..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herşeye imgelem karar verir. -Pascal
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Din > Hulki Can Duru




31 Temmuz 2012
Davul ve Din  
Hulki Can Duru
Güneş ve ay kültüne sahip putperestlerdeki en önemli tapınma yöntemlerinden biri olan oruç tutma sırasında oruç süresi güneşin doğuş ve batışına göre ayarlanır, sürelerin başlangıcı bitişi davul veya çeşitli vurmalı çalgılarla ilan edilirdi. Bu gelenek günümüzde de sürdürülmektedir.


:AHDC:
Tarihin başlangıcından beri tüm pagan-putperest dinlerde davul, dümbelek, tef, çan gibi vurmalı çalgılar dinsel ayinlerde veya haberleşmede kullanılan müzik enstrümanlarıydı.

Davulun icadından önce el veya ayak ile yere vurmak müzik veya tapınma müziği olarak algılanıyordu. Bu daha sonra ağaçlara, kütüklere ve tahtalara vurmak şekline dönüştü. Evrim sürecinde insan ilkellikten kurtuldukça ağaç kütüklerinin yerini yavaş yavaş darbuka, tef, tambur, dümbelek, davul gibi vurmalı çalgılar aldı. Daha sonra bunları gelişmiş çeşitli çalgılar izlemeye başladı.
Davul, öğrenmesi ve çalması kolay olduğu için, hem kötü ruhları kovmak, hem de vahşi hayvanları korkutup kaçırmak için de kullanılıyordu.

Güneş ve ay kültüne sahip putperestlerdeki en önemli tapınma yöntemlerinden biri olan oruç tutma sırasında oruç süresi güneşin doğuş ve batışına göre ayarlanır, oruç ayının başlangıcı ise en ilkel takvim olan ay takvimine göre saptanırdı. Sürelerin başlangıcı bitişi davul veya çeşitli vurmalı çalgılarla ilan edilirdi. Bu gelenek sonraları tüm dinsel inanışlara yerleşti. Saatin icadı, güneş saati, mekanik saat, atom saati, dijital saatler icat edildiği halde davul çalma geleneği sürdü.

Pagan dinlerin de peygamberleri, kahinleri, rahipleri, azizleri, ermişleri, dervişleri ve din adamları vardı. “Semavi dinler” veya “hak din” tanımı İslama özgüdür. Yahudi-Hristiyan ilahiyatında ve diğer dinlerde böyle bir tanım yoktur. İslam dışında hiçbir din kendinden önce gelen kitapları ve dinleri onaylamaz.

Eski Çağ dinlerinde oruç insanın tanrılara yakınlaşmasını ve günahların affını sağlamaya yarayan bir yoldu. İnanca göre tanrılar kutsal öğretileri ancak oruç tutan kişilere vahiy yoluyla gönderirlerdi. Sibirya Tungu Şamanları ruhlarla ilişki kurabilmek için oruç tutarlardı. Buda ve Tibet rahipleri, Hindistan’da Sadhular, eski Çinliler de günahlarından arınmak için oruç tutarlardı.

İslamiyet öncesinde Araplar Ramazan ayında oruç tutar, Mekke'ye Hacca gidip Kabe'nin etrafında yedi kez döner, gökten düştüğüne inanılan kara taş Hacerül Esvet’i kutsal sayar, onu öper, namaz (salat) kılar, şeytan taşlarlardı. Genelde tüm bu pagan uygulamalar İslamiyet geldikten sonra da aynen devam etmiş ve etmektedir.

Kuşkusuz davul çalmak, oruç tutmak (perhiz), ibadet amacıyla yere yatıp kalkmak, eli yüzü yıkamak gibi eylemler dinsel içerikten ayrı olarak salt eylem olarak icra edildiğinde bunların pagan tapınma olarak yorumlanması mümkün değildir. Keza duvara tablo asmak veya evde biblo, heykel, büst gibi eşyalar bulundurmak da putperestlik değildir. Çünkü dinsel veya tapınma amaçlı bir güdü söz konusu değildir.

Ancak, davul çalmak, oruç tutmak dinsel veya tapınma niyetiyle yapılıyorsa veya tapınmanın bir parçası ise; resim, heykel veya tablolar veya eşyalar tapınma amaçlı kullanılıyorsa; işte o zaman bu eylemlerin putperestlik kapsamında değerlendirilmesi söz konusu olabilir.

Tabi ki herkes istediğine inanmakta ve istediği gibi tapınmakta özgürdür. Ancak, tapınmanın ruhla, gönülle, akılla, şekilcilikten uzak, pagan adet ve içerikten arındırılmış olarak yapılması konusu üzerinde düşünmemiz gerektiği kanısındayım.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Ritim Tutmak
Gönderen: Mehmet Ali Özler / ,
6 Ağustos 2012
Yeri geldiğinde buna benzer düşünceleri yıllardır açıklamaya çalışmışımdır. Davul ve benzeri sesler, insan doğasında hayata ritim tutan seslerdir. Anne karnında hayat bulan bir bebek, doğumuna kadar yaklaşık 24 milyon kez anne kalbinin bir davul gibi atışını duyar. Bundandır ki eylencelerimizde davul ile, silah sesi ile coşmaya çalışırız. Belkide savaşları, patlayan silahların, düşen bombaların seslerine hayran kaldığımızdan isteriz. Bummm, bummm, bumm...

:: Davul ve Din
Gönderen: Özlem Salman / /Kuzey Kıbrıs TC
1 Ağustos 2012
Katılmamak elde değil...

:: ::
Gönderen: Vildan Sevil / , Türkiye
1 Ağustos 2012
Zamana uygun bir yazı. Elbette paylaşıyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın din kümesinde bulunan diğer yazıları...
İnançlara Saygı Göstermek
Şeker Bayramı Nereden Geliyor?
Gök Tanrı Dininin Yeniden Yükselişi
Sünnet Olmak veya Olmamak
Din İnsanlığın Sorunlarını Çözebilir mi?
Dindar Gençlik Sendromu
Eleştiri ve Din

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
İslam Coğrafyasında Kadın Olmak
Neden Böyle Akılsızım? Neden Böyle Kötü Kitaplar Yazıyorum?
Dominodaki Son Taş: Türkiye
Deli P… ile Çılgın T…"nin Kıssadan Hisseli Sergüzeştleri
Yugoslavya Sendromu: Türkiye'yi Yok Etmek!
Kuklalar ve Kuklacılar
Türkiye Hristiyanbir Devlet Olsaydı...
Çünkü Şifreyi Bilmiyorduk!
Yumurta ve Sevgi
Heykel ve Put

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Elsa'nın Gözleri [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan - II [Şiir]
Albatros [Şiir]
Yeryüzü Rüzgarları [Şiir]
Kraliçe ve Bahçıvan [Şiir]
Op. 11 Piyano Ezgileri, Arnold Schönberg [Şiir]
Malta Şahinlerine [Şiir]
Uçan Ayakkabı [Şiir]
Havanın Ölümü [Şiir]
Her Ocak Hiddetle Tütüyor… [Şiir]


Hulki Can Duru kimdir?

Başlıca yapıtları: Eski Kule Müziği (şiir) Geometrik Aydınlık (şiir) Havanın Fen Noktası (şiir) Tartaros Paradigması (eleştiri) Teslis Sendromu (eleştiri) Nano Kutsallık (eleştiri) Sevgili Kutlu Yaşam (öykü) Kuşku Bilinci ve Eleştiri (eleştiri)

Etkilendiği Yazarlar:
Montaigne, Descartes, Russell, Tolstoy, N. Hikmet, Dostoyevski, Nietzsche, Freud, Darwin, Marx, Engels, Lenin, Bakunin, Kropotkin, Voltaire, Diderot


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Hulki Can Duru, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.