• İzEdebiyat > Öykü > Başkaldırı |
61
|
|
|
|
...
Aldı eline, evirip çevirip baktı, yazılarını okudu. “Zehir” dedi, “bildiğin zehir. Çok tehlikeli, değil fareleri adamı bile öldürür bu!” Belirsiz bir aydınlık geçti yüzünden. Karmakarışık duygular kapladı içini. Karasızlıkla elindeki paketi tezgâhın üzerine koyup yemeği yapmaya devam etti.
... |
|
62
|
|
|
|
“ İnsanı insan yapan tartışma becerisidir. Doğrulama eğilimi (confirmation bias)(doğrulamada taraflılık),bilimsel ve somut verilere karşın, beyninizin yalnızca önyargılarınızı destekleyen bilgileri ayıklayıp seçmesi anlamına gelir. Yani Türkçe meali insanların inandıkları şeyleri (diğer bir deyişle zihinsel şablonlarını)taraflı bir şekilde doğrulama eğiliminde olmalarına işaret eder. Son 20-30 yıl içinde doğrulama eğiliminin düşünce sakatlıklarından yalnızca biri olduğu psikologlar tarafından kabul görüyor. |
|
63
|
|
|
|
Hooooop ne yapıyorsun kardeşim? Yaaa at mı onlar? Öyle dişlerine filan bakmalar. At, eşek pazarı ilerde bu tezgahta sadece “sanatçı satılıyor”. Sağlıklı olduklarını nasıl mı anlayacaksın? Tövvvvbe Ya Rabbim. Katil eder insanı bunlar yaaaa. Seçip de mi yolluyorsun bunları buraya akşam akşam? İşin iyice suyunu çıkardınız ama. Bu adamlar o kadar konservatuar okudu, yüksek yüksek okullar bitirdi. Sen kalk adamın ağzını açıp dişlerini kontrol et. Eksik var mıymış, değeri düşermiş. Ayıp oluyor ama sanatçıya biraz saygılı olun değil mi? Boru değil bu sanatçı. Sanata ve sanatçıya biraz saygı. Hadi kardeşim biz seni daha fazla tutmayalım et, eşek pazarı ilerde.
|
|
64
|
|
|
|
ARKANDAN YAZILANLARI HİSSETMEN DİLEĞİYLE....... |
|
65
|
|
|
|
Bir kadının yıllar sonra, sona bir kala iki erkekle hesaplaşması. |
|
66
|
|
|
|
Güney Amerika Kıtası'ndaki And Dağları'nda bir lama yaşıyormuş. Bu lamanın adı Heman'mış. Heman bazen sürüyle birlikte otlar, bazen yalnız gezermiş. Hayat güzelmiş, yaşamak güzelmiş, otlamak güzelmiş. Nereden gelmiş bilinmez bir puma ( Dağ aslanı ) ortaya çıkmış. Puma avlanmaya başlamış. Lamalar sağa sola kaçışmışlar ama puma her defasında bir lamayı yakalamış.
|
|
67
|
|
|
|
Engin yine depoya geç kaldı. |
|
68
|
|
|
|
Sessizce yudumladı şarabını...
Artık yalnızlığa başkaldırmaya hazırdı... |
|
69
|
|
|
|
Ani bir inilti ile derin uykusundan kalkı.Gözleri ve bedeni sersemleşmişti.Hafif aralıklarla odanın tavanında asılı bulunan küçük ampülden süzülen sarı ışık süzmesi gözlerini kamaştırıp uyunmasına engel oluyor herşeyi bulanık gösteriyordu. |
|
70
|
|
|
|
On altı Mart 1971 günlerden Salı… Lanet olsundu o güne!
Gürçeşme Ortaokulu olağan bir gün yaşıyordu, neredeyse tüm öğretmenler ve öğrenciler üzgündü. |
|
71
|
|
72
|
|
|
|
Gözleri yerinden fırlamış benim onu gördüğümü farketmiş çığlık atmasının işe yarayıp yaramayacağını merak etmeye koyulmuştu.Ben inanılmaz bir gücü elinde bulunduran bir savaşçı,büyük bir af gücüyle donanmış bir peygamber gibi hissediyordum kendimi.Sonuç sadece bir halıflexin ucundan parmağımla bile oynatabileceğim bir ağırlıkla fındık faresini özgürlüğüne kavuşturacaktım.Ya da onu orada ölüme terk edebilecektim |
|
73
|
|
|
|
Sana gitme dediğime bakma, ben aşka gitme diyorum aslında... Senin ne önemin, ne yerin olabilir ki aşkın karşısında... Sen aşkın bir yansıması, ne yansıması, bir yanılsaması olabilirsin olsa olsa... |
|
74
|
|
|
|
Arabayı kafeteryanın tam karşısına park ettim. İnsanlar arabalar yanımdan akıp gittiler. Juan birkaç kadınla oturmuş sohbet ediyordu.’ Zavallı yaratıklar ’ dedim.’ Galiba sizleri sevmeye başladım’ Bakışlarımı daha çok Juan’a odakladım. Fırsatını bulduğum an onu arenaya çekip öldürecektim.
|
|
75
|
|
|
|
Kadın neydi?Nedemekti?Erkek olmak ya...peki insan olmak? |
|
76
|
|
|
|
Bir fincan kahve vardı önünde falı kapatılmış. Açmayı unutmuş olduğunu farketti işe daldığından .Kurumuştu ama yine de açtı fal kapalı kalmazdı ne de olsa değil mi? Yudum yudum içilmişti. Hayat gibi. Kimisi öyle yaşamaz mı hayatı keyfekeder. Kimisi dertlenir kederlenir en olmadık şeylere üzülerek . |
|
77
|
|
|
|
Aynı yatakta yatsalar da, sisler ardında kaybolan bedenlerini yeniden keşfetmeye çalışan karı kocanın ölüm döşeğinde "katlederek" aşkı keşfedişi... Katli vacip bir aşk... |
|
78
|
|
|
|
Hayat ardından ne getireceği belli olmayan bir serüvendir ve biz asla yalnız değilizdir... |
|
79
|
|
|
|
tüm savaşlar...ne ve kim adına olursa olsun asla ve asla kutsal değildir,kutsal olan tek şey varsa oda yaşamdır... |
|
80
|
|
|
|
Tüm asiliğine rağmen hayattaki tek zaafı Fıstık olan bir insan. Karamsarlıklarla dolu yaşamı, elinde kalan tek şey olan kaybetme duygusu ve zamanın akışında tükenen umutları. |
|