• İzEdebiyat > Eleştiri > Türkiye |
61
|
|
|
|
1999 yılından bugüne kadar ÖSS'de Türkiye birincisi olan tüm üniversite adaylarının ABD'ye gittiğini biliyor muyudunuz? |
|
62
|
|
|
|
COCA COLA'YA RÜYA REKLAMIMI KOPYALADI DİYEREK SAMSUN’DA DAVA AÇAN,
Hasan Sancak, 12 Yıldır ADALET Arıyor!..
FACEBOOK’TA ARKADAŞ OLARAK EKLEYEBİLİRSİNİZ.
https://www.facebook.com/ogretmenhasansancak
|
|
63
|
|
|
|
Bugünlerde gündemin hızına yetişebilen var mı içinizde? Henüz bir haberi -bırakın sindirmeyi- yeni duymuşken bir yenisi, bir yenisi, bir başkası daha düşüveriyor bültenlere. Evet; son birkaç yıldır bu aksiyon hiç hız kesmeden ardalanıyordu ancak şu an biraz daha arttı gibi geliyor sanki bana. Ergenekon'un 100 küsuruncu davası devam ediyor; TFF şike soruşturmasını yeniliyor, genişletiyor, karara bağlıyor; PKK ve KCK'ya yönelik operasyonlar sürüyor, yeni tutuklamalar oluyor; altın bir fırlıyor bir tabanı görüyor... |
|
64
|
|
|
|
Yukarıda bahsedilen bütün olumsuz değerlendirmelere rağmen İslamcı kesimin gerçekten demokratik hak ve özgürlükleri genişleteceği safsatasına inanmak mümkün müdür! Özellikle 2002 ile 2005 yılları arasında demokratik toplum ve demokratik devlet için göreli olarak atılan adımların devamı neden gelmemiştir.2007 yılından itibaren neden gem azıya alınmış ve rövanşist tutumla hareket edilmeye başlanmıştır. Geçmişin hesabını anti-demokratik yollarla sormanın Türkiye’ye kazandıracağı ne gibi faydalar olabilir. Mağduriyetin sebeplerini sorgulayarak ortaya çıkarmak ve bir daha yaşanmaması için gerekli önlemleri almak, değişiklikleri yapmak yerine neden mütegallibeliğin yolları araştırılır. Bütün bu sorular tatminkâr cevaplara muhtaç Türkiye’nin geleceği için önemli sorulardır. |
|
65
|
|
|
|
3 Milyon Suriyelinin bir yılda nüfusu katlanarak artacak demektir. Günyüzüne çıkan bu gerçekler doğrultusunda; şayet önlem alınmazsa biz PKK ile değil Suriyelilerle terör yaşayacağız.
Beş yıl sonra böylesi bir nüfus patlamasıyla Suriyeli Araplar; bir değil bir kaç şehir kurabilecek nüfus artışıyla Türkiye'nin başına bela olacaktır. |
|
66
|
|
|
|
“Sabır önceleri Zehirdir, huy edinirsen bal olur” |
|
67
|
|
|
|
Sizler, yeni Türkiye’nin genç çocukları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir. |
|
68
|
|
|
|
“ Ah kızım hiç rahat olur mu, her sabah izliyorum, erkekler karılarını aldatıyor, kesiyor biçiyor, o çoluk çocuk aç açıkta, her yanı açık kadınlar televizyonlarda ünlü oluyor. Bizim başımız bağlı, namusumuzla oturuyoruz diye kimse bizi televizyona çıkarmıyor. Asıl ünlü olması, örnek olması gerekenler bizi. Bak mesela sana, altında pantolon, başın açık, erkek gibisin. Bir de zayıfsın… Kocan seni boşar iki günde.” |
|
69
|
|
|
|
Mevcut siyasi iktidarın ayrıca hegemonik bir güç haline gelme gibi bir amacı da vardır. Kendi dünya görüşlerinin ve sınıfsal çıkarlarının evrensel çıkarlar olarak temsil edilmesi mutlak hedefleridir. Çevreden merkeze gelerek belirli bir sınıfın iktidarını, muhafazakâr burjuva sınıfının iktidarını tesis ve idame ettirme gibi bir sınıfsal duruş da sergilemektedirler. Sınıfsal duruşun ve çıkarların sadece sermaye yoluyla mümkün olmadığını, bunun bir ayağının da Dünya görüşünün benimsetilmesi ve yaygınlaştırılmasıyla mümkün olduğunu iyi bildiklerinden toplum üzerinde baskı kurmaya ve rızayı zorla imal etmeye çalışmaktadırlar. Ergenekon davasında, legal siyaset dışı, antidemokratik yöntem benimseyen odakları ve darbecileri yargı önüne çıkarmak yerine, hedef saptırarak muhalif basını sindirmeye ve susturmaya çalışmaları da rızanın zorla imal edilmesi tanımına tipik bir örnektir.
|
|
70
|
|
|
|
Bu yıl 28. si yapılan İzmir Tiyatro Günleri, söyleyecek sözü olan, duruşuyla, tavrıyla düşündüren, “cesur oyunları” bir araya getirdi. Bunlar arasında ilk akla gelenler “Bana William Deyin”, “Marx’ın Dönüşü”, “Kraliçe Lear”, “Yastık Adam” ve “2019” oldu. İnsana, insanca yaşama dair söyleyecek sözü olan bu oyunlar, sadece sıradan insana değil günümüz toplumuna da ışık tutması bakımından çok önemli. Bu noktada tiyatroya, “vicdan ve akıl birlikteliği” ile yapılan sanata ve sanatçılara büyük sorumluluklar düşüyor.
|
|
71
|
|
|
|
Bütün o boğucu acıya rağmen, “yaşamak lazım”. Çünkü Nazım öyle diyor. Yoksa Genco Erkal mı? Yarın öleceğini bilsen bile bir ağaç dikecek kadar “ciddiye alacaksın” yaşamı. Öyle torunlarına filan kalır diye değil. Yaşamı “ciddiye” aldığın için. Çünkü yaşamak çok “ciddi” bir iş. Bu hayattaki en önemli meselen. Her anın hakkını vererek yaşayacaksın. Yaşadığına değecek. Mesela, içerde 10 yılın geçmiş. Sen içeri girdiğinde ana rahmine düşen bebekler bugün 10 yaşında çocuklar olsa da sorun eğer vatansa “benim içerde geçirdiğim 10 yıl laf-ı güzaftır” diyebilecek kadar cesur olacaksın.
|
|
72
|
|
|
|
Bir Uzakdoğu sözü aklıma düştü:
"...Eğer bir ülkenin adliye basamakları yosun tutmuşsa,
"...Eğer bir ülkenin hastane basamakları aşınmamışsa,
"...Eğer bir ülkenin okul basamakları aşınmışsa,
"...O ülkede huzur, barış ve refah var, demektir..." |
|
73
|
|
|
|
İnternette dolaşan bir E-posta'dan alıntı. Yazanı ve ilk dolaşmaya başladığı tarihi çıkartamadım. |
|
74
|
|
|
|
Ataturkcu yetistirilen ve bununla da sonuna kadar gurur duyan bir birey olarak, partisinin basinda cumhuriyet adi tasiyan ana muhalefet partisi kanimca kopruden son cikisi kacirmis, siyaset yapmaktan bezmis, iktidar inancini da yitirmis bir sekilde “en azindan hayattayiz, bu da bir sey be abi” hesabi yoluna devam etmektedir. |
|
75
|
|
|
|
Türkiye olarak defterimizi dürecek yeni bir yasa kabul edidi. Tohum Yasası. Böylece Hükümet eliyle hayatta kalış şartımızı dışa bağımlı kılmış oluyoruz. Uyuyun AKP'ye oy verenler. |
|
76
|
|
|
|
Örnek 2: Helikopterler kuzeye doğru yönlenmeye başlayınca artık kara onlardan fazla uzak değildi. (S. 272) |
|
77
|
|
|
|
Bu yazının ilk yayımlanma tarihi 2007 yılı.İkinci yayımlanma tarihi: 2012 yılı ve ikinci yayımlamada demişim ki: . Noktasına, virgülüne dokunmadan 2007 yılındaki yazımı aynen aldım Geçen süre içerisinde ne değişti, dersiniz? Hiçbir şey... Bu gidişle 2017 yılında da aynı yazıyı okumak zorunda kalabilirsiniz.... |
|
78
|
|
|
|
26 Şubat 2004 Perşembe günü AGOS Gazetesinin önünde ülkücüler bildiriler okumaya, Hrant Dink’e yönelik ölüm tehditleri içeren sloganlar atmaya başladılar. |
|
79
|
|
|
|
Canım ülkemin insanlarının sevgi ve cinsellik konusundaki ihtiyaçları dillere destandır. Tam da bu noktadan bakıldığında Türk Erkeği’nin dünya literatüründe bu noktada bir şanı ve şerefi dahi vardır diyebilirim. Sizler de bu övgüyü büyük bir ihtimalle çeşitli vesileler ile zaten duymuşsunuzdur! Bu tarz insanların neden bu tutum içerisinde bulunduğunu çözmek ise o kadar da zor değildir. Diyebiliriz ki, erotizmi ve cinselliği tam arzuladığı biçimde yaşayamayan yurdum insanının ciddi bir tatminsizliği onun bu bastırılmış duygusunun burnunun dikine gitmesine sebep oluyor desek ziyadesiyle romantik bir iddiadan öte, realist bir tespitte bulunmuş oluruz… Şöyle birkaç madde ile bu noktayı açmak istiyorum. |
|
80
|
|
|
|
Demokrasi cogunlugun istedigi sey degil, cogunlugun mantikli degerler hakkinda hemfikir olup buna gore karar vermesidir. |
|