• İzEdebiyat > Öykü > Fantastik |
101
|
|
|
|
Kim demiş, neden demiş, zevkler ve renkler tartışımaz diye? |
|
102
|
|
|
|
Ölümü kandırmayı başardı Korinthos Kralı Sisyphos. Kendini almaya gelen ölümü, zincirlerle sıkıca bağlayıp kaçmayı başardı. Deli bir sevinçle koştu kırlarda, zincirinden kurtulamaz sanıyordu ölüm ve öylede oldu. |
|
103
|
|
|
|
Aldırmadan kaldıkları yerden dans etmeye devam ettiler.
|
|
104
|
|
|
|
Günümüzden yaklaşık 50 yıl önce bizden habersiz bir antlaşma yapılmıştı ve bu antlaşma binlerce masum insanın yok olmasına neden olmuştu. |
|
105
|
|
|
|
üyük bir keyifle dizin dibini izlerken Kemalettin Abi arkadaşlar merdivenlerden indi. Osman, “Nasıl güzel olmuş mu?” dedi. “Bayıldım,” dedim. “Avuçla para döktüm ama değdi doğrusu. Gezi teknesi olarak düşündüm bunu. Önümüzdeki haftadan sonra başlıyoruz. Binenler gelip bir daha binecekler, “diyordu. Osman konuşurken merdivenlerden çok güzel bir kadın indi. Uzun, dümdüz siyah saçları, kalem gibi kaşları vardı. Burnu, ağzı, gözleri, her şeyi yerli yerindeydi. Denizden iyice bronzlaşmış omuzlarını açıkta bırakan bir açık sarı bir tişört giymişti. Şortu ise paçaları kesilmiş bir kot pantolondan yapılmıştı. |
|
106
|
|
|
|
"Hepimiz yapmamız gerekenleri yapıyoruz Althar! Önündeki savaşa yoğunlaş!"
"Seni geri zekalı, s..k kafalı gölgeörücü! Liçleri üzerine çekeceksin!" diye gürledi Althar. Dostunu uyarıyordu. O anda ağzından çıkarken fark etti cüce. Rom'un gülümsemesini görmesine gerek yoktu. Romulion da bunu istiyordu. Gölgeörücü kendini yem olarak ortaya koyuyordu.
"Seni bin babanın çocuğu seni!" diye öfkeyle küfretti Althar. "Bunu yapma!" diye bağırdı paladinin sesi. Ama artık geç olduğunun o da farkındaydı. Olan olmuştu. |
|
107
|
|
|
|
Bir arkadaşım anlatmıştı efsaneyi, inanmıyordum ama sırf eğlence olsun diye internette araştırmıştım bu konuyu ve şimdi Anadolu yakası surlarındaydım. Nasıl gelmiştim buraya kadar bende hatırlamıyorum.Bir heyecan furyası sürüklemişti beni. Son dualarımı ediyordum. |
|
108
|
|
|
|
- “Ne olacak bu zamların, enflasyonun sonu?” demişler. Bir de başbakanları -onların Ulu’su oluyor-: “Ücretler zam oranında arttırılıp, eşitlenecek” demiş. Demiş, ama zamlar maaşları çoktan geçmiş bile. “Ne olacak bu işin sonu, siz ne dersiniz?”diyorlar. |
|
109
|
|
|
|
Flanemeth aşık olmuştu. Hem de en olmaması gereken varlığa : bir insan-kadına! |
|
110
|
|
|
|
“Kabul. Bu büyüklükte bir gurubun büyü kullanımına karşı şamanları olacağını hiç düşünmedim. Kabul. Çok paslanmışım. Ama net biçimde ifade ediyorum; bu, bugün yaptığım son hataydı!” diyerek dizlerine yükseldi. Buharlı arbaletini beceriden ziyade refleksleriyle nişanladı ve gelen ilk guruba doğru yaylım ateşini başlattı. Buhar gücüyle; çeliği delip geçecek korkunç bir kuvvetle itilen oklar havada vınlayarak sürüler halinde uçuyordu.
Uzun yıllar sonra Silas’ın içindeki iyi şeyler için savaşma ateşi yeniden tutuşmuştu. Tehdit önceki basit tag saldırıları gibi önemsiz değildi ve Silas’ın kaybedecek çok şeyi vardı. Silas’ın Thina’sı vardı. İyilik ve güzelliğe, mücadeleye olan inancı tazelenmişti. Alev alev yanıyordu yeniden.
|
|
111
|
|
|
|
"sıcaktan bayıltılarak gözaltına alınıyorum.bitkin durumdayım." |
|
112
|
|
|
|
ruhunun senetleri”
“mantık borçları”
“niyet enflasyonu”
“gökyüzüne çay borcu”
“kaçışlarının hesabı”
“varlıklar eksi özsermaye tutkusu” |
|
113
|
|
|
|
Son bir kaç hikayemizde konu edilen Rhuanda Kabilesi'nin incelenmesi ve Ana Dünya'ya kısa bir bakış... |
|
114
|
|
|
|
"Formdan düşüyorsun galiba Kuup," diye gülerek takıldı Sulvor. Kuup genelde işlerini sessizce bitirmesi ile ünlüydü.
Kuup yeleğinin gizli ceplerinden birine uzandı. Üzeri bir kumsaati deseni ve rünlerle işli oval, büyülü bir kaya parçası çıkardı. Rünlerden birkaçına dokundu.
"Formdayım," diye cevap verdi. Sinsice gülümsedi.
Sulvor üstelemedi. Güldü.
"Sıradan bir devriye değildi anlaşılan?" diye sordu silahşör kaptan.
"Hem de hiç sıradan değildi. Bir an evvel Neekor'u görmeliyim," diye ciddi ve karanlık bir sesle konuştu holen. Neekor, Derindere şehrinin hakimi ve Beşşehir meclisindeki 'Beşler'den sesi en güçlü olan ikincisiydi.
"Başımız dertte galiba," diye sordu Sulvor.
Daha o soruyu sorarken Kırıkdiş kalesinden kocaman patlama ışıklarının şimşekleri havza sularına vurdu ve sonra da kuvvetli sesler Altıngöl'ün üzerinde inledi. Sulvor büyülü patlyıcıların dehşetli gücünü bilse de patlattıkları şeyin de çok kuvvetli olduğunu sesten ve renklerden anlayabiliyordu.
"Hayır, Sulvor. Başımız dertte değil. Başımız büyük dertte," diye mırıldandı Kuup. |
|
115
|
|
|
|
"Seni öldüremeyeceğimi nereden çıkardın" diye fısıldadı |
|
116
|
|
|
|
Soronath 2 hafta boyunca yumurtayı kanadının altından çıkartmadı. Ve sonunda oğlu dünyaya geldi.......Flanemeth.... |
|
117
|
|
|
|
Derlerki Avelon diyarında Esfalt kalesi bir ışıktır.Binlerce yıldır düşmana geçit vermeyen bu kale ne kuşatılabildi , nede düşmanlarının yüreğine de kazandığı korkunun ağırlığı biraz olsun dindi. |
|
118
|
|
|
|
“Senin geleceğini öğrendiğimde Tanrı’ya yeniden dua etmeye başladım” idi Nermin’in özenle yazdığı defterin ilk satırları, onun geleceğini öğrendiğinde aslında yazmaya da yeniden başlamıştı. |
|
119
|
|
|
|
Ejderha içini çekti, kendini zor durumlarda bulmaya ve komik duruma düşmeye alışkındı. Onu gören olursa en fazla bir tane daha eklenmiş olacaktı.
|
|
120
|
|
|
|
İnsanın tüm unuttukları bir defter vasıtasıyla önüne konulsaydı, ne olurdu dersiniz? |
|