640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981 |
|
||||||||||
|
Böyle düþünmeme sebep belki de filmi seyrederken önyargýlý seyrediyor oluþumdur. Çünkü insanlarý 90’lý yýllar boyunca aðlatan, Clint Eastwood damgalý o meþhur “The Bridge of Madison County” (Yasak Ýliþki) gibi alabildiðine hüzünlü ve romantik bir þeyle karþýlaþmayacaðýmýn farkýndaydým. Filmin orijinal adý yeterince aydýnlatýcýydý, tanýtým metni ise bir o kadar yanýltýcý. Julian Barnes’ýn romanlarýndaki gibi Ýngiliz mizahý soslu, akýllý iliþki analizleri görmek gibi bir beklentim vardý. Çünkü aþk ve iliþki, bir analizin konusu olduðunda, yer yer politikanýn kýsmen de toplumbilimin nesnesi haline gelirdi. Bir kültürün aþka iliþkin tasavvuru, o kültür hakkýnda en çok bilgi veren þeydir gerçekten. Bir filmin ya da bir kitabýn aþk’a dair söylediði, gösterdiði þeyler onun kendine ve dünyaya iliþkin bakýþýný da betimler. Neler yoktur ki o orada: iletiþim, deðer yargýlarý, inanç-inançsýzlýk, insanlarýn kendisine ya da baþkalarýna duyduklarý güven ve bunun tezahür ediþ-ettiriliþ þekli, samimiyet algýsý, tahammül sýnýrlarý, toleransýn maliyeti, sadakat, ihanet, ihanete sadakat, cinsel sömürü, duygusal sömürü, yabancýlaþma, nefs, tefessüh, teslimiyet, isyan, beklenti, tatmin, çeliþki, stres, çeliþkiyi ve stresi tolere edebilme yollarý ve dahi tekmili birden. Nitekim Aþk Manzaralarý/Scenes of a Sexual Nature filmi de bu yönlerden üzerine düþeni fazlasýyla yapýyor diyebilirim… Evet filmin tamamý parkta ve 7 çiftin arasýnda geçen diyaloglarý, kavgalarý, uzlaþma ve uzlaþmazlýklarý beyazperdeye aktarmaya çalýþýyor ve insana “ben mi yabaniyim, yoksa “uygar” dünyanýn motivasyonu sahiden sonunda ürün-üretim olmayan bir damýzlýk çiftliðinde yaþamak mý?” duygusunu verene dek, dürüstçe açýyor kendisini. Dürüstçe ama fazlasýyla teatral, avangard olmaya çalýþýp baþaramayan, turistik bir edayla. Filmde; bazen komik, bazen düþündürücü sahneler olsa da, “dünyanýn küçük bir köy haline geldiði” söylemeni, dünyanýn bu tarafý açýsýndan yalanlayan perspektifle izleyiciye býrakýp düþünmelerini saðlýyor. Filmi izlerken, özellikle muhafazakar kesimin bir zamanlar çok dile getirdiði o “AB’ye girmek”, “AB ülkeleri ile uyum içinde bir Türkiye” söylemlerini can-ý gönülden sarf eden saf Müslüman insanlarýn kulaklarýný çýnlattým. Yani filmi seyredip hâlâ “AB”ye girelim kurtuluþumuz orada diyenlere þiddetle izlemelerini tavsiye ederim. Tüm mevzu Londra’da bir parkta geçiyor, genellemeyelim abiler, ablalar hatýrþinaslýðýný elden býrakmayacaklarýný tahmin ediyor olsam da içinde aþkýn hayalini kurmanýn bile mümkün olmadýðý bu manzaralar toplamýnýn genel olarak “Batý”yý verdiðine ve bu tabloya “ilerleyelim abiler, ablalar!’cý Türk kadýn-erkek aydýn zevatýnýn bile gönül indiremeyeceðine hükmetmek için yeterince yaþayýp okuduðumu hiç çekinmeden söyleyebilirim… Ýþte bu film, bana göre bir sinema yapýtý olmaktan daha çok “liberal” bir düþünce kuruluþu ya da devlet tarafýndan bir cam fanus içinde yapýlan deneyi andýrýyor. Zira insan “ancak bu kadarý ancak bir deney olabilir” demekten kendini alýkoyamýyor… Düþünce kuruluþlarýnýn eðilimleri çok doðurgan olsa da bu deneyden elde edilen sonuç hiçbir devleti memnun etmezdi diye düþünmeden edemiyorum. Çünkü hiçbir devlet, ha bire cinsellik konuþan ama hiç üremeyen bir toplumu el üstünde tutar ki? Devlet de nereden çýktý, diyecek olanlara, filmin bir aþk filmi olmadýðýný tekrar hatýrlatmak isterim. Üstelik, söz konusu bir günlük çayýrlarýn, çimenlerin, aðaçlarýn, çiçeklerin, böceklerin içinde mutlu bir tane abi abla yok! Filmde birbirlerine sevgi duyduklarý gözlerden kaçmayacak denli “mutlu” görünen tek çift, boþanmak üzere olan bir çift; mutluluklarýnýn nedeni de tutkulu ama uyumsuz bir evliliði noktalýyor olmaktan ileri gelen bir mutluluk. En makul olan çift ise 50-60 yýl sonra, ayný parkta ve ayný bankta yeniden karþýlaþan ama birbirlerine “seni hep merak ettim, ama düþünüyorum da gayet de iyi bir hayat yaþamýþým, seninle olamadýðým için çok da piþman deðilim” itirafýnda bulunan yaþlýlar. Diðerleri mi? Ýnanýn onlarý konuþmaya bile deðmez! Çünkü Aþk Manzaralarý filminde öyle romantizm aþk filan aramak beyhude… Ancak yukarýda da bahsettiðim gibi, iþlev tabii ki önemli. Aþk Manzaralarý, ‘Türkiye, Avrupa’ya entegre olmalý, hatta Doðu kalmamalý, her yer Batý olmalý diyenlere’ köprüden önce son çýkýþ imkaný temin etmesi bakýmýndan faydalý. Bir de kültür araþtýrmacýlarýna, ‘aþýn bunlarý’ deyip duran psikiyatrlara… Bütün o aþmalarýn sonunda, aþkýn ucuna gelip aþaðý düþmek var sanki, benden söylemesi… Ýyi seyirler diliyorum en iyisinden, en güzelinden…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Yûþa Irmak, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |