"Yumuþak olma ezilirsin, sert olma kýrýlýrsýn." -Victor Hugo |
![]() |
|
||||||||||
|
![]() Bu makalemi de ülkenin geleceði için bir tehdit olarak gördüðüm ana muhalefet partisi CHP’nin durumuna, tutumuna, tarihine ayýrmak istiyorum. Buyurun… *** Evet, bilindiði gibi Türkiye’de Cumhuriyet Halk Partisi kurulduðu günden beri merkez partisiydi ve her zaman da merkez de sivil ve asker bürokrasisinin bir temsilcisi olarak kalmýþtý. Böyle olmasýna raðmen elbette halktan da oy almýþtýr almasýna ama hiçbir zaman halkçý bir parti olamamýþtýr. Partiyi zamanýnda, sivil ve asker bürokrasinin partisi olmaktan, halkýn partisi olmaya dönüþtürme iþini ilk rahmetli Bülent Ecevit denemeye kalkmýþtý. “Halkçý Ecevit” sloganýyla girdiði 1973 seçimlerinde parti o güne kadar aldýðý en yüksek oyu almýþ olmasýna raðmen, yine de tek baþýna iktidar olamamýþtý. CHP’nin Ecevit sonrasýnda da deyiþ yerindeyse, “aslýna rücu” etmesi, daha somut bir biçimde söyleyecek olursam, yeniden “memur partisi” olmasý, Baykal’ýn genel baþkanlýðýnda olmuþtu. Rahmetli Baykal, CHP’yi, aslýna en uygun biçimde temsil eden tek genel baþkandý. Zira CHP’nin özü ve en sahih kimliði ile birebir örtüþen genel baþkan görüntüsünü verebilen tek lider oydu. Bu nedenle, Baykal’ýn, bir kaset komplosuyla tasfiyesi, CHP’de sadece Kemal Kýlýçdaroðlu’nun iþine yaradý… Bugün partinin geldiði noktaya bakýldýðýnda insanýn gerçekten içi acýyor… Ama ben ümitsiz deðilim. Hatta nasýl ki Ecevit sonrasýnda parti aslýna rücu ettiyse, Kýlýçdaroðlu partinin baþýndan X’tir olup gittiðinde CHP yine aslýna rücu edecek ve bu memleket için az da olsa dert çekebilecektir diye düþünüyorum. Bu noktada gelecekte Baykal’ýn kýzý Aslý Baykal’ý CHP’nin baþýnda görebileceðimizi söyleyebilirim. Aslý Baykal týpký babasý gibi, CHP’nin halkýn deðil, memurun partisi olduðuna iliþkin en sahih kimliði en doðru biçimde temsil edebilecek kabiliyette bir siyasetçidir. Elbette Muharrem Ýnce de öyle biri. Ancak o partiyle ipleri tamamen koparttýðý için þimdilik pek mümkün görünmüyor. Fakat yaklaþan baþkanlýk seçimlerinde alacaðý oy oranýn yüksek çýkmasý þartlarý deðiþtirebilir… Evet, bir baþka ihtimal daha var ki o da Kýlýçdaroðlu’nun partiyi “aslýna rücu” ettirmesidir. Peki Kýlýçdaroðlu ABD, Ýngiltere ve Almanya’nýn gazýyla böyle bir rolü üstlenebilir mi? Aslýnda mümkün. Nasýl mümkün? Þayet Kemal Bey, Sosyal Sigortalar Kurumunu yönettiði gibi partiyi de yönetirse bence mümkün. Kemal Bey CHP’yi bir PKK veya FETÖ partisi yapmaktansa memur partisi yapmayý baþarýrsa þuan ki oy oranýndan daha fazla arttýrarak CHP’yi ülkede yine söz sahibi parti haline pekala getirebilir… **** CHP kurulduðu günden beri yani Atatürk’ün ve Ýnönü’nün genel baþkanlýklarý sýrasýnda da böyle çatýþmalarý ve hizipleri yaþamýþtýr. Atatürk Cumhurbaþkanýyken, partide bir de biliyorsunuz Ýsmet Paþa hizbi vardý. Beri taraftan Þükrü Kaya ve Tevfik Rüþtü Aras hizbi, Atatürk’ün ölümünden önce, Ýnönü’yü radikal bir biçimde tasfiye giriþimi, Þükrü Kaya ve Tevfik Rüþtü Aras hizbinden gelmesi, CHP içindeki bu hizipleþmenin en açýk ve acýklý göstergeleri arasýndaydý… CHP’nin 1950 sonrasý muhalefet yýllarýný, arþivlerden etraflýca araþtýrmýþ bir gazeteci olarak 1957’den itibaren baktýðýmýzda Kasým Gülek’in “Gülekçi”ler’ veya (Kravatsýzlar) diye anýlan hizbi ile CHP’nin memur “‘lord”larý hizbi arasýndaki mücadele, beklendiði gibi, Kasým Gülek’in CHP genel sekreterliðinden uzaklaþtýrýlmasý ile sonuçlanmýþtý.. Yani beklendiði gibi diyorum ki sözüm boþuna deðil: Zira Gülek ve onun “‘kravatsýzlar”‘ hizbi, adýndan da anlaþýlacaðý üzere, partinin “halkçý” kanadýný temsil ediyordu. 1959 yýlýnda Gülek gitmiþ, yerine partinin en kravatlý adamý, “lord” Ýsmail Rüþtü Aksal getirilmiþti. Unutmamak gerekiyor: Aksal da, týpký Kýlýçdaroðlu gibi Maliye bürokrasisinden gelmekteydi. Rahmetli Deniz Baykal’ýn gidiþinin (ya da gönderiliþinin), Kasým Gülek’in gidiþi (ya da gönderiliþi) arasýndaki benzerlikler de kimsenin dikkatini çekmedi. Gülek için hazýrlanan komplolarý, mesela bir hostesle olan iliþkisini veya “Albay Fens Mektubu”nu hatýrlayanlarýnýz olacaktýr. CHP’li memurlar, partiyi halkçý bir çizgiye çekmek isteyenleri tasfiye etmekte fevkalade yeteneklidirler! Peki bugün CHP’de hizipçilik durur mu? Durmadý. Durmayacakta… En yakýn tarihte de biliyorsunuz CHP’nin “master mind”ý Önder Sav, öte yandan Gürsel Tekin’in hizbi hala hafýzalarýmýzda dipdiri duruyor. Yine Bolu Belediye Baþkaný Özcan’ýn durumu da böyle. Evet, CHP, Parti Meclisi listelerinde birbirlerinin ve öteki “hizbin” adamlarýnýn üstünü çizerek, en altlardan listeye girebilen iki hizip baþý olarak CHP hizip tarihinde yerlerini aldýlar… Muharrem Ýnce’nin baþýný yiyerek onu merkez sola çeken giriþimleri de bu þekilde okuyabiliriz… Bakalým, CHP’de daha ne hizipler göreceðiz. Hüsmen Aga’nýn dediði gibi: “A be, bu Gülek’in, Baykal’ýn tasfiyesinde de büüleydi, a be kim çikariye bu iddialarý büüle?” diyecek kiþileri görebilecek miyiz? Kalýn saðlýcakla…
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
![]() | Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2023 | © Yûþa Irmak, 2023
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |