• İzEdebiyat > Deneme > Anılar |
321
|
|
|
|
Yaşanan duyguyu kuvvetlendirmek için mi nedir... Kıraç eşlik eder radyodan : “Gidiyorum buralardan, tüm rüzgarlar senin olsun, bıktım artık yol almaktan, önüme çıkıp durdursan.” Korkarsın bu cümleden. Durdurulmak istemezsin çünkü.. |
|
322
|
|
|
|
Ayazağa’da ,kasrın önündeki koca ıhlamur ağaçlarının altında akşam yemeğimizi yedikten sonra toplanırdık genellikle. Karargâh Bölüğünün çay ocağında demlettiğimiz bir demlik çayı içerken aldığımız hazzı sözcüklerle ifade etmek imkansız. Ihlamur kokusu, çay buğusu, yıldızlar. Tel örgüler içindeki bir mekanda biraz olsun özgürlüğün tadını alabiliyorduk.
|
|
323
|
|
|
|
Bir kaç adım daha atıp, iyice kenara geldim ve gözlerimi kapattım. Aşağıdan dalgaların, kayalara çarpan yürek tırmalayıcı ve belkide kurtarıcım olan sesleri geliyordu. Rüzgar saçlarımı hafif hafif dalgalandırırken düşüncelerimin içinde kaybolmuştum... |
|
324
|
|
|
|
Yıllar sonra, yerde yatan birinin üstünde uçuşup duran gazete yaprakları hatırlıyorum . Şaplakçı ağbi düşmüş kalmış. Yanında topa benzemeyen bir oyuncak . Demirden ..
|
|
325
|
|
|
|
kimileri sessizliğin sesini dinlermiş kısmi delilik bir anlamda... sesin de sessizliği olmalı bu durumda ? bu da körlük , işitme körlüğü ... ya da kelimelerle oynamak azmışlığı ? |
|
326
|
|
|
|
Erol Mütercimler’in bir kitabının adı “Fikrimizin Rehberi Gazi Mustafa Kemal”di. Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Atatürk, bir rehberdir, bir önderdir Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan tüm yurttaşlar için. Benim özel hayatımda fikirleriyle bana rehberlik eden kişi ise (fikrimin rehberi) sevgili öğretmenim Fikri Gürler’dir.
|
|
327
|
|
|
|
mizah denemesi
umarım başarmışımdır
karar sizin
gülenler yorumlasın sadece |
|
328
|
|
|
|
özlediğim ama kendi çocuklarıma yaşatamadığım,hatırladıkça muzip bir gülümseme ve iki damla göz yaşı ile yadettiğim çocukluk yıllarım... |
|
329
|
|
|
|
Ne zamanın farkındaydık ne de mevsimlerin dönüşünden, o zamanlar pembe dizilerimiz vardı birde Susam Sokağımız, elektrikler gittiğinde elektriği olan komşulara giderdik annelerimizle pembe dizinin o heyecanlı bölümünü kaçırmamak için. |
|
330
|
|
|
|
ne gülmece ne gırgır cumartesi hatırası |
|
331
|
|
|
|
2004 yazı ünye sahili, saat sabahın 4'ü.şairinde dediği gibi" ekmek,şarap, sen ve ben birde sabahın 4 'ü " |
|
332
|
|
|
|
"Abi buyrunuz. Bugün Efendimiz'in doğum günü" deyiverdi. Doktor eline aldığı güle neden sonra teşekkür edebildi. Biraz şaşkın biraz utangaç sordu: "Pardon dostum, EFENDİNİZ KİM?" |
|
333
|
|
|
|
hayat yüzünde sadeleşiyordu |
|
334
|
|
|
|
...Kalemim aklımın hızına yetişemese de , düşüncelerimin arasından sızan birkaç ayrıntıyı olsun karalamak istiyorum. Zaten öyle çok ayrıntı var ki hayatımda, hepsini anlatmam mümkün olamaz. ...
|
|
335
|
|
|
|
Türkçeye , özellikle gençler tarafından, ne kötülükler yapıldığını görüyorum. |
|
336
|
|
|
|
Tatlı yiyelim, tatlı konuşalım çocukluğuma ait hafızama yer etmiş en güzel sözlerden biridir.
Annem ve babamın bayram alışverişinden dönmelerini sabırsızlıkla beklerdim. Acaba hangi poşetten bayram şekerleri ve çikolata çıkacak diye küçük kalbim heyecan içinde çarpardı. |
|
337
|
|
|
|
Çoktandır yoksun, artık var olduğun günlerde silindi, belki çok karanlık köşelerde, cam kenarı terk edilmiş alışkanlıklardan ibaret anılar… |
|
338
|
|
|
|
ölülerden mi yoksa dirilerdenmi korkmak gerektiğini anlatmaya çaalıştım |
|
339
|
|
|
|
Ne bayramlardı eski bayramlar, deriz. Dillerde pelesenk olmuş basit bir söz mü bu? Hayır, yürekten söylediğimiz bir hayıflanmadır. |
|
340
|
|
|
|
lk gezi durağımız Kaymaklı’da bulunan yer altı şehri idi. Burasını ben, daha önce görmüştüm. Yer altında tehlikelerden ve düşmanlardan korunmak amacıyla bir mağara şehri yapılmıştı. Burasını yıllar önce bölgeye gelen hristiyan misyonerlerin yaptığını öğrendik. Amaç tamamen güvenlik idi. Yer altı, dar geçitlerle birbirine bağlanmış ve kilometrelerce uzunlukta adeta bir şehir yapılmıştı. |
|