|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katýlýmý |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
Ýsa Kantarcý
Roman > Korku Romaný
Murat, Mevlüt, Muzaffer ve Ýsa
“Ýsa, senin arkandayýz, Murat, Muzaffer ve ben, sen kafaný yorma.”
Balkonda sigara içiyordum öðleden sonra, güneþ var ama serindi hava, yaz bir türlü gelmedi, yaðmur, sel, her þey can sýkýcý. Kadýnlar, kýzlar can sýkýcý, çocuklar þeytan. Güzel, iþe yarar bir þey yok gibi. “Neden geldim hayata, bu ne iþ?” Bir yaþamak derdidir gidiyor. Ne istersem, en elde etmek istersem diþimle týrnaðýmda bir mücadele vermem
[DEVAMI]
|
|
|
• ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk |
81
|
|
|
|
‘’ Hepimiz bazen birileriyle o kadar yakýnlaþýrýz ki dostluðumuzu ya da kardeþliðimizi hiçbir þey engellemiyormuþ gibi görünür, bizi ayýran küçücük bir köprü vardýr, hepsi o kadar. Ama tam sen bu köprüye adým atacakken sana þu soruyu sorsam: Bu köprüyü geçip bana gelir misin? Ýþte o anda artýk bunu istemeyiverirsin; sorumu tekrarlasam öylece suskun kalýrsýn. O andan itibaren aramýza daðlar ve azgýn nehirler girer; bizi ayýran ve birbirimize yabancýlaþtýran duvarlar örülüverir önümüzde ve bir araya gelmek istesek de artýk yapamayýz. Ama o küçücük köprüyü düþündüðünde, sözcüklere sýðmayacak kadar büyüyüverir gözünde; yutkunur ve þaþar kalýrsýn…’’ Nietzsche
|
|
82
|
|
|
|
Ve hayat, acýsýyla, tatlýsýyla, sevinciyle, kederiyle el ele tutuþup, yarýnlara umutla yelken açarken, bir masada oturan dört kadýnýnýn yüreði tek bir düþ için çarpýyordu.
|
|
83
|
|
|
|
bu hikayem bir kedi ve bir köpeðin arkadaþlýklarýnýn nasýl baþladýðýný anlatýyor.Gerçek dostun kara gðnde belli olcaðýný çok iyi açýklýyor.Bu hikaye tamamen hayal ürünüdür. |
|
84
|
|
|
|
Teninden esip geçen esanslý rüzgarý hissedemeyen, sevginin ellerinin yumuþaklýðýný kendi avuçlarýnda hissedemeyen, baharý koklayamayan; kýsacasý beþ duyu organýna sahip tüm duyulardan yoksun duygulu Pinokyo.. Bir kalbim yok ama bir o gerçek. Gerçek ayak i |
|
85
|
|
|
|
Banyo'dan çýkar çýkmaz, üzerini giyinip hemen aþaðýya iner..'Anne ben dýþarý çýkýyorum..', der..'Nereye böyle acele, acele..'/'Geleceðim..'/Hýzla evden aþaðýya inerek bahçe kapýsýndan gölün bulunduðu istikamete doðru koþmaya baþlar../ |
|
86
|
|
87
|
|
|
|
Ayaklarý onu otomatik olarak sahilin sonundaki duvarýn ardýna, aðacýn altýndaki kimsesiz küçük düzlüðe getirmiþti. Eskiden beraber geldikleri, yan yana oturup manzarayý izledikleri küçük düzlüðe... Sakinliði bulduklarý yere... Artýk bulamayacaklarý yere. |
|
88
|
|
89
|
|
|
|
Yol kenarýnda park etmiþ araçlarýn arasýndan, tekrar alt caddeye inerler..Bir taksiyi durdurup, binerler ve kentin en kalabalýk semtine doðru hareket ederler../.. |
|
90
|
|
|
|
Türkiye çapýnda tanýnmýþ deðerli bir müzisyenimizin balerin eþinin gerçeðe yakýn öyküsüdür. |
|
91
|
|
|
|
Bu bir hikaye denemesi.Yazar baþýndan geçmiþ bir olayý anlatýyor.Bir çeþit aný da diyebiliriz bu yazýya.Bir kediyle, bir insanýn duygusal diyaloglarý.Evet yanlýþ duymadýnýz diyaloglarý..Sanýldýðýnýn aksine kediler de konuþur biliyor musunuz? |
|
92
|
|
|
|
Onu ilk kez rýhtýmda yürüyüþe çýktýðýmda görmüþtüm. Görünüþte kalabalýktan bunalmýþ ve kafasýný dinlemek için kendini rýhtýma atmýþ bir insanýn görüntüsü vardý. Üzerinde haki renkte bir takým elbisesi ,baþýnda da modasý geçmiþ türden bir fötr þapkasý ile tam bir Ýstanbul Beyefendisi görünümündeydi. Oturduðu bank sanki ona tahsis edilmiþ gibi ilk gördüðüm gün ve sonraki günlerde hep ayný yerde ve ayný vaziyette otururdu. Gözleri ufuk çizgisinin ötesinde bir yere takýlmýþ gibi uzun uzadýya bakardý. Günlük rutin yürüyüþlerim esnasýnda ona baktýkça, artan bir merak duygusunun varlýðýný fark ettim. Onun o vaziyeti, yüzüne yerleþmiþ hüzün beni daha çok meraka itiyordu. Kimdi? Neden hep o bankta ve kýmýltýsýz oturuyordu. Yüreðimi sýzlatan duruþu, onu bana gün geçtikçe yaklaþtýrýyordu.
