Dansöz Kıvırmaları-3.sh
(Bahattin YILDIZ) 16 Nisan 2002 |
Politik Roman |
| |
Yel’in sözünü ettiği Maf’ı sordu. Mus, tahmininden fazla duyum ve bilgi sahibiydi. Arada yutkunarak ve geniş gözlerini daha açarak heyecan dolu bir sesle anlattı... Sonunda "Onun el attığı insan her yönüyle yükselir." |
|
Dansöz Kıvırmaları-1.sh.
(Bahattin YILDIZ) 18 Haziran 2002 |
Politik Roman |
| |
Bir süre sonra; filtresiz sigara içmeyecek, sahanda ki tek yumurtayı bir buçuk somun ekmekle yemek zorunda kalmayacak, çorbaya; sadece ızgara öncesi ‘merhaba’ diyecek, lastiği gevşemiş külotları bekletmeksizin çöpe atıp, yenilerini giyinecekt |
|
Dansöz Kıvırmaları-2.Sh
(Bahattin YILDIZ) 18 Haziran 2002 |
Politik Roman |
| |
...bir kısmı ilişki sonrası organ temizliğinde kullanılmaktan yamyaş olmuş ve üzerinde büyük puntolarla “Ekonomi Düze Çıkıyor!” yazılı gazete parçasını çöp kutusuna atılmak üzere siyah poşete koydular.
|
|
Dansöz Kıvırmaları-4.sh.
(Bahattin YILDIZ) 22 Haziran 2002 |
Politik Roman |
| |
Normalin çok üzerinde açık olan gözlerinden ve kulaklarından akmış olan kanlar ve yeşile dönüşmüş ten rengiyle, bu iki cesedin korkunç görüntüsü yıllarca kent de konuşulmuştu. |
|
Dansöz Kıvırmaları- 5.sh.
(Bahattin YILDIZ) 27 Haziran 2002 |
Politik Roman |
| |
Markız; enfes bir fiziğe, sempatik görüntüye, derinlik ve huzur veren iç gıdıklayıcı bakışlara, devamlı gülümser izlenimi veren harika bir yüze sahipti. Reyon düzenleme işi yapıyordu. |
|
Dansöz Kıvırmaları-6.sh
(Bahattin YILDIZ) 1 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Ber, gözlerini açtı. Karanlık odada bir çift göz gördü. Işık parlaklığında iki göz... İki mavi göz... İrkildi, titredi. Tüyleri diken diken oldu. Vücudunu kabarık ürpertiler sardı. Gözlerini kırpıştırdı. İki eliyle, iki gözünü ovuşturdu. |
|
Dansöz Kıvırmaları-7.sh.
(Bahattin YILDIZ) 1 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Bireysel geleceğinde olduğu gibi Yerel halkın geleceğini tayinde az veya çok belirleyici olabilecekti, belki de. Buda kendisinin yüce varlığın gücüne yakınlaşması demekti... |
|
Dansöz Kıvırmaları-8.sh.
(Bahattin YILDIZ) 4 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Dinleyicilerden birinin, "Desenize tutukluyu bir sümüklü mendil kurtardı," demesi üzerine tümü katıla katıla gülmeye başladı.
|
|
Dansöz Kıvırmaları-9.sh.
(Bahattin YILDIZ) 5 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
"DEVMALDEN-Y.DOM isimli holding, ülke tarihinde görülmemiş bir beceriyle milyarlarca sermayeyi iç etti." dedi, ağzından iştahlı sesler çıkararak. "Valla helal olsun! Tereyağından kıl çeker gibi... |
|
Dansöz Kıvırmaları -10.sh.
(Bahattin YILDIZ) 9 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Ber, gözlerini açtı... Çığlık attı... Yatağından fırladı. Ayağa kalktı. Karşısındaki duvara bir kez daha baktı. Sırtını döndü.
Gözlerini ovuşturdu.
|
|
Dansöz Kıvırmaları-11.sh.
(Bahattin YILDIZ) 9 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Ber, kulaklarında uğuldayan sesleri duyuyor ama bir türlü gözlerini açamıyor, arada uyuyor ve yarım uyanıklık yaşıyordu. En son gözlerini zorlamayla açtı. |
|
Dansöz Kıvırmaları-12.sh.
(Bahattin YILDIZ) 10 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Kadın, gözyaşları içinde "Hiç olmazsa Buzdolabını bıraksanız," dedi, kucağındaki çocuğa bakarak ve baktırarak. "Maması bozulur..."
|
|
Dansöz Kıvırmaları-13.sh.
(Bahattin YILDIZ) 11 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Mavi bulutlar, yağmur yağacakmış gibi kararmıştı.
Birden kaldırım taşlarını eliyle tutmaya çalıştı.
Kara bulutlar arasından her biri güneş iriliğinde iki gözün kendisine baktığını gördü. "Tanrım!... Bu gözler?..."
|
|
Dansöz Kıvırmaları-14.sh.
(Bahattin YILDIZ) 13 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
"Sizin yasanıza göre bu durumda soğuk su içmeniz gerekiyor."
İcra Görevlisi,"Ağzınızı düzeltmezsiniz, sizin hakkınızda tutanak tutmak zorunda kalacağım" |
|
Dansöz Kıvırmaları-16.sh.
(Bahattin YILDIZ) 21 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Sağkol, elinin tersiyle alnındaki birikmiş teri sildikten sonra, kızgın ve küçümser bir tavırla; "Karşı taraftan da epey adam birikti," dedi. "Ortalık alevlenebilir... |
|
Dansöz Kıvırmaları-17.sh.
(Bahattin YILDIZ) 22 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Yargı Başkanının, cümleleri daktilo sesleriyle karışıp anlaşılmaz bir hal alıyordu. Ses; Budist törenindeki rahiplerin mırıltıları gibiydi.... Ber, yazdırılanları daha iyi duyabilmek için serçe parmağıyla her iki kulağının deliklerini sarstı...
|
|
Dansöz Kıvırmaları-18.sh.
(Bahattin YILDIZ) 22 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Boğazı düğümlendi.... Öksürdü... Ses telleri arasında bulunan balgamı sökmüştü. Ve yuttu. Ortamın estetiğine uygun davranış buydu.
|
|
Dansöz Kıvırmaları-19.sh.
(Bahattin YILDIZ) 22 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Yaşamı boyunca ilk kez bu kadar yoğunlukta seviniyordu.... "Yemeği dışarıda..." demiş, "Kahveyi senin evde içeriz... Falıma bakarsın," diyerek de eklemişti...
|
|
Dansöz Kıvırmaları-20.sh.
(Bahattin YILDIZ) 22 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Ad kentinde öğrendiği ve bu tür güzellikleri anlatmak için kullanılan “Tanrı, boş vaktinde yaratmış...” deyişini anımsadı. Bu deyiş Markız’da örtüşüyordu...
|
|
Dansöz Kıvırmaları-21.sh.
(Bahattin YILDIZ) 25 Temmuz 2002 |
Politik Roman |
| |
Birde gelenekselleşen ve yansımasını filmlerde sürekli bulan bayan yanındaki koruyucu, soğukkanlı erkek tipini oynamalıydı.
|
|
Dansöz Kıvırmaları-23.sh.
(Bahattin YILDIZ) 14 Ağustos 2002 |
Politik Roman |
| |
Küçüklüğünde büyüklerin anlattığı efsaneleri, okuduğu bazı öyküleri anımsadı. Bunlar; Olağanüstü yetenekte olan cinler, şeytanlar gibi bazı varlıkların; insanları kendilerine esir ederek, onlardan yararlandıkları ve kullandıkları içerikliydi... |
|
Dansöz Kıvırmaları-25.sh.
(Bahattin YILDIZ) 14 Ağustos 2002 |
Politik Roman |
| |
Örgütlenmeleri ve raporları o kadar ayrıntılı ki; küçük bir ülkenin, küçük bir köyünde bulunan bireyin geleceğini bile bir şekilde düzenleyebiliyorlar..."
|
|
Dansöz Kıvırmaları-26.sh.
(Bahattin YILDIZ) 14 Ağustos 2002 |
Politik Roman |
| |
Güneş; yüksek oranda nemli havayla, insan vücudunu ıslak kavuruyor, terletiyordu. Aslında bedenlerden çıkan bildik saf ‘Ter’ de değildi. Sanki vücudun deri altı yağı, terle yoğunlaşarak akıyordu |
|
Dansöz Kıvırmaları-27.sh.
(Bahattin YILDIZ) 14 Ağustos 2002 |
Politik Roman |
| |
Bes, adamın gücü ve görüntüsü karşısında gerekli ve yeterli yanıtı veremeyeceklerini anlamakta gecikmedi. Cebindeki çakı bıçağını çıkararak korkutma amacıyla; adamla kendisi arasında... |
|
Istakoz Büyüsü/1. Sh.
(Bahattin YILDIZ) 16 Ağustos 2004 |
Politik Roman |
| |
Yemek istiyordu...
Şişe suyu istiyordu...
Sigara istiyordu...
Rakı istiyordu...
Eğlenmek, efkar dağıtmak istiyordu.
Gördüğü dekolte giyimli kadın bedenleri, cinsel dürtülerini harekete geçirmişti...
