• İzEdebiyat > Eleştiri > Güven ve Güvensizlik |
21
|
|
|
|
Çok kötü bir durumdur, kadın içinde erkek içinde boynuzlanmak. Sizden başka, dışarıdan bakan herkes görür o boynuzları, siz de bilirsiniz de, kimselere çaktırmamak derdine düşersiniz. Oysa ki gerçekten birbirini seven insanlar, ne birbirlerine boynuz takmaya meyleder, ne de sevgilerini az bir değere başkaları ile değiş tokuş etmeye kalkarlar. |
|
22
|
|
|
|
Çok merak ediyorum seçimlerden sonra tanzim satışlar devam edecek mi? |
|
23
|
|
|
|
Olur olmaz yere konuşmak yerine bir kere de söylediklerinizi kendiniz uygulasanız olmaz mı? Bize inandırmaya çalıştıklarınızı bir kere de kendiniz ve cidden inansanız daha güzel olmaz mı? |
|
24
|
|
|
|
Aklıma takılan bazı "neden" sorularına yardımlarınızla cevap bulmak istiyorum... |
|
25
|
|
|
|
Güven duygusu tatmin edilmemiş bireyin toplumdaki diğer insanlara saygı duymasını, onları sevmesini, çevresindekilere empati beslemesini ve yararlı bir şeyler üretmesini beklemek ne kadar gerçekçi olabilir?
|
|
26
|
|
|
|
Dün posta kutuma düşen bu satırlar Emine Pişiren hanımefendinin manevi babam dediği Halil beye ait. Daha sonra kendisini aradığımda bana, kırgın,yalnız ve terk edilmişlik duygularıyla sanki uzaklardaki kızına seslenir gibi, ''boş verdim hepsini evlat'' dedi. |
|
27
|
|
|
|
Günün birinde cep telefonunuza şöyle bir mesaj gelenlerden misiniz? Eğer cevabınız evet ise bu yazıyı sonuna kadar okuyacağınızı ümit ediyoruz.
Mesaj: “Bu gece saat 03.00’de Filistin için Teheccüt namazına kalkılacak ve dua edilecek. Lütfen Allah rızası için bu mesajı on kişiye yolla.”
|
|
28
|
|
|
|
Adaletin terazi şaşmaya başlayınca, ne devlet kalır ne millet. |
|
29
|
|
|
|
Ne zaman şeffaf olacağız? Ne zaman? |
|
30
|
|
|
|
Kim koyuyor arkadaş bu muz kabuklarını kaldırımlara... Hadi ben görmesem de bassam düşsem, bir yerim kırılsa, kim verecek bunun hesabını? Ya birader yedin muzu, Çikita ya da Anamur Muzu her neyse, şunu çöp bidonuna atsana arkadaşım... |
|
31
|
|
|
|
“Canım.!” Diyebileceğin bir “can”ın olsun.
Bir can ol “Can”ım diyebileceği..
|
|
32
|
|
|
|
..Orada çocuklarımız okuyor, hayata toz pembe bakan masum küçüklerimiz, onlar geleceğimiz, kötülükten uzak kalpleriyle ne verirsek bize geri yansıyan aynadaki hallerimiz..
|
|
33
|
|
|
|
Doğru incedir; ama asla kolay kopmaz. Her insan bir yola benzer. İnsanların seni nereye götürüp götürmediklerine iyi bakmak lazım. Doğru konuşan bir insan, seni kıldan ince bir yoldan yürütse de, sana keçi yününden bir kilim ördürse de, yalandan kırmızı halılar üzerinde seni yürütmesinden iyidir. |
|
34
|
|
|
|
Türk solunun iktidar olabilmesinin, sol değerlere yaslanmasıyla değil, ‘okyanus ötesi’ne seslenmesiyle mümkün olabileceğini artık herkesin anlaması gerekiyor. |
|
35
|
|
|
|
Hayatın her döneminde, yaşamınızın her evresinde, bu vuruşu yapmaya hazır birileri görevlendirilmiş adeta… İş hayatınızda kuyunuzu kazmaya hazır bir partner, okul hayatınızda sizi ispiyonlayabilecek başka bir öğrenci ve ilişkilerinizde de sevdiğiniz |
|
36
|
|
|
|
Ve fırtına sonrası gelişen sorunlarımızı çorap söküğü gibi yaşar, ağır faturalar ödemek zorunda kalırız. Öncelikle akıl ve ruh sağlığımız bozulur. Bozuldu mu, ne işte, ne okulda ne de toplumun içinde başarılı ve mutlu günlerimiz olur. Hüzünden öte duyguları yüklenip, pişmanlıkları sırtlayarak, güven kayıpları yaşarız. |
|
37
|
|
|
|
Erdoğan, Reel politika terennümlerini bir kenara bırakıp, bütün bunlardan daha üstün olan iç dünyasında esen duygularını yansıttı ise;
Şu halde bu coğrafyada binler milyonlar yaşadı, zamanı gelince göçtü, gitti.
En yıkılmaz sanılan Büyük Roma İmparatorluğu’nun yüzyıllar boyunca süren zulüm ve hakimiyetine rağmen, bölgedeki Tevhidi kıyamlara karşı sonunda teslimiyet bayrağını kaldırışını anımsamıştır.
Kadim medeniyetlerin kültürü ile yoğrulan kutsal dinlerin beşiği olduğunu hatırlamıştır. |
|
38
|
|
|
|
Hatırlayınız, önceden çocuklar, bir alanda, bir bahçede bir araya geliyorlar, koşup, oynuyorlar ve enerjilerini harcıyorlardı. Oysa günümüzde çocukların bir araya gelip oynaması neredeyse hiç görülmüyor. Sanal alem, çocuklara kadar indi. Varsa yoksa bilgisayar. Bilgisayarın esiri olan çocuk, arkadaşıyla oynamayı da unuttu.
Bu durum sadece çocuklarda değil, gençlerde hatta yetişkinlerde dahi hastalık haline geldi. İnsanlar neredeyse tüm günlerini bilgisayar başında geçiriyor. Hani amacı doğrultusunda kullansa kimse bir şey demeyecek. Memnun bile olacak. |
|
39
|
|
|
|
Başlıktaki cehl-i mürekkep: Osmanlıca bir deyimdir; aslında bir çeşit insan tarifidir. Bir sonraki aşamasını da cehl-i basit diye tarif etmişler... |
|
40
|
|
|
|
Yaşamak kadife bir kumaş örer gibi olması gerekirken, bir anda hayat kavgasının hoyrat eline dönüşür. Hayatın öyle bir tokadını yersin ki bıyıklarına kadar kanının aktığını görürsün. |
|