|
|
93
|
|
|
|
O, insanlarý ayýrým yapmadan severdi. Hele de onlar böylesine çaresiz ve yalnýzsalar... Gönül tamburasýnýn telleri öyle delicesine çalardý ki, saçýnýn tellerinden, ayak parmaklarýna kadar naðmelerini hissederdi. Ýþte bu naðmeler ve duygu yükünün taþýdýðý sevgi seli onu yaþama baðlýyordu.--------------------
Sibiryanýn o uçsuz bucaksýz steplerinde dünyaya geldiklerinde, nerede yaþamak istersiniz diye elbette sorulmamýþtý. Batý yada okyanus ötesi medeniyetlerde yaþamak yerine, kýraç bozkýrlarda yaþamý kucaklamak onlarýn yeðlemesi deðildi ki...
O gün Alýþan obasýna güneþ bir baþka güzellikle ve muþtuluk istercesine de okadar acelecilikle, ikizlerle beraber doðmuþtu. Çünkü o gün Tyos Toyu yani bahar bayramýydý. Ondört çadýrlý oba onlarý kutsamýþ, iki bayramý birden yaþamýþtý. |
|
94
|
|
|
|
Genelde rüya görmemesine raðmen, o gece.. /’Merhaba..’ diyen bir sesle gözlerini açmýþtý.. /Ses öylesine uzaktan geliyordu ki, duymakta zorluk çekiyordu../Gözlerini tekrar kapadýðýnda.. |
|
95
|
|
|
|
kansere vermiþ yarýsýný yüreðinin...o yerde kalmýþ bir yana yatýk bir þilep gibi...dostumdu benim...hafýzama notlar düþen ender insanlardan biriydi... ama insandý... |
|
96
|
|
|
|
Safiye'nin diþi bir eþek olduðunu söylemezsem nereden bileceksiniz? Ama bu bir köy öyküsü deðil. Bir kent öyküsü de deðil. Bu deðiþimin öyküsü. Neyin deðiþimi derseniz, açýp okumanýz gerekecek. |
|
97
|
|
|
|
Ýnsanlar insan olduðunu unutmuþ sanki.. Duygularý yok.. Sevmeyi bilmiyor, sevgiyi yaþarken sevinemiyor. Ayrýlýyor, ayrýlmanýn acýsýný yaþayamýyor. Gülmesi gerekirken aðlýyor, üzülmesi gereken durumlarda katýla katýla gülüyor. Bireysel yaþamaklar ölmüþ, sürüler halinde yaþýyor insanlar, kirli gökyüzünde uçuþan kuþlar gibi…
Yasemen, ýtýr, fesleðen, küpe çiçekleri tanýnmýyor.
El ele tutuþmanýn güzelliði yitip gitmiþ kim bilir kaç zamandýr...
Sanal aþklar tutsak almýþ insanlarý... Dönüþü olmayan bir yol.
Tüm güzellikler tükendi mi ne?... |
|
98
|
|
|
|
Hocamdý o benim. Ona bazen imreniyorum, kimse ölümden sonrasýný bilmiyor ne de olsa.Aslýnda her þeyine gýpta ediyorum; insaný anlama çabasýnýn gücüne, acýyý tatmasýna, gerçek mutluluðu bilmesine, hayat ustalýðýna. |
|
99
|
|
|
|
"bana mutluluðun resmini çizebilir misin" diyene bu papatyalarý göstermek lazým, diye düþündüm... |
|
100
|
|
|
|
Ýnsan bazen kendi yaþamýný yönlendirmekten aciz olabiliyor! Belki de bu durum, ne istediðini tam olarak bilememesinden kaynaklanýyor bazen... Her ne olursa olsun kýsacýk yaþamýmýzda kimsenin ya da hiçbir þeyin yapmak istediklerimizi engellemesine izin vermemeliyiz, bu kendimizde olsak! |
|
|
|