• ÝzEdebiyat > Öykü > Çocuk |
81
|
|
|
|
Baba sevgi ve þefkatini özümsemiþ bir çocuk için baba eksikliði, yeri doldurulamayacak bir boþluktu… |
|
82
|
|
|
|
Karýsý:”Allah, Allah!”demekle yetindi önce. “Bu nasýl bir müþteri ki, yoksa goca tanrýmýn bir lütfu olsa bu gerek!” Emanetçi, “Ben demiþtim, bu kadýn ermiþ.”diye. “Ama inanan yok þu kasabada.” |
|
83
|
|
|
|
Babamý hiç tanýmadým ben. Kokusunu duymadým. Kulaklarýmda asýlý deðil sesi. Resmi de yoktu duvarýmýzda. Olsaydý bakardým… |
|
84
|
|
|
|
Kibar Kurt'un nezaketinden bütün hayvanlar haberdar olduklarý için, onu gördüklerinde asla paniklemezlermiþ. |
|
85
|
|
|
|
Ali yedi yaþýnda koyu bir kar aþýðýydý. Oda kar gibi biraz mesafeliydi, diðer çocuklarla pek kaynaþamýyordu, iki üç tane arkadaþý vardý ya onlarla oynuyordu ya da tek baþýna. Ali’nin arkadaþ seçiminde özel bir sebebi vardý; onlarda kendisi gibi anne ve babasýzdý. Ali’nin babasý vardý gerçi ama annesi o daha beþ yaþýndayken ölmüþ, babasý da yeniden evlenmiþti. |
|
86
|
|
|
|
Günlerim neþe içinde geçiyordu. Annem de onunla olan iliþkimi kabullenmiþ, izin vermiþti; "Evin içine olmaz ama, akþamlarý bahçemize alabilirsin" diyerek... |
|
87
|
|
|
|
Alkol, sen nelere kadirsin! |
|
88
|
|
|
|
Bu yýl dördüncü sýnýfa gidiyordu. Sýnýfta tek yabancý oydu. Öðretmeni Bay Paul’ü beðeniyordu. Kendisine derste çok yardýmcýydý. En çok matematik dersini seviyor ve baþarýyordu. |
|
89
|
|
|
|
Annesi sürekli "kurtulacaksýn" diyordu.
Bir süre sonra annesini de duyamaz oldu.
Çok küçüktü o zaman anlamadý.
Kurtuldu.
Büyüdü, büyüdükçe anladý.
Anladýkça sustu... |
|
90
|
|
|
|
Portakal bahçesinin kralý Çarli hava kararmaya baþladýðýnda sessizce aðaçtan aþaðý süzüldü. Bir aðacýn altýna gidip topraðý çapalamaya baþladý. Aradan yarým saat geçmeden portakallarýn hepsi aþaðý inmiþ ve iþe koyulmuþ olacaktý. Bir gece devriye komutaný, Çarli’nin yanýna geldi. Çarli doðrulurken çapasýný yere attý ve gülümseyerek sordu: “ Evet komutan, haberler nasýl? “
|
|
91
|
|
|
|
Özellikle kocaman bebeðin o küçük burundan nasýl düþtüðüne takýlýp kalýyorum.
|
|
92
|
|
|
|
Okuldan hýzlý adýmlarla koþarcasýna eve doðru ilerleyen sabriye'nin yüzündeki gülümseme ne kadar neþeli olduðunun bir göstergesiydi o gün. Yolda karþýlaþtýðý arkadaþlarýnýn iyi günler dileklerini bile neþeli bir þekilde hýzlý hýzlý cevaplayýp yine hýzlý adýmlarla eve doðru ilerlemekteydi. |
|
93
|
|
|
|
Bir zamanlar Jeromir adýnda bir kömür üreticisi varmýþ. O bir aðaç boyundamýþ ve oldukça güçlüymüþ. Onun Josa adýnda bir oðlu varmýþ. Fakat Josa kýsa boyluymuþ ve çelimsizmiþ. Bu durum yaþlý Jeromiri çok üzüyormuþ. O sýk sýk baþýný kaþýyýp, içini çekerek þöyle dermiþ: |
|
94
|
|
|
|
Ortalýk yeni yeni aydýnlanýyordu. Günün ilk ýþýklarý camdan süzülüp odaya dolunca kalktý yataðýndan, önce giyindi ardýndan elini yüzünü yýkadý. Buzdolabýndan annesinin akþamdan hazýrlamýþ olduðu sandviç paketini aldý, okul çantasýna özenle yerleþtirdi. |
|
95
|
|
|
|
Teyzesi, sokak kapýsýný açan Seda’ya ‘ bak sana ne getirdim’ diyerek bir paket uzattý. Sevinçle paketi kaparak teyzesine bir öpücük gönderip en yakýndaki odaya daldý.Paketten çýkan kitaplarý oradaki yataðýn üzerine koyup incelemeye baþladý. Þimdiye kadar gördüklerinden çok daha büyük, ciltli, kapaklarý son derece güzel ve parlak iki kitap.
|
|
96
|
|
|
|
Doðduðunda ayaklarý saðlamdý. Arkadaþlarýyla birlikte derede yüzer, çimenlerde koþar, oynardý. Sevgi yüklüydü. Bir arkadaþý þakayla karýþýk hafiften vursa, karþýlýk vermez ama caný sýkýlýr, oyun oynuyorlarsa oyunla ilgisi kalmaz, uzaklaþýp giderdi. Yaþý büyüdükçe kendi de büyüdü, boy attý. Onun bu iyi niyetli, temiz yürekli davranýþlarý, sözleri, hareketleri büyükler tarafýndan hep horlandý. Pek çok yerde alay konusu oldu. Onu daima dýþladýlar, aralarýnda barýndýrmadýlar. O da ne yapsýn, çareyi, sevgili küçük dostlarýndan ayrýlmamakta buldu.
|
|
97
|
|
|
|
- Yete gari buba. Temelli gýrýlýrsa, ýradiyesiz galýrsak daha mý eyi?
…
|
|
98
|
|
|
|
Bir varmýþ bir yokmuþ, padiþahýn bir kýzý varmýþ. Bir gün padiþahýn kýzý kaplýcaya gitmiþ. Yýkanýrken altýndan hamam tasý, altýn taraðý varmýþ. Cariyeler padiþahýn kýzýný yýkýyorlarmýþ. Hamamda bir genç kýz padiþahýn kýzý yýkanýrken hayran hayran ona bakýyormuþ. Bir taraftan da elinde hamamýn eski taslarýyla kurnadan su alýp yýkanýyormuþ. |
|
99
|
|
|
|
Kara kýþýn, canlýlara düþmanlýðýnýn doruklara çýktýðý zamanlardý. Güneþ kendini dahi ýsýtamýyordu.
Annesinin” geç kalýyorsun hadi artýk” sesiyle uyandý. Duymazdan geldi. Biraz þekerleme yapmak istedi
.Buna annesinin fýrsat vermeyeceðini, burnuna gelen kýzarmýþ ekmek kokusundan anladý. |
|
100
|
|
|
|
çocukluðunuza yada imrendiðiniz anlarýnýza döneceðiniz bir öykü umarým okumaktan keyif alýrsýnýz... |
|