Birde seks yapmak istiyordu.
|
|
Istakoz Büyüsü/2 Sh.
(Bahattin YILDIZ) 22 Ağustos 2004 |
Politik Roman |
| |
Kadının bulunduğu taraftan esen yel, ten kokusuyla karışık parfüm kokusunu burnuna üfledi. Ağır ama çekici, cinselliği çağrıştıran ve uyaran bir kokuydu. Çekti... Çekti... Çekti... İçi bir hoş olmuştu. Güç gelmişti. Artık açlığını, acısız hissediyordu. |
|
Istakoz Büyüsü / 3 Sh.
(Bahattin YILDIZ) 2 Eylül 2004 |
Politik Roman |
| |
‘Erkekler, karşı cinsten kendilerini üstün gördüklerinden, bunu anımsatacak vurgulamayı, fermuarlarını açarak uluorta gösteremediklerinden, delici-kesici silahlarla bu boşluğu doldurmaktadırlar..." türünden garip yorumlara girmişti.
|
|
Istakoz Büyüsü /4 Sh.
(Bahattin YILDIZ) 12 Eylül 2004 |
Politik Roman |
| |
"Körebe Medyası Genel Müdürüyle konuştum az önce. Sana uygun bir iş verecek!"
"Olamaz!..." kelimesi; istem dışı ağzından dökülen bir sevinç çığlığıydı.
Patrokoz, bir eğitmen edasıyla, "Yazgının, insanı nereye götüreceği, karşısına ne sürprizler çıkara |
|
Istakoz Büyüsü/ 5. Sh.
(Bahattin YILDIZ) 18 Eylül 2004 |
Politik Roman |
| |
Kadın oldukça güzeldi. Sabahın mahmurluğunda böyle bir yüze ve bacağa sahip olan kadın, bakımdan geçtikten sonra kim bilir ne kadar güzel görünürdü, seyreden gözlere...
|
|
Istakoz Büyüsü /6 Sh.
(Bahattin YILDIZ) 25 Eylül 2004 |
Politik Roman |
| |
İmece’nin, ‘Profesyonellikten’ kastının; ‘para karşılığı seks yaparım’ anlamında olduğunu sezmişti.
Bu ortamda ‘profesyonel’ kelimesini başka hangi anlamda kullanabilirdi ki?...
|
|
Istakoz Büyüsü/ 7. Sh.
(Bahattin YILDIZ) 6 Ekim 2004 |
Politik Roman |
| |
"Ulusa sesleniş!... Ulusa sesleniş!...
Aç mideye, tok kulağa sesleniş…
Ulustan sesleniş!... Ulustan sesleniş!...
Tok mideye, mühürlenmiş kulağa sesleniş!.."
|
|
Istakoz Büyüsü/8. Sh.
(Bahattin YILDIZ) 14 Ekim 2004 |
Politik Roman |
| |
Amerikanca demokrasinin Irak’taki versiyonunun; Zalim öğretmen ABD’nin zalim öğrencisi Saddam'ı yerinden ederek başka öğrenciler yetiştirmek ve görevlendirmek olduğunu...
|
|
Istakoz Büyüsü/ 9. Sh.
(Bahattin YILDIZ) 31 Ekim 2004 |
Politik Roman |
| |
Hele;
‘Manken, İslamcı ve Solcu Koalisyondan etkilenen Ankara yanlış karar aldı!’
‘Türkiye’yi yanıltan Manken, İslamcı ve Solcu Koalisyona büyük tepki var!’,
şeklinde geçen alt yazılara çok gülmüştü.
|
|
Istakoz Büyüsü / 10. Sayfa
(Bahattin YILDIZ) 11 Kasım 2004 |
Politik Roman |
| |
Fatma’nın çıplak bedenine damlayan İki... üç... dört... damla gözyaşları, yağmur tanecikleri gibiydi.
Fatma’nın kapalı gözleri aniden açıldı.
Suçlayıcı gözlerdi bunlar...
"Beni yalnız bıraktın!!!" diye bağırıyordu. "Beni neden kurtarmadın |
|
Istakoz Büyüsü / 11. Sayfa
(Bahattin YILDIZ) 24 Kasım 2004 |
Politik Roman |
| |
Kiralık Katil Er Jessica kurtuldu!... İşbirlikçi yardımıyla!...
Sivil Fatımaları kim kurtaracak!...
Er Jessica öyküleştirildi, mitleştirildi, efsaneleştirildi...
Sivil Fatımaların öykülerini, varolan efsanelerini ve mitlerini kimler anlatacak?...
