..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - 1. Bölüm
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Azmi, Bir Kadın, Bir Çocuk, Bir Bebek
İsa Kantarcı
Öykü > Aşk ve Romantizm

AZM, BİR KADIN, BİR ÇOCUK, BİR BEBEK 41 yaşındaki Azmi, hayvan tüccarıydı mutlu hayatında, sığır üretip satardı, bu işlerin içinde büyümüştü, babasının işi buydu, kurbanlık için da et ve et ürünleri üreten şirketler için. Köyde bir çiftliği vardı, tarlaları vardı. Ondan sığır satın almak için gelen bir baba ve iki oğlu vardı, kamyonla, dört sığır satın almışlardı, asmanın altında çay kahve içmişlerdi, Azmi müşterisi şişman adamı ve iki gen

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Roman > 1. Bölüm
141 
 Ahıska"nın Hasret Gülleri  (Ahmet Ünal ÇAM)

-Hasan! Cemile seslenince Hasan’ı fark eden Nilüfer, telaş içinde kalmıştı. Ürkek bir güvercin gibi ne yapacağını, nereye saklanacağını bilemedi. Oysa Hasan da aynı durumdaydı; -Eee..efendim.
142 
 Çapulcu Manyak - 2  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Perdeyi kapattım, duvarları sayıyorum: İlki üç, sonraki beş, tekrar üç, sonraki dört... Masamın üzerindeki kalem kutusunu karıştırıyorum, keçe uçlu bir kalem arıyorum.
143 
 Göçe Göçe - İnekleri Güderken - 45  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

İnekler arabanın sesini duyunca mı yolun kenarına kaçtılar, yoksa bir şeyler yemek için mi, bilmiyorum. Ama o sırada ikisi de yolda değildi. Arabanın içinde oturan feracesi sırtında bir kadın vardı. Bu kadın, araba sağa sola savrularak giderken aşağıya düşmemek için arabanın kenarlarındaki kanatlarından birine sıkı sıkıya tutunmuştu.
144 
 Köpeğin Adı Badi - 41  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Ne olduğumu ben nasıl bileceğim? Psikolog filan da değilim. Sahi, acaba köpek psikologu var mı? Varsa ona bir görüneyim. Yoksa da olmalı. Ruhsal sorunlar sadece insanlara özgü değil ki, biz de hissediyoruz, biz de düşünüyoruz, biz de seviyoruz, biz de nefret ediyoruz; bizim de iyimiz kötümüz var, uysalımız var hırçınımız var, masumumuz var katilimiz var...
145 
 Dönemeyen Bir Dönme Dolap - 8  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Tabii ufacık bir bebek bu anları nasıl hatırlasın? Annen seni ve kendini soğuktan korumak için yorgana sarmış. Kasabaya doktora gidiyorsunuz
146 
 Demokratik Deliler Devleti - 35  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Kahvaltı bitince bir görevli geldi boşları aldı. Aynı görevli az sonra elindeki tepsiyle kahve ve su getirdi. İmparator bir sigara yaktı. Suyu içti. Sonra bir yudum kahvesinden alıp bir nefes de sigarasından çekti. İmparator'un bu durumunu ben açıklayamıyordum. Dışarıda kıyamet koparken adamın kılı bile kıpırdamıyor... Yoksa bu adam sinirlerini mi aldırmıştı da, tepki vermiyor, bu olaylardan etkilenmiyordu? Silah ve bomba sesleri, camın kırılması adamda en ufak bir heyecan belirtisi ortaya çıkarmamıştı. Ruhsuz, duygusuz, sinirsiz bir adam olabilir miydi?
147 
 Henüz Bir İsmi Yok - 4  (gülçin dağhan)

uzun bir ara ama seriye devam
148 
 Köpeğin Adı Badi - 74  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Dinozor Badi, önce canını acıtanlardan hesap soracak! İlk gittiği yer Doktor'un evi. Bir kafa darbesiyle bahçe duvarını yıkıyor, evi zangır zangır sallıyor. Sallamanın şiddetine dayanamayan ev yıkılıyor
149 
 Göçe Göçe - Balkanlardan Bir Aşk Hikayesi - 14  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Bu iki yaşlı insanın, aynı gün ölmelerinden daha enterasan olan, onların yaşadıkları gerçek aşk hikâyesiydi. O kadar aşk hikâyesi duydum, dinledim, okudum ama böylesine hiç rastlamadım. Hatta bazen düşününce abartılı bulduğum da olurdu bu hikâyeyi.
150 
 Çapulcu Manyak - 1  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Az önce uyumak için ışığı kapatıp yatağa uzandım. Sağa döndüm, sola döndüm... Uyumak ne mümkün! Debelenip durdum, başka ne yapabilirdim ki! Mışıl mışıl uyumaya hasretim. Gözlerimi kapar kapamaz içim geçse, derin bir uykuya dalsam... Uyusam, uyusam... Hatta hiç uyanmasam! Bu da kabulüm.
151 
 Çikolata - 7  (Ezgi Yavuz)

Gözleri doluyor. Ayağa kalkıyorum ve yüzünü ellerimin arasına alıyorum.
152 
 Göçe Göçe - Balkanlarda Rus Tehlikesi - 16  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Öğlen oldu, biz bir dağın etrafını dolanıyoruz. Burası kayalık bir yer. Etrafta irili ufaklı taşlar var. Ağaç tek tük... Oysa ileriki tepenin ağaçla dolu olduğu görülüyor. Aniden durmamız için işaretler verilmeye başlandı. Durduk. Öncüler, birkaç kilometre ötede büyük bir Rus askeri birliği tespit etmişler.
153 
 Göçe Göçe - 2  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Biz Karamanoğulları ölümden korkmayız. Savaşçı bir milletiz. Çünkü biz Çiçi Yabgu'nun, Tannrıkut Mete'nin, Atila'nın, Kür Şad'ın, Kül Tegin'in, Çağrı Beğ'in, Oruç Reis'in askerleriyiz, torunlarıyız. Başka bir milletin egemenliği altında yaşayamayız. Böyle bir hayat, bizim ağrımıza gider.
154 
 Köpeğin Adı Badi - 33  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Bir ara geri dönmeyi düşündüm, ortalığı dikkatlice kokladım; burnuma yanık ve inek dışkısı kokusu gelince vazgeçtim. Nitekim az sonra birkaç evlik bir orman köyüne ulaştım. Belki on tane ya da biraz daha fazla ev vardı.
155 
 Bu İşte!  (Faik Murat Müftüler)

Çöpe dökülen küller, yağmurla inen duman... Çamurlu akaçların birleştiği köşelerde kavuşsalar da ıslak ve soğuk bir bulamaç olmaktan öte gidemezler. Çamın esrarı akşamda kalır... Ayrılık bu işte.
156 
 Günlük - 10  (Arzu Menteşeoğlu)

Yaşamın sanat haline getirilmesi. Kendimi bir enstrüman olarak değerlendirirsem, istediğim; onunla yapabileceğim herşeyi son noktasına kadar yapabilmek.
157 
 Ahıska'nın Hasret Gülleri - 2  (Ahmet Ünal ÇAM)

-İsmi neydi? Nilüfer şaşırdı; “-Kimin?” -Teyzenin oğlunun. -Güldürme beni, ismini bile bilmiyor musun?
158 
 Göçe Göçe - Dedem Karabekir Paşa'nın Askeri - 35  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Köyden Ermenileri püskürttük, ama korktuğumuz başımıza gelmişti. Çünkü bırak insanı, köyde canlı hayvan bile kalmamıştı.Yanmış insan kokusu, bütün köyü kaplamıştı. İnsanları samanlıklara, camiiye toplayıp ateşe vermişlerdi. Köyün her tarafından gökyüzüne kara dumanlar yükseliyordu. Parça parça edilmiş, ufacık kızan cesetleriyle doluydu köy sokakları. Sağ kalan birkaç kişiyi de biz saldırdıktan sonra kaçarken öldürmüşlerdi.
159 
 Göçe Göçe - Göçmenler Kızılpınar'da da Adetlerini Sürdürüyorlar - 34  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Sedankada bir evde toplanılır, kadın kadına sohbet edilir, eğlenilirmiş. Kadınlar yanlarında getirdikleri el işlerini yaparlar, birbirlerinden iş örneği alıp verirlermiş. Sedanka, gecenin geç saatine kadar devam ediyormuş.O nedenle, yazın değil de daha çok kışın yapılırmış. Çünkü yaz mevsiminde gündüz tarlada, harmanda yapılacak iş çoktur.
160 
 Köpeğin Adı Badi - 68  (Ömer Faruk Hüsmüllü)

Heyecan içindeydim, ya yakalanırsam, diye. İşte yakalandım bile! Karşımda genç bir doktor, dikkatlice beni inceliyor. Temiz yüzlü, sırtında doktor önlüğü olmasa bir üniversite öğrencisi izlenimi veren bu genç adam, gülerek:

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17  Sonraki Sayfa




son eklenenler
Kalbimde Bir Sancı
Onur Altan
Roman > 1. Bölüm
Yankı
Ahmet Odabaş
Roman > 1. Bölüm

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.