• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
281
|
|
|
|
Halının üzerinde bir mavi boncuk... Ne kadar faklı yüzleri var... Yaşadıklarına, yaşadıklarımıza bakarken gördüğün yüz onların tek açıklaması mı?... |
|
282
|
|
|
|
Doğum emeklemeye başlar sonrasında yavaş yavaş adım atma çabalarına girişip yürümeye çalışırız.Farkında olduğumuz gözümüzün gördüklerinden fazlasını öğrenmektir.Görsel örenme şansımızı geliştirmek için farkında olmadan farkındalığımızın sürüklediği sürece hızlı hızlı adımlar atar kimi zaman bulunduğumuz bir bar bir çay bahçesi boş bir sokak yaşlı bir adam yaşlı bir çınar ağacı kuyruksuz bir kedi kör bir köpek yaprakları titreten hafif bir rüzgara kavuşur öğrenmeye devam ederiz. |
|
283
|
|
|
|
Gökyüzüne bakmayı seçtiğimiz anlar vardır bazen,görmek istediklerimizi sadece görmek isteriz,
eminim bir çoğunuz gecenin bir yarısında hala ufo görme umuduyla gökyüzüne bakmayı ihmal etmiyordur,onlardan biride benim açıkcası,nedir bu? ruhumuz neden bu kadar maceraperest sizce,hayatlarımızdaki renkler neden hep eksik ve mat olarak karşımızda belirir... |
|
284
|
|
|
|
Sheakspear’ı okuttu bize../Tiyatro sahnesinin tozlu perdeleri önünde.. /Ezberim yoktu.. /Elimde kafatası..Ben ona baktım..o bana../O bana suskun..ben ona anlamsız.. |
|
285
|
|
|
|
Hiç bilmediği bir 'şey'in eksikliğini hisseden ve arayan biri... |
|
286
|
|
|
|
Yağmur... Hüznü de koynunda taşıyan afet... Benden daha mı dolusunda taşıyorsun sen... İçin benden daha mı çok yağıyor da akıyorsun! Bana inat mısın lanet olası! Neler taşıyabilirsin ki sen kara bulutlarından başka? Ağırlığı ne ki? Onla boy ölçüşebilir mi |
|
287
|
|
|
|
İçinde bulunduğum ruh haline amma da uyuyor ha!..İyi ki ağzını açıp “GAK!” demedi..Yoksa ağlardım!..Oysa ben martılara takmıştım aklımı:NEDEN ÇIĞLIK ATIYORLARDI ACABA? |
|
288
|
|
|
|
Gece boyu kımıldamadan uyuyoruz(!) Kımıldarsak içinde bulunduğumuz çuvalın şeklinin bozul.... |
|
289
|
|
|
|
Sizi tanıyorum sözün kısası. Bir insanı tanımak için 1 dakika yetmez diye düşünmeyin. Eğer o insan, toplumun yosun tutmuş insanı ise onu tanımlayacak
ne kalmıştır ki tanımak için 1 dakikadan fazlasını vereyim. Neden henüz yosun tutmamış beynimin tadını çıkartmak varken, o bir saati ona harcayayım? |
|
290
|
|
|
|
Çıkmak ben de istiyorum ama kırmızı başlıklı kıza elmayı yediren kötü büyücü beni de feleğin çemberinden geçireceğim diye kandırdı ve bu kuyuya attı “ demiş. |
|
291
|
|
292
|
|
|
|
Seni özlemiyorum nicedir, şiirlerine sığmayan bir adama yazıyorum gecikmiş tüm yazıları… (canım özge can'dan)
|
|
293
|
|
|
|
Sen benim gibi olma sevdadan yana.Bırak ben yazayım yine içimde tepinen her kelimeyi sana. Yaslanıp gökgürültüsü büyüten gecelerde uykularına, bırak ben kendimi yine kandırayım bana yakın olmayan her uzaklığına... |
|
294
|
|
|
|
Rüya olmalıydı, ama gerçekti. |
|
295
|
|
|
|
"...05 Mayısı, 6 Mayısa bağlayan gece, gül fidanının altına istekler konup dua edilir. Cüzdan koyanlar, bebek çizenler, ev yapanlar....
..... Hızır'ın gülü çok sevdiği ve gül fidanlarını dolaştığı söylenir." |
|
296
|
|
|
|
yıldızlar olmalı benim hikayemde |
|
297
|
|
|
|
Günler gibi geldi geçen anlar hiçbir şey anlatmayan boğuk ve karartıcı bir sesle tepemdeydi sırtında siyah pelerinleriyle korkularım. Yorgun düşüverdi kollarım, düşüncelerim, kelimelerim |
|
298
|
|
|
|
Tercihler iste, her kişinin ayrı tadı olduğu gibi yaşamda. bazı insanlar acı, tuzlu, sirke gibi tat bırakır, bazıları da şeker, tatlı, pamuk helva, çukulata tadı. Tatmadan ne mümkün? |
|
299
|
|
|
|
Nasıl alabilirler senden sevdanı, hele hayallerini... |
|
300
|
|
|
|
Sağırlaşmış duygularımızla, görmediğimiz güzelliklerle, zamanı bir maratoncu adımlarıyla takip etmemizle, neler kaçırdığımızı fark ettim birden..
|
|