Gezegenin üç güneþi vardý. Ýkisi uzakta biri yakýndaydý. Gezegenin bir yaþama kavuþmasý elbet bir müdahale ile olmuþtu. Þimdi Selami bunlarý öðrenmekle meþguldü. Fikri ise biraz sonra hareket edecekleri güzergahý bulmakla meþguldü.

Naci piramiti otomatik kontrole aldý. Yerinden kalktý. Selami'nin yanýna geldi.

"Sormayý unuttum Senin adýn neydi?" dedi

"Adým Selami. Sonra Selami devam etti. Piramitin bilgi bankasýnda ne ilginç þeyler var."

Naci "Ne gibi?"

"Gezegene yaþamý Sionslular getirmiþ. Gezegenin ismi Sionsmuþ.Yazýlar öyle diyor."

Naci "Ýlginç bir þey bulursan söyle." Dedi. Ýlerledi. Fikri'nin yanýna geldi.

Fikri konuþmaya baþladý. "Allah'tan çupakapralar piramitin bilgi bankasýna anladýðýmýz dili de koymuþlar. Deðilse iþimiz çok zordu."

Naci "Bir þeyler yapabildin mi. Çünkü senin ayarlayýp kaydedeceðin rotaya benim bir düðmeye basmamla hareket edeceðiz."

Fikri" Ýþim beþ on dakikaya biter. Burada her þey kayýtlý. Rotamýzdaki bazý gezegenlerde hayat var. Bazýlarýnda yok. Ýçlerinde yaþayan insansý yaþamlarý bir bir kontrol ediyorum."

"Naci sordu. "Þimdiki gezegenin ismi ne?"

"Aldaberan gezegeni."

"Kaç ýþýk hýzý ötede?"

Fikri "Iþýk hýzý ile gidersek iki aylýk bir mesafede. Eðer tycson hýzý ile gidersek iki saniye demeden oradayýz."

Naci "peki o kadar hýz piramite zarar verir mi?"

"Piaramitin ayarlarýný iyi yaparsam hiçbir zarara uðramayýz."

O an yanlarýna Selami geldi. Naci ona sordu.

"Önemli bir þey bulabildin mi?"

"Çok ilginç þeyler var."

Naci "Ne gibi?"

"Biz çupakapralarýn gezegeninde yaþasaydýk dünyaya geri dönme þansýmýz olmayacaktý. Ama bulunduðumuz yer Samanyolu galaksisinden çok uzak bir galaksi."

Naci "Yani."

"Dünyaya uzaydan gidebiliriz ama bu çok uzun bir zaman ister."

Naci Fikri'ye "Samanyolu nu araþtýrsana." Dedi.

Fikri "Araþtýrma biraz zorlaþacak. Çünkü piramitin bilgi bankasýnda sadece bulunduðumuz galaksinin koordinatlarý var." Diye konuþtu.

Naci "Bu iþi ancak teknolojileri geliþmiþ insansý yaþam olan bir gezegende halledebiliriz."

Fikri "Aldaberan tam buna uygun."

Naci "Ýyi o zaman." Dedi. Sonra Selami'ye sordu. "O çupakapralarýn gezegeninden niye dünyaya dönemiyoruz. Bilgi bankasý bir þey diyor mu?

Selami "Siz de biliyorsunuz. O boyutkapýsý açan cihaz çok esrarengiz. Piramitin bilgi bankasýnda cihaz hakkýnda çok karmaþýk bilgiler var. Boyut kapýsý açmak için yalnýzca bir çupakapra DNA sýna ihtiyaç var. Bir tür tetikleme."

Naci "Bu doðru. Çünkü Ýnsan vücuduna dönüþümüzde böyle oldu. Ama bu iþ tehlikeli dedi. Devam etti. Artýk yerlerimize geçip hareket için hazýr olalým."

Naci pilot koltuðuna oturdu. Fikri Naci'nin saðýna Selami soluna oturdu. Geri sayým baþladýðýnda herkes heyecan içindeydi. Kontrol panelinden geri sayým ses geliyordu. "Dört, üç, iki, bir, " Piramit uzayda iken birden kayboldu."

Aldaberan yaþamýn en eski gezegeniydi. Gezegene yaþamý Samu uygarlýðý getirmiþti. Samu uygarlýðýndan önce ise henüz evren yaratýlmamýþtý. Samu uyðarlýðý meleklerden oluþuyordu. Dilmun gezegeninde yaþýyorlardý. Onlar tanrýdan aldýðý emir ile gezegenlerinin bir çok yerine libnit cihazý yerleþtirmiþlerdi. Melekler her bir libnitin içindeki elektronlarý yakalýyorlardý. Elektrona çektikleri bir hat partükülü daire þeklinde açýyordu. Oraya uzanan melek eli ile dua ediyor yakalanan elektronun içine giriyordu.

Elektornun içinde süper novalar vardý. Orada galaksiler vardý. Galaksilerin içinde gezegenler vardý. Ýþte Samu uygarlýðý önce gezegenlere yaþam veriyorlar sonra oraya hayvanlarý yerleþtiriyorlardý. Ardýndan Tanrýdan alýnan Emir gereði yaratýcýnýn misalini ortaya çýkarýyorlardý. Ortaya çýkan zeka taþýyan tenler yaþamaya baþlýyordu.

Selami bunlarý ekrandan tek tek okudu. Konrol panelindeki Naci'ye seslendi.

"Naci Aldaberan gezegenine yaþamý melekler getirmiþ. Ýlgini çekti mi?"

Naci "Kimmiþ o melekler?"

"Samu uygarlýðýymýþ."

Naci Fikri'ye sordu. "Fikri piramidin zarar kontrolü bitti mi?"

"Bitmek üzere. Yalnýz enerjimiz hiç kalmadý."

Naci "Niye kalmadý?"

"Rotamýzda yaptýðýmýz tycson hýzý enerjimizi bitirdi. Reaktör neredeyse piramiti de enerji olarak harcayacaktý."

Naci "Enerji bulma imkanýmýz yok mu?"

Fikri "Var ama o enerji dýþarýda olduðu müddetçe bir þey yapamayýz. Oturup beklemeliyiz."

Naci "Neyi bekleyeceðiz fikri. Aldaberanlýlarý mý?"

"Zannedersem onlardan baþka çevrede uygarlýk yok."

Selami Fikri'ye doru "Fikri Aldaberanlýlar bize nasýl yardým edecek?" diye konuþtu.

Fikri "Gezegene ýþýk hýzý ile üç günlük uzaktayýz. Zannedersem biz tycson hýzýndan çýktýðýmýz andan itibaren bizi fark etmiþlerdir. Bizi bulmalarý an meslesi." Dedi

Naci yerinden kalktý. "Ben çok açým dedi. Sizde açsýnýz herhalde. Gelin piramiti arayalým. Yiyecek bir þeyler bulalým."

Naci ilerledi. Fikri Ve Selami de kontrol panellerini býrakýp Naci'nin peþinden gitti.

Piramidin arka odalarýndaydýlar. Birine girdiler. Odaya girdikleri an þaþýrdýlar. Odada yedi adet kabinde uyku halinde çupakapralar yatýyordu. Ne yapacaklarýný bilemediler. Çupakapralarýn uyanmasý piramitteki üç insan için tehlikeliydi. Gerçi çupakapralar insana saldýrmýyordu. Üç insanýn ancak vücutlarýna el koyabilirlerdi. Bu da olmasa piramitte çupakapralarýn ortalýkta dolaþmalarýný bilinmesi üç insaný gererdi.

Naci "Fikri sen bu tür uygulamalara meyillisin. Çupakapralarý uyandýrmadan cihazlarýndan programlarýna bak. Uyanmalarý yakýnsa elinden geldiðince uykularýný uzat." Dedi.

"Tamam."

Fikri çupakapralarýn odasýnda kaldý. Naci ve Selami yiyecek bulmak için odadan çýktý.

Selami ve Naci kýsa süre içinde piramidin yiyecek deposunu buldu.Yiyecekleri teker teker tatmaya baþladýlar. Yiyeceklerin tatlarý çok tuhaftý.

Naci "Bu yiyecekler çupakapralara özgü. Ama bunlar nihayetinde gýda. Seçici olmamalýyýz." Diye konuþtu.

Selami elindekini Naci'ye uzattý. Naci eline aldýðý konserve kutusu gibi þeyin içine parmaðýný daldýrdý. Aðzýna götürdü.

"Nedense bunun tadý aklýma çupakapralarý getiriyor." Diye konuþtu.

Selami "Yiyecekler öyledir. Ýnsanýn þekli yiyeceklerden gelir. O yiyeceklerin tadý ise yiyendeki hislerin aslýdýr."

"Anladým. Yani biz bundan uzun süre yersek çupakapraya dönüþeceðiz öyle mi?"

"Dönüþmeyeceðiz. Ama onlarýn yiyeceðinden tattýðýmýz için düþünce þeklimiz onlar gibi olacak."

Naci "Þimdi ise anlamadým. Nasýl oluyor bu?"

Selami "Bizim zekamýz yedilerimiz ile besleniyor. Mesela yoður yersek uykumuz geliyor. Çay içersek zihnimiz açýlýyor. Yiyeceklerin bunca etki edebildiklerine göre eðer, elimizdekilerden uzun süre yersek çupakapralar gibi ufak bir tehdit karþýsýnda kaçacak delik ararýz."

"Yani yediðimiz þeyler bizim pisikolojimizi belirliyor. Seninde bildiðine göre çupakapralar bizde bu yedikleri þeyler yüzünden mi kaçtý?"

"Galiba öyle. Bu yiyecekler çupakapralarýn metabolizmalarýna uygun geliyor ki ondan bu yiyecekleri tercih ediyorlar."

Selami ve Naci elinde bir düzine yiyecek kutularý ile kontrol odasýna geldiler. Fikri'yi beklemeden kutulardakini yemeye koyuldular.

Fikri çupakapralarýn uyuduðu odada kabinleri kontrol eden programa bakmýþ, çupakapralarýn yakýn olan uyanma zamanlarýný çok ileri bir zamana taþýmýþtý. Fikri odayý terk ederken odanýn kapýsýný açýlamayacak þekilde þifreledi. Ardýndan kontrol odasona doðru ilerledi.

Selami ve Naci yedikleri ile keyif içinde uyku zeminine uzanýp dinleniyorlardý. Fikri onlarý görünce

"Bana yiyecek bir þeyler kaldý mý?" diye konuþtu.

Naci "Kaldý. Yalnýz onlardan yerken iyi düþün."

Fikri "Niye?"

Naci "Çünkü bunlar çupakapralarýn yiyecekleri. Sorun yaþarsak sonucuna katlanmalýyýz."

Fikri "Yiyecek baþka bir þey yok ki. Rejim de yapamam. Zaten çok zayýfým." Dedi.

Naci "Afiyet olsun."

Fikri konserve kutularýndan birini açarak atýþtýrmaya baþladý. O ara konserve kutusunun üzerindeki yazýlar dikkatini çekti. Ýngilizce yazýyordu. Kutunun kapaðýna baktý. Üretim tarihini ve son kullanma tarihini okudu. Naci'ye seslendi. "Naci þu kýsýk ýþýkta bile ne yediðimizi fark etmek ne güzel."

Naci "Ne oldu ki?"

"Bu yediklerimiz Amerikan malýymýþ."

Naci "Hadi ya?" diyerek yerinden doðruldu. Arkasýndan Selami de uzandýðý yerden kalktý.

Konserve kutularýnda Made In USA yazýyordu. Konservenin ismi ise Goverment yani "Yabancý memleket" idi.

Naci "Kullanma tarihi de geçmemiþ." Diye konuþtu.

Selami "Son kullanma tarihi kaç okusana."

Naci "22-8-2150" diye rakamlarý okudu.

Selami "Son kullanýma iki daha var." Diye konuþtu.

Kontrol panelindeki manubleden sesler gelmeye baþladý. "Dý dýd dýýd dý dý dýý." Naci hemen kontrol paneline yöneldi. Ekranda sesin periotunu görmek için düðmeye bastý. Ses periotu geniþ aralýklýydý. Periotu dijital haritaya entegre etti. Ses uzaktan deðil piramitin içinden geliyordu.

Naci analiz düðmesine bastý. Sesin kaynaðýný hemen yakaladý. Þaþýrdý. Ses bulunduklarý kontrol odasýndan geliyordu.

Naci söylendi. "Bu ses çok tuhaf. Ses bu odanýn içinden geliyor ama görünürde hiçbir þey yok."

Fikri merakla sordu. "Sesin kaynaðýný görüntüleyebildin mi?"

Naci Onun üzerinde çalýþýyorum. Ama faydasý yok. Görünmüyorlar."

Fikri "Görünmezlik sensörlerini aç." Diye konuþtu.

Naci "Bu ne iþe yarayacak?"

"Bir tahminim var. Piramitin bilgi bankasýndan okumuþtum. Çok ileri bir uygarlýktan söz ediliyor. Onlar ölümsü yaþamý baþarmýþ bir uygarlýkmýþ."

Naci sordu. "Ölümsü yaþamda ne demek?"

"Bedeni yaþýyor vaziyette býrakýp ruhun bedenini terk edip gezmeye, dolaþmaya çýkmasý."

Naci "Bu mümkün mü?"

"Mümkün. Bilgi bankasýnda bunu baþaranlarýn Orimana uygarlýðý olduðu yazýyor."

Naci beklemeden görünmezlik sensörünü açtý. O an ekranda kontrol odasýnýn içinde dört ölümsü yaþamý gördü.

Naci Selami'ye seslendi. "Selami bak burada neler görüyorum. Ekranýmda seninle beraber konservenden atýþtýran dört tane ruh görüyorum."

Selami "Hadi be" diye söylendi. Sonra sordu. "Konserveden sadece benim atýþtýrmamla eksilme oluyor. Peki onlar nereden atýþtýrýyor?"

Naci "Þu an görüyorum. Elin kutudan çýkýnca onlarýn parmaklarý kutuya dalýyor."

Fikri yerinden kalktý. Kontrol paneline yöneldi. Selami doymuþtu. O da yerinde kalkýp kontrol paneline yöneldi. Ekranda dört ruhu da görüyorlardý.

Naci "Vücutlarý olmadýðý halde bunlar neyin gýdasýna ihtiyaç duyuyorlar?" diye söylendi.

Selami "Onlarla iletiþim kurmayý dene." Diye konuþtu.

Naci "Bakalým." Dedi.

Önündeki sensörün düðmesine bastý. Sonra ses aktaran cihazýn sesini açtý.

Sesler geliyordu. Biri "Bizi tespit ettiler." Dedi.

Diðeri "Piramidi keþfedeceðiz. Aldýðýmýz emir böyle." Dedi.

Öbürü "Ýzimizi býrakmadan buradan gitmeyeceðiz deðil mi?"dedi.

Cevap geldi. "Ýþimiz sadece bilgi bankasýndakileri taþýyýcý ruhumuza kopyalamak. Ýz býrakmaya gelince piramidin reaktörünü bozmak en iyisi. Çünkü burada enerji var. Enerji üreten madde bu sayede reset edecek. Ve bizim baþlattýðýmýz hat süreklilik kazanýp eðirmeye baþlayacak."

Dört ruh kalktý. piramidin bilgi bankasýnýn yanýna geldi. Bilgi bankasý birden çalýþtý. Ekranda bir iki dakika yoðun beyaz ýþýk belirdi. Sonra ekran kapandý. Dört ölümsü yaþam bu sefer kontrol odasýndan çýktý. Bir alt kýsým olan kata indiler. Naci bütün olanlarý görüyordu.

"Bunlar bizim reaktörümüzü bozarlarsa daha da zor duruma düþeriz. Reaktör dýþýnda yedek bir saatlik enerji ile ortada kala kalýrýz." Dedi.

Selami "Aldaberan gezegenine varabilseydik iþimiz kolaylaþacaktý." Dedi.

Fikri sordu. "Aklýndan neler geçiyor Selami?"

"Aldaberan gezegeninden yardým bulamasak gezegenin yörüngesindeki çöplükten enerjisi tam bitmemiþ uydular bulabiliriz."

Naci "Selami'nin fikri çok yerinde. Hem Aldaberan gezegeni bizler için yabancý bir yer. Orada ne kadar insansý yaþam da olsa onlarýn eline düþüp denek olmak istemeyiz deðil mi? Ýki gün daha bekleyeceðiz. Piramitteki kalan yedek enerjiyi de çöplükte arama yapmak için kullanacaðýz."

Tam o sýrada piramidin bütün enerjisi söndü. Her taraf karanlýða büründü.

Fikri "Yedek enerjimizi kullanmamýz gerekiyor. Piramitteki oksijen sirkilasyonu için makineleri çalýþtýrmalýyýz." Diye konuþtu.

Naci Aldaberana varýþ zamaný üzerinde hesaplamalar yaptý. Sirkilasyon makinelerinin ne kadar enerji harcayacaðýný buldu.

"Enerjimizin yarýsý gidecek diye konuþtu. Devam etti. Geriye tek mesele kalýyor. O da dört ölümsü yaþamýn piramitten gitmesini beklemek."

O an ekrandan uyarý sesi geldi. Çupakapralarýn odasýnda hareketlenmeler vardý. Uyanmýþlardý. Odadan çýkmak için saða sola koþuþturuyorlardý. Ne var ki onlarýn hapisliði kýsa sürecekti. Kapýlarý þifreden ve engelleyicilerden kurtuldu. Çupakapralar dýþarýya çýktý.

Naci o an kontrol odasýnýn kapýsýný kapattý ve þifreledi. Sonra engelleyicileri devreye soktu. Artýk güvendeydiler.

Fikri "Ýki gün boyunca oruç tutabiliriz. Belki biraz daha fazla. Ama sonrasý ne olacak. Yiyecek depomuz çupakapralarýn tarafýnda."

Naci "Yapacaðýmýz þey þu. Aldaberan gezegenine varýnca piramide enerji depolayabilirsek depolayacaðýz. O olamazsa yedek enerjimizden feragat ederek çupakapralarý uyuþturacak olan gaz panellerini çalýþtýracaðýz. Sonrasý yine onlarý hapsedeceðiz. Böylelikle yiyecek depomuzu ele geçirmiþ olacaðýz."

Selami sordu. "Aldaberan gezegenine sinyal gönderemez miyiz?"

Naci "Göndeririz fakat gezegendekilerden çekiniyorum. Onlara bulaþmadan iþimizi halletmek en iyisi. Gezegenin çöplüðünde enerji bulamazsak beyaz teslim bayraðý çekeriz."

O an ekranda dört ölümsü yaþamýn piramitten ýþýnlandýðý görüldü. Naci onlarýn gittiði rotaya baktý. Ama tuhaftýr ki o dört ölümsü hemen piramitin dýþýna çýkmýþlardý.

Naci "Çocuklar hemen dýþarýmýzda bir uzay gemisi var." Diye konuþtu.

Naci konuþmasýný bitirmiþti ki piramitin reaktörü tam kapasite ile çalýþmaya baþladý.

Piramit hýzla Aldaberan gezegenine doðru harekete geçti. Naci telaþ ile " Kontrol elimizden çýktý." Diye seslendi

Fikri onun yanýna geldi. "Göstergeler ne diyor?" diye konuþtu.

Naci "Bilinmez bir þekilde ana kontrol sistemine müdahale var" dedi. Ardýndan ekledi. "Güvenliðimiz tehlikede deðil ama piramit kontrolümüzün dýþýnda hareket ediyor."

Fikri kontrol panelindeki göstergeleri bir bir kontrol etti. Piramide verilen hýz dengeliydi. Hýz ivmesi yirmi saniyelik bir ilerlemeden sonra itici birimler durdurulmuþtu. Piramit uzayýn oluþturduðu bir devinim ile ilerliyordu.

Fikri "Tehlikeli bir durum yok." Dedi.

Selami yanlarýna geldi. "Müdahale o ölümsü yaþamlardan veya gezegenden olmalý." Dedi.

"Öyle olmalý dedi Naci. Zaten bunla boþu boþuna reaktörümüzü yenilemediler."

Fikri "Ýyi de bunlar neden bizimle iletiþime geçmiyor?"

Naci "Çünkü iletiþim tuzaðý olan bir yöntem."

Fikri "Ne demek istiyorsun?" diye sordu.

"Onlar bizimle iletiþime geçmekle belki bizim onlarý kullanabileceðimiz bir cihazýmýzýn olduðunu düþünüyorlar."

Selami "nasýl yani?" diye sordu.

Naci "Günümüzde soyut varlýklara müdahale etmek mümkün. Belki bizim onlarýn iradelerini ele geçirip serbest kalacaðýmýzdan korktular. Bir çeþit karþýlýklý diyalogdan gelen zihin kontrolü."

Piramit kýsa bir süre sonra gezegenin yörüngesine girdi. Naci o an panelden gezegenin atmosferini taramasýný yaptý. Atmosfer yedi kattan oluþuyordu. Nefes alabilecekleri hava normaldi.

Naci gezegeni tekrar taramaya baþladý. Gezegenin dörtte üçü su geri kalaný karaydý. Her yerde aðaç vardý. Naci uzun sensörleri devreye soktu. Yer küreyi inceden inceye araþtýrmaya baþladý.Yer kürede aðaçlarýn arasýnda kapýsý olmayan, taþtan yapýlmýþ büyüklü küçüklü kulübeler gördü.

Piramit o an gezegenin atmosferine girmiþ hýzla yere iniyordu. Yarým saat sonra yere iniþ gerçekleþti.

Ýniþ yerini büyük bir toz bulutu kapladý. Zemin oldukça geniþ daire biçiminde aðaçsýz bir yerdi. Alanýn çevresinden itibaren orman baþlýyordu.

Naci "Artýk süprizleri bekleme zamaný." Diye konuþtu.

Selami araya girdi. "Piramitten dýþarýya tek bir çýkýþ kapýsý var. Kapýyý açarsak çupakapralar dýþarýya çýkacak. Sonra biz."

Naci "Çýksýnlar. Bu gezegende yaþayanlarýn sorunu. Çupakapralar onlar için tehlikeli ise belki onlarý kafese kapatýrlar." Dedi.

Fikri " Çupakapralarýn tek tehlikesi var. Ellerindeki cihaz ile gezegendekilerin hepsini kendilerine benzetmeleri."

Naci kontrol paneline yöneldi. "Çocuklar kapýyý açýyorum." Dedi. Paneldeki düðmeye basarak piramidin çýkýþ kapýsýný açtý.

Naci ve iki arkadaþý ekrandan izliyorlardý. Çupakapralar dýþarýya çýkýnca önce kýsa bir an etraflarýna baktýlar. Ardýndan dört bir yana hýzla ormanýn içine daldýlar.

Naci "Bizde çýkýp keþif yapalým. Önce yönümüzü bulmak için pusulalarýmýzý alalým." Dedi.

Dýþarýya çýktýklarýnda onlarda etraflarýna baktýlar. Ardýndan belirsiz bir yöne doðru ormanýn içine daldýlar.

Naci ve iki arkadaþý aç kalmayacaklardý. Çünkü ormandaki aðaçlarda çeþit çeþit yenebilecek meyveler vardý. Bir iki aðaçtan meyve koparýp yediler. Ormanda formu deðiþik hiç görmedikleri hayvanlarla karþýlaþtýlar. Onlar sanki dinozorlara benziyordu. Ama gördükleri hayvanlarýn hiç biri devasa deðildi.

Naci "Sinyal geliyor." Diye telaþla konuþtu.

Fikri "Ne sinyali?"

"Piramit hareket ediyor."

Fikri "Nereye doðru gidiyor?"

"Gezegeni terk ediyor."

O an önlerinde ýþýk huzmesi belirdi. Ormanda yürüyen üç kiþiyi birden yuttu.

Geceydi. Iþýktan çýktýklarýnda kendilerini ormanlýk bir alanýn içende buldular.

Naci sevinç içinde "Yaþasýn dünyaya döndük. Ýyi ki bize yardým ettiler." Diye konuþtu.

Fikri "Yabancýlarda olsak onlarla kullandýðýmýz þey ortak. O da akýl. Bu yüzden bize yardým ettiler."

Selami "Arkadaþlar dünyada olduðumuza emin olalým" dedi.

Ormaný kýsa sürede çýktýlar. Her þeyi gördüler. Burasý dünyaydý.

Fikri "Gün benim günüm. Gelin benim eve. Bir þeyler içelim öyle evlerinize gidersiniz. " Dedi. Beraberce sokak lambalarýnýn ýþýðýnda ilerlediler.

Selami evine gelince karýsý Gönül onu sevinç içinde karþýladý.

Sordu. "Birden bire nereye kayboldun?"

Selami "Gittiðim yer gezegen. Çupakapralarla dolu." Sonra karþýlaþtýðý iki kiþiyi ve yaþadýklarýný bir bir anlattý. Devam etti. "Ama piramitin bilgi bankasýndan çok gizli bir þey öðrendim."

Gönül "Nedir o?"

Selami "Fornox galaksisini bilirsin. Saman yoluna en yakýn ikinci galaksi. Galaksinin yýldýzlarýnda hayat taþýyan üçyüz seksen yedi gezegen var. Ýþin ilginci o gezegenlerden biri de þu gittiðimiz Çupakapralarýn gezegeni. Onlarý öðrendim."

Gönül "Neden devletimiz bu tür þeyleri insanlarýndan gizliyor?"

Selami "Bu tür þeyler insanlarýn eline geçerse herkesin dünyayý terk etmesinden korkuyorlar. Bunun için o tür bilgilere ulaþýmý sansürlüyorlar dedi. Devam etti.Gezegenlerin bir kaçýnda insan ýrký yaþýyor. Düþünsene geçit kapýsýný açan Karitol cihazý elimizde. Ve o hayat olan gezegenlerin bir çoðunda geçit için merindek hatlar var."

Gönül Nedir merindek?"

Selami "Elimizdeki karitol cihazýnýn kolaylýkla baðlanabileceði geçiþi saðlayan görünmez ve gizli bir gerilim hattý."

Gönül "Orada ne yer ne içeriz?"

Selami "Cihaz elimizde. Ýþlerimiz ters giderse sessizce geri döneriz."

Selami sabaha doðru uyandýðýnda hemen hazýrlandý. Ayak üstü mutfaktaki buzdolabýndan bir þeyler atýþtýrdý. Karnýný doyurdu. Karýsý uyuyordu. Sessizce evden çýktý.

Þehir her zamanki gibi sakindi. Gök yüzünde uçuþan reklam taþýtlarýna baktý. Kimi gýda firmalarýna ait, kimi teknoloji firmalarý. Çeþit çeþit reklam taþýtlarý.

Kalabalýk caddede robotlar insanlara hizmet ediyordu. Kimi robotlar kafe önündeki müþterilere þipariþlerini getiriyor, kimi robotlar þehrin temizliði ile meþguldü. Yerleri süpürme, çöpleri toplama vs. Bazen Selami'nin karþýsýna Android hayat kadýnlarý çýkýyordu. Ne kadar çýtýr þeylerdi. Kendi karýsýda androitti. Zamanýnda Gönül'e kýskanmamayý öðretmiþ ve eve bazen android kadýnlarýný getiriyor onlarla iliþkiye giriyor ve Gönül'le hiçbir sorun yaþamýyordu.

Az ilerideki birkaç köpek dikkatini çekti. Bilim adamlarý hayvanlarýn DNA sýný deðiþtirmiþti. Deðiþen DNA lar sayesinde Mollier'in konuþan hayvanlarý artýk düþ olmaktan çýkmýþtý. Þimdide ilerideki birkaç köpek kafa kafaya vermiþ sohbet ediyorlardý.

Selami köpeklere yaklaþtý. "Selam kuçu kuçular." Dedi.

Ýçlerinden biri "Abi bize et al haydi." Dedi

Diðeri "Haydi abi ne olursun açýz."

Yanýndaki "Abi bize et alýrsan senin için birkaç yere iþerim."

Selami "Ýþemenizin bana ne faydasý olacak?"

Ayný köpek "Olur mu abi, bazý bölgelere insanlar giremiyor. Köpekler onlara saldýrýyor. O bölgelere girenler ise bölge köpeklerinin tanýdýklarý dedi. Yeniden ýsrar etti. Haydi bize et al ne olursun."

Köpekler yalakalýk yapmaya baþladýlar. Selami'nin üzerine çýkmaya çalýþýyorlar saðýna soluna zýplamaya baþladýlar.

Selami "Tamam kuçu kuçular Et alacaðým."

Selami önde köpekler arkasýnda ilerledi. Bir kasabýn önünde durdular. Selami içeriye girdi. Kasaba "Bana yarýmþar kilo üç parça et ver."Dedi.

Kasap "Abi bu köpekleri alýþtýrma. Her gördükleri yerde senden et isterler."

Selami "Zabýta bunlara bir þey demiyor mu?"

Kasap "Zabýta yakaladýklarýný köpek çiftliðine götürüyor. Bu ortalýkta dolananlar ise kimlik kartý olan köpekler. Sahipli. Zabýtalar onlara bir þey yapamýyor. Sadece kural ihlali yapan köpeklerin sahiplerine para cezasý kesiyor."

Kasap etleri hazýrlamýþtý. Etleri poþetler içinde Selami'ye verdi. Selami üzereti ödedi. Kasap dükkanýndan çýktý. Etleri köpeklerin önüne çýkardý. Ardýndan kalabalýk insanlarýn arasýna katýlarak caddedeki kaldýrýmda ilerledi.

Ýnsanlar neþeliydi. Devletin çýkardýðý kanunla caddelerde artýk ne araba vardý nede onlarýn sesleri. Ýnsanlar ulaþým için uçan kaykaylar anti yer çekimli uçan taþýtlar kullanýyorlardý.

Ýnsan demokrasiyi yeni keþfetmiþti. O demokraside Devlet insana özeldi. Artýk tüm nsanlar devletin millet vekilleri olmuþtu. Bir meclis vardý. Birde meclis komisyonu. Komisyondakiler bir bir kanunlarý okurlar millet vekillerinin onayýna sunarlardý. Millet vekilleri onayý evlerinde bir cihaz ile meclise bildirirdi.

Selami düþüne düþüne düþüne ilerliyordu. Kendisi millet vekili deðildi. Millet vekili olmasý için çalýþmasý gerekiyordu. Selami çalýþmýyordu ama devletten maaþýný da alýyordu.

Selami bir iþte çalýþsa devletin millet vekilleri gibi çok üstün ayrýcalýklar elde edecekti. O sükun içinde yaþamayý seçmiþti. 'Niye karmaþanýn içinde bacalayayým ki?" Diye düþünüyordu. Millet vekili olmayý hiç aklýndan geçirmiyordu.

Þehrin bilgi bankasý olan binaya geldi. Ýçeriye girdi. Boþ bir kabin bulup oturdu.

Bilgisayardan Fornox galaksisine baðlandý. Piramitten aldýðý koordinatý bilgisayara yükledi. Düzene koydu. Ortaya çýkan yeni koordinatlarý karitola yükledi. Artýk tek bir tuþla geçiti açabilirdi. Yerinden kalktý. Binayý terk etti. Kalabalýk insanlara karýþarak caddedeki kaldýrýmdan evine doðru yol aldý.

Selami evine geldiðinde hemen bilgisayarýnýn baþýna oturdu. Ýnterneti açtý. Haber sitelerine baktý. Ülkesinin uzay araþtýrma merkezine girdi. Yeni geliþmeler klasörünü týkladý. O an müjdeli haber gözüne iliþti. Gezegen taþýnýyor haberi baþlýðýný açtý. Okumaya baþladý. Haber küresel ýsýnmadan dolayý ülkesine dünya devletlerince bir antlaþmayla ayrýlan gezegenden bahsediyordu. Ýsmi Kulukse gezegeniydi. Devleti insanlarýný kýsa zamanda oraya taþýyacaktý. Selami sevinç çýðlýklarý attý. Demek beklenen þey nihayet gerçekleþiyordu.

Selami biraz dinlenmek için mutfaktan aldýðý bir bardak çay ile balkona çýktý. Apartmanýn altýncý katýndaydý. Kuþ bakýþý þehri seyretmenin keyfini çýkarmaya baþladý.

Manzara önündeydi. Az ileride ormanlýk baþlýyordu. Hemen beride yol vardý. Gerisinde konutlar.

Selami oturduðu yerden Naci ve Fikri'nin evlerini gördü. Evleri hemen hemen yan yanaydý. Ayný apartmandaydýlar. Aralarýnda iki daire vardý. Ýkiside artýk Selami'nin arkadaþýydý.

Fikri'nin balkon lambasý yanýktý. Balkonda bir karaltý vardý. O Fikri'ydi. Selami ona telefon açmalý planýný onunla paylaþmalýydý. Yerinden kalktý. Salona geçti. Sehpanýn üzerindeki cihazý alarak Fikri'nin hattýný çevirdi.

Selami "Alo Fikri ben Selami. Buraya gel de konuþalým."

Fikri "Tamam hanýmla geliyorum." Dedi cihazý kapattý.

Fikri de bir android kýz ile yaþýyordu. Yalnýz O'nun android kýzdan doðan bir çocuðu vardý. Az sonra onunla birlikte geldiler.

Ýki andoroid kýz ve çocuk salonda kaldýlar. Selami ve Fikri balkona geçtiler.

Fikri "Anlat bakalým. Neler yapýyorsun?"

Selami önce þehre gidip araþtýrmasýndan bahsetti. Sonra Merindek hattýndan bahsetti. O hattýn ne iþe yaradýðýný açýkladý.

Fikri sordu. "Fornox galaksisinin bilgileri hep saklandý durdu. Sen transfer koordinatlarýný nasýl ele geçirdin?"

Selami "Lazým olur diye çupakabralarýn piramidinden aldým."

Fikri "Ýyi ki aldýn. Senin sayende gideceðimiz yerde Adem olacaðýz."

Selami "Gideceðimiz gezegen 'Soran P2'. Piramitte çupakapralar gezegenine böyle diyorlar. Sonra sordu. Naci de gelir mi ki?"

Fikri "Gelir gelir. O da benim gibi macera delisi."

Selami tekrar konuya döndü. "Karar verelim. Önce büyük seyahat sonra gezegenimiz. Olur mu?

Fikri "Çok iyi olur. Bakarsýn oradan gezegenimize malzeme araklarýz."

Selami "Bu iyi fikir." Dedi

Fikri "Biliyorsun burada bu mümkün deðil. Satýn aldýðýn her þeyi takip edebiliyorlar. Yeni olan þeylerin zaaflarý çok olur. O yüzden büyük yolculuða katýlýp ardýndan büyük bir keþfe çýkmalýyýz."

Selami "Doðru. Keþfimizde boþ alanlarý doldurmalýyýz."

Güldüler. Ardýndan çaylarýný yudumladýlar. Sonra neþe içinde saðdan soldan muhabbet etmeye baþladýlar.

Güneþ kuru bir sýcaklýk getiriyordu. Aðaçlarda ki meyveler bundan etkilenmiþ, çoðunun içindeki sývý buharlaþmýþ, çürümeye yüz tutmuþtu.

Selami þemsiye olmasa dýþarý bile çýkamazdý. Hava da öyle bir sýcaklýk vardý ki bu her þeyi kurutuyordu. Selami kýþýn soðuðunu hissetmiþ gibi birden titredi. Bu vücudunun anlýk sýcaklýk deðiþimi idi. Ardýndan hapþýrdý. Elma aðacýnýn yanýndaydý. Dallarda saðlam kalmýþ birkaç elma arýyordu. Bir tane gördü. Elma aðacýn en tepesindeydi. Oraya çýkamazdý. Kýsa sürede olsa güneþ ýþýðýna maruz kalmak tehlikeli olurdu. Düþündü. Þemsiyesini kullanabilirdi. Þemsiyeyi kapattý. Bir sopa gibi yaptý. Bir iki zýplamadan sonra dalda gördüðü elmayý yere düþürdü. Þemsiyesini tekrar açtý. Yerdeki elmayý eðilip aldý. Ardýndan hýzlý adýmlarla evine girdi. Mutfaða geçti. Gönül her zamanki gibi uðraþacak bir þeyler bulmuþ bu, sefer tahta dolap raflarýna ýslanmasýn diye koyduðu gazetelerin eskilerini kaldýrýp yerlerine yenilerini koyuyordu.

Selami "Bak Gönül bahçedeki aðaçtan yere elma düþürdüm. Kolay oldu. Ama kafama biraz güneþ sýcaklýðý geçti." Diye konuþtu.

Gönül "Dýþarýya çýkýlmayacaðýný sende biliyorsun." Diye karþýlýk verdi.

Selami " Kýþa kadar bu elmalardan tadamam. Devletin seralarý beni tatmin etmiyor. Verdikleri yemeklik sebzeler. Meyveyi çok az veriyorlar." Dedi.

Gönül cevap vermedi. Ýþi ile meþgul olmaya devam etti.

Tuna M. Yaþar