• İzEdebiyat > Öykü > Fantastik |
201
|
|
|
|
Gecenin karanlığını yüreğinize alırsanız takılacağınız çok engel olabilir ! Korku, inancın yitimidir . |
|
202
|
|
|
|
Bir anda olmuştu herşey… Şimdi şehrin etrafında kapkaranlık ve bunaltıcı bir duman dolaşıyor ve yanmış cesetlerin kokuları tüm binaların içlerine doluyordu. Bur bir felaket olmuştu… Şehri sona erdiren bir şey…
...soruların her birini tek tek cevaplaması gerekiyordu. Bunun içinde bir şekilde o karanlığa dalıp, kaybolması şarttı.
|
|
203
|
|
|
|
Ortağını öldürmeyi planlayan bir adamın evindeki hesap çarşıya uymayacaktır. Doğaüstü güçler devreye girecek ve olayın seyri değişecektir. |
|
204
|
|
|
|
Güneş ve oda... Güneş, O ve karınca... |
|
205
|
|
|
|
Güneş parlıyor. Çok güzelim. Renkli, dolgun ve diriyim. Kopardılar beni dalımdan. Yediler. Çekirdeğimi denize attılar. |
|
206
|
|
|
|
“Sessizlik hakim garip bir şekilde bu aralar sarayın avlusuna. Ne yeşilliği ve çeşit çeşit gülleriyle övündüğümüz bahçenin tadı, ne de derin derin ürpertisiyle suyunu bir havuza akıtan heykelin gizemi kalmıştı artık. Sessizliğin içine işlediği bir saray avlusu...sessizliği sizin bedeninize takılı kılan bir umutsuzluk ve umursamazlık. Sessizliği...siz yapan gerçeklik. Melankolik konuşmalardan bir türlü kurtulamadığınız o anlar. Halbuki nasıl anlatabilirsiniz onlara aslında ölümün gerçeklik olmadığını, buna inanmamaları gerektiğini? Nasıl açıklayabilirsiniz asıl onların içinde çıkmaya tedirgin olan kelimelerin onu öldürdüğünü. Asıl o cümlelerin onu yenilmezlikten uzak tuttuğunu!
Aynada oluşan her bir yansımanıza kızgın olduğunuz oldu mu hiç? Ben yansımalarımla da kalmıyorum ve artık suçlayacak şeyleri hep aynalara mahkum kılıyorum. Onun bana en son verdiği gülü bile onun önünde yansımasına mahkum bırakıyorum artık. Sanki onu benden o gül almışçasına nefret ediyorum ondan ve yok etmeyi bile düşünmüyorum...acı çekmeli ve şekilsiz bir kuruyuşun yapraklarını dökeceği o ana kadar aynanın ona sunduğu renksiz görüntüsünden acıyla karışık bir anlam almalı.” |
|
207
|
|
|
|
Sıradan bir balık avı. Sıradan insanlar. Peki hepsi böyle sıradan mıydı? |
|
208
|
|
|
|
Kediyi yanımıza çağırdık ama hayır manasında kafasını sağa sola salladı. Sonra biz devam ettik konuşmaya. Tam nasıl gidebiliriz diye konuşurken kedi kahkaha atmaya başladı. Biz biraz tuhaf tuhaf kediye baktık ama o hiç bişey olmamış gibi istifini bozmadı. |
|
209
|
|
|
|
Algılarımız otoriteye tehlikeli gelipte bir algı dairesi kurup algı mükellefi olacağımız fantastik öykümün 9. bölümü... |
|
210
|
|
|
|
Bir yılbaşı hikayesi.. Fantastiği sevenler için.. |
|
211
|
|
|
|
ana yaklaştı ve yanağımdan öptü. “Çok tatlısın, kendimi tutamadım” ,dedi. Bir şey söylemeye çalıştım ama kelimeleri bir araya getiremedim. Kız suya atlayıp uzaklaştı. Herkese el sallayıp kıyıya doğru yüzmeye başladı. Kıza bak. Göz göre göre boğulacak, bir şey söyleyin,” dedim. “Boş ver sen onu, evine gidiyor,” dediler. Geç kalınca babası kızarmış. Kız sahile kadar yüzebilir miydi? Hadi yüzdü diyelim bu kız bikini ile onca sokağı geçip evine nasıl gidecekti? Çarşıyı da böyle ıslak bikini ve saçlarıyla mı geçecekti? Kimse aldırmayınca ben de dertlenmeyi bıraktım. |
|
212
|
|
|
|
Kan Muskaları Destanı'nın temelindeki harcı oluşturan ikinci öyküdür İntikam Yemini. Sevdiklerimiz için neler yapabileceğimizi anlatır bize.
Yurtkol isimli Palyaço'nun intikamıdır söz konusu olan, uzun yıllar sonra alınacak köklü bir intikam... |
|
213
|
|
|
|
Şehir Karanlıktı ve insanı çekiyordu |
|
214
|
|
|
|
Yarattığı karizmayı çizdirmemek için kılıcını çıkarıp şatoya cool cool bakmış XVI. Prens Kurbağa. Kahramanlarla dolu filmlerdeki gibi sırtını çarpıtıp kambur durmuş. Kafasını da önüne atınca yeterince kahraman göründüğüne karar verip bir adım atmış... |
|
215
|
|
|
|
Alman bayan yazar Herta Müller'den bir başka öykü. |
|
216
|
|
|
|
Atlantis tarihini okuyacağınız satırlar, ve devamında henüz başlamamış bir savaşın sessizliği. Merakla beklediğiniz zaman çok da ilerlemedi, ama merak edilen geçmiş sizler için geldi. Antalya'da Atlantis 2 "Başlangıç" ... |
|
217
|
|
|
|
Peki hiç aynalar ölür mü? Ya da biz öldüğümüzde gördüklerini siler mi? |
|
218
|
|
|
|
Kolumda bir karıncalanma. Yürüyen bir karıncalanma? Bir akrep! Üzerimde. Bekliyor, bekliyor... Kuyruğu havada: çelik gibi gergin. Bekliyor... Bir ses , istemsiz bir baş hareketi ve yakıcı acı! Zehir! |
|
219
|
|
|
|
. Cehennemin sıcak öfkesine asla ayak uydurmayacağım dediğim onca zamandan sonra, sanırım bunun o kadar da iyi bir fikir olduğunu düşünmemeye başlamıştım...Cehennem beni içine çekiyordu..yavaş yavaş ve derine.. |
|
220
|
|
|
|
" Her zaman gökkuşağı ya da kelebekler yoktur. Bu bir yüzleşmedir ve bizi beraberinde götürür..." |
|