Kim |
|
Istakoz Büyüsü / 12. Sayfa
(Bahattin YILDIZ) 13 Aralık 2004 |
Politik Roman |
| |
"ABD’nin, Irak’ı işgali öncesi ve sonrasında kamuoyunu yanına çekmek için bazı kuruluşlara dağıtılan paranın büyük bir kısmının Körebe Medyasındaki Cesi’ye ve yedi yazara, birkaç üniversite görevlisine, bazı bürokratlara, bazı işadamları |
|
Istakoz Büyüsü / 13. Sayfa
(Bahattin YILDIZ) 18 Ocak 2005 |
Politik Roman |
| |
'Şanlıurfa' olarak ismi değiştirilen kentin üzerinden Amerikan uçakları geçerken, her nasılsa kıçları gevşiyordu. Bilinçli bir gevşemeydi. Gevşeyen kıçlarından, Şanlıurfa coğrafyasının kırsal bir bölgesine, büyük bir sesle ve yarık açarak, tehdit kokulu o |
|
Istakoz Büyüsü / 14. Sayfa
(Bahattin YILDIZ) 31 Ocak 2005 |
Politik Roman |
| |
‘Yaşasın Amerika!... Yaşasın Demokrasi!... Yaşasın İnsan hakları!... Yaşasın Özgürlük!’ bağırtılarını şimdiden duyar gibi oluyordu; eski dilde pezevenk, şimdiki dilde yatırımcı/işadamı olan şahıs…
(Pezevenk olmayan yatırımcı ve işadam |
|
Istakoz Büyüsü / 15. Sayfa
(Bahattin YILDIZ) 22 Şubat 2005 |
Politik Roman |
| |
Organından çıkan hafif nemlenme, organının külotla temasında kayganlık bile sağlamıştı...
Beyninde güzel bir tat oluşmuştu; Amerikan çikolatası yerken oluşandan...
İçini sıcak bir serinlik kaplamıştı; tıpkı bir Amerikan kolası içimi esnasında elde ettiğ |
|
Istakoz Büyüsü / 16. Sayfa
(Bahattin YILDIZ) 22 Mart 2005 |
Politik Roman |
| |
Psiko-Büyüsel Savaş Lejyon Erlerine yönelik av mevsimi devam ediyordu. Hedefte Amerika’nın asli yönetimini elinde bulunduran ve resmi yönetimlerle sürekli maskelenen ABD Derin Devletinin hizmetinde çalışmakta devam eden başka zalimler vardı…
|
|
Kimlik No 666 / Başlangıç Bölümü
(Bahattin YILDIZ) 13 Ağustos 2008 |
Politik Roman |
| |
Acele etmeli, vaktinde ulaşmalıydı... Karı-koca arasındaki tartışma ve kavgaların çoğunun yaralamayla, hatta ölümle sonuçlandığı yıllık emniyet raporlarında ve hafıza dağarcığında kayıtlıydı. Birçok dosya bu türden cinayetlerle doluydu. Dosya sayısı bu akşam için artı bir olmadan yetişmeliydi…
Olay mahalline tez elden ulaşmak için kestirme yolları, ara sokakları tercih ediyordu. Bu arada, 'Olay mahalline varmak üzere olduğunu…' telsizden anons etmeyi ihmal etmedi. |
|
Kimlik No 666 / Kont Drakula - 1
(Bahattin YILDIZ) 13 Ağustos 2008 |
Politik Roman |
| |
Osmanlı Akıncı Birliği Beyi seslendi.
"Bre hatun!... Ne bitmez helalleşmedir bu?..."
Halbuki helalleşme çoktan bitmiş, ehlileştirme sürüyordu…
"Özgürlüğünüzü kazanıncaya kadar Osmanoğullarının talimatlarına uyun."
Gözlerini, mavi gökyüzüne kaydırdı.
"Köpek olun ki; zamanı geldiğinde kedi olabilesiniz…"
Büyükanne'nin içi kan ağlıyordu. |
|
Kimlik No 666 / Kontes Princ - 1
(Bahattin YILDIZ) 13 Ağustos 2008 |
Politik Roman |
| |
Büyükannesi nasıl bir cevap vermesinin uygun olacağına karar vermekte bocalıyordu…
"Beyaz pamuğu siyaha boyarsan siyah pamuk olur."
Verdiği cevaba için için güldü.
"Büyükanne, Tanrı bizi niye siyaha boyamış?..."
"O ne biçim söz?"
"Ben pamuk gibi beyaz olmak isterdim…"
"Sus kızım! İsa Mesih duyacak…"
"Duysun işte. O niye kendisini siyaha boyamamış… O beyazların Mesihi…"
Büyükanne telaşlandı... Eliyle küçük kızının ağzını sertçe kapadı.
"Sus kızım sus!..." |
|
|
|