• İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye |
101
|
|
|
|
Korku filmi gibi ama maalesef bu gerçek hayat. Bu bir gecekondu yıkımı değil. Kaçak inşaat yıkımı hiç değil. Neden? Tiyatroya kastınız mı var? Tiyatroyu mu sevmiyorsunuz? Derdiniz ne? Tiyatroya karşı, sanata karşı yürütülen bu sistematik yıkım ve şiddet kampanyası akla Gyula Hay’ın “At” oyununu getiriyor. İronik bir şekilde bundan tam 10 yıl önce, yine bu sahnede sergilenen “At” oyunu sanki günümüzü anlatıyordu. Yaşanan olayların ciddiyeti bize bir kez daha eskimeyen “At” oyununu anımsattı.
|
|
102
|
|
103
|
|
|
|
Her kötülüğün Türkiye den çıktığına inanan, Ali' ye |
|
104
|
|
|
|
Özellikle doğu bölgelerimizde erkeklerin eşeklerle cinsel ilişkiye girmeleri olağandır. Bu davranış o kadar doğallaşmıştır ki eşeklere eşo gelin demeye kadar gelmiştir. Sonuçta erkekler geleneklerin ve göreneklerin baskısı altında cinsel anlamda özgür olamadıkları ve rahatça partner bulamadıkları için böyle bir yola girmişlerdir. |
|
105
|
|
|
|
ATATÜRK’ün doğum tarihinden, ölüm tarihini çıkarırsanız ne kalır? Hadi bilin bakalım. Tık yok mu? Anlaşıldı. Sizin bir an evvel “takıntılarınızdan arınma vaktiniz” gelmiş demektir. “Tak tak”. Kapı vuruluyor. Kim o? Ben “takıntınız”. Yukarıda sorulan sorunun cevabını bulmak için çaresiz “altı zır zır delinin” geçtiği süreçten geçecek ve kapıyı çalan “takıntınızdan” bir an önce “kurtulacaksınız” demektir.
|
|
106
|
|
|
|
Beyaz saçlı yaşlı bir kadın. Eski elbiselerine karşın üzerinde eskimeyen bir zarafet ve garip bir naiflik duygusu var. Dirseğine geçirmiş olduğu ortopedik bastonuna dayanarak bana doğru seslendi. Son derece nazik ama yalvarmayan ve öylesine tanıdık bir edayla. Mürekkep yaladığı belli olan temiz Türkçesi ve nazik bir ses tonuyla “Lütfen, bana yardım edebilir misiniz?” dedi. Şaşkın yüz ifademe bakarak devam etti. “Emekli maaşım 6 Nisan’da bitti. (Üstelik daha 7 Nisan’dayız) 6 Mayıs’a kadar yiyecek param yok. Tüpüm bitti. Çayı demleyecek sıcak suyum yok.” Şaşkınlıktan, utançtan, acıdan, üzüntüden donup kaldım.
|
|
107
|
|
|
|
Osmanlı-Türk tarihinin iki dâhisinden biri Fatih Sultan Mehmet, diğeriyse Mustafa Kemal Atatürk’tür. Atatürk’ün daha I. Dünya Savaşı yıllarında kafasında şekillendirdiği cumhuriyet fikrini, silah ve siyaset arkadaşlarından uzaklaşma pahasına Türk ulusuna armağan etti. |
|
108
|
|
|
|
Bu yazıyı, kendi iç dinamiklerini harekete geçiremeyen; dalkavukların ve dalkavukluğun gölgesinde miskinler tekkesi hüviyetine bürünmüş bir ülkenin bahtsız ve sade bir vatandaşı olarak kaleme alıyorum. Çaresizliğimin hıncını kalemimden alarak rahatlamaya |
|
109
|
|
|
|
Şehit anası gözyaşları içinde soruyor. “En çok ne gücüme gidiyor biliyor musunuz? Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden maaş alan ve pkk’ya “terörist bile diyemeyen” vatan hainleri hakkında bir şey yapılmaması. Cumhurbaşkanı bunları nasıl muhatap alıp konuşur? Benim oğlum bunun için mi öldü? Benim oğlumu şehit eden bu teröristler, Meclis Kürsüsünden istedikleri gibi konuşuyor, üstelik devlet bunları besliyor, maaş veriyor. Benim oğlum bunlar uğruna mı şehit oldu? Hukukçulara danışacağım, bu insanları dava edeceğim, oğlumun hakkını arayacağım.”
|
|
110
|
|
|
|
Hürriyet Gazetesinde bu iş Oktay Ekşi ve Bekir Coşkun’a verilmiş. Hükümetin borazanı Star Gazetesinde Halit Kakınç, Akşam Gazetesinde Zülfikar Doğan, Sabah Gazetesinde ise Erdal Şafak görevi üstlenmiş |
|
111
|
|
|
|
Hrant,
Beni vurdular. Sana isabet etmeyen o dördüncü kurşun geldi tam benim kalbimin orta yerine girdi ve paramparça etti kalbimi, sonra da yoluna devam edip beynime saplandı. Orada duruyor. Hiç çıkmayacak.
|
|
112
|
|
|
|
Bu şehrin en önemli değerlerinden birisidir Kanunî Sultan Süleyman…1495 yılında Trabzon’da dünyaya gözlerini açan bu hükümdar, 15 yaşına gelinceye kadar bu şehrin sokaklarında dolaşmış, şifalı sularını içmiş, güzel havasını solumuştur. Hayata dair ilk gözlemlerini burada gerçekleştirmiştir. İlk ve temel eğitimini burada tamamlamıştır.
|
|
113
|
|
|
|
KÖRFEZ GAZETESİNDEKİ KÖŞE YAZILARIMDAN |
|
114
|
|
|
|
Artık her gece yatağa yatarken huzursuz uykular görüyorum, küçük kurtçuklar kemiriyor yüreğimin karanlık odalarını, böylesine "yan gelip yatmanın" rehaveti acaba kaç askerimize mal oluyor, kaç gencecik beden toprağa düşüyor atıl beyin jimnastikleri yaparken, ya da birileri "arsız medine dilencileri" gibi icazet almak için kapılar aşındırırken kaç cana mal oluyor vurdumduymazlığın getirdiği "kan uykusu"?
|
|
115
|
|
|
|
Doğa üzerindeki insan etkinliğine baktığımızda da egemen olma mücadelesini görüyoruz. Barış kültürü hakim olan topluluklarda doğaya egemen olma değil doğa içinde uyumlu yaşama kültürü geliştirme taraftarı olarak, doğanın yansıması olan insanın barışı egemen kıldığında doğaya dost olabileceğini düşünüyorum. Şu ana kadar yazdıklarım ve bundan sonra yazacaklarım fikir üretebilen birey olarak belirli grup ya da topluluklarda hakim olan kendini belirli kategorilere dahil eden dayatmacı zihniyetlerin varlığında bile düşünebilen bir insan olduğumu vurgulamak isterim.
|
|
116
|
|
|
|
Biz nasıl bir araya gedik? Çünkü Cumhuriyet Bayramı etkinliklerinin her yıl düzenli olarak yapıldığı yere, yapıldığı saatte gittik. Bunu sezgisel olarak yüreğimize ve beynimize yerleştirdiğimiz için binlerce insan oradaydık. BİZ BUNU İÇİMİZDE HİSSETTİK !
|
|
117
|
|
|
|
Türk milleti yılan gibi her deliğe girmeye çalışıyor. Sokuluyor ısırmak için. Yanaşıyor dişlerini geçirmek için. Birey kavramını yok sayıyor. İnsanın özelini hiçe sayıyor. Hiçbir sınır tanımıyor. Terbiyesizliğin tüm sınırlarını zorluyor. Birisiyle oturup konuşmaya çalıştığında mutlaka üçüncü kişiler araya giriyor. Sözüne bulaşıyor, lafını kesiyor, düşüncelerine müdahale ediyor. Türkiye gitgide mısır tarlasına dönüşüyor. |
|
118
|
|
|
|
Ağrı'da, tutuşan öğrencilerini kurtarırken yanan Aysun ve Burçin Öğretmenime ağıtımdır...
|
|
119
|
|
|
|
Lakin iş gençliğin Cumhuriyeti müdafaa etmesi noktasına gelene kadar yarılması gereken savunma hatları vardır. Bu hatların yarıldığı Cumhuriyeti seven kitlelerce hissedilmeye başlandığında toplumda oluşacak huzursuzluğun derinliğini çok kişi takdir edecektir. |
|
120
|
|
|
|
YOLCU DERGİSİ’NİN 76. SAYISI RASİM ÖZDENÖREN BEYEFENDİ’YE ARMAĞAN EDİLDİ. |
|