Sanýrým ciddi ciddi çok naifiz ve esas sýkýntý da bu. Mesela her lafýndan biri Allah olan ve iki cami çýkýþýnda poz verene diyoruz ki bu müslüman… Mesela her lafýndan biri Atatürk olan ve iki özel günde paylaþým yapana diyoruz ki bu Atatürkçü… Mesela her lafýndan biri bilim olan ve iki mantýksal paylaþým yapana diyoruz ki bu bilimci.

Asla aklýmýza bazý deðerleri aðzýna sakýz yapanlarýn baþka planlar peþinde olabileceðini kabullenmiyoruz… Müslüman geçinen dinsiz, Atatürkçü geçinen uþak, bilimci geçinen bencil olamaz diyoruz… Olabilme ihtimalini dahi kabul edemiyoruz.

Bu yüzden hoþgörü dini olan islamda, müslüman olduðunu iddia edenlere ses çýkaramýyor, 3758 senedir Atatürkçü geçinenlerden medet umuyor, bilimci geçinenlerin deneysel sývýlarýndan sonra kalp krizi geçirenlere de ”olabilir” diyebiliyoruz.

En sevdiðim cümleye de geliyorum… O da ”hafif atlatýrsýn”… Bayýlýyorum ya… Hangi yýlan bulduysa muazzam bir pazarlama…

Mesela kalp ritim problemin var, koþa koþa eczaneye gidiyorsun… Birader bana çabuk bi beta bloker çek diyorsun, eczacý da diyor ki çabuk bunu al ama þuraya da imza at diyor, atýyorsun korkudan imzayý, eee tam geçmedi sanki diyorsun, o da sana diyor ki ‘hafif atlatýrsýn’

Atlatamadýn mý? Kalpten ve pýhtýcýktan mý gittin? Senin problemin… Ahanda imzan… Hadi selametle… Evet… Bu kadar kötüler iþte.

Dipnot: Yaz ayýnda… Bak yaz ayýnda… Yine artmaya baþladý… Yine aðzýný burnunu bu sýcakta kapayýp, CO2 soluyarak hastalýktan korunacaðýný düþünen skolastik düþünceler artmaya baþladý… Günümüzde yaþasaydý ne derdi Yunus Emre? Girdim ilim meclisine eyledim kýldým talep, dediler ilimciler artýk her yerde, illa beyin illa beyin…