..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Dilerim, tüm yaþamýnýz boyunca yaþarsýnýz. -Swift
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Þenol Durmuþ




6 Þubat 2010
Eþekler Köyü  
Þenol Durmuþ
Köy meclisinde çýt çýkmýyordu. Ýhtiyar heyetindekiler, ihtiyarladýðýna piþman olmuþlardý. Muhtar muhtar olduðuna, hoca hoca olduðuna bin piþman olmuþtu. Düþünüyorlar tartýþýyorlar bir çare bulamýyorlardý. Adanalý Celal acýmasýz biriydi, konuþmak tartýþmak mümkün deðildi. Nasýl ikna edeceklerdi, bu adam fenaydý herkes korkardý. Býrakýn Celal'i Hatice vardý, namlý Kara Hatice. Adanalý Celal'in karýsý Hatice'nin bile iki cinayeti vardý. Altý yýl hapis yatmýþ Adana hapishanesinde karýlar koðuþunun aðalýðýný da yapmýþtý. Bir mahkum kadýný bile þiþlemiþti. Kadýndan çok erkek gibiydi. Haftalýk sakal, býyýk traþý olurdu. Tesbih sallar, tabanca taþýrdý. Haber Adanalý Celal'in kulaðýna gelmeden karýsý þimdiye kadar birkaç kiþiyi vurabilirdi.


:BBCD:


Rivayete göre bahar da yine çiçekler açmýþtý. Nisan yaðmurlarý ýlýk ýlýk yaðýyordu. Güneþ bile arada sýrada kayboluyor birden çoþkuyla parlýyordu. Arýlar výzýldýyor, çekirgeler zýplýyor, kargalar gaklýyor, eþekler anýrýyordu. Tarlalar yeþilliklerini çýkarmýþ ortalýða yaymýþtý. Sebzeler adeta haykýrýyordu:

"Ey insanlar yeter artýk, toplayýn beni, yiyin beni" diyordu.

Gerçek bir cennet ortalýða hakimdi. Bir inek, sýðýr sürüsü kendi alanýnda otlarken, ortalýk güllük gülistanlýktý. Kara yazgý yani kötü kader, bugün kendisini gösterecekti. Bu kader bazý insanlarýn baþýna çorap örmek için çoktan iplerini hazýrlamýþtý. Kaderin aðlarý, oltalarý artýk hazýrdý. Yaþamýn üç temel direði olan doða, insan ve hayvanýn farkýnda olmadan çatýþmasý sonucu meydana gelen olayda bir köy halký cephe savaþý yapacaktý. Bu topraklara ve ovalara kan sýzmaya baþladý. Gökyüzü kýzýla bürünüyordu. Her þey uzaktan geçen bir trenin düdük çalmasýyla baþladý.

Otlayan sýðýr, inek sürüsü bu trenin sesiyle irkilmiþti. Sürüden bir inek trenin geçiþini seyrederken, aðzýndaki otu zorlukla çiðniyordu. Ýnek az ötedeki marul tarlasýný fark etti. Marul tarlasý yemyeþildi. Ýneðin gözleri bu tarlaya odaklanmýþtý artýk. Biraz boðazýna düþkün olan bu ineðin çiðnediði ot gýrtlaðýnda týkandý kaldý. Ýnek hayvansal içgüdüsü ile sürüsünden ayrýlarak marul tarlasýna doðru giderken iþleyeceði suçun henüz farkýnda deðildi. Sürüdeki diðer danalar, inekler, sýðýrlar otlarýný yerken bizim asi inek marul tarlasýna girmiþti bile.

Sürünün sorumlu çobaný ise bir aðacýn dibine yaslanmýþ olduðu halde oturuyordu. Þehirde bir gazete bayisinden elindeki bir porno dergisine bakarak ihtiyacýný giderirken ineðin sürüden ayrýlmasýný fark edememiþti. Marullar nefisti, inek doymak nedir bilmiyordu.

Ama görülmeyen bir yerden hain bir tüfeðin namlusu ineðe doðru hedefine kilitlenmiþti. Tetikteki parmak titriyordu. Ýnek kafasýný eðdiðinde namlu da eðiliyor, kafa kalktýðýnda namlu da kalkýyordu. Hain parmak tetiðe bastý. Silah sesleri peþpeþe vadide yankýlandý.

"Pat. Pat. Çat. Çat."

"Çat-. Çat. Pat. Pat."

Ýneðin son yemeði bir maruldu. Çoban aniden korkuyla irkildi. Tam iþi bitirmek üzereyken çýkan silah sesleri çobaný periþan etti. Acele bir þekilde aletini fermuarýnýn içine sokarken, merakla çevresine baktý. Sürüdeki bütün inek ve sýðýrlar da korkmuþtu. Tabiat kanunu gereði korkak olan bu hayvanlarýn korkularý ikiye katlanmýþtý. Hepsi de ot yemeyi býraktý, iþtahlarý kesilmiþti. Nihayet görmüþtü çoban. Marul tarlasýnda yatan ineðin ölüsünü fark etti. Panik içinde hemen sürüyü saydý. Bir tane eksikti. Koþarak marul tarlasýna indi, inek yerde yatýyordu. Marul'un yarýsý aðzýndaydý ve marul'un etrafýnda kan bir oluk gibi akýyordu. Çoban yere çöktü, haykýrdý:

"Yandým anam yandým, galk nazlý galk hadi"

Ýneðin kafasýný oynattý. Çoban korku ve endiþe içerisinde büzüldü, süzüldü... Sürünün en güzel, en asil, en soylu ineði Nazlý inek'ti. Ýnek neyse de, ineðin sahibi fena, kötü, belalý bir adamdý. Adanalý Celal bu yörenin en tehlikeli adamý sayýlýrdý. Dahasý cinayetten on yýl yatan Adanalý Celal aftan faydalanýp yeni tahliye olmuþtu. Celal üç kiþiyi öldürdüðünde hapishane de ona Helal Adanalý Celal demiþlerdi.

"Ah yandým ah, Celal aða beni vurur, yandým anam ah" diye inledi..

Bu vaziyette köye gitse Celal aða bu çobaný kesinlikle vururdu. Aklýna her köylü gibi jandarma geldi. Jandarma karakoluna doðru koþmaya baþladý çoban...

Haber köye tez ulaþmýþtý. Bütün köyde dedikodular kasýrga gibi büyümeye baþladý.

- Kimi vurmuþlar?
- Yahu Nazlý'yý vurmuþlar.
- Reþo aðanýn kýzý Nazlýyý mý vurmuþlar?
- Yok be kardeþim Adanalý Celal'in ineði Nazlýyý vurmuþlar.
- Deme be!
- Dedim bile be!
- Kim vurmuþ?
- Durmuþlarýn marul tarlasýnda vurmuþlar.
- Niye vurmuþlar?
- Ne bileyim be vurmuþlar iþte."
- Deme be!"
- Dedim bile be!"
- Vah ki vah.."
- Oh ki oh.."
- Kim vurmuþtur acaba?"
- Cabbar vurmuþtur."
- Durmuþun büyük oðlu Cabbar mý?"
- Yok amcasýnýn oðlu Cabbar."
- Tövbe ki böyle soru mu olur?"
- Hayret ki hayret soruya bak."
- Vallahi gan dökülür" "
- Celal hepsine kýyar namussuzum"
- Öyle deme Celal de Durmuþun bacanaðýný iki aðaç yüzünden vurmuþtu ya."
- Demek ki Cabbar'da intikam için Nazlý ineði vurdu.
- Vah ki vah, Oh ki oh..."
- Lan artýk bu köyde durulmaz."
- Ulan nereye gideriz, bize ne kim kimi vurursa vursun."
- Lan doðru söylüyon da, kaza ile arada biz gitmeyelim."
- Ulan oðlum onbeþ gün evden çýkmayýz vurulan vurulur, ölen ölür, sonra jandarma da ortalýðý temizler, sonra biz de dýþarý çýkarýz".
- Aklýný mý devþirdin lan, ne yeriz ne içeriz?"
- Tövbe tövbe, bok ye lan, kurþunu yersen aklýn baþýna gelir."
- Rüstem emmi doðru söyler evden çýkmayalým bir müddet."


Kaymakam beyin misafirleri vardý. Bir kaç arkadaþý ile evde mangal partisi veren kaymakam aniden çalan bu telefon yüzünden kýzdý. Telefonu açan kaymakam sinirliydi.

"Yine ne oldu ya sabýr, ne oldu kumandan bey?"

-Kaymakam bey rahatsýz ettim fakat önemli bir durum var."

-Ya sabýr ya sabýr ya ilaheillallah, anlat fazla uzatma ne oldu?"

-Efendim mýntýkamýzda ki eþekçiler köyünde bir inek vurulmuþ; hem de silahla."

-Beni bir inek için mi rahatsýz ediyorsunuz, sen þaþýrdýn mý baþçavuþ ne diyorsun?"

-Efendim yanlýþ anlaþýlmasýn bu köyde eski bir kan davasý olayý var. Durmuþ denilen þahsýn tarlasýnda vurulan ineðin sahibi Adanalý Celal lakaplý bir þahýs. Bu þahýs geçmiþte uzun bir süre hapis yatýp yeni çýkmýþ. Üstelik Durmuþ'un yakýnlarýndan birisini vurmuþ. Ben bu olayýn intikam amacýyla yapýldýðýný zannediyorum. Sizden izin isteyecektim bir çatýþma olmasýn, takviye kuvvet alayým diye efendim.

-Bak kumandan efendi, inek olayýný araþtýr, inek öldürmekle adam öldürmek arasýndaki farký hala anlayamamýþsýn galiba...Ben veteriner miyim he bana ne milletin ineðinden? Þahit var mý; görgü tanýðý var mý?"

-Yok efendim sadece söylentiler var."

- Bak kumandan inek cinayetinden hiç hüküm giymiþ birini gördün mü veya yakaladýn mý?"

- Þey yok efendim yani kaymakam bey þunu diyecektim ki...Bu adamýn çok belalý üstelik psikopat, manyak bir tip olduðu söyleniyor, bilmenizi isterim sonra þey olmasýn diyecektim."

Telefon ahizesi sertçe kapandý. Komutan karþýsýndaki çobana hiç hissettirmedi, konuþmasýna devam eder gibi "Emredersiniz, tabi tabi haklýsýnýz efendim" diyerek telefonu kapattý. Çobana sertçe çýkýþtý:

"Tamam sen defol git ulan, git biz gerekeni yapacaðýz anlaþýldý mý?"

Adanalý Celal'in karýsý dizlerini dövüyor aðlýyor, haykýrýyordu:

-"Ula Durmuþ ocaðýmýza incir diktin, Allah belaný versin ne istedin Nazlýmdan, ah ki ah duyun komþular duyun Durmuþ alçaðýnýn yaptýðýný, zavallý Nazlýma kýydýlar, Allahýn gazabýna uðrayasýn Durmuþ soyun sopun kurusun hemi, Allahýndan bulasýn emi."

Komþu kadýnlar Celalin karýsýna sarýlýp destek saðlarken kolonya ile bazen de tiner ile Kara Hatice'nin ellerini alnýný ovuyordu. Kadýn bir ayýlýp bir bayýlýyordu. Eþekçiler köyünde matem havasý vardý, herkes huzursuzdu, güneþ kapanmýþtý, yaðmur durmuþtu. Arýlar výzýldamýyordu, köpekler havlamýyordu. Hayat durmuþtu... Bu köye artýk bela bulaþmýþtý. Köyün yaþlýlarý, muhtarý, imamý oturup duruma bir çare bulmak için toplanmýþtý.

Köy meclisinde çýt çýkmýyordu. Ýhtiyar heyetindekiler, ihtiyarladýðýna piþman olmuþlardý. Muhtar muhtar olduðuna, hoca hoca olduðuna bin piþman olmuþtu. Düþünüyorlar tartýþýyorlar bir çare bulamýyorlardý. Adanalý Celal acýmasýz biriydi, konuþmak tartýþmak mümkün deðildi. Nasýl ikna edeceklerdi, bu adam fenaydý herkes korkardý. Býrakýn Celal'i Hatice vardý, namlý Kara Hatice. Adanalý Celal'in karýsý Hatice'nin bile iki cinayeti vardý. Altý yýl hapis yatmýþ Adana hapishanesinde karýlar koðuþunun aðalýðýný da yapmýþtý. Bir mahkum kadýný bile þiþlemiþti. Kadýndan çok erkek gibiydi. Haftalýk sakal, býyýk traþý olurdu. Tesbih sallar, tabanca taþýrdý. Haber Adanalý Celal'in kulaðýna gelmeden karýsý þimdiye kadar birkaç kiþiyi vurabilirdi.

Ýhtiyar heyeti korkuyordu. Nerdeydi devlet, neredeydi hükümet, nerdeydi adalet, neredeydi Ankara?"

Köy odasýnda yüzleri asýk insanlar oturuyordu. Muhtar'ýn tesbih çekmesinden baþka bir ses yoktu. Hoca da sakallarýný habire kayýþýp duruyordu. Bir yatalak ihtiyarý evinden apar topar sedyeyle getirmiþlerdi. Ýhtiyar heyetinin baþ ihtiyarý Koca Musa Dede öksürükleriyle sessizliðe eþlik ederken, herkesi kara bir düþünce sarmýþtý sarmalamýþtý. Ýhtiyar heyeti bazen hapþýrýrken, aksýrýyor, hýrlýyordu. Bazýlarý ise çýkardýklarý balgamý,bir torba da biriktiriyordu. Heyetten yayýlan çürüme kokusu yüzünden, köy odasýnýn havasý çekilmez haldeydi...Heyet adeta mezarlýk kokuyordu.. Herkes birbine göz atýyor fakat kimse ne diyeceðini bilmiyor, biri sözü açsa da konuþsa diye birbirlerini yokluyordu.

Hepsi þaþýrmýþtý. Musa Dede ihtiyarlýðýnýn vermiþ olduðu sorumluluk gereði konuþmasýnýn gerektiðini biliyor fakat konuþamýyordu. Ömrünün son günlerini yaþarken birden bu bela nereden çýkmýþtý? Onu düþünüyordu. Hoca bu olaydan acaba kaç ceset çýkar, bana ne iþ düþer, bu kadar iþ arasýnda al bir de bu iþ Allah hepinizin belasýný versin þerefsiz herifler diye derin düþünceler içerisindeydi. Muhtar ise seçimlerin yaklaþtýðýný ve gelecek seçimin sonucunu düþünüyordu. Zaten geçen seçimi beþ oy farkla zor kazanmýþtý. Üstelik Adanalý Celal'in ailesi ve Durmuþ'un ailesi Muhtar'a oy vermiþti. Þimdi bu olayda oy kaybýna uðrayabilir ve tabii ki azýlý rakibi hain Þemsettin Muhtarlýðý alabilirdi. En az iki iç ölü sonuçta iki üç kiþi hapishaneye girse, bu beþ altý oy da gidebilirdi.

Aþaðý tükürse sakal, yukarý tükürse býyýk misali tükürmenin bir baþka yolunu icat etmeyi düþündü. Sessizliði bozan Muhtar oldu:

-"Dede Musa ne dersin bu iþe?"

Ýrkildi Musa Dede:

" Hangi iþe?

Dedi demesine ama iþ belli olduðu için hemen kývýrmak zorunda kaldý:

-Hee Celal'len Durmuþ'un meseleyi diyon, hemi muhtar? Vallahi ne diyeyim bilmem ki. Sen ne dersin hoca, bu iþe bir hal çaresi var mýdýr? Dinimiz ne der sence? derken topu hocaya attý.

Hoca "tövbe tövbe" çekti içinden. "Kendi dertlerini bana soruyorlar deyyuslar, ben kaymakam mýyým sanki tövbe tövbe"

Hoca sakalýný karýþtýrarak bir süre düþündü. Herkes hocaya merakla bakýyordu, her derde deva olan hoca bu derde nasýl bir çare bulacaktý. Konuþtu hoca :

"Efendiler vakti ile Hz. Ömer efendimiz zamanýnda da böyle olaylar oluyormuþ. Fakat Ömer Efendimiz'in adaleti hemen çaresini bulurmuþ. Lakin günümüzde nerede o eski günler, nerede o adalet. Gavurlarýn kanunlarýyla devlet yönetilirse olacaðý budur. Ben bir kitaba bakayým, uygun olan nedir, þeriat hükümleri nedir, bir usulü bir kaidesi olmasý lazým gelir. Sen ne dersin muhtar?" dedikten sonra sustu. Ýkinci top atýþýný yapmýþtý.

Top tekrar muhtara gelmiþti. Muhtar kin ve nefretle hem Ýhtiyar heyetine, hem hocaya baktý. Ýçinden :
"Ulan hergeleler, þerefsizler sütün yoðurdunu kaymaðýný yersiniz, sýkýþtýnýzmý da muhtar çare bul dersiniz. Namussuz herifler sizi." dedi ama kimse tabii ki duymadý...

Muhtar tesbihini sinirli sinirli çekti ve durdu:

-"Bana kalýrsa aracý olmakta fayda vardýr, iki tarafla da hemen görüþmek lazým gelir. Ben derim ki Musa Dede ile Hoca Efendi Adanalý Celal ve Kara Hatice ile görüþsün. Ben de Durmuþ Aðaylan görüþeyim ne dersiniz?"

Hoca ile Dede Musa hemen paniðe kapýldý. Ýkisi birden yüksek sesle itiraz etti:

"Yok yok Muhtar biz Durmuþla görüþek, sen Kara Hatice'yle görüþsen daha uygun olur"

Muhtar tekrar küfürleri saydýrdý heyetine de hocaya da. Birden hocanýn sesi duyuldu:

-"Sizce kabahat kimdedir, asýl suçlu kimdir. Suçun günahýn vebali kimdedir, inek tarlaya girmiþtir ama ölümü haketmiþ midir, netice itibari inek inektir, Cabbar ineði neden vurmuþtur, ne nedir ne deðildir aðalar?"

Hocanýn peþ peþe sýraladýðý sorulara ihtiyar heyeti öksürerek, hýrlayarak karþýlýk verirken muhtar da koca tesbihinin þak þuk sesiyle karþýlýk verdi ama kimse bir kelime etmedi.

BÝRÝNCÝ BÖLÜM...

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: ...........
Gönderen: Kâmuran Esen / ,
6 Nisan 2011
Sadece, giriþi çok yavan buldum, deyim yerindeyse.Baþtan sonra böylesine güzel olan, final cümlesinin dahi çiçek gibi durduðu bir yazýnýn giriþi, bu kadar basit olmamalýydý.Diyalog cümlelerini çok beðendim.Yöresel aðýzla yazýlmýþ cümleler de çok iyiydi.Tebrik ediyor, devamýný diliyorum.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.

Yazarýn gülmece (mizah) kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Emret Baþkaným
Bekçibaþý Kemal
Acýlar Meyhanesi
Çürük Elma
Minibüs
Hýrsýz Kenan
Hýrsýz
Bana Yardým Edin
Moruk
Emret Kumandaným

Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Kurtarýn Beni
Hýrsýzlar Kralý
Güzel Ýstanbul
Sarýgöl Roman Mahallesi 2
Ýdam Ýsteriz
Pavyon Sokaklarý
Dilenciler Köyü
Gel Abi...
Cafer Kalfanýn Ýsyaný 2
Düttürü Düüüttt

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Kurtlar Sürüsü [Þiir]
Ego - [Þiir]
Çingeneler Zamaný [Þiir]
Açým Ben [Þiir]
Olmalý [Þiir]
Zaman Geçsin [Þiir]
Hani [Þiir]
Konstantin Aðlýyor... [Þiir]
Kuyu [Þiir]
Sen Gidersen [Þiir]


Þenol Durmuþ kimdir?



Etkilendiði Yazarlar:
CERVANTES


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.