Dünyaya geldiğinden, dünyada bulunduğundan, dünyadan gideceğinden hoşnut olan bir kimse görmedim. -Namık Kemal |
|
||||||||||
|
Asena, babasının bu duruma çok üzüldüğünü gördü. Onu teselli etmeye çalıştı: - Baba, lütfen kendini üzme. Senin söylediklerine inananlar da var. - Kim var kızım? Kim inanıyor bana? - Ben inanıyorum baba. Ben de oradaydım. Gördüm her şeyi. - Evet, sen de oradaydın. Ama senin de benim gibi deli olduğunu düşünüyorlar. - Önemli değil baba. Biz biliyoruz gerçeği. - Ama gerçek ne işe yarıyor? Gerçek bizi mutlu etmiyor ki. - Belki de gerçekle mutlu olmak için başka bir yol bulmalıyız. Asena, babasına bir fikir sundu: - Baba, biliyorsun ben yazmayı çok seviyorum. Seninle yaşadığımız macerayı bir kitap olarak yazsam ne dersin? - Bir kitap mı? Nasıl yani? - Evet, bir kitap. Atlantis'i bulduğumuzu anlatan bir kitap. Ama gerçek olduğunu söylemeden. Sanki bir kurguymuş gibi. - Neden öyle yapalım ki? - Çünkü böylece insanlar bize inanmasalar da okuyabilirler. Ve belki de bizim gibi hayal kurabilirler. - Hayal kurmak mı? Ne işe yarar ki o? - Hayal kurmak her şeye yarar baba. Hayal kurmak bizi hayata bağlar. Hayal kurmak bize umut verir. - Umut mu? Umut da ne işe yarar ki? - Umut da her şeye yarar baba. Umut bize güç verir. Umut bize yaşama sevinci verir. Asena, babasının gözlerinde bir ışık parladığını gördü: - Peki, kızım. Sen bilirsin. Yaz bakalım o kitabı. - Gerçekten mi? Cidden yazabilir miyim? - Evet, yazabilirsin. Ama bir şartla. - Nedir o şart? - Kitabın adını "Atlantis'in Sırrı" koyacaksın. - Tamam baba, öyle yapacağım. Asena, babasıyla yaşadığı macerayı bir kitap olarak yazmaya başladı. Kitabını bitirdiğinde, bir yayınevine gönderdi. Yayınevi, kitabını çok beğendi ve yayınlamaya karar verdi. Kitap piyasaya çıktığında, büyük ilgi gördü. Okuyucular, Asena'nın anlattığı Atlantis'i çok sevdiler ve merak ettiler. Kitap, çok satanlar listesine girdi ve pek çok dile çevrildi. Asena'nın kitabını okuyanlar arasında, babasının eski meslektaşları da vardı. Onlar da kitabı beğendiler ama gerçek olduğunu bilmedikleri için sadece bir hayal ürünü olarak gördüler. Babası ve Asena, kitabın başarısından çok mutlu oldular. Babası, Asena'ya sarılıp teşekkür etti: - Kızım, sen harikasın! Bana yeniden yaşama sevinci verdin! - Baba, ben sana teşekkür etmeliyim! Bana hayal kurmayı öğrettin! - Hayal kurmak güzel şey kızım. Ama gerçek de güzel. Seninle yaşadığımız gerçek, bize hayal kurmamızı sağladı. - Evet, baba. Seninle yaşadığımız gerçek, bize umut verdi. - Umut güzel şey kızım. Ama sevgi de güzel. Seninle olan sevgimiz, bize umut vermeyi sağladı. - Evet, baba. Seninle olan sevgimiz, bize güç verdi. Babası ve Asena, birbirlerine sarılıp gülümsediler. Arkalarında Atlantis'in sırrını bırakarak yeni bir hayata doğru yol aldılar.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Yaver ARANCIOĞLU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |