Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
Vural Savaş söz konusu kitabında "derin devlet – dış güçler - terör – şeriat/cemaat - yerli işbirlikçiler" beşleminde dönen dolapları gözler önüne sermeye çalışıyor. Yazar "Atatürk'ün Kemiklerini Sızlatan Parti: CHP" kitabıyla da dikkat çekmişti, ama ben bu kitabını alıp okumamıştım. İmdi, Atatürk’ün kemikleri değil sızlatmak bu gidişle kemik memik de kalmayacak gibi görünüyor. Türkiye 2009–2011 yılları arasında 500e yakın şehit verdi. Yıl 2012: cephanelikler patlıyor, helikopterler düşüyor, zırhlı araçlar roketatarla havaya uçuyor, ordu zafiyet ve şaşkınlık içinde ne yapacağını şaşırmış durumda, ormanlar yanıyor, sağda solda bombalar patlıyor, işyerleri, fabrikalar yakılıyor ve şehit sayısı 500e doğru tırmanışa geçti. Bunların hepsi tesadüf mü? “Demokraside vesayeti kaldıran adam” olarak RTE yi öve öve bitiremeyen yazar Mehmet Altan 1 Ağustos 2012 televizyonda, “Bu hükümet 2014’ü göremez. Bugün başı açıklar kapalı olanların, oruç tutmayanlar tutanların, Aleviler Sünnilerin tehdidi altında” diye konuşuyor. Ulus 923 internet gazetesindeki 2.8.2012 tarihli yazısında gazeteci ve yazar Fatih Ertürk ise toplumumuz hakkında çok çarpıcı saptamalarda bulunuyor. Ertürk, çocukken nasıl okuldan kaçarak hiç kitap okumadığını, ancak okur gibi yaparak okul bitiren (lise ve üniversite bitirenler bile var); askerde nöbetten nasıl kaytardığını ballandırarak anlatan; hiç çalışmadan masa başında uyuklayarak nasıl maaş aldığınla övünen; çalışmadan kazanmayı, okumadan bilgi sahibi olmayı, başkalarının emekle sahip olduğu her şeyi haram sayıp şark kurnazlığıyla çalıp çırptığı her şeyi helal yapan; yeşil kartı bozulmasın ve avantadan kömür - makarna kesilmesin diye sigortalı işe girmekten kaçınan; nenesi öldüğünde onun kılığına girip bankadan onun emekli maaşını çeken; başını örtmese de belediyenin dağıttığı beleş kolilerden faydalanmak için çantasında türban taşıyan bünyelerden oluşan bir kalabalık olduğumuza vurgu yapıyor ve şöyle diyor: “Ne yazık ki bu bizim ezici biçimde kültürümüz. Bir yüzde 50’den bahsediyoruz.” İşte eğer ülke çöküyorsa bu arabesk-takiyeci anlayış yüzünden çöküyor. Gençlerimiz de böyle, büyüklerimiz de böyle. Ama o kadar da panik olmaya gerek yok. Biz hacıyatmaz gibi tarihin başlangıcından beri 16 devlet kurmuş ve batırmışız, 17.ci yıkılırsa yeniden kurarız. Bizim işimiz bu. Öyle değil mi efendim?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |