• ÝzEdebiyat > Deneme > Anýlar |
221
|
|
|
|
Hani, çocukluðumuzun vatanýmýz olmasý hasebiyle hesapsýz özlemelerin bizlere uzaklardan hayal meyal el etmesi gibi bir þey bu koku…
|
|
222
|
|
|
|
Ahmet YESEVÝ Hazretleri’nin kýssasýný duymuþtu oysa. Yeni atýlmýþ pamuk öbekleri gibi, içi içine sýðmýyordu heyecandan. Bir gün Ahmet YESEVÝ Hazretleri yetiþtirdiði talebelerini toplamýþ ve onlara bir iki nasihatten sonra, elindeki asasýný fýrlatarak ‘Bunu nerde bulursanýz orada kalýn, yerleþin ve insanlara öðrenip yaþadýklarýnýzý anlatýn.Zira buralarý çoraklaþýnca, sizin yetiþtirdiðiniz insanlardan, beþ asýr sonra ,yine bu topraklara dini,kültürü anlatmaya gençler gelecek oralardan.’ demiþ. |
|
223
|
|
|
|
Cümle dolaplarýný açtým. Naftalin kokmaktaydý. Düþ kýrýklarým eski bir Anfora içerisinde köþede duruyordu."Tozlanmýþ" dedim, içimle dýþým arasý bir fýsýltýyla.Eskiden ayakkabý tamircileri olurdu, sokak aralarýnda minicik dükkanlarý. Bizimde komþumuz Feride teyzenin kocasý Adem amca, ayakkabý tamir eder dururdu bütün gün.Ýki oðlu vardý babayiðit..Ýkisini de okuttu nasýr tutan ellerinin, kösele boyasýyla.Ne mutlu! Ya ben kime götüreyim düþ kýrýklarýmý...Tamircisi yok ki? |
|
224
|
|
|
|
Dört yýllýk lise hayatýnýn sona erdiði güne dâir bir deneme... |
|
225
|
|
|
|
Biz, Bahçebaþý Lisesi ilk mezun öðrencileri gerçekten farklýydýk.
Bilmem nasýl anlatsam ben bizim sýnýfý? Siz “Hababam Sýnýfý” ný bilir misiniz)
("Hababam Sýnýfý" Rýfat Ilgaz'ýn en önemli eserlerinden biridir. Günümüze kadar Türkiye'de yazýlmýþ en iyi mizah kitaplarýndandýr. Bir süre sonra tiyatroya sinemaya da uyarlanmýþ ve her izleyiþinde hem güldürüp eðlendiren hem de eðitim adýna bir þeyler vermeye çalýþan bir eser/film..)
Ýþte bizim sýnýfýmýz, “Hababam Sýnýfý” gibi bir sýnýftý.
Toplam biz; 29 kiþiydik yani alfabemizin harfleri kadar essah ve gerçek bir kemiyet arz ediyorduk. 29’un 5’i kýz öðrencilerdi... |
|
226
|
|
|
|
Yokluk, fakirlik gölge gibi ensemizdeydi… Býrakmazdý bizi… Ona inat derslerimize hýrsla çalýþýr, anlamadýðýmýz konularda birbirimize yardým eder, konu anlatýrdýk. Mahmut, dil derslerinde çok iyiydi. Bir okumak veya öðretmeni dinlemek yeterdi ona… Öyle uzun uzadýya ders çalýþmazdý… “Benim boþ kafa, sizin dolu kafaya eþittir” derdi… Ben de kýzardým ona… Gülerdik… |
|
227
|
|
228
|
|
|
|
her aþk bir öyküdür; ilk öykülerse asla unutulmazlar. |
|
229
|
|
|
|
Aslýnda her aðaç, yaþanmýþ günlerin anýsýna kök salarak, yaþanacak nice günlerin ýþýðýna yaprak açan en doðru tanýktý. Belki, gölgesinde bir þehidin dinlendiði, belki yaþlý bir çiftin torunlarýna anlattýðý masallarýn kahramaný, belki genç bir kýzýn dudaklarýna konan ilk öpücüðün þahidi, belki de kollarýnda küçük bir çocuðun sevinç çýðlýklarý attýðý salýncaðý idi. Her þeyden öte yemyeþil bir ömürdü ve bu ömrü kesip atmaya, yok etmeye hiç kimsenin hakký yoktu. |
|
230
|
|
|
|
Nasýl bir büyüymüþ bu Allah’ým. Gitmeden insan anlayamýyor ama bir kez de görünce, artýk göz O’ndan daha deðerli bir þey bilmiyor. Gitmeden bilinmiyor Rabbim ama dönünce de hasretine dayanýlmýyor.
Bir insanýn dünyada görebileceði en güzel yer Kâbe. Görmüþ ve gördüðüne kara bir sevdayla baðlanmýþ tüm sevdalýlara... |
|
231
|
|
|
|
Ne zaman sesini duysam kulaklarýmý var gücümle týkar masa iskemle ne bulursam artýna girerdim. neydi bu tren dedikleri þey? |
|
232
|
|
|
|
Raslantýsal bir mucizeyle baþlayan hiçte gereksiz olmayan koca bir mutluluktu gözlerimdeki gerçeklik. Büyük kahverengi gözlerdeki yabancý olmayan o bakýþ ýslak mýydý yoksa gerçekliðin verdiði aðýrlýkla hafif buðulanmýþ mýydý? Aynada gördüðüm zavallý bir kýzýn garip bir bulmacasýydý sadece cevap. Uzak diyarlara gidipte geriye dönülemeyen yolculuklarýn baþlangýcýndaki garip karýn aðrýsý gibi. Tutulmuþ bacaklarýmýn üzerindeki bedenim, bacaklarýmdan daha bir tutuk daha bir aðýrdý. |
|
233
|
|
|
|
Kadýnlar ne ister sorusu aklýma geliyor o an. Bu soruyu okuyan kadýnlar cevap olarak “aslýnda çok þey istemeyiz” diyeceklerdir. Sakýn böyle bir cevap vermeyin. Ýnanýn bana hiç samimi olmayacaktýr cevabýnýz.
Bence biz kadýnlar çok þey isteriz her zaman. Daha fazlasýný hep daha fazlasýný almak isteriz.
En çok istediðimiz þey -özgürlük ve yalnýz kalmak- o da verilir bize nedense yine yetmez yetinmeyiz, yetinemeyiz.
Yetinmezsiniz iþte… |
|
234
|
|
|
|
Ah o karakýþlarda küçücük evlerin saçaklarýndan sarkan buzlarýn tadýný en pembe en parlak þekerler vermezdi o zamanlar. Artýk ne sarkan buzlar var nede küçücük evlerden eser sokaðýmýzda... |
|
235
|
|
|
|
Shakespeare, bir yandan aðzýný þapýrdatarak, beðeni misali homurtular içinde kendini zevkin koynuna býrakýverir, öte yandan da kaþla göz arasýnda gövdeye indirdiði kýymalýnýn yerine yenisini koymasý için tertemiz ettiði tabaðýný anneme uzatýrdý.
Sonra , |
|
236
|
|
|
|
Sarýyer, þampiyon olamayacak kadar kötü, küme düþmeyecek kadar iyiydi; haftalar ve yýllar boyunca gördüðümüz þeyin bizi umutsuz bir þekilde hayal kýrýklýðýna ve yýlgýnlýða götüreceðini bildiðimiz halde maçlara gitmeye devam ettik. Aslýnda oraya ne harika bir futbol ne de çok iyi sonuçlar beklediðimiz için gitmiyorduk. Küçük bir bölümümüz haricinde hepimiz ayný sebepten oradaydýk; Sarýyer orada olduðu için biz de vardýk! Peki nasýl baþlamýþtý? |
|
237
|
|
|
|
1.5 metrekarede yaratýlabilecek en büyük Ortadoðu gerginliði benimkiydi sanýrým. |
|
238
|
|
|
|
Sayýn Esra Baykal'ýn yazýsýna ithafen... |
|
239
|
|
|
|
Lisede son kompozisyon sýnwaýnda konu serbestdi, bende hocamýza bu yazýyý wermiþtim. |
|
240
|
|
|
|
Yeter Ki Sen Ýste Hayatýmýn Anlamý. Ben Senin Ýçin Kara Toprak Bile Olurum... |
|