..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Yeraltı > Şenol Durmuş




18 Kasım 2011
Arayış  
Şenol Durmuş
Her Allah'ın günü o aranır. Bir önceki gün sahneden yok olmuştur. Ama ertesi gün tekrar aranır, yeniden bulunur. Bulunduğunda ise sonuna kadar, hiç acımadan o yok edilir. Onunla adeta savaşılır. İnsanı çok yorar. Buna rağmen sınırsız bir zamanla onunla gülünür, dertleşilir, bir yoldaş gibi. Ayrılma saati geldiğinde ise o artık yoktur.


:AIEC:
Her Allah'ın günü o aranır. Bir önceki gün sahneden yok olmuştur. Ama ertesi gün tekrar aranır, yeniden bulunur. Bulunduğunda ise sonuna kadar, hiç acımadan o yok edilir. Onunla adeta savaşılır. İnsanı çok yorar. Buna rağmen sınırsız bir zamanla onunla gülünür, dertleşilir, bir yoldaş gibi. Ayrılma saati geldiğinde ise o artık yoktur.

Evin yolunu güçlükle buluruz. Ağır ağır yürürken o beynimizdedir. Hakimiyet hala ondadır. Evin kapısı binbir güçlükle açılır. Sadece yatak aranır. Boylu boyunca uzanma zamanı gelmiştir. Anormal gülüşler ev sakinlerinin dikkatini çeker. Evin haşarı çocuğu yine pür dikkat kesilmiştir. Diğer odadan sesi duyulur: "Babam yine manyaklaştı." diyordur.

O kelimeler daha da çok güldürür. Saat gece yarısı dört olur. Sonra sabah yedi. Sonra on bir olur. Telefon çalar. Arayan öfkelidir. "Eee saat kaç, öğlen oldu haydi seni bekliyoruz, çabuk ol." diye seslenir. Perişanlıkla yorgun argın, güç bela kalkındığında o hala vücudu terk etmemiştir. Kadının suratı yine asıktır. Saç sakal perişanlığı, kot mont, vücut bütünleşmiştir.

Hızlı bir şekilde hareket etmek, evin kapısını çarparak çıkıp gitmek en iyi seçenektir. Sokağın köşesinde bir araba içerisinde bekleyen iki arkadaş çoktan hazırdır.
Şoför arkadaş koca göbeğini okşarken heyecanla sorar: "Aradın mı?" Aramak sorun mu? Kaç lira var sende? diye sorulur. Yirmi şoförde, otuz diğer arkadaşta var. Ben de ise çok az. On beş yeter mi?

O biraz pahalı. Onun bedeli otuz lira. Üçer bira ile o toplamda altmış lira tutar. Bugün de atlatılmış olur. O bir telefon kadar yakındır bize. Onu ararım, sorarım. "Baba naber, ziyaretine geleceğiz, orada mısın?"

Boğuk sesle cevap verir. "Çabuk gelin işlerim var." der. Asık suratlarımız bir anda gülümser. Neşe içinde hareket ederiz. Yedinci dakikada orada oluruz. Kısa boylu, ince bıyıklı, kösele ayakkabılı, ceketli, tesbihli bir adam oto tamirhanensinin önünde bizi bekliyordur. Bu adam O'nun sahibidir. Arabayı gördüğünde önce sağına sonra soluna bakar. Aheste aheste yürürken boynu yüz seksen derece döner. Onun bu hareketlerine hep güleriz. Suratı bir ölüden farksızdır. Bir hırsız gibi arabanın camına yaklaşır.

Her zaman olduğu gibi bizi uyarmayı ihmal etmez. "Aman dikkat edin sokak timleri bu sıralar buralarda dolaşıyor. Ne kadarlık lazımdı?" diye sorar. Cevap veririm: "Tersoyuz baba bir plaka" derim. Otuz lirayı itinayla ona uzatırım. Bize ait olanı verirken boynu yine döner. "Nasıl, dünkünden mi?" diye günlük soruyu tekrarlarım. O ise bu soruya sürekli kızar.

"Aynısı tabiki, anam avradım olsun dört saat kafası var. Fazla bıdı bıdı yapmayın. Hadi ilerleyin, ortalık sakat diyorum size." derken O'nu camdan içeri fırlatır.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yeraltı kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hırsızlar Kralı
Köpeklerin Aşkı
Topal Hayri
Pavlovun Köpekleri
Cafer Kalfanın İsyanı
Pavlovun Köpekleri 2
Cafer Kalfa
Cafer Kalfa Konstantinopoliste
Gerzekler
1453.

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kurtarın Beni
Güzel İstanbul
Sarıgöl Roman Mahallesi 2
İdam İsteriz
Pavyon Sokakları
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Emret Başkanım
Düttürü Düüüttt
Cafer Kalfanın İsyanı 2

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Kurtlar Sürüsü [Şiir]
Ego - [Şiir]
Çingeneler Zamanı [Şiir]
Açım Ben [Şiir]
Olmalı [Şiir]
Hani [Şiir]
Zaman Geçsin [Şiir]
Konstantin Ağlıyor... [Şiir]
Kuyu [Şiir]
Sen Gidersen [Şiir]


Şenol Durmuş kimdir?



Etkilendiği Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Şenol Durmuş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.