Konuş ki seni göreyim. -Aristoteles |
|
||||||||||
|
Niye? Çünkü tüm bunlar yaşanırken yani insanlar, kendi bencilliklerini diğer kendi gibi bencillere gösterme kavgasına girmişken; her zamanki gibi diğerleri unutuldu. Kimdir onlar? Yoksulluğu kabul edip, derme çatma kirada yaşayan bir asgari gelirli… Tedavisi zor bir hastalıkla mücadele eden, yeni bir gün için dualar eden bir hasta… Belki de bir doğal afetten ötürü tüm varlığını hatta eşini ve evladını kaybeden, sağda solda yatıp kalkmak zorunda kalan bir kadın… Aynı zamanda yaşasaydık, hem içip hem de felsefe yapmış olurduk diyebileceğim çok değerli Nietzsche’nin bir sözü vardır. O da şudur. ‘’ Derisini değiştirmeyen yılan, fikrini değiştirmeyen zihin ölür.’’ Ne kadar doğru bir cümle… Ne kadar çoğunluğunuz yılanlıktan gelen genetik çirkinliğinizi kabul etmeyip, derilerini süslese püslese de asla unutulmamalıdır ki çirkin çirkindir. Bunun dışında kabuğunuz istediği kadar parlasa da beyniniz olmazsa eğer, her alanda kaybedecek olmanız da kaçınılmaz sondur. Bu da bizi nereye getiriyor? Cümlenin ikinci kısmına. Yani fikirlerinizi değiştirme kısmına… Öncelikle yatırım tavsiyesi değildir. Sonra senin yüzünden oldu falan demeyin… O yüzden yarın 2 Ocak olacak ve çoğunuz yine kış saatinin dahi alınmadığı, karanlıkta, milyonlarca insanla birlikte evlerinizden işlerinize gideceksiniz. Gözler şiş… Yüzler bomboş… Ellerde de telefon. Belki dünün sahte mutluluğu damarlarınızda hala devam ettiği için işinize bir tık daha iyi gideceksiniz fakat hepimiz biliyoruz ki yine büyük bir çoğunluğunuz yine bu senede yükselemeyecek, yine öyle büyük bir zam alamayacak ve yine olanla yetinip, anca özel günlerde mutlu olacaksınız. Bu yüzden haddim değil ama robot gibi yaşamınızdan gerçekten rahatsızım ve bu yüzden bakış açınızı değiştirmenizi öneriyorum… Bu yüzden aynı yerde kalmak zorunda ve toplumun istediği gibi davranmak zorunda değilsiniz. Ne bileyim Ordu’ya yerleşin mesela. Açın bir bakkal ya da girin bir balıkçıda işe… Tertemiz Karadeniz havası da cabası… Ya da gidin Mersin’e… Hiçbir şey yapamıyorsanız tarımla uğraşın… Daha iyi yetenekleriniz varsa tabi ki alanınızda devam edin. Niye diyorum bunu? Uzaktan bakıldığında hepiniz cidden aynısınız. Ne bir ev alabiliyor, ne de araba… Gelecek hayali desen o da ufukta yok. Haliyle… Maslow hiyerarşisi tadında daha barınma, ulaşım, gıda gibi temel ihtiyaçları dahi sağlayamazken hayata karşı nasıl bir bakışınız ve duruşunuz olabilir ki? İşte bu yüzden madem fakiriz, en azından azcık sevişelim tadında birbirinizi ve kendinizi her seferinde kullanıp atıyor ve psikolog psikolog geziyorsunuz. Bu yüzden de yalnız, mutsuz ve gerçekleri size söyleyenlere karşı kindarsınız. O yüzden sıkıntının ben ya da diğer eleştirenlerin olmadığını görmeniz için kafanızı telefondan kaldırın ve büyük şehirlerden uzaklaşın. Emin olun insanlığınız tekrar yerine gelecektir… Yolda gördüğünüzle selamlaşma, ihtiyacı olan birini gördüğünde onu dinleme ve belki de gittiğiniz yeni yerde helal süt emmiş biriyle gerçek bir aşk sizleri bulacaktır. Özetle; ya bu sene kendiniz kendi hayatınızda bir alternatif yaratırsınız, ya da mutlulukla gel Ocak ayı paylaşımlarınıza devam edersiniz. Karar sizin… İyi seneler olsun.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Alp Şahin, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |