• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
121
|
|
|
|
Ne zaman seni düşünsem; usuldan bir şiir başlar gökyüzünden, dökülür ağır ağır saçlarıma. Tepeden tırnağa mısraya batarım, tepeden tırnağa aşka... |
|
122
|
|
|
|
Nehir kokardı ellerin...birazcıkta sigara... /
Sizin hiç babanız öldümü? |
|
123
|
|
|
|
Zümrüt yeşili dağların, çağıl çağıl sularla kesiştiği; bulutların, yeşilin her tonuyla öpüştüğü bir güzel iklimde dillenen bir efsane kahramanıydı Çia. Yapraklarına düşen çiy damlarının başını döndüren gül, iffetin ve güzelliğin süslediği betüldü. Albeninin ve zarafetin zarfa bürünmüş hâli. Kaşları kâh yayı andırırdı kâh hilâli.
|
|
124
|
|
|
|
Gemilerin gelişine takılmış gözlerim |
|
125
|
|
|
|
"Kâğıt kalemin kundağı, sardım sarmaladım ikisini, hazırladım harfleri, bayram günü giyinmiş gibi, hayallerimi özgür bıraktım ve utanmadım, korkmadım, çekinmedim, zorlandım ama pes etmedim, vaktini bekledim, emek sabır demekti, satırlarım filiz verene kadar bekledim."
|
|
126
|
|
|
|
"NEDAMETİNİZ KURTULUŞUNUZDUR..." |
|
127
|
|
|
|
Serseri aşıklara özgü anlamsız davranışlarımı hatalarımdan ders almak için kullanırım. Ama ruhumun feryadı bilgelerimi şaşırtır. İnsani olan duygular, sözcüklere dökülmüyor ve bilgelik gerektiriyor bazen... |
|
128
|
|
|
|
talandır hayat hep konuşan suspuslara... |
|
129
|
|
|
|
Her şeylerini alıp gittiler / Bir, çiçekleri kaldı saksılarda / Bir, uykuda düşleri / Yürekleri birde... |
|
130
|
|
|
|
Kaç kere kandım, kaç kere kanadım
'' GÖNDERİLMEYEN MEKTUPLAR''
Rasim Yılmaz |
|
131
|
|
|
|
İnsanın bilinçaltı derinliklerindeki bilgileri ortaya çıkaran o güç rüyalarımız dır. Orada ne kadar özgürlüğümüzü yaşarsak yaşayalım takıldığımız yerde sistemin devreye girişini izliyoruz. |
|
132
|
|
|
|
Rüyalarıma bir peri gibi girdiğin zamanlar ise aşkın doruğuna çıkıyor kendimi tanrıyla eşdeğer görüyor, fakirliğin veya saltanatın hiçbir zerresiyle alakadar olmuyorum. |
|
133
|
|
|
|
işte bu yüzden kalabalıklaşıyor mağaralar !... |
|
134
|
|
|
|
Münzevi yaşayan bir kadının geçmiş yaşamının anlatılması... |
|
135
|
|
|
|
Ya baskasini konusmak yasak olsaydi? Sessizlik sagir eder miydi kulaklarimizi? Ne yapardik? Yasak olsaydi konusmak baskasini. Sadece birkac dakika uzerine dusunsenize. |
|
136
|
|
|
|
Benim yalnızlığım sendin ve ben senin yaşamdaki her şey gibi etten, kemikten ve ihanetten varolmanı istiyordum.
Ben seni seviyordum...
|
|
137
|
|
|
|
Son kez tanımla bulunduğun yeri, gelebilmek için büyük bir enerji gerekli. Soruların anlatamıyor, bildiğini sandığın şeyleri. Bitirdin yenilenen düzeni, duyguların geçmişte bir bilinmezlik olarak kalacak. Sıkıntıların yeni limanlara demir atacak. Sevineceğim sanıyorsan, kuşkuların esir edecek benliğini asıl. Yeni durumlara ayak uydurmak isteği bir şeyleri baştan bitirdi. |
|
138
|
|
|
|
Sert ve soğuk bir başlangıç ardından postmodern bir tavırla bunaltılı bir insanın kendi içinde yaşadıklarını ve zihinsel yahut düşsel kurgularını oldukça büyük bir karmaşayla okura sunan bu yazıda sanırım hepimiz kendimizden bir şeyler bulacağız ya da sanırım hiçbirimiz kendimizi bulmayacağız. |
|
139
|
|
|
|
.........................................Kimsenin kimsenin olmadığını düşlediğim her şeyi baştan keşfedeceğim, hayata yeniden başlayacağım o mavi adayı.
........................
|
|
140
|
|
|
|
Sadece yaşamak istiyorum. Korkmadan, bıkmadan, usanmadan. Kurtların yüzyılın açlığıyla üzerimize atılmadığı, sevgi fiilinin pervasızca harcanmadığı, kara gölgeli planların olmadığı bir dünyada, sadece koskoca bir çınarın gölgesinde oturmak istiyorum. Dört bir yanımı sevgi kaplasın; ilim, cehaletin karşısında bize kol kanat gersin istiyorum. |
|