Öküzün rengini dýþýnda, insanýn rengini içinde ara. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Terlersin, titrersin. Karamsar düþünceler vücut mekanizmaný dahi sarsar, etkiler, düzenli çalýþmasýný engeller. Ýki elini ensen de birleþtirir, düþünür, sorarsýn. Gelecek nerede diye ? Kendinden zaten çoktan vazgeçmiþindir.Tekrar sorarsýn; "ya bu çocuklarýn geleceði ne olacak?.." Kendi güzel çocukluk günlerini, bayramlarý, seyranlarý hatýrlarsýn. Düþünürsün, belki de babanda, annende bir zamanlar senin gibi ayný sýkýntýlarý, hatta daha beter sorunlarý yaþamýþtýr. Belki de tahmin etmek zordur. Sen yataðýnda kirli sakallarýnla, kirli atletinle, pijamanla yatarken, bir elinle aletinle oynarken, diðer odada sesleri duyarsýn. Televizyonda bir lider öfkeyle baðýrýyordur, paþanýn biri racon kesiyordur, haykýrýyordur. Düþünürken kendine sorarsýn. "Ulan bu lavuklar ne diye dana gibi böðürüyor?.." Hani geçmiþte duyduðun sesler gibi. "Asmayalým besleyelim mi?.. Benzin vardý biz mi içtik ulan hergeleler?.. Kýbrýs fatihi Karaoðlan." Farkýna varýrsýn, yine sorarsýn. Baban annen, ayný periþanlýðý hatta daha fazlasýný yaþamýþtýr diye düþünürsün. Bazen düþünceler de karýþýr. Aniden alt katta oturan komþun muhasebeci Hayrinin tombul karýsý düþünceye girer. Birazcýk onu becerme hayali kurarsýn. Aletinle coþarsýn, bir süreliðine. Kýsa sürede olsa, belki de bugün yaþayacaðýn en mutlu anlardýr, bu yasak iliþki. Periþan bir halde yataktan kalkýp tuvalete giderken kahvaltý yapan insanlarý görürsün. Eþin, çocuklarýn sana tuhaf bir þekilde bakýyordur.. Bakýþlardan bir anda ürkersin. Çocuklarýn gözleri, bakýþlarý, bir dönem senin gibi bakan çocuk bakýþlarý deðildir. Gözler sana bir suçlu, bir günahkar gibi kin ve nefretle bakýyordur. Tuvaletten yýkýk bir halde çýktýðýnda bu gözlerle karþýlaþmamak için boynunu bükerek yanlarýndan sessizce geçersin. Tekrar yataða girerek yorganý üstüne çekersin, bir ceset misali. Ölmek istersin. Ýntiharý zaten uzun süredir düþünmüþsündür. Bunu yapacak cesaretini sorgularsýn. Senin çocukluðunda belki bu kadar bolluk yoktu. Üç beþ tek zeytinle, ekmeðe sürülen bir parça yaðla, pekmezle kahvaltý yaptýðýný anýmsarsýn. Ama bu çocuklar öyle mi?.. Doymak bilmeyen aç, obur çocuklar. Deðil televizyon, radyonun olmadýðý günlerdi dersin. Benzin yoktu, þeker yoktu dersin. Yamalý pantolonlar, lastik ayakkabýlar giydiðin günlere þaþýrýrsýn. Öðretmenini hatýrlarsýn, ruh saðlýðýný ne güzelde dayakla düzeltiyordu diye düþünürsün. Ama, ben hiçbir zaman babama böyle hain gözlerle bakmadým dersin. Sesleri yeniden duyarsýn, çocuklar sana haber vermeden, seni hiç takmadan evden çýkýp okula giderler. Artýk uyuman imkansýzdýr. Çok acil dolgun maaþlý bir iþ ya da yeni borç bulman lazým. Lazým çünkü, bu evde artýk yaþam þansý kalmamýþtýr. Çocuklar anneleriyle ortak bir çete kurmuþtur, sana karþý. Evde uzun süredir bir savaþ vardýr. Ya varsýn, ya yoksun. Soygun planlarsýn, kaçmak istersin, bilinmeyen bir vilayete gitmek istersin. Bunlarý devamlý düþünsen de bir türlü yapamazsýn. Çayýný bile içmeden sokaða fýrlarsýn. Bugün acaba suyu mu yoksa elektiriði mi kesecekler?.. Kimden borç alacaksýn?.. Düþünürsün... Bankalara, babana, anana, arkadaþlarýna, yakýn akrabalarýna hemen hepsine borçlu olduðunu düþünürsün. Zavallý ak sakallý doksanlýk dedene bile beþyüz dolar borçlu olduðunu anýmsarsýn. Buna raðmen hala utanmazsýn. Yüz de astar kalmamýþtýr. Sokaða çýktýðýnda yürüyen insanlarý görürsün. Ýþine, okuluna, saða sola giden mutsuz insanlarýn koþturmasýný hayretle izlersin. Yaþam mücadelesi yine sahnededir. Otobüslere, metrolara, minibüslere yýðýlan, hayatýndan býkmýþ insanlar mücadelededir. Araçlar, trafik, korna sesleri semtin ana caddesini inletiyordur. Onlarýn öyle veya böyle gidecek bir yerleri vardýr. Peki ya senin?.. Yürü, doðru o Allahýn belasý kahvehaneye. Semt çarþýsýna adým attýðýnda onlarý görürsün. Tek tük esnaflar dükkanýný açýyordur. Acýmasýz esnaflar günlük kazýklarýný atmak için harekete geçmiþtir. Düþünürsün, daha dün Anadoludan gelen bu hýrpani kýlklý adamlar kýsa bir sürede nasýl oldu da bu kadar zengin oldu diye sorgularsýn. Ýlk kez geldiklerinde yanýnda hüngür hüngür aðlayan bu saf köylüler þimdi sana nefretle bakýyordur. Çünkü bir çoðuna borcun vardýr. Sen bunlardan daha akýllý, daha zeki deðil miydin?.. Sen doðma büyüme bu semtin bu þehrin insanýydýn. Ýsteseydin bu semtin yarýsýný alabilirdin. Bu egoist düþüncelerle semt kahvesine girersin ve senin gibi bir yýðýn insanýn arasýna katýlýrsýn.Ý nsan ahýrýnýn leþ kokusunu yavaþ yavaþ, ciðerlerine çekmeye baþlarsýn. Kimi çay içiyor, kimi kaðýt oynuyor, kimi gülüyordur . Ama senin için kan aðlýyordur. Cebinde bir çay parasý bile yoktur. Sana selam verirler. Çünkü buranýn en eski hatýrý sayýlý adamlarýndan birisin. Dýþ dünyada fazla bir yerin yok ama bu kahvede bir sandalyen var. Buna da þükür et... Mutlaka bir çay önüne gelir. Otur haber bekle,saðdan soldan, akrabalardan, birisi mutlaka müjdeyi getirir. Kahkahayla gülenlere þaþkýnlýkla bakarsýn. Düþünürsün... Yahu bu adamlarýn durumu benden beter, iþsiz güçsüz, yýllardýr çalýþmýyorlar, bu ne rahatlýk dersin. Gerçeði zaten aç çok tahmin edersin. Bu adamlar senin gibi mülayim deðil ki. Acýmasýz pezevenkler. Onlar senin gibi evden efendice çýkmadý ki. Recai mutlaka karýsýnýn bir yerini kýrmýþtýr. Gavur Ali yetmiþ yaþýnda ki babasýnýn emekli maaþýný yine elinden zorla alýmýþtýr. Üstelik yetmezmiþ gibi yine dövmüþtür. Diðerlerini de biliyorsun. Çocuklarýný her gün tekme tokat dövenler, mendil sattýranlar, hatta hýrsýzlýk yaptýranlar bile vardýr. Ya aç karýlarý?..Deli Mahmut'un iki oðlu da hýrsýz deðil mi?.. Bunlarý zaten bilinen gerçekler. Sahte selamlara, gülüþlere, hareketlere, ister istemez bazen sen de katýlýrsýn. Kahvedeki kalabalýðý þöyle bir gözden geçirirsin. Otuz'a yakýn emekli sahtekar, bir o kadar senin gibi iþsiz güçsüz serseri, on'a yakýn eski sabýkalý, suçlu, üç esrarkeþ, beþ altý tane de esnafla bir þehir semtinin küçük versiyonunu görürsün. Bulunduðun semt üstelik bu þehrin elit yerlerinden sayýlýr. Öðleye doðru iþsizler sürüsünün hareketide deðiþir. Hemen herkes birbirini çaktýrmadan izler, süzer. Yoklamalar baþlar. Acaba kimin cebinde ne kadar para vardýr?.. Çünkü sýra artýk içki içmeye gelmiþtir. Felsefe belli. Anasýný satayým bu dünyanýn. Göz, kaþ iþaretleri baþlar. Adam ekme operasyonu baþlamýþtýr. Fark ettirmeden çaktýrmadan birer ikiþer kiþi sýrasýyla kahveden ayrýlýr. Yalvaran gözlerle ayrýlanlara bakarsýn. Ne olur, seni de çaðýrsalar ya. Olacaklarý az çok biliyorsun, tahmin ediyorsun.. Daha sonra bir yerde üçer beþer kiþi bir yerde grup olur. Sonra bu gruplar doðru bir meyhaneye, ya bir arsaya ya da metruk bir binaya yayýlýr. Paralar ortak toplanýr. Parasýz bir iki kiþi mutlaka vardýr. Bu açlar da idare edilir. Ama sevgiden mi?.. Kesinlikle hayýr. Bunlarý çok iyi biliyorsun. Parasýz içmek istiyorsan ya iyi bir yalaka, ya da korkulan bir serseri olman gerek. Ama sen bunlarý bir türlü beceremiyorsun. Sonra içkiler, mezeler, en ucuzundan alýnýr ve içmeye baþlanýr. Hayat baþlamýþtýr iþte. Eski meslekler böbürlenerek anlatýlýr. Geçmiþte kazanýlan paralar, baþarýlar, ele geçen ve sonra kaybedilen mevkilerin istatistikleri yapýlýr. Sonra iltifatlar, övgüler birbirlerini kovalar. Sonra da þimdiki iþsizlik, yaþanan son sahne ve nedenleri sorgulanýr. Niçin neden bu haldeyiz diye. Sistem, devlet suçlanýr. Bizi bu hale onlar getirdi denir. Þimdi sýra küfür faslýna gelmiþtir. Son baþbakandan ilkine kadar hepsi nasibini alýr. Muhalefet partileri, paþalar, zenginler, Antalya da tatil yapanlar, Etiler'de oturanlar, popçular, futbolcular, küfür yer durur. Bazen Cumhuriyet dönemi de yetmez. Osmanlý dönemi paþalarý, padiþahlarý, ulemalarý da nasibini kýsmetini alýr. Ermeniler, Amerikalýlar, Ruslar da unutulmaz.Keþke sende aralarýnda olsaydýn da biraz içip biraz da küfür ederek bugünlük rahatlasaydýn.Ama olmadý iþte... Ýþsiz arkadaþlarýn çeþitli yerlerde içkilerini içerken, küfür ederken sen hala kahvede oturup durursun. Yalnýz kalmýþýndýr. Hiçbir grup seni kabul etmemiþtir. Sen bir masada okey oynayan dört ihtiyar keçinin masasýna yanaþmýþýndýr. Emekli Haydar amcayý dinliyorsundur. Allahýn belasý çenesi düþük bunak herif, durmadan konuþur. Bazen veremli öksürükleri, saçýlan tükürükler suratýný yalar. Sana ýsmarlanan çayý yudum yudum içiyorsundur. Haydar amca sana dedenin ne kadar iyi insan olduðunu anlatýyordur. Çocukluk arkadaþý olduklarýný on bininci kere hatýrlatmýþtýr. Deden Çorum'a asker giderken, Haydar amca Kore'ye harbe gitmiþtir. Menderes iyi insandýr. Çay içmekten bulanan mideni rahatlatmak için dýþarý çýkarsýn.Akþam olmuþtur.. Sabah iþe giden insanlarýn dönüþlerini görürsün. Ayný mutsuz insanlarý yine periþan halde görürsün. Ellerin cebinde þöyle bir saða sola bakarsýn. Bir gün yine bitmiþtir. Ne iþ, ne de borç bulabildin. Yarýn Allah büyüktür dersin. Bugün de kendini kandýrýrsýn...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Þenol Durmuþ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |