..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ağlamak da bir zevktir. -Ovidius
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
İzEdebiyat - Unutulamayan Dönemler
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri

Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  

Dünya İyilik Günü
Aysel AKSÜMER
İnceleme > Dünya

Merhametin yürek dolusu doldurulduğu büyük bir istasyon olsaydı keşke. Yetkili ruh, usulca yanaşan yüreğe "Az sağa yanaş! Sana merhametin hasını doldurayım. Üstelik birinci kalite! Ömrün boyunca yol alırsın. Kimseyi de yarı yolda bırakmazsın! Hayat yolculuğun iyiliğe ve güzelliğe doğru su gibi akar! Gözün arkada kalmaz" diyebilseydi. Merhametsizliğin yuva yaptığı ruhlara belediye ekiplerince umumi bir temizlik yapılsaydı! Baca bakımı gibi m

[DEVAMI]

 

 


 

 




Arama Motoru


• İzEdebiyat > Deneme > Unutulamayan Dönemler
181 
 Doğmamış Güneşlerin Yasındayım  (Sevtap Özkahraman)

O üç ana için takvimler 6 Mayıs 1972’nin üzerinde dondu… O sabahta Ankara’ ya güneş doğdu… Ama o sabah 3 ananın yüreğindeki güneş bir daha doğmamak üzere battı… Deniz Hüseyin Yusuf yoktu artık…
182 
 Yıldızlar  (Ayşe Kaya)

Nasıl kıskanmayalım o hurma kütüğünü Ey Rasul! Nasıl kıskanmayalım sırtını okşadığın kediyi, süt kardeşin Şeyma’yı, sana hizmet eden Enes’i, dostun Ebu Bekir’i, can yoldaşın Hatice’yi ve diğerlerini… “ Ashabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete kavuşursunuz.” Diye buyurdu Allah Rasulü. Sizler öyle güzel yarenlerdiniz ki; Allah da Rasulüde çok sevdi sizleri, sizleri sevmek bize de miras kaldı, her birimiz birinizle özdeşleştirdi kendini. Kimimiz Ayşe olmak istedik, kimimiz Fatıma, kimide Selman ve Bilal ve gururla taşıdık adlarınızı.
183 
 Senden Habersiz Şehrini Soluyordum. Toprak Acıydı… Sen Acıyordun…  (Nurten Turhan Yüksel)

Ölümcül bir bitkinin bedenimizde sarmallanan dalları ve yaprakları arasında yolunu bulamamış iki çocuktuk. Pamuk şekerimiz elimizden alınmıştı. Sen bilyelerini bıraktığın yerde unutmuştun… Ben kırılan oyuncaklarıma ağlıyor hayatımın ilk cenaze törenini yapıyordum.
184 
 Yıkıldı...  (Hürrem Görgün Baydemir)

Bir şey hissedememenin acısı yaşıyorum, çünkü biliyorum ki, sonradan ezici ağırlığını bırakacak omuzlarıma.
185 
 Tanıktı…dili Yoktu Çınarın…  (Nurten Turhan Yüksel)

Yalnız sanılırdı köklenip, büyüdüğü toprağında. Heybetinde ne çok öykü biriktirdi… Hep dinledi… Dinlemekten bıkmadı. Bu yüzden hiç yalnız olmadı bu çınar. Dallarında yuvalanmış ve çeşidini sayamadığım kuşların cıvıltılarını barındırır içinde bir de kesik yeşil hışırtısını.
186 
 Yalan Dünya  (fırat)

Oturduğumuz ev. Demir Apartmanı'nın altıncı ve en üst katıydı. Pencereden sepet sallıyor, "Bakkal Dimitri!" diye bağırıyor, sonra da apartmanın tam karşısındaki binanın altındaki bakkalından Dimitri çıkınca da herkese duyura duyura siparişimizi veriyordu
187 
 İdam Edilen Dört Gencin Ruhuna Ağıt  (kemal düz)

serdar, mustafa, ali ve ahmet’ di adları. belki de birbirlerini hiç tanımıyorlardı. 1980 - 83 sürecinde adana 1 numaralı sıkıyönetim mahkemesinin kararıyla idam edilen bu dört genç insandan üçü sol, biri sağ görüşlü mahkumun infaz öyküsü, tarihin bilinmeyen kuytu köşelerinden çıkarılıp gün yüzüne çıkarıldı...
188 
 Qarabaği Unutma!  (Həbib Müntəzir)

Qarabaği unutma!!!
189 
 Zor Yıllar -20-  (Tayyibe Atay)

Dağları aşacak amacım yok!Bir sevdam vardı,o da unuttu gitti beni.Dağ da yok bu yüzden!..Yol derseniz ecel terim...
190 
 Zor Yıllar -24-  (Tayyibe Atay)

Okuduğum roman hep SEDALİNKA oldu .. Hala BOSNA’ dan gelmedi haber!
191 
 Alabacak İlerleyen Anların Özgeçmişi Yazılıyordu Belleklere Fütursuzca.  (Nurten Turhan Yüksel)

Sen gitmiştin… Zaman, tırnaklarınla kazdığın tünellerinde ilerliyordu kaçmak adına bu oyundan. Karanlıktı yüzün… Ne gölgen vardı ne de gökyüzün… Bedenin soluksuz bir tünele uzamalardaydı. Tünel sana yetişemiyordu. Hüzünden prangalar bileklerini acıtıyordu. Son sigaranı nefeslemenin keyfini çakmağının deposuna doldurmuştun bitimi belirsiz bir oyun öncesi. Ki karanlığa düştüğünde bilecektin çakmaktaşının çoktan bittiğini… Oyun sonunda.
192 
 Mahkum  (Tuğushan Özdener)

Kekeme kalemim yetmiyor içimdeki çocuğun cebindeki misketlerinin bir dut ağacı gibi yağmalanmasını anlatmaya. Buraya geleli ne kadar oldu bilmiyorum; artık gökyüzüne ne zaman baksam yaz yağmurları düşüyor gözlerime
193 
 Biz Seninle Körebe Oynardık Hep...  (Nurten Turhan Yüksel)

Ben ipeksi bir karanlıkta tenine ulaşabilmek ve yakalayabilmek aşkıyla birçok duvara çarpacaktım yüzümü… Duvarlar, yüzümden sevince kesmiş sıvalarını sana dökmek istedikçe, sen iş yerini terk etmiş bir arsızlığı alıkoyup buzdan bir mala ile yok edecektin. Ben otoyol kayganlığında akıp gidecektim gölgenden. ‘Dur’ levhaları umursamayacaktı hiç birimizi.
194 
 İçimi Sızlatan Ne Acıydı!  (Mustafa CİLASUN)

Kolay değil, yorulmuştu! İhtiyaç sahibi, olmamıza rağmen, emekli olacağım diyordu!
195 
 Yanlızlık Döngüsü  (cem gül)

Çok köyü durumdayım. Bedenimi ruhumdan ayırmak istiyorum. hep karalık köşelerde yalnız başıma ağlıyorum.
196 
 Siyah Kadın II  (Ahmet Umut Aydemir)

Yalnızlığın O alaycı hüznüyle yaşarken ben, ( kaç zaman bilinmez ) olur olmadık çıka gelişlerini bekledim. Üzerinde siyah bir esbap ve küçücük ayaklarınla nasılda çabuk çıktın hayret içimde sonu bulunmayan O yokuşu.
197 
 Şimdiki Zaman...  (RÜVEYDA)

Yapılabilecek herşeyi yaptığına inanıyorsan eğer güçlü ol, karşılığını bulamadığın ve paylaşmaktan sakınmadığın sevgi bir gün seni bulacak. Şimdi yapman gereken, acını çekip noktayı koymak.
198 
 Zor Yıllar -17-  (Tayyibe Atay)

.. Sanırım önlüğümün yamalarını görünce, yakamın olmadığına karar vermişti. Başka bir açıklaması yoktu bunun!..
199 
 Doğmak ve Ölmek Nedir  (Müfide Decdeli)

Bu konuda yazmak nereden aklıma geldi ise?Yazdım,umarım,iyi etmişimdir.
200 
 Karanlık ve Yok Olmak  (Ayça Yıldıran)

Yok olmak aslında karanlığın içerisinde, ışık varken bile. Yok hissetmek kendini aslında var olduğunu bile bile. Ne kadar da zor aslında yalnızlık, paylaşılabilinicek biri bulunamadığında artık, yani bir bakıma da yok olmak göz kamaştırıcı varlığın içer

Önceki Sayfa  1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14  Sonraki Sayfa




son eklenenler
"Bu Dünya İşi Oyundur Oyun"
Yûşa Irmak
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Erdemlik
Alp Şahin
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Uçuyoruz
Alp Şahin
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Çılbır (Yoğurtlu Yumurta)
Yûşa Irmak
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Hakk ve Hak
Alp Şahin
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Susturulan Nesil
Aysel AKSÜMER
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Tadı Damağımızda Kalan Tatlar
Yûşa Irmak
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Resimli Roman Çağları
Yûşa Irmak
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Bugün 23 Nisan
Osman AKTAŞ
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Çanakkale...
lütfi akarçay
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Iğdır Harward Arası Kaç Km?
Aysun Güven
Deneme > Unutulamayan Dönemler
Pisagor Tarikatı
Yeter Özhal
Deneme > Unutulamayan Dönemler

 


 


Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.