Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo |
|
||||||||||
|
"Hop garsoonn, biraz daha buz getir" "Bu akşam da meyhane amma kalabalık be Rüstem abi. Bu krizde galiba dümen, millet nasılda yiyip içiyor..Ortaya bir cacık daha söylüyorum abi, sakın yanlış anlama senin vatan sevgine, milliyetçiliğine harbiden hastayım. Doğru söylüyorsun abi, git yedi cephede savaş memleketi kurtar gel, sonrada bu hale gel olacak şey mi abi..Üstelik de her bir şehrimiz ayrı bir savaş vermiş. Sende Kahramanmaraşlıydın dimi Rüstem abi...Abi sana da vilayetinede helal olsun. Bilirsin abi bende evelallah Çanakkaleliyim. Moralin bozuksa istersen Çanakkale türküsünü söyleyeyim, bak yine gözlerin yaşardı. Hangisi mi?.. Şey hani "Çanakkale içinde ki aynalı çarşı" türküsü var ya o işte. Yinede sen bilirsin canım abim." "Garsoonnn görmüyor musun, şişe bitti bir ufak daha getir" "Köfte nasıl abi, doğru söylüyorsun idare eder.Rüstem abi bugün sana yük olmak istemezdim. Kusura bakma iki aydır maaş alamadık. Durmadan sipariş veriyoruz, ayıp olmuyor dimi.Biliyorum, senin gönlün zengin ama arkadaşlık ayrı konu, geçim ayrı bir mevzu.Haftaya da ben ısmarlarım delikanlı sözü.He unutmadan söyleyeyim, geçenlerde bizim Rıfkı kafası kıyakken birden arkandan konuşsana.Bir baktım dedikodunun Allahını yapıyor.Dayanamadım..Ulan dedim, Rüstem abinin arkasından konuşacak adamı yerim ulan dedim. Lavuk, korksana, hemen alttan aldı.Bir kafada onu yere serecektim.Neredeyse masa devrilecekti..Bağırdım, delikanlı adama dedikodu yapmak yakışır mı dedim.Erkeksen yüzüne konuş ulan dedim.Önemli değil, sen bizim abimizsin." "Buz istedik garson, sağırmısın, birazda bizim masaya bak ulan dallama." "Abi altmış yaşındasın ama hiç göstermiyorsun. Zamanında çok yakışıklı, olduğunu söylerler. Kim mi, söyledi. Benim büyük biraderle aynı liseye gitmişsin, o söyledi. Manitalar peşinde koşarmış ama sen kimsenin yüzüne bakmazmışsın. Bir tek kasap Osmanın kızı Melahatı becerirmişsin, ya görüyorsun neler biliyorum şerefe abi. Eh sendeki bu yakışıklılık bende olsa önüme çıkanı becermezsem namerdim...Kadir İnanır seni görse kıskançlıktan çatlamazsa şerefsizim.Garson tepemizde dikilme, ortaya bir salata daha getir, geniş olsun. Yok be abi, sende sanki kilomu var, fındık göbek abicim, sen bilirsin rakı göbeği işte." "Tamam garson şimdilik yeter, bir şey olursa sesleniriz" "Aklıma gelmişken söyleyeyim. Daum pezevengini iyi ki kovdunuz. Fenerbahçenin önü açıldı .Bu sene kesin şampiyonsunuz. Beşiktaşlı olmama rağmen rüstem abi, Fenere her zaman sempatim olmuştur. Bu sıralar fena halde uyuz oldum Beşiktaşa... Şerefee abim benim. Abi istersen Orhan abiden bir kaç şarkı çaldırayım. Arzun bilir, değerli abim.Benim için farketmez, yeter ki sen mutlu ol yeter. Abi şu yan masada ki keçi suratlı adam sana bakıyor farkında mısın. Aranızda bir sorun varsa söyle yeter o lavuğu iki tokatta yere sererim merak etme sen. Yinede sen bilirsin." "Rüstem abi şu bizim patron varya, harbiden yaramaz adam. Canımı sıkıyor, bu günlerde, ama sabrediyorum. Geçenlerde ona posta koydum. Yanlış anlama abi, sende patronsun, ama çalışanların haftalığını günü gününe veriyorsun. Zaten maaş az, birde geç veriyor. Bu mu adalet,bu mu insanlık kızgınlığım bu yüzden abi, yanlış anlama." "Şükür be nihayet yalnız kaldık. Lavuklar da amma çene varmış. Neyse, şey Rüstem abi, lütfen beni dinle. Abi sana açılmak istiyordum, o lavukların yanında konuşamadım. İnan abi, iki aydır daha yeni gırtlağım sulandı. Bir tanıdık bulmak için dümenden en az, on, onbeş meyhane dolaştım. Bir tanıdık arıyordum. İnan seni burda görünce ağlamamak için kendimi zor tuttum. Perişan haldeyim Rüstem abi. Aylardır kırkayak gibi sürünüyorum.Açım abi aç, hemde çok aç...Eski dostluğumuza sığınarak içimi dökmek istedim. Ağlamıyorum abi inan ağlamamak için direniyorum. Her şey için sağol Allah razı olsun. Karnım doydu, harmanlığım gitti." "Delikanlı abim benim. Senin için canımı vermezsem şerefsizim. Abi şey yanlış anlama, bana dört yüz lira borç verir misin?.. Kızma abi, elektrik kesik, kirayı ödeyemedim. Elini ayağını öpeyim abi, bana bunu yapma...Çoluk çocuk perişan halde.Tamam kızma, kalkıyorum.Bir daha masana gelmem.Bak küfür etme Rüstem abi ayıp ediyorsun ama.Tamam, tamam kalkıyorum. Bana bir daha selam verme, papazlık oluruz ona göre. Alt tarafı biraz borç istedik. Ne insafsız, vicdansız adammışsın sen. Gidiyorum lan ben." "Ulan memleketi sömüre sömüre ne hale getirdiniz..Yazıklar olsun be." "Hop garson bana müsaade. Allah hepinizin belasını versin ulan, ben gidiyorum."
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Şenol Durmuş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |