..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Aşk eski bir masaldır ama her zaman yepyenidir. -Heine
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Yeraltı
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Sevdalanalım
Orhan Bani
Şiir > Garip

Hadi, yine öyle bak seviyor gibi, yeniden yak yüreğimi Kızarsın yüzüm, tutulsun dilim, bir garip olalım, sevdalanalım Vakit çok mu geç, sevemezmiyiz, ağarmış saçlarımın suçu benimmi? Varsın geçsin yıllar, ağarsın saçlarım, yine öyle bak, beraber yanalım Pek bir şey söyleme, seviyorum deme, yıllar çok şey aldı, sözüm yok kendime Ben yine suskunum, ben yine sensiz, bir nedeni yok, seviyorum nedensiz Gönül had bilmiyor, yak ki yanalım, dö

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Öykü > Yeraltı
41 
 İşsiz ve Öfkeli  (Şenol Durmuş)

Senin hareketini başlatan ezan sesleri olur... Daha sonra köpeklerin havlamaları, açlıktan çıldıran martıların korkunç çığlıkları duyulur. Eğer işsizsen, okula giden birkaç çocuğun varsa, ödenmesi gereken borçların, yığınla birikmiş faturaların varsa tam bir kabusun ortasında uyandın demek. Yanında uyuyan eşine korkarak bakarsın. Lanet olası kadın sana sırtını dönmüştür. O zaten senden çoktan nefret etmiştir. Sana bakmaz bile.
42 
 Bizim Mahalle  (Şenol Durmuş)

Bizim mahalle işte kardeş hani aşağı mahalle diye küçümsedikleri o yerlerden birisi. Yani diğerlerinden pek bir farkı yok bilakis fazlası var. Sonuna kadar okursan eğer umarım aklın başından gitmez. Madem sayfama gelmişsin okumak için azıcık sabırlı ol, dikkatli oku sana bir mahallenin resmini çizeceğim. Aynen Abidin abimiz gibi. Anlatacaklarım mahalle dedikodusu değildir. İyisiyle, kötüsüyle, sevabıyla elimden geldiği kadar mevzuyu izah etmeye çalışacağım. Geyik muhabbeti arıyorsan şimdiden başka bir sayfaya geç uyandırayım seni.
43 
 Yalnızlığa Doymuş Çocukluk  (pınar)

çocukluktan kalan yaşanmışlıkların, kişilerin üstünde yaptığı baskıların neticesi, toplumun öngördüğü yaşam şeklinin dışına çıkıldığında, herkes istemediği bir son hazırlamaya mahkum.
44 
 Yamaçlardan Yükselir Mutluluğun Serinliği  (Efe Erdem)

Ama hayat hala birşeyler getiriyor arasıra da olsa. Bazı küçük zaferler.
45 
 Yazınsal Ayinler ve Bir Yalnızlık İçin Ön Görüşme.  (Gülbahar Karakoç)

tanımlıdır
46 
 München  (kemal pismisoglu)

Arabayı ne kadar hızlı sürersen varacağın yere o kadar hızlı varırsın, ama çevreyi de o kadar az görürsün. Şuan dünya hızla hareket etmekte olan bir araba gibi hatta hızlı tren. Doğumdan ölüme doğru hızla gidiyoruz ama eminim öldüğümüzde dünyadaki bir çok şeyi görmeden, yaşamadan, tatmadan geçmiş olacağız. İşte bu yüzden sen eski devirlerde yaşamak istiyorsun. Dünyanın fayton hızında hareket ettiği devirlerde. Bu uçak hızı mideni bulandırıyor. Dünya seni tutuyor.
47 
 Prof. Abuzzittin  (Kudret Tozlu)

Beni tamburanın tınısı, sazın kişnemesi ve ney in nefesi vurdu dostlar.!
48 
 Travmatik Aşklara...  (jade)

Bir şehir ne kadar yok edilebilirse yok edilmiştik o kadar
49 
 Soru (N)  (sirin aydin)

soru(n)lara bogulmustu adam, cevabini bulamadigi soru(n)lari anlatirken bir yandan cevapsizliga kiziyor diger yandan soru(n)larina soru(n)larla yaklasan psikiyatristine ofke duyuyordu.
50 
 Raslantısal Hizafiyet.  (onur orkun kara)

İçimde bir yerde karartmak istediğim bir fotoğraf var. Tanımadığım bir yüz, tanımadığım bir göz, tanımadığım bir dudak, tanımadığım izler…
51 
 Rıfkı Ağladığında  (Şenol Durmuş)

Sadece o gün değil diğer günlerde sayısız geceler içtiler. Rıfkı’nın gecekondusunda hemen her gece sesler yükseliyordu. Kahkahalar, küfürler, şarkılar, türküler söylendi. İsyankar naralar atıldı. Mahalle ahalisi bu evden ve bu seslerden ürkmüştü. Kirli sakallı, hırpani kılıklı bir grup adam her Allahın günü bu evden sabah çıkarken akşam karanlığında eve dönüyordu. Ellerinde ki poşetler doluydu. Poşetler de içki şişeler, ekmekler, sebzeler, kemikler vardı. Mahalle halkı şunu iyi biliyordu ki bu adamlar şarapçıydı ve üstelik yardıma muhtaç yeşil kartlıydı. Ama bunlara rağmen bu adamlar gururluydu. Hemen her ay sonu kaymakamlık binasının önünde askeri bir tören bölüğü gibi yapılacak bir yardımı beklemelerine rağmen onurlarından, gururlarından taviz vermezlerdi. Onlara göre ortada bir suçlu varsa o da kaderdi.
52 
 "Eleman Aranıyor!"  (pleaseHenry)

Otobüs seslerinden beynim uyuşmuş bir halde Mecidiyeköy’ün ruhsuz, anlamsız ve hepsi birbirine benzeyen sokaklarında ilandaki adresi aramaya koyuldum. Sıcaktı. Sırtımdan ter boşalıyordu ve aradığım adresi bulmam yaklaşık bir saatimi almıştı.
53 
 Yüzüm Yarım.  (onur orkun kara)

Karalamışsan bir şeyi silsen de, karalanmamış edemezsin
54 
 Pardon! Biraz Öteki Tarafa Gider Misiniz?  (ömer kırat)

İnsanın anlam arayışının, anlamsızlığını anlatan bir anlatı...
55 
 Açım Ben  (Şenol Durmuş)

İkisininde gözleri çok çok fenaydı...Bakışlar vicdanları deliyordu.Haklılar da.Aylardır bedavadan içmek, karın doyurmak güzeldi de nereden geliyordu bu değirmenin suyu hiç sordun mu?..
56 
 Garip Bir Buluşma  (Burak 'Finrod' Mollamehmetoğlu)

Kimse farkında mı? Hayır... Farkında olmalılar mı? Tabii ki hayır. Az sonra olacakların kimse farkında olacak mı peki? İşte bu belirsiz...
57 
 Rıfkı  (Şenol Durmuş)

Rıfkı çok zeki bir çocuktu. Küçük dünyasında bile çevresinde dönen o koca dünyayı merakla izlerdi. Yumurtayı çok severdi. Bir gün komşusunun kümesine izinsiz girdi. Yumurtaların hepsini çalıp diğer çocuklarla beraber yedi. Bu daha sonra onda bir alışkanlık yapacaktı. Mahallesindeki diğer kümeslere de girdi. Kısa bir sürede adı yumurta hırsızına çıkmıştı.
58 
 Mahalle ve Üç Kişi  (Şenol Durmuş)

Üç kişi başlamıştık.Sayı bazen yedi sekiz oluyordu.Evin dışında da bahçe de otuza yakın kişi içiyormuş.Genç, yaşlı mahalle ahalisi işte.
59 
 Yaşasın Ot  (TAŞKIN EROĞLU)

Veeee Tanrı geldi. İlk kez geliyordu. İlahi bir şaşkınlık, korku, yaşandı. Altına sıçanlar oldu, böyle büyük bir hayret karşısında alta sıçmak normal karşılandı. Burada ne işi vardı? Bu ortama gelmesi demek ben bu yapılanı tanıyorum demekti. Gelmesi korkunç ve sessizdi. Gelişi iliklere işlendi. İyi bir dindar yokken geldi, sessiz. Onca işin arasından geldi, öfkeli. İşimiz düşence camiye gider, yılda bir oruç tutardık, fakat hiçbirimiz Tanrı’nın geleceğini hak edecek kadar iyi kullar değildik. Peygambere bile kendini göstermediğini düşünecek olursak… Bu ya iyi bir şans ya da felaket…
60 
 Şehrin Patikalarına  (Serhat Merdivenci)

labirent ; Bir yönsüzlüğe doğru ilerleyen ve gözlerinde irileşen dehliz geçitlerinin karanlıklarını gizlemeye çalışan üzgün insanların...

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Adam ve Kadın
Serhat Kaya
Öykü > Yeraltı
Buluşma
vicdan sönmez
Öykü > Yeraltı
Tanrının Dönemeci
selim çok
Öykü > Yeraltı
Korsan Çıkmazı
selim çok
Öykü > Yeraltı
Yıkılış
selim çok
Öykü > Yeraltı
Düş Köprüsü
Fatma Şahin
Öykü > Yeraltı
Eli Kanlı Toplum
cem yılmaz
Öykü > Yeraltı

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.