk önce kuþatma makineleri yýkým yaðdýrmaya baþlamýþtý. Kalyonlar da bunlara ve koruma ateþi saðlayan zeplinlere, leþkanatlara vuruyordu cevaben. Þehrin kalkan kubbesi yukardan yaðan bu kuþatma saldýrýsýna karþý büyük bir koruma saðlarken duvar seviyesinde ise güçlendirme büyüleri ve hýzlý tamir düzenlemeleri vardý. Ve surlara hücum edenleri ise savunucularýn kuvvetli hattý karþýlýyordu.
Savunmada usta ve muhteþem bir dans sergileniyordu. Ölüler savunmanýn üzerine akarken kutsal ýþýktan savunma duvarlarý ve ateþten duvarlar zombi taburlarýnýn büyük bölümünü yere çalýyordu. Süvarileri elmaslar ve falankslar karþýlýyordu. Sürüler ve korven taburlarý silahþörler ile büyücülerin önünde boyun eðiyordu. Kemm bölükleri olanca güçleriyle saflara bindiriyor ve savunucularýn kýlýçlarýnda, kalkanlarýnda sonlarýyla buluþuyordu. Korven ordularýnýn asýl gövdesi iki kanatta sadece izliyordu. Onlarýn bu dansa þu aþamada katýlmaya niyeti yoktu. Zaman onlardan yanaydý, buna inanýyor ve bunu biliyordular.

Derindere'nin toplam nüfusu yirmi beþ bin kadardý ve bunlarýn içindeki savaþçý sayýsý beþ bin kadardý. Biraz daha zorlama ile az çok savaþ tecrübesi olan ve eli biraz silah tutabilecek kiþi sayýsý on dört bine çýkabilirdi. Ama hepsi buydu. Öte yandan þu anda karþýlarýndaki ölüolmayan ordunun büyüklüðü tek baþýna bunun altý katýna yakýndý. Ucu bucaðý görünmeyen ve hala mavnalarla gelen korven birlikleriyle beraber fareadam ordusunda ise iki yüz bin kiþilik bir kuvvet vardý ve sayý artmaya devam ediyordu. Þimdiye kadar neredeyse yetmiþ bin fare adam ve otuz bine yakýn iskelet katledilmiþti ama korven saflarý sel olayýnýn dýþýnda moral olarak zerre sarsýlmamýþtý.

Bir tek istisna durum hariç... Altýndiþ olayý.

Altýndiþ olayý... Korven saldýrýsý Kabukada yönüne ilerliyordu. Buradaki filo iki koldan ve zigzag çizerek aðýr top atýþý altýnda kýyýya yanaþýrken, korven amiralinden baðýmsýz hareket eden beþ kemm liç vardý. Bunlar Kabukada'nýn payýna düþen liçlerdi. Liçler, korvenlerin neden doðrudan çok korumasýz duran ve kolay çýkartma yapýlabilir bir kumsala çýkmadýðýný herhalde hiç düþünmediler. Düþünme yetileri tamamen efendileri Auruz Vektashi tarafýndan ellerinden mi alýnmýþtý yoksa düþünmeyecek kadar baðnaz biçimde emirlere dümdüz itaat mi ediyordular bilemeyeceðiz ama birliklerini o kumsala yönlendirdiklerini biliyoruz.

Ýskelet birlikler, onlarý denizin üzerinde ölülerin aradiyarlarýndan çaðýran büyüyle oluþmuþ, hayalet mavnalarýnýn güvertelerindeydi. Soðuk ve ölüm kokan filo kumsala doðru ilerliyordu. Korven amirali ve kaptanlarýndan bazýlarý filoya iþaret ettile boþ yere, liçlere ulaþmaya cüret etmeyi düþündü mühendis büyücüler ama sonra liçlerin ve ölümün korkusu herþeyi bastýrdý ve sadece izlediler.

Ölüm filosu ilerledi. Yýrtýk ve yosunlu yelkenleri uðursuz rüzgarlarda sallanýp çürümüþlük kokusunu üflerken, iskelet forsalar kürek çekerken, uðursuz fýsýltýlar ve hasta eden kötü bir meltem sahile doðru vuruyordu.

Shokunami gelen iki korven filosuna baktý ve bir de ortadan giden filoya baktý. Kendini gülmekten alamadý. Koca bir kahkaha ile güldü. Çozz ona döndü ve onaylamayan, eleþtiren bir hýrlama ile silah arkadaþýna sitem etti. Kýzgýndý Çozz. Shokunami av disiplinini bozuyordu. Sessiz olmasý gerekiyordu ama çok ses çýkarýyordu.
"Özür dilerim... ortak. Ama... kendimi... tutamadým," derken hala katýla katýla gülüyordu Shokunami. Bu liç salaklar neden o kumsalýn önündeki fenerli iþaret þamandýralarýnýn çok bariz biçimde bir bölgeyi çevirdiðini hiç düþünmemiþlerdi anlaþýlan. Anlaþýlan korvenler de bu namevtlere neden o kolay bölgeye deðil de bir dünya dolanarak daha zorlu sahillere çýkartma yaptýklarýný açýklamamýþtý. Shoku gülüyordu hala.
"Dostumuz Altýndiþ'in koyuna doðru giden koca bir filo var Çozz. Bunu izlemek çok eðlenceli olacak," diye pis pis sýrýtarak konuþtu Shoku. Yüzündeki gülümseme gerçekten kötücüldü. "Uyandýrýn bakalým Altýngöl'ün diþlerini, sizi ahmaklar," diyerek fýsýltýyla diþlerinin arasýndan konuþtu cüce melezi.
Çozz da baþýný saklandýðý gölgelerden çýkarmýþtý. Shoku'nun yanýna yanaþýp, ona baþýný okþamasýný söyleyen bir sürtünmeyle dokunarak, izlemek için oturuyordu. Kocaman ejder kedi yaratýk gülümsemeye yakýn neþeli bir ifadeyle oturmuþ izliyordu. Shoku güzel yoldaþýnýn yanar döner koyu mavi tüylerini okþayarak gülümsüyor ve izliyordu.

(devam edecek)