• ÝzEdebiyat > Öykü > Kent |
61
|
|
62
|
|
|
|
Bugün geçtiðiniz sokaklarý düþünün, hepsini birer birer... Sizin geçtiðiniz, geçtiðinizin farkýnda bile olmadýðýnýz kimi zaman, tüm sokaklarda yürüyen tüm insanlarla bir baðýnýz var aslýnda... O sokakta, size çarpan kiþiyi düþündünüz mü hiç, yüzüne baktýnýzmý? Belki o sizin iþ arkadaþýnýz olacak birgün, belki sevgiliniz, belki katiliniz, belki de kurbanýnýz... |
|
63
|
|
|
|
Yoksulluk, yokluðun en acý hali belki de ve yokluðu en derin olarak yaþayan yoksullarý çoðumuz fark etmiyoruz bile. Peki, acýnasý halde olanlar onlar mý sizce? |
|
64
|
|
|
|
4 kuþak sonrasýnýn bile sahiplendiði bir dað köyü. Turkcell reklamýndaki, yamaçtan görünen minare, karla kaplý yamaç. Orda bir köy var uzakta þarkýsý. Ýþte benim köyüm... |
|
65
|
|
|
|
Herta Müller'den bir tatil öyküsü. |
|
66
|
|
|
|
Gece evden çýktým. Fahiþelerin ve travestilerin bolca gezindikleri mahalleye gittim. Kimi aradýðýmý bilmeden ara sokaklarda gezindim. Birkaç pazarlýðý yakýndan izledim. Topuklu ayakkabýlarýný arabaya sýðdýrmak için dizlerini nasýl karýnlarýna çektiklerini ve orospuluða otururken ana rahmindeki anlarýna kozmetik dönüþlerini izledim.
|
|
67
|
|
|
|
Sonunda evden çýkmaya karar verdim.Ama bu kararý uygulamak için de birkaç günün daha geçmesi gerekiyordu.... Güya ilaçlarý günü gününe kullanmam gerekiyormuþ. Bir gün bile aksaklýk büyük zarar verirmiþ. Tedavi sürecini alt üst edermiþ. Ama buna raðmen arada bir de ufak birkaç þiþe devirmeyi baþardým. Bazý büyüklerim de tedaviye destek için namaz kýlmam için telkinlerde bulundu. Doktor sorunu düzgün bir türkçeyle izah ediyordu. Hayal dünyasýnda yaþýyormuþum güya. Ve üstelik çevreye, tabiata, insanlara hatta hayvanlara da þüpheyle bakýyormuþum.
|
|
68
|
|
|
|
“Hindistan’nýn Yeni Delhi þehrinde 16.12.2012 yýlýnda bir otobüste, çete tarafýndan tecavüze uðrayan genç kadýn ve tüm tecavüze uðrayan kadýnlarýn anýsýna…..” |
|
69
|
|
70
|
|
|
|
Bu soðuk nereden çýktý bilmem ki? Bu akþamüstleri bir tuhaftýr buralarda. Aðaç dallarý sizinle konuþur... |
|
71
|
|
|
|
Bir sabah Ekrem kalktý karýsý yanýnda yatýyordu “herhalde erken uyandým” dedi yine gözlerini kapadý |
|
72
|
|
|
|
Roza haklýydý dönmeliydim! Benim etrafýnda döndüðüm merkez Ýstanbul ve Roza’ysa ayaklarýmý yerden kesen bu durum iki korkulu rüyaya da koþmak demekti. Ýstanbul ve aþk! Bu iki sözcük kelimelerin sihriydi, Aþk kelimesi Ýstanbul kelimesinin yanýna ne çok yakýþmýþtý. Ýkisine de aþýktým. |
|
73
|
|
|
|
Sustu. Gözlerini önce kaçýrdý sonra dýþarý baktý. Ara ara omuzlarý sarsýlýyordu. Aðlýyor olmasýný umursamadým; benim söylediðim sözlerle bir ilgisi olamazdý. Ona göre Muazzez hayal ürünüydü. Birilerinin aðlamalarý kolay kolay umurumda olmuyor. Fakat ne zaman ki o gözyaþlarýna sebep olduðumu farketsem, iþte o an kendimi çýldýrasýya çaresiz hissediyorum. Sanki birisi ellerimi ve ayaklarýmý kýpýrdamayacak þekilde sabitlemiþ gibi nefessiz kalýyorum. Neden aðladýðýný sorup sormamayý düþündüm ama içimden bir ses sormamamý, çünkü altýndan benimle ilgili bir þeyin çýkacaðýný söyledi. Sormadým. Yüzünü görmeyeceðim þekilde dönerek odadan çýktý.
|
|
74
|
|
|
|
Hadi hep birlikte unutulmamak için, mutlu olmak için bu þehre ve bu yurdun insanlarýna layýk olmak için bu þehre hizmet etmeye var mýsýnýz? Bu nu bir özür olarak da borçlu deðimlisiniz? Þarkýlarýn dediði gibi ‘Ah Ýstanbul! Ýstanbul olalý görmedi böyle bir keder’ sözleri bizi kýþkýrtsýn! |
|
75
|
|
|
|
Elini sokup yeleðinin cebinden bir avuç çakýl taþý çýkardý “sana bunlarý vereceðim , ama … eðer Ýstanbul beni sorarsa onu görmedim dersin”
Taþlarý avucuma býraktý, çantasýný sýrtlanýp ,ýþýldaðýný söndürdü …
|
|
76
|
|
|
|
Anthony Hopkins, Legends Of The Fall adlý filmin bir sahnesinde tek gözünü kýsarak sigarasýný yakar, söndürmek için dirseðinden kolunu kýrarak kibriti sallar ve atar. Oldukça karizmatik gelmiþtir bu hareket bana. Hatta birkaç paketliðine hareketi çalýþmýþlýðým da vardýr. Vasati kýrk hareket.
|
|
77
|
|
|
|
Þu yol denilen kaderin benimle bir oyunu belki de, umutsuzluðun doðurduðu yüreklilik.Sanki aðlayan çocuk,sanki gülen bir göz…Þu bir vakitsiz süre bir saat vuruþu ile bir sonraki saat vuruþu arasýndaki süreden de kýsa aslýnda.Rüzgar renkler ,ufuk bir baþka kantin tarafýndan bakýnca…Sisli görünüyor Ankara…Ne de kirli þehir.Yakýþýyor ismine “An-“Kara” yani yaþadýklarýn kader der gibi…
|
|
78
|
|
|
|
Biraz mizahi lisan katmaya çalýþtýðým, evvelinde Çanakkale'de yaþanan gerçek bir gemi kazasýný temel alarak yazdýðým öyküm... |
|
79
|
|
|
|
Ben on beþ yýldýr Ankara'da taksicilik yapmaktayým. Genelde geceleri çalýþýrým. Doðrusu iþimi de çok seviyorum. Ýþim sayesinde bir çok heyecan verici veya tatlý maceralar yaþadým... |
|
80
|
|
|
|
Mahir daha önce de ziyaret ettiði her halinden belli olan bir kadýna selam verdi.”Emanetleri teslim edeyim geleceðim” dedi. Kadýn Mahir’i tanýmamýþtý. Kime baktýðý bile belli olmuyordu. “Haydi koçum sýrana” dedi. |
|