Her devrim yokolup gidiyor ve peşinden yalnızca yeni bir bürokrasinin artıklarını bırakıyor. -Kafka |
|
||||||||||
|
Devam edelim… Bir kere duzen cok tatli yaratilmis. Sistemler hala degisedursun bir sekilde mezun oluyorsun. Mezun olduktan sonra dostuydu, tanidigiydi saga sola rica ediyorsun ki onlar da basliyor “ya bir cocuk var, pirlanta” diye ki sen bir baltaya sap olabilesin. Baltasin, sapsin ya da pirlantasin her neyse ama yetmez, pazarlaman lazim kendini. Takim calismasini, ozveriyi ve liderligi sadece karakterimde degil, genel olarak burcumda ama en onemlisi damarlarimda yasiyorum diye dokturup curriculum vitae yaziyorsun. Yazdiktan sonra bir sekilde bu bazi firmalarin ilgisini cekiyor, mulakatiydi, Insan Kaynaklari ile karsilikli beyin yaristirmalariydi bilmem ne bir sekilde ucuza kapatiyorlar seni ve diyorsun ki tamam ben artik buralarda takilabilirim. Gunler geciyor, bir seyler basariyorsun, gunler geciyor bikkinlik geliyor, derken derken henuz kimse nasilini bilmiyor ama bir kadin cikiyor karsina… Seviyorsun, seviliyorsun… Bazen cok seviyorsun, bazen nefret ediyorsun, bazen yeter artik be derken evlenip cocuk yaparken buluyorsun kendini. Sanki kendi kendine hayatini idame edebiliyormus gibi, es ve cocugun da sorumlulugunu alman gerekiyor artik. Ne tatli… Seneler geciyor, sen yaslaniyorsun, hanim olgunlasiyor, cocuk serserilesiyor ama sen hala calisiyorsun. Arada aklina geliyor ulan muslumandik sanki biz ama zaman mi yok sanki? Senelerce hemen hemen her gun calisip, isten cikip evinde birani icip demlenirken, hayati ve yasami o modta sorgularken, etrafindakiler baskinin da etkisiyle “Oha alkol gunah, gerizekali” diye seni ezerken ve basi bos bir sekilde ac ac yasarken; yol, konut ve yasam projeleri helalinden tatlica bolunuyor, abiler yollarini buluyor hamd olsun. Hoba… Yakisir… Sen o kalpakli fotosunu gorup duygulanip resmin altina Allah razi olsun be yazarken, “Ataturk te bir peygamber degil tamam mi? “diye garip yorumlar goruyorsun. Kendini aciklamak istiyorsun, istiyorsun ama adamlar cogunlukta. Hangi birine laf yetistireceksin? Isten bunaliyor, yoruluyorsun, insanlardan ve dusuncelerinden sinirleniyorsun, bir an evvel emekli olmak istiyorsun, kacip gitmek istiyorsun kendini ve yaratani bulmak istiyorsun ama dur daha nereye birader? Dur bir dakika… O kadar kolay mi emekli olup devletin sana bakmasi? Simdi diyeceksin ki eh ben vergimi veriyorum, TRT payimi veriyorum, gumruk oduyorum, sunu yapiyorum, askere gidiyorum en azindan ellimde emekli olmayayim mi? Olma tabi. Erken o yas. En az 65… Hatta olursa 70… Bezle ise geleceksin gerekirse bezle… Hayir ne yapalim yani? Sen bir bireysin ve fani bir kulsun diye hayati ve yasami sorgulamana izin mi versinler? Sen sorgularsan, baskalari sorgularsa hadi hukuku, adaletsizligi gectim, projeler ne olacak birader? Ne olacak ha? Neyse haydi icme fazla… Yarin helalinden buyuk anlasmalar var insallah. Sen fazla sorgulama, sukret, onune bak… Valla. Gerisi seni asar. Erken emekli olacakmismis… Hey Allahim… Neyse.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Alp Şahin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |