• ÝzEdebiyat > Deneme > Yerler |
81
|
|
|
|
Kim bilebilir belki kaybettiðiniz diðer yanýnýzý buluverirsiniz kitaplarýn büyülü dünyasýnda. |
|
82
|
|
|
|
“Bir kentle paylaþýlan aþklar çokluk gizli aþklardýr” diyor Albert Camus, “Cezayir’de Yaz” adlý denemesinde. |
|
83
|
|
|
|
prostak tým ucube beynime.el edindim çiçeklerime,önce duymadý sonra görmedi.anladým insandý.. |
|
84
|
|
|
|
Ege gurbet deðil mi? Yazdým ya Antalya’da geçen zaman için, ‘Gurbet elde bir baþýma...’ diye. Aman ne mesajlar ve ne telefonlar geldi bilemezsiniz. Yorumlar ilginçti. Býkmýþým rehberlikten, ne kadar özlemiþim Istanbul’u vs vs. |
|
85
|
|
|
|
Saat on onbir sularý. Evimdeyim. Eþim, açýlan kapýdan sel sularýnýn getirdiði bir yaprak gibi yanýma süzüldü. Kupkuru ve sopsoluktu. Þaþkýnlýkla kendisine bakarken, gözlerimin içine bakarak babamýn öldüðünü söyledi. Þaka sandým önce. Dudaklarýmdan þaka bu diye hüzünlü bir ifade çýktý. Babamýn hastalýðýný hatýrlatýnca, öldüðüne inandým. Üzerimdeki þoku atlatýr atlatmaz, doðruldum. Dizlerimin birbirine kenetlendiðini hissettim. |
|
86
|
|
|
|
Sürmene’m!… Sürmene’m!… Âh Sürmene’m!...
Gençliðimizin fýrtýnalarýný sende býraktýk. Deli dolu yanlarýmýzý topraðýna gömdük. Sen ki içimize altýn harflerle yazdýðýmýz bir sevdasýn. Baba ocaðýmsýn, ana kucaðýmsýn sen… Yaðmurlarýnda ýslandýðým günlerin hatýrasý suluyor ruhumun goncalarýný. O masum gençlik aþklarýnýn üzeri henüz küllenmiþtir. Daðlara, taþlara ve aðaçlara çizdiðimiz kalpler ancak silinmiþtir. Fakat hiçbiri gönüllerden silinmemiþtir. Seneler geçse de nabýzlarýmýz ‘Sürmene’ diye atar. Sürmene’nin taþý, topraðý þairlerimizin ilham kaynaðý olmaya devam ediyor. Bu þehir dünüyle, bugünüyle ve yarýnýyla içimizde yaþýyor. Sazýmýz sözümüz sýladan izler taþýyor. Türkülerimizin naðmeleri bizi bu topraklara baðlýyor. Yeþille mavinin kucaklaþtýðý Sürmene’m dosta güven, düþmana korku salmaya devam ediyor.
|
|
87
|
|
|
|
Þehirlerin de belli bir kimliði ve karakteri vardýr. Bu kimlik tarihi süreç içerisinde oluþur. Bunun oluþumunda tarihî þahsiyetler, þairler, yazarlar ve bütün sanatçýlar aktif rol oynarlar. Asýrlarýn birikimleriyle oluþan bu kimlik korunmalý ve geleceðe taþýnmalýdýr. Kentlerin bu özgün kimliðini modernleþme adý altýnda heba etmemeliyiz. Þehirlerin tarihî ve tabiî dokusunu muhafaza etmeliyiz. Günümüz insaný modernlik adý altýnda tarihî deðerleri yok ediyor. Eski, tarihî evler yangýn kisvesi altýnda ortadan kaldýrýlarak yerlerine hiçbir geleneksel iz taþýmayan yüksek binalar kuruluyor. Ruhsat verme hakkýný elinde bulunduran yerel yöneticilerin ve devletin ilgili birimlerinin bu talana dur demesi büyük önem arz etmektedir. Yoksa tarihi, kalýnca kitaplarýn iki kapaðý arasýna hapsedeceðiz.
|
|
88
|
|
|
|
Oyuncaklarýmýz.. evimizin en ücra köþesine kaldýrýp unuttuðumuz, ya da belki de çoktan attýðýmýz en kalabalýk, en masum hayal ordularýmýz.. Kaç tane düþümüz var þimdi sýðýndýðýmýz, yalnýzken gözlerimizi kapatýp içinde yüzdüðümüz? Kollarýmýzda uyuttuðumuz, kimselere göstermeden büyüttüðümüz kaç tane hayal dünyamýz var? |
|
89
|
|
|
|
Tayfun TALÝPOÐLU'nun Yol Hikayelerini ben de dinlerdim pekala, ama hiç kendimi
o kompozisyonda hissetmemiþtim açýkcasý, ta ki Afyondan Eskiþehir’e gidene kadar.
|
|
90
|
|
|
|
Ýstanbul'un taþý topraðý altýndýr. Bu doðrudur ancak biz o güzelim Ýstanbul'un kýymetini bilmiyoruz. Takýldýðýmýz , gezdiðimiz yerler hep Taksim, Beþiktaþ, Ortaköy... Buralar da çok güzel yerler ama gerçek Ýstanbul olarak nitelendirdiðimiz yerler deðil. Gerçek Ýstanbul dediðimiz yerler Fatih'tir, Eminönü'dür, Eyüp'tür, Üsküdar'dýr.
Ve Fatih'i Fatih yapan, Süleymaniye'yi Süleymaniye, Eyüp'ü Eyüp yapan yani Suriçi'ni deðerli kýlan camiileridir. Camiilerin ilçelere, bölgelere isimlerini vermesi de ne kadar doðru bir tespit koyduðumuzu göstermektedir. Süleymaniye Camii, Sultanahmet Camii, Fatih Camii, Yeni Camii, Þehzadebaþý Camii gururla savunabileceðimiz nadide eserlerimizdir. ( Bu arada bir inþaat mühendisi adayý olarak, Üstat Mimar Sinan Hoca'ya da bizlere býraktýðý mükemmel eserlerden ötürü þükranlarýmý sunarým. Allah rahmet eylesin.) Ýstanbul'u Ýstanbul yapan göðü delercesine yükselen bu camiilerin minareleridir ve bu minarelerden þahlanarak Boðaz'ý inleten Ezan sesleridir.
|
|
91
|
|
|
|
Hiç tanýmadýðýn bir yerde kendi hücrelerinle öylece baþbaþa kaldýn mý? |
|
92
|
|
|
|
Þimdi yapayalnýz bir iskeleyim. Hiçbir vapurun uðramadýðý bir iskele. Seçiciyim elbette, öyle her önüne gelen vapur yanaþamaz bana. Ben vapurunu kaybetmiþ bir iskeleyim, seferleri iptal edilmiþ bir iskele.
Deniz kýyýsýnda beklediðim sürece, bu deli denizin bu garip iskeleye hangi vapuru yanaþtýracaðý belli olmaz diye, bir ümitle bekliyorum. |
|
93
|
|
|
|
Uzun zaman oldu Ýstinye’ye gitmeyeli...
O gemi, liseli aþýklar
Yalnýz kadýn hala orada mý… |
|
94
|
|
|
|
deðerli ÞEYÝNÝN önünden geçerken kaybolan anýlarýnýn etkisiyle zamanýn yýkýcý gücünün ezikliðini yaþarsýn...
|
|
95
|
|
|
|
Türk turizmi yýllardan beri Ege ve Akdeniz sahillerine mahkûm edilmiþtir.
Varsa yoksa Antalya!...
Tamam,Antalya güzel bir yer…Adeta bir turizm cenneti hüviyetinde…
|
|
96
|
|
|
|
Duydum ki ; ikindi zamanlarý ve geceler çok güzel olurmuþ, Konya Ovasýnda. Gökyüzünün birbirine karýþmasý ve daha sonra da binlerce yýldýzýn kendilerini ispatlarcasýna doðmalarý, doðanýn burada nefes aldýðýnýn bir kanýtýydý. |
|
97
|
|
|
|
Ýki milyon TL verip özgürlüðe kaçtým... Ben bunu iki haftadýr yapýyorum. Ýki milyon TL’ye özgürlüðümü satýn alýyorum. |
|
98
|
|
|
|
Üç güzel kýz yanyana; bunlar ne Salvador Dali'nin üç güzelleri ne de ünlü yazarlarýn üçlemeleri...Herbirinin bakýþlarýnda umudun çaresizliðe karýþtýðýný görüyorsunuz biraz buruk, biraz sitemkar en çok da mum gibi eriyip kaybolarak...
|
|
99
|
|
|
|
Hasretlik sevdalarýný düþmanýn paylamasýna engel olmuþlar. Bir memleket düþünün.
Geleceðe yön veren bi dolu þairi-yazarý-edibi gelmiþler; ayný memleketin havasýndan mýdýr suyundan mýdýr bilmem, büyük büyük insanlar olmuþlar.. |
|
100
|
|
|
|
Adalar , ben , bahar vs... |
|