• İzEdebiyat > Deneme > Düşler |
261
|
|
|
|
Yüzüme bir el değiyor, sırılsıklam olan bir çift göz taşıyorum uykularımda ve sen ellerimi durmadan öpüyorsun, biliyorum; yüzüme senin elin değiyor. |
|
262
|
|
|
|
cok degerli bir lise ogrencimizin egitimi ile ilgili guzel dusuncelerini sizlerle paylasmak istedim.. |
|
263
|
|
|
|
Böylesine sessizliğe bürünmüş yorgun bir dünya manzarası. Öyle işte. |
|
264
|
|
|
|
Karanlık bir geceden geriye dönüp baktığımda
düşünüyorum da ne kadar çok yitirmiş ve ne kadar çok
bulmuşum seni... Bir sen özgürlüğü seçmişsin bir
ben... Bir ben alışmaktan korkmuş ve kaçmışım bir
sen... Hiç sıkılmadan ne kadar uzun yıllar
oynayabilm |
|
265
|
|
|
|
Anka’nın kanadının sıcaklığında sabahladım bugün. Hayal dünyamın sonu gelmez girdaplarında koşmaktan bitkin düşmüş bir halde; Kaf Dağına sırtımı yaslayarak…
|
|
266
|
|
|
|
kimliği fırlattım hırçın dalgalara.. |
|
267
|
|
|
|
Bence siz; Çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklayınız acılarınızı…
Uykusuz gecelerde mesela… |
|
268
|
|
269
|
|
|
|
.....O hep sığ sular gibi yaşadı, iki tepe arasına sığınan koylar gibi sığ, sakin, rüzgarsız. Hiçbir zaman rüzgarla dans etmedi, hiçbir zaman deli dalgalar gibi coşmayı yaşamadı, hiçbir zaman bir koydan bir başka koya taşamadı. O hiç farklı olamadı yaşamı |
|
270
|
|
|
|
Ağaçlar, yapraklarını hep taze tutardı, dökülse, yenileri yüreğinde yeniden kendini gösterirdi. Sonsuz bir akış, niyetlerinin sonucu, seni kendine döndürüp, yakınındaki sevgileri anımsatırdı... Hep ama hep olacaktı, girdap değildi, acı değildi, mutluluğun özü ve en büyüğüydü.
İşte sen! Kendine dönünce daha bir mutluluk verensin... Bu olmalı! İstenen! İçimde kök salan... Deli eden sevinç çığlıkları!
|
|
271
|
|
|
|
Sen kutsal kitapların sözünü ettigi kadın.
Sen doyumsuz tatların kaynagına sahip kadın.
Sen, dudakları ölümcül öpüşlerin mahzeni kadın. |
|
272
|
|
|
|
hasrettir telgraf , sestir gramafon , ben de sus-um gebe gecede . |
|
273
|
|
|
|
Herkesin uyuduğu geceyarısı sendromlarında, ayın soyunuşunu izleyecektik gökyüzünün bakirliğine inat / Ay gökyüzünü seviyordu, sen beni. Asildi gece, asildi gece doğumları... |
|
274
|
|
|
|
hani yaşamak dedikleri...
kanatsız bir uçuş gösterisi..
bütün hız sınırlarını aşabilmek en tepeden dibe doğru..
çakıldığın noktadan yükselen dumanı izlemek.. |
|
275
|
|
|
|
Yoksun işte! Olmayacaksın. Adımların bana yönelmedikçe sen, sen olmayacaksın. |
|
276
|
|
|
|
Sen yoktun. Gittin diye kanıyor yüreğim kıpkızıl, mavi ümitlerimin üzerine... Yüreğimin rengi şimdi kırmızısı bol mor! |
|
277
|
|
|
|
karanlıktan aydınlığa uzanan içsel yolculuktaki altın saçlı kız, masalımsı bir karakter olmamasına karşın, hayallerimde ki peri imgesi aslında. bir hayalimi daha paylaşmak istedim sadece. ve yazdım. hayallerimi yazıyorum, gerçek olmuşlar gibi geliyor. yazmayınca solup gidiveriyorlar aklımdan. unutmak iyidir ama hayaller unutulunca, karanlık kaçınılmaz oluyor. |
|
278
|
|
|
|
Yakındır;
yıldızları yakalamaya calısan salıncaklarda,
duslerimin cocuk gulusleri..
|
|
279
|
|
|
|
O kadar kolay ki küsmek, kırılmak ve üzülmek. Oysa gökyüzü, gönüllere hep açıktır. Barıştıkça sarılır yaralar ve buluşur maviliklerle çocuklar. Düşlerden öte bir hakikatin izlerini taşır uçurtmalar. Öylesine güzel salınırlar ki göklerde, sanki istikbali yansıtırlar. Artık iyileşsin acıyan yaralar, ilacı Aşk'tır bilesin. |
|
280
|
|
|
|
Ağaçlara öz suyun uzun bir sabır döneminden sonra yürüyüşü.
Kuşun merhaba deyişi bahara.
Toprağın merhaba deyişi.
Suyun,havanın merhaba deyişi.
Çiçeklerin kendilerini gösterişi,renk renk varız biz de deyişi kainata.
